GAM: Yüreğin en hüzünlü melodisi. (İlkiz Kuçur)
GAMZE: Sevgiye işaret; şiire tebessüm. (Erkut Tokman)
GAR: Her tren seferinde kendi cenazesini uğurlayan uğultulu yalnızlık. (Deniz Dağdelen Düzgün)
GECE: Her şeyin göründüğü an. (Güney Özkılınç)
GECE: Kalbe kül koyan dil. (Salih Aydemir)
GEÇİCİ: Öncesiz sonrasız algı. (Alper Ağdaşan)
GENİŞLİK: Camekânlı teraslarda lüzumundan fazla cam. (Adnan Metin)
GERÇEK: Buyurgan doğru. (Hilal Karahan)
GEZEGEN: Kimi gök cisimlerinin elinden alınmış unvan. (Erkan Karakiraz)
GİYOTİN: Üstadın sözünü kesen dallama. (Eşref Karadağ)
GİZ: Saklanmaktan varlığı unutulan. (Rahmi Emeç)
GÖÇ: Herkesin eninde sonunda bir bardak şarap olup dua aralarında uygarlığa yuvarlanması. (Hatice Tarkan Doğanay)
GÖÇ: İnsanların nesillerce yaşadığı topraklardan ayrılıp başka bir toprağa aşılanması. (Halime Yıldız)
GÖÇÜK: onurun ve umudun düşmeyeceği yer. (Hilmi Haşal)
GÖKÇEKİMİ: Yerçekimine güvenip kalbini kırdığımız yarçekimi. (Sezai Sarıoğlu)
GÖKYÜZÜ: İçimize sığmayan hoşluk. (Derya Çolpan)
GÖKYÜZÜ: Işığın karanlıkla mücadelesindeki ev sahibi. (Emel Koşar)
GÖKYÜZÜ: İçinde kuşların ve çocukların yüzdüğü sonsuz ırmak. (Emre Gürkan Kanmaz)
GÖLGE: İmgesi saklı şiir. (Ahmet Günbaş)
GÖLGE: Güneşli yalnızlık. (Özge Sönmez)
GÖLGE: Bir ışık şakası. (Taner Cindoruk)
GÖLGE: Hakikatin konuştuğu usul ve güçlü dil. (Zahide Koçyiğit)
GÖNÜL: Sevginin, aşkın, iyiliğin, güzelliğin evi. (Aslıhan Tüylüoğlu)
GÖNÜL: Herkesin işi. (Hüseyin Peker)
GÖRGÜ: Herkeste olması istenen, çoğu kimsede olmayan davranış biçimi. (Muhsine Arda)
GREV: Terinden soluyan emekçi. (Emel Kayalı)
GRİ: Kişilik çıkmazı… (İsmail Cem Doğru)
GURBET: Coğrafyanın yaldızlı etiketi. (Özgür Sürek)
GURUR: Yaşamı alt üst edip, tersine çeviren duygu. (Seval Arslan)
GÜL: Bağırgan bir çiçek. (Serap Erdoğan)
GÜL: Bala’nın nefesi. (Coşkun Şimşekli)
GÜLÇİN: Hiçbir ihtimalde gülün şiirden düşmemesi. (Gülçin Sahilli)
GÜMÜŞ: Aşkın hamarat madeni. (Metin Cengiz)
GÜMÜŞ: Bulunduğu yerde kalmayı iş edinen. (Özgün Ergen)
GÜNDÜZ: Bütün çağların en kötü konseri. (Ebuzer Saray)
GÜNEBAKAN: Sarı elbiseli muhteşem koro. (Özlem Tezcan)
GÜNEÇ: Garip ısıtan. (Hidayet Karakuş)
GÜNEŞ: Melankolinin perdesini yakan ateş. (Özgür Zeybek)
GÜVEN: Kaybedildiğinde değeri anlaşılan kar tanesi. (Ayşen Sarıbaş)
GÜZ: Yaşam treninin son seferi. (Zübeyde Seven Turan)