Yazar: Derya Balcı

ANA

“…o cennet ellerin, dağ otlarının, kıyılarının, kayalarının, yıkıntılarının ve açık denizlerinin ürünüdür.” (Halikarnas Balıkçısı) Musa Cevat Şakir Kabaağaçlı’nın Ege’den Denize Bırakılmış Bir Çiçek adlı öykü kitabında, daha önce; “Ege Kıyılarından”, “Ege’nin Dibi”, “Gülen Ada”, “Merhaba Akdeniz”, “Yaşasın Deniz” adlarıyla tanıdığımız kitaplarıyla, önceki kitaplarına girmemiş öyküleri bir arada yer alır. Sürgün olarak geldiği Bodrum’u çok seven ve Bodrum’dan uzak kalamayan Cevat Şakir Kabaağaçlı, Bodrum’un Antik Çağ’daki adı olan Halikarnas ismini kendine mahlas olarak seçmiştir. Yaşamını balıkçılık, yazarlık ve turist rehberliği ile sürdüren Halikarnas Balıkçısı, eserlerinde denize, maviye olan aşkını konu edinir. Öykülerinde başlı başına bir “deniz medeniyeti” vardır. Dünya medeniyetlerinin beşiği…

Read More
ANA

Ege’nin cennet koylarından biri olan Marmaris’te başlayıp gurbette yaşanan sahte aşktan sonra güzelliklere dönen Aliş’in öyküsüdür. Yeşil gözlü diplerin heyecanı, kara kirpikli yeşil bakışta da uyanınca sevdalanmamak elde değildir Aliş için. Aliş, siftah yapmadan ikinci alışverişini yapmayan esnafların yer aldığı Marmaris’te doğup büyümüş bir dalgıçtır. Çocukluk arkadaşı Ateş Fatma, taa evcilik oynadıkları zamandan beri Aliş’e sevdalıdır ama söylemez, belli etmez kimseye. Bir gün esnaf Mehmet Ağa, Aliş’i yanına çağırır ve Aliş’in elindeki süngerlerin çok kaliteli olduğunu, İstanbul’da Fermenicilerde bulunan Hacı Stavro’ya götürüp satmasını ister. 17 yaşındaki gönlü uçtu uçacak Aliş, İstanbul’a gemiyle yola çıkar çıkmasına da Ateş Fatma’nın kendisinden istediği…

Read More
ANA

Derya BALCI İnsanlık yeryüzünde var olduğundan beri, insanın ilgilendiği her şey edebiyatın ilgi alanına girmiş ve edebi eserlerde insanın anlam arayışı, yaşamı sorgulayışı günümüze kadar süre gelmiştir. Vüs’at Orhan Bener için bu arayış 10 Mayıs 1922 yılında Samsun’da başlar. Askeri eğitimini 1947 yılında tamamlayıp zorunlu görev süresini tamamladıktan sonra istifa eder ve Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesine kaydolur. Zorlu bir üniversite öğrenciliği süreci yaşar. Mezun olduktan sonra hukuk alanında çalışmaya devam eder ve emekli olduktan sonra yazılarıyla geçimini sağlar. 31 Mayıs 2005 yılında Ankara’da bu yaşamdaki anlam arayışı son bulur. Edebiyat dünyasında öyküleriyle yer edinen Vüs’at O. Bener, öykücülüğümüzü geliştiren yazarların…

Read More
ANA

Derya BALCI “Saatin kendisi mekân, yürüyüşü zaman, ayarı insandır.” Tanpınar, romanlarında, çağdaşlaşma sürecinde bireyin toplum ile çatışmasını, geleneksel kültürle modern kültür arasında sıkışmasını, yaşadığı çatışmayı, bunun toplum hayatına yansımasını, bireyin iç dünyasındaki yansımalarını konu edinmiştir. Tanpınar estetiğinin temelini, yazarın kendi iç dünyasına dalma isteği oluşturur. Bu estetiğin oluşmasında Yahya Kemal’in düşünceleri, tarih ve edebiyat ile ilgili görüşleri etkili olmuştur. Saatleri Ayarlama Enstitüsü’nde de özellikle enstitü mekânı bu estetizmi yansıtmaktadır. Romanlarında kurguladığı mekânı ya da seçtiği mekânı kendi hayal dünyası etrafında şekillendirir. Yahya Kemal, “Kökü mazide olan atiyim.”der. Zaman; geçmiş, gelecek ve şimdiki an gibi görünse de Tanpınar’da zaman “yekpare geniş…

Read More
ANA

Yazmalı insan, yazmalı kadın! Yaşadıklarını, hayallerini, ümitlerini… Yazmalı kadın, en çok da okumalı. Okuryazar kadın var oldukça okuryazar insan da çoğalacaktır. Etrafını aydınlatacak ve dolayısıyla karanlıkları ışığıyla yok edecektir. Sanat ve edebiyat dünyasında kalemiyle, duygusuyla var olmanın mutluluğunu yaşayacaktır kadın. Olay, duygu, düşünce ve hayallerin dil aracılığıyla okuyucuda estetik zevk uyandırmak için yazılmış sözlü ve yazılı ürünlere edebiyat, yazın, literatür diyoruz. İnsanlık bu mavi gezegende var olduğundan beri edebiyatla ilgilenmiş, duygu ve düşüncelerini dile getirmiştir. İster yazılı olsun ister sözlü olsun isterse de mağara duvarlarına çizmiş olduğu şekillerle olsun; insanlar her dönemde kendini ifade etme gereği duymuştur. Yazmak, duygu ve…

Read More
ANA

Öykü; kurmaca dünyadan gerçekliğe uzanan bir kapı, köprüdür. Hayallerin kol gezdiği bir coşkunluk olsa da gerçeklik her daim çıkış noktası olmuştur öykülerin, mesellerin. Yaşadıkça yazar; yazdıkça, okudukça varlığımıza bir değer katarız. Gönlümüzden, düşünümüzden geçenleri kaleme aktarır, kağıda işleriz ince ince. Gönlümüzce… Nahifliğin, sevginin, kadir kıymet bilirliğin hâkim olduğu bir yaşam ister bütün gönüller. İlla sevgiyle dediğimiz, güzel günlerde yaşayabilmenin arzusunu taşıdığımız şu günlerde içimizi ısıtan sıcacık öykülerden oluşan bir eser Gönül İster Ki. Öğretmen ve yazar Burçin Maya Çankaya’nın üçüncü öykü kitabı geçtiğimiz günlerde yayımlandı. Dilimizi ustalıkla kullanan yazar,  duru bir anlatım ile günceli konu ediniyor öykülerinde. Yazar, içimizdeki ince…

Read More
ANA

Cengiz Aytmatov – Elveda Gülsarı Öldürdüm seni, oğlum Karaoğul Dünyada kimsesiz kaldım, oğlum Karaoğul… Çağdaş Kırgız edebiyatının usta anlatıcısı Cengiz Törökuloğlu Aytmatov’un başyapıtlarından biri olan Elveda Gülsarı adlı romanı yaşamla ölümün sınırında bir muhasebedir. Çağdaş Kırgız edebiyatı 1920 yılından sonra gelişmeye başlamış ve Ekim Devrimi’nin etkisiyle de bu dönemde toplumcu gerçekçi bir düzlemde eserler verilmiştir. Elveda Gülsarı’da bir atın yaşam döngüsüyle bir insanın ve toplumun yaşam döngüsünü eski – yeni, gelenekçi – modern düzlemde karşılaştıran, evcilleşmeyle modernleşmenin trajik sonuçlarını mükemmel biçimde konu edilir. Eserin olay örgüsüne baktığımızda sondan başa doğru ilerleyen, sonra tekrar başa dönen bir olaylar zinciri görürüz.…

Read More
ANA

Şiir, poem, en eski edebiyat türlerinden biridir. Geçmişi insanlık tarihiyle eşdeğerdir. Edebiyatın, şiirin konusu insandır; insanın edimleri, duyguları, düşünceleridir. Şiirin, ritme ve imgelere dayanan, kendine has söyleyiş güzelliği, üslubu olan, estetik kelimelerle ustaca kurgulanmış söz sanatı olduğunu söyleyebiliriz. Günümüz şiiri klasik ve gelenekçi şiirin estetiğini yıkarak kendine has estetik algısıyla gelişip varlığını sürdürmüş ve sürdürmektedir. Her şey, şiirin konusu olabilirken karmaşıklaşan dünyada bireyi, daha da karmaşık olan bir metinle baş başa bırakmak sanatçıların elinde, şairlerin kurmaca dünyasında estetik bir şahesere dönüşür. Modernitenin karşısında bireyi kucaklayan postmodern şiir, belirsizliği ve amaçsızlığı bir adım ileri taşır. Şair, şiiriyle herkese seslenir, sadece bir…

Read More
ANA

Günümüz çağdaş Bask Bölgesi – İspanya yazarlarının en önemli temsilcilerinden sayılan Bernardo Atxaga, Joseba Irazu Garmendia’nın takma adıdır. Yazar, 1951 yılında Bask- İspanya’da doğmuştur. Ekonomist, Bask dili profesörü, yayımcı ve radyocu olarak değişik görevlerde çalıştı. 1980 sonrası kendisini yazarlığa adadı. Başlıca kitapları alfabetik sırayla; Akordeoncunun Oğlu, Kendini Aslan Sanan Şola, Obabakoak, Yalnız Adam, Yalnız Kadın olarak sayılabilir. Yalnız Kadın; Obabakoak’la başlayıp Yalnız Adam’la devam eden Bask Üçlemesi’nin son kitabıdır. Kahramanımız Irene 37 yaşında hapishaneden yeni çıkmıştır. 4 yıllık bir hapishane yaşamından sonra özgürlüğün nasıl bir duygu olduğunu, dışarıda yaşamın nasıl sürdüğünü ve kendisinin bu yeni yaşam düzenine ayak uydurup uyduramayacağını sorgular.…

Read More
ANA

“ Yaşamalara sığmadı anılar, sardık öykülere sakladık sandık; oysa bizdik içinde kaybolduğumuz sandık.” İlk öykü kitabı olma özelliği taşıyan “Bir Sandık Öykü”; hayallerin, anıların ve gerçeklerin iç içe geçtiği katmanlı öykülerden oluşuyor. Yazarın kaleminden yüreklere dokunan, baba sevgisini, okumanın ve en çok da öğretmen olmanın ne demek olduğunu anlatan öyküler, bizi bize anlatıyor adeta. Kendisi de öğretmen olan yazarımız Şerife Tekmen Türk, öykülerinde özellikle kızların okuması gerektiği üzerinde durarak kadınların ve kızlarımızın toplumumuzdaki yerine ve onların birey olma yolunda karşılaştıkları zorluklara dikkat çekiyor. “Yüreğime Değen Anlarım Vardı” adlı öyküde; gözlerinin yeşili, insanın içine su gibi akan Dide’nin masal tadında yaşadığı…

Read More
ANA

Öyküler, yaşanmış ya da yaşanması mümkün olan olay veya durumları aktaran düzyazılardır. Kurmaca dünyanın yaramaz çocuğudur. Ele avuca sığmaz, zihinlerimizde oyunlar kurar; bozar, yeniden kurgular. Okumuş olduğumuz her öyküde yeni bir dünyaya merhaba deriz. Yeni insanlarla tanışır, onlarla dostluk kurar; acılarını acımız edinir, sevinçleriyle seviniriz. Bu buluşmalar öykü satırlarının elverdiği sürede gerçekleşir. Her şey bir anda olup bitiverir. Öykülerde uzun uzun nefes alınmaz. Bir solukta okuyup dostlarınızla vedalaşırsınız. Ayça Erkol’un alakarga yayınlarından çıkan Bir Kış Gecesi Misafiri adlı öykü seçkisi, bir solukta okunacak nitelikte bir eser. Öykü seçkisinde altı öykü yer almaktadır. Seçkinin odak noktasını kitaba ismini veren öykü, Bir…

Read More
ANA

Edebiyat, özellikle romanlar bizlere kendi içinde belli yapıları olan kurmaca dünyayı sunar. Kurmaca dünya gerçekliğini oluştururken gerçek dünyadan ilham alır; onu değiştirir, dönüştürür ve sil baştan tekrar yaratır. Romanı elimize aldığımızda kurmaca dünyada yaşar, roman karakterleri ile bütünleşir, hayal dünyamızda onlarla yaşarız. Acıları bizim acılarımız olur; üzülür, ağlarız. Karakterlerle bütünleşebilmenin yollarından biri onları gerçek dünyamızda var olan kişilerle ve durumlarla özdeşleştirmektir. Ana karakter yani kahraman olabilmek için romanda bazı özelliklere sahip olmak gerekir. Kahramanlar her haliyle diğer karakterlerden farklı olmalıdır. Destanlardaki, efsanelerdeki gibi olağanüstü özelliklere sahip olmasalar bile kahramanlar zeka, davranış bakımından farklı, cesaret ve irade gücüne sahip olmalıdır, idealize…

Read More
ANA

“ … İnsanoğlu uygarlık yolundaki kanlı ilerleyişine başlamadan önce, ilkelliğin karanlığına giderek daha çok batmaya mahkûmdur. …” İnsanın günlük hayatının her evresini değişim şekillendirir. İnsanoğlu yaşadıklarını, içinde bulunduğu durumları sürekli sorgulayarak değişime ayak uydurmuştur. 21. Yüzyılın ilk çeyreğinin sonlarına yaklaştığımız şu günlerde, sahip olduğumuz teknolojik gelişimin doruk noktasındayız. Yapay zeka, makine öğrenmesi, büyük verinin kullanımı derken bir salgın hastalık çağımızın hızını biraz yavaşlatıyor. Ve hayatımız, uygarlığımız büyük bir şok yaşıyor. Uygarlığımızın gelişimi başka bir yöne evrilmeye başlıyor ve insanoğlu olarak önceliklerimiz değişiveriyor. Ve bir kez daha değişmeyen tek gelişimin değişiklik ve uyum sağlamak olduğunu anladık. Belki de bilginin her şeyden…

Read More
ANA

-SOKAKTAKİ ADAM- “‑ … ve seni Babil’e götüreceğim…” Roman, bir kişi ya da bir grup insanın başından geçen olay ve durumları, onların iç dünyalarını, toplumla ilişkilerini, tüm yaşantılarını belli bir kronolojik mantıksal, duygusal ya da sanatsal ilişkiyi gözeterek hikaye eden uzun kurgusal anlatımlardır. İçinde yaşadığımız gerçeklikten esinlenen kurmaca bir dünyadır. İşte bu kurmaca dünyanın sayfaları okuyucuya yeni bir estetik zevk kazandırırken duyuş ve düşünüş evrenini de genişletir, haz deryasına, bilgi küpüne dönüştürür. Beklenti bu yöndedir, evet. Roman türünün bu beklentiyi gerçekleştirebilmesi için has roman ve yazarının da has romancı olması gerekir. Has romancılarımızdan olan, aydın çalışmalarıyla Türk edebiyat ve düşünce…

Read More
ANA

Kadın “ sevgi” dir… Kadın “ şefkat”tir… Kadın “ ana” dır… Kadın “hayat” tır… Kadın yaşamın ta kendisidir bence. Kadınların En Güzel Tarihi adlı eserde Nicole Bacharan, cinsiyetler arası değer ayrımcılığından bahseder ve erkeğin değerinin kadından yüksek olduğunu söyler. Bu görüşü çeşitli incelemeler sonuncudur tabi. Dünyanın dört bir tarafında, geçmişte ve günümüzde, erkeğin kadından üstün olduğu kabul edilmiştir. Toplumların tarihi süreçlerine baktığımızda kadınların hep erkeklerden sonra geldiğini görürüz. Örneğin; Eski Hint geleneğinde kadın, erkeğin mutlak egemenliği altında yaşamıştır. Hint kadını erkeğine kayıtsız şartsız itaat ve sadakat göstermek zorundadır. Eski Çin ve Japon geleneğinde ise kadının değeri, kocasına ve kocasının akrabasına…

Read More
ANA

Bireyin özgürlüğünü savunan ve “Var oluş, özden önce gelir. “önermesini temel alan Varoluşçuluk, 20.yy’ın ortalarından itibaren düşünce ve edebiyat dünyamıza girmiş felsefe ve sanat akımıdır. Bireyin yaşam denilen varoluş yolculuğunda aklın mı yoksa duyguların mı önemli olduğu düşüncesi temelinde şekillenir. Sadece insan var olabilir, kendini tanıyabilir, kendini sorgulayabilir; dahası düşünen birey duygularıyla beraber çevresiyle bütün oluşturabilir ve kendi varoluşunu kanıtlayabilir. İnsan, kendi değerlerini kendisi oluşturabilir. J. P. Sartre‘a göre: Varoluş özden önce gelir ve her bir kimseye bir öz kazandırmayı sağlayacak özgürlükle özdeştir; insan ne ise o değildir, ne olmuşsa odur. İnsan kendini kendi yapar, daha önce kazandığı bazı belirlenimlerin elverdiği…

Read More
ANA

Zaman bir nehir misali akıp giderken kurmaca dünyanın kollarında ya da gerçek dünyanın yollarında, yaşam devam eder acısıyla tatlısıyla. İnsanlığın bu dünyada var olduğundan beri bilincine varmaya, daha doğrusu çözmeye ve anlamlandırmaya çalıştığı kavramlardan biridir zaman. Güneş’in ve Ay’ın hareketleri zamanı sembolize eder. Zaman, uzaklık, yakınlık, geçmiş, gelecek ve sahip olduğumuz şu an’ı anlamlandıran göreceli bir kavramdır. Öykülerin vazgeçilmez sözcük ve motiflerinden biridir zaman. “ Gecenin koyu karanlığıyla şafağın alacası arasında bir kuşun, sözgelimi bir çardak kuşunun bedeninden kopan telek kadar hafifti zaman. “ Fadime Uslu’nun Can yayınları tarafından yayımlanan Ay Eskir Gün Işırken adlı öykü kitabında yaşam ve ölüm,…

Read More
ANA

Fransa’da PrixLanderneau’ya aday gösterilen ve yayınlandığı yıl İspanya’nın en iyi romanı ( Premio Mejor Libro Novel) seçilen Antoni Casas Ros’un ilk romanı Almodovar Teoremi, geçirdiği talihsiz kazayla matematik kariyerine son verip edebiyata yönelen yazarın biyografisini, aynı zamanda ruhsal yolculuğunu anlatır. Antoni Casas Ros’un, annesi İtalyan, babası Katalan’dır, kendisi eserlerini Fransızca yazmaktadır. Geçirdiği talihsiz kazayla matematik kariyerine son verip edebiyata yöneldi. Asla röportaj ve fotoğraf vermiyor. Yaşamı boyunca karşılaştığı olayların yazma eyleminin büyüleyiciliği ve yaratıcılığı yanında bir hiç olduğuna inanıyor. “Almodovar Teoremi’ni oluşturuyorum: korkunç bir şeyi güzelliğe çevirmek için ona yeterince uzun süre bakmak yeter.” Roman, kahraman bakış açısıyla, yazarın dünyasından…

Read More