IHLAMUR: Haziran sevgilinin susan kokusu. (Gülçin Sahilli)
ILGIN: Pek çok insanın çam sandığı, baharda pembe veya beyaz çiçeğe bürünen, bu yüzden arıların karıştırmadığı ağaç. (Aslıhan Tüylüoğlu)
ILGIM: Canımın ve adımın yalgımı. (Serap Erdoğan)
ILIK: Karlı dağların çolak düşleri. (Emre Gürkan kanmaz)
IRA: Bize bazen uzak bazen yakın düşen ama yakınlaşıp tanımak, anlamak istediğimiz şey. (Erkut Tokman)
IRAKLAŞMAK: Bitmiş aşkta artan mesafe. (Coşkun Şimşek)
IRMAK: Hayat haritamın ortasından akan yaşam suyum. (Özlem Tezcan)
IRMAK: Yatağında akıp denizine kavuşan su. (Seval Arslan)
ISKALAMA: Şiir okumayanların renksiz hayatı. (Muhsine Arda)
ISLIK: Rüzgârın en sevdiği şarkı. (Eşref Karadağ)
ISLIK: Tizliğiyle gönül çelen bir melodinin aşka çağırdığı dudak büzülmesi. (Erkan Karakiraz)
ISLIK: İncesesli dudaksıl orkestra. (Alper Ağdaşan)
ISSIZLIK: Harflerin dilsiz coğrafyası. (Rahmi Emeç)
IŞIK: Karanlığın çiçeği. (Dilek Değerli)
IŞIK: Aydınlığın görüntüsü. (Metin Cengiz)
ITIR: Bir kadının memesinde ki koku. (Mustafa Ergin Kılıç)
ITIR: Güle götüren koku. (Taner Cindoruk)
ITIR: Çiçeklerin özündeki sır. (Emel Koşar)