Close Menu
AksisanatAksisanat
  • ANASAYFA
  • HABERLER
    • Edebiyat Haberleri
    • Sinema Haberleri
    • Tiyatro Haberleri
    • Müzik Haberleri
    • Güzel Sanatlar Haberleri
    • Televizyon Haberleri
  • YAZI
    • Edebiyat Yazıları
    • Kitap Yazıları
    • Sinema Yazıları
    • Tiyatro Yazıları
    • Müzik Yazıları
    • Güzel Sanatlar Yazıları
    • Televizyon Yazıları
  • SÖYLEŞİ
    • Edebiyat Söyleşi
    • Sinema Söyleşi
    • Tiyatro Söyleşi
    • Müzik Söyleşi
    • Güzel Sanatlar Söyleşi
    • Televizyon Söyleşi
  • ETKİNLİK
    • Edebiyat Etkinlikleri
    • Sinema Etkinlikleri
    • Tiyatro Etkinlikleri
    • Müzik Etkinlikleri
    • Güzel Sanatlar Etkinlikleri
    • Televizyon Etkinlikleri
  • ÖDÜLLER
    • Edebiyat Ödülleri
    • Sinema Ödülleri
    • Tiyatro Ödülleri
    • Müzik Ödülleri
    • Güzel Sanatlar Ödülleri
    • Televizyon Ödülleri
  • YAYINLAR
    • Kitap
    • Dergi
  • AKSİSANAT TV
  • BİLGİ BANKASI
  • SORUŞTURMA
    • Satır Başı
    • Öykü Zamanlığı
  • DOSYA
  • EDEBİYAT
    • Edebiyat Haberleri
    • Edebiyat Söyleşi
    • Edebiyat Yazıları
    • Edebiyat Etkinlikleri
    • Edebiyat Ödülleri
  • SİNEMA
    • Sinema Haberleri
    • Sinema Söyleşi
    • Sinema Yazıları
    • Sinema Etkinlikleri
    • Sinema Önerileri
    • Sinema Ödülleri
  • TİYATRO
    • Tiyatro Haberleri
    • Tiyatro Söyleşi
    • Tiyatro Yazıları
    • Tiyatro Etkinlikleri
    • Tiyatro Önerileri
    • Tiyatro Ödülleri
  • MÜZİK
    • Müzik Haberleri
    • Müzik Söyleşi
    • Müzik Yazıları
    • Müzik Etkinlikleri
    • Müzik Ödülleri
  • GÜZEL SANATLAR
    • Güzel Sanatlar Haberleri
    • Güzel Sanatlar Söyleşi
    • Güzel Sanatlar Yazıları
    • Güzel Sanatlar Etkinlikleri
    • Güzel Sanatlar Ödülleri
  • TELEVİZYON
    • Televizyon Haberleri
    • Televizyon Söyleşi
    • Televizyon Yazıları
    • Tv Önerileri
    • Televizyon Ödülleri
    • Televizyon Etkinlikleri
  • ÖNERİLER
    • Okuma Önerileri
    • Tv Önerileri
    • Sinema Önerileri
    • Tiyatro Önerileri
    • Sergi Önerileri
  • POPÜLER KÜLTÜR
  • ÇEVİRİ
    • Şiir Küre
  • YAZARLAR
  • PERFORMANS
    • Hanım-Efendiler
    • Matris Şiir
    • Dada Günlükleri
    • Şairler Sözlüğü
  • İLETİŞİM
  • KÜNYE
Facebook X (Twitter) Instagram YouTube WhatsApp
Facebook X (Twitter) YouTube Instagram WhatsApp
AksisanatAksisanat
YAZARLAR Giriş
  • ANASAYFA
  • HABERLER
    1. Edebiyat Haberleri
    2. Sinema Haberleri
    3. Tiyatro Haberleri
    4. Müzik Haberleri
    5. Güzel Sanatlar Haberleri
    6. Televizyon Haberleri
    7. View All

    Çıngıraklı Sokak, üç yaşına doğduğu sokakta bastı…

    28 Ocak 2025

    “Sinema Endüstrisi ve Akademi” Başlıklı Çalıştay başlıyor…

    30 Kasım 2024

    ÇINGIRAKLI SOKAK, “HEYBELİADA SANATORYUMU HALKINDIR!” DEDİ

    26 Kasım 2024

    Şiir Yolculuğu Etkinliği – Ümit Yaşar Oğuzcan Durağı

    5 Kasım 2024

    Fotofilm 6. Uluslararası Kısa Film Festivali Ödülleri Sahiplerini Buldu

    19 Mayıs 2025

    Bergen En Çok İzlenen Film Oldu…

    9 Nisan 2023

    Aksisanat.com Yenileniyor!

    25 Mart 2023

    Saatleri Ayarlama Enstitüsü Tiyatro Sahnesinde

    19 Nisan 2023

    Aksisanat.com Yenileniyor!

    25 Mart 2023

    Özgür Akdemir, “Zalım Seni” adlı çalışmasını, sevenlerinin beğenisine sundu!

    8 Nisan 2024

    Aksisanat.com Yenileniyor!

    25 Mart 2023

    Aksisanat.com Yenileniyor!

    25 Mart 2023

    Aksisanat.com Yenileniyor!

    25 Mart 2023

    Fotofilm 6. Uluslararası Kısa Film Festivali Ödülleri Sahiplerini Buldu

    19 Mayıs 2025

    Çıngıraklı Sokak, üç yaşına doğduğu sokakta bastı…

    28 Ocak 2025

    “Sinema Endüstrisi ve Akademi” Başlıklı Çalıştay başlıyor…

    30 Kasım 2024

    ÇINGIRAKLI SOKAK, “HEYBELİADA SANATORYUMU HALKINDIR!” DEDİ

    26 Kasım 2024
  • YAZI
    1. Edebiyat Yazıları
    2. Kitap Yazıları
    3. Sinema Yazıları
    4. Tiyatro Yazıları
    5. Müzik Yazıları
    6. Güzel Sanatlar Yazıları
    7. Televizyon Yazıları
    8. View All

    Hüseyin Kalyan Yazdı: Şerif Fatih, Hakikat Yolunda Bir Münzevi

    7 Ağustos 2022

    Gezi – Demet Kurt Güngör: Kurdun Kirpikleri

    29 Haziran 2020

    Şiir Taşı: Toprağın Bağrındaki Nişan

    22 Haziran 2020

    Ertan Mısırlı’dan Bir “Baba” Anı

    20 Haziran 2020

    İÇİ HİKÂYELERLE DOLU KISACIK BİR KİTAP: KALPTEN GELEN ARMAĞAN ve YENİ TOHUMLAR, YENİ HAYAT

    19 Mayıs 2025

    Hüseyin Kalyan Yazdı: Şerif Fatih, Hakikat Yolunda Bir Münzevi

    7 Ağustos 2022

    Erinç Büyükaşık Kitapları Liman Yayınevi’nde…

    3 Şubat 2022

    Burası Henüz Hiçbir Yer – Ferit Sürmeli

    19 Şubat 2021

    FLEISHMEN IS IN TROUBLE

    13 Nisan 2023

    Malcolm & Marie

    20 Şubat 2021

    İlknur Atalkın Yazdı: The Queen’s Gambit

    29 Aralık 2020

    Ustalar Resmî Geçidi: Celal Tan ve Ailesinin Aşırı Acıklı Hikâyesi

    25 Aralık 2020

    Aksisanat.com Yenileniyor!

    25 Mart 2023

    Aksisanat.com Yenileniyor!

    25 Mart 2023

    Makamların Efendisi…

    17 Ocak 2022

    Aksisanat.com Yenileniyor!

    25 Mart 2023

    Aksisanat.com Yenileniyor!

    25 Mart 2023

    Hayat

    19 Mayıs 2025

    İÇİ HİKÂYELERLE DOLU KISACIK BİR KİTAP: KALPTEN GELEN ARMAĞAN ve YENİ TOHUMLAR, YENİ HAYAT

    19 Mayıs 2025

    ŞİİRİ HENÜZ VARLIK’TA YAYIMLANMAYAN ŞAİRLER MANİFESTOSU

    29 Nisan 2025

    BİR İNSANI SEVMEKLE BAŞLAYACAK HER ŞEY

    8 Mart 2025
  • SÖYLEŞİ
    1. Edebiyat Söyleşi
    2. Sinema Söyleşi
    3. Tiyatro Söyleşi
    4. Müzik Söyleşi
    5. Güzel Sanatlar Söyleşi
    6. Televizyon Söyleşi
    7. View All

    BURÇİN LAÇİN ALTAY’DAN MEHMET SAİT İMRET İLE “CAMIN CİĞERE GİTTİĞİ” ŞİİR KİTABI ÜZERİNE SÖYLEŞİ…

    29 Nisan 2025

    ÖZCAN ÖZTÜRK’TEN HAKAN KAYA SÖYLEŞİSİ

    1 Mart 2025

    GÖLGE, GÜNAH VE KEDİ VE GÜNLERLE BOZMAK ÜZERİNE ASLIHAN TÜYLÜOĞLU İLE SÖYLEŞİ

    26 Ekim 2024

    BURÇİN LAÇİN ALTAY’DAN ZERRİN SARAL SÖYLEŞİSİ

    21 Ekim 2024

    Aksisanat.com Yenileniyor!

    25 Mart 2023

    Aksisanat.com Yenileniyor!

    25 Mart 2023

    Aksisanat.com Yenileniyor!

    25 Mart 2023

    İsmet Yazıcı’dan Özcan Özcan Söyleşisi…

    1 Mayıs 2024

    Fotoğraf Sanatçısı Özlem Dikel Aksisanat’ın Sorularını Yanıtladı…

    1 Mayıs 2024

    Rabia Çelik Çadırcı Ressam Orçun Çadırcı İle Konuştu…

    31 Mart 2024

    İSMET YAZICI’DAN SETENAY ÖZBEK SÖYLEŞİSİ…

    5 Ağustos 2023

    Aksisanat.com Yenileniyor!

    25 Mart 2023

    BURÇİN LAÇİN ALTAY’DAN MEHMET SAİT İMRET İLE “CAMIN CİĞERE GİTTİĞİ” ŞİİR KİTABI ÜZERİNE SÖYLEŞİ…

    29 Nisan 2025

    ÖZCAN ÖZTÜRK’TEN HAKAN KAYA SÖYLEŞİSİ

    1 Mart 2025

    İsmet Yazıcı’dan Sunay Demircan Söyleşisi…

    18 Ocak 2025

    GÖLGE, GÜNAH VE KEDİ VE GÜNLERLE BOZMAK ÜZERİNE ASLIHAN TÜYLÜOĞLU İLE SÖYLEŞİ

    26 Ekim 2024
  • ETKİNLİK
    1. Edebiyat Etkinlikleri
    2. Sinema Etkinlikleri
    3. Tiyatro Etkinlikleri
    4. Müzik Etkinlikleri
    5. Güzel Sanatlar Etkinlikleri
    6. Televizyon Etkinlikleri
    7. View All

    Şair Çağla Göksel Çakır ve “Ah Mabel” öğrencilerle buluştu

    8 Mayıs 2024

    Şiir Yolculuğu Etkinliği – Turgut Uyar Durağı

    22 Nisan 2024

    Nilüfer Altunkaya’dan Bibliyoterapi Okumaları Atölyesi…

    17 Nisan 2024

    “ŞİİR SUARE”nin konuk şairi ve ressamı Belçika’dan

    28 Mart 2024

    Camille Geri Sayıyor

    14 Mayıs 2018

    Ara Güler’in filmi !f İstanbul’da…

    6 Şubat 2018

    Çağrılmadan Gelen, Garibaldi Sahnesinde…

    19 Ocak 2024

    Saatleri Ayarlama Enstitüsü Tiyatro Sahnesinde

    19 Nisan 2023

    Aksisanat.com Yenileniyor!

    25 Mart 2023

    Aksisanat.com Yenileniyor!

    25 Mart 2023

    Aksisanat.com Yenileniyor!

    25 Mart 2023

    Aksisanat.com Yenileniyor!

    25 Mart 2023

    Şair Çağla Göksel Çakır ve “Ah Mabel” öğrencilerle buluştu

    8 Mayıs 2024

    ‘Yaralarımızı Sarıyoruz’ Etkinliği ‘Amanos Çiçekleri’ Adıyla Kitaplaştı…

    8 Mayıs 2024

    Şiir Yolculuğu Etkinliği – Turgut Uyar Durağı

    22 Nisan 2024

    Nilüfer Altunkaya’dan Bibliyoterapi Okumaları Atölyesi…

    17 Nisan 2024
  • YAYINLAR
    1. Kitap
    2. Dergi
    3. View All

    Koray Feyiz’den Dört Yeni Kitap

    19 Mayıs 2025

    “ANNEMİN HIRKASI” RAFLARDA

    15 Mayıs 2025

    Berna Olgaç’tan yeni kitap: “Görünmez Kalem”

    3 Mayıs 2025

    Güvenme ihtiyacı mı ihanet korkusu mu daha güçlü?

    30 Kasım 2024

    Varlık’ta Bu Ay…

    29 Nisan 2025

    Edebiyatist’in Dosya Konusu “Leyla Erbil”

    8 Mart 2025

    Maraşantiya Dergisinin 15. Sayısı Okuruyla Buluştu…

    25 Şubat 2025

    Varlık’ta Bu Ay…

    28 Ocak 2025

    Burası Henüz Hiçbir Yer – Ferit Sürmeli

    19 Şubat 2021
  • AKSİSANAT TV
    1. Haberler
    2. Söyleşi
    3. Kitap
    4. Şiir
    5. Programlar
    6. Öneriler
    7. Öykü
    8. View All

    İki Taşın Arası, Duvar’da Yayında…

    6 Şubat 2024

    Aksisanat.com Yenileniyor!

    25 Mart 2023

    Aksisanat.com Yenileniyor!

    25 Mart 2023

    Aksisanat.com Yenileniyor!

    25 Mart 2023

    Anlatamıyorum…

    7 Nisan 2023

    Mavi Gözlü Dev

    7 Nisan 2023

    Aksisanat.com Yenileniyor!

    25 Mart 2023

    Aksisanat.com Yenileniyor!

    25 Mart 2023

    Saatleri Ayarlama Enstitüsü Tiyatro Sahnesinde

    19 Nisan 2023

    Aksisanat.com Yenileniyor!

    25 Mart 2023

    Murat Batmankaya’dan Okuma Önerileri…

    30 Ekim 2019

    Özgür Çırak’tan Okuma Önerileri…

    27 Ekim 2019

    Aksisanat.com Yenileniyor!

    25 Mart 2023

    ZEYTİN AKADEMİ’DEN YENİ DOSYA: LEYLA ERBİL

    19 Mayıs 2025

    EZBERBOZAN EDEBİYAT DİRENİŞÇİSİ: LEYLÂ ERBİL

    19 Mayıs 2025

    Metnin Direnişi: Leyla Erbil’in Edebiyatında Mücadele

    19 Mayıs 2025

    LEYLA ERBİL’İN ESKİ SEVGİLİSİNDE KENDİLİK SORUNSALI

    19 Mayıs 2025
  • BİLGİ BANKASI

    Gülten Doğruyol İncesu

    11 Ekim 2023

    Burçin Maya Çankaya

    25 Mayıs 2023

    BİR ZAMAN YOLCUSU: AHMET HAMDİ TANPINAR

    14 Nisan 2023

    Derya Balcı

    4 Mart 2023

    Abdülkadir Budak

    29 Ocak 2023
AksisanatAksisanat
Home»ANA»47’liler / Sevgisiz Bırakılmışlığa İnat Güzel Günlere İnanmış Bir Gençliğin Romanı…

47’liler / Sevgisiz Bırakılmışlığa İnat Güzel Günlere İnanmış Bir Gençliğin Romanı…

adminBy admin23 Nisan 20245 yorum12 Mins Read96 Views
Facebook Twitter Pinterest LinkedIn Tumblr Email
Share
Facebook Twitter LinkedIn Pinterest Email

DEMET TUĞRUL YÜCEİL

       

Ben yazıcıyım/onların/ ve arkadaşlarının/emeğin gerçek sahiplerinin, /yazıcısıyım,/ne onurdur bu. (Füruzan/ Lodoslar Kenti)

                              47’liler / Sevgisiz Bırakılmışlığa İnat

                          Güzel Günlere İnanmış Bir GENÇLİĞİN Romanı

Füruzan’ın ilk romanı 47’liler, 12 Mart Dönemi romanlarımız içinde büyük değere sahiptir. 1975’ te TDK Roman Ödülü’ne layık bulunan roman, yayımlandığı dönemde olumlu ve olumsuz, büyük eleştiriler almıştır. Örneğin edebiyat eleştirmeni Berna Moran, Türk Romanına Eleştirel Bir Bakış eserinin 12 Mart Romanı’nın Amacı ve Yapısı bölümünde   birkaç satırla değerlendirmiş; romandaki sayfalarca, tüm ayrıntılarıyla anlatılan tüyler ürpertici işkence sahnelerine ve  işkencecilerin gaddarlığına dikkat çekmiştir. (Berna Moran/Türk Romanına Eleştirel Bir Bakış 3/ s. 15)

 Bununla birlikte 47’liler, sadece bir işkence anlatısı değildir. Yazar Faruk Şüyün’un  bir nevi biyografi özelliği taşıyan, Füruzan’la yüz yüze yaptığı söyleşileri ve ona dair tüm yazılanları derlediği  -Füruzan’a dair çok kapsamlı ve bir o kadar hazine niteliğinde bir eser- Füruzan Diye Bir Öykü  kitabında, bu fikrimizi destekleyen  satırlara rastlarız.

Füruzan Diye Bir Öykü’ de,  Füruzan’ın “seçilmiş akrabalarım” dediği arkadaşı Zahide Gökberk şöyle der:

“Çok başka türlü bir yazarlığın var. Olaylarla vurguna uğramış insan durumlarını anlatıyorsun sen, olayları değil. En zor şeydir bunu anlatmak.” (1)

Böylece   47’liler romanının,  salt  12 Mart Dönemi’nin siyasi, sosyal olaylarının anlatımı olmadığı, bu olayların bozguna uğrattığı, savurduğu hatta gencecik yaşlarda hayattan kopardığı, çoğunluğu “1947 doğumlu, bir neslin romanı” olduğunu söyleyebiliriz.

47’lileri temsilen sosyoloji öğrencisi Emine’yi ve bir avuç üniversiteli arkadaşını kurgulamıştır Füruzan. Bu gençler, sadece siyasi otoriteyle (1961 anayasasının kazanımlarını ve adil, özgürlükçü, fırsat eşitliğinden yana, sınıfsal ayrımların olmadığı, antikapitalist bir siyasi görüşü savunmaktadırlar ve birtakım siyasi olaylara karışırlar, bu nedenle 12 Mart Muhtıra ortamında yargılanırlar) değil, kendi aileleriyle de çatışma halindedirler. Bundandır ki roman boyunca öfke ve hüzün arasında gidip geliriz.

Roman, başkahraman Emine Semra Kozlu’nun hatırlamaları üzerine kuruludur.

Vakit 1972 sonlarında, bir gece yarısıdır. Teşvikiye’deki evindedir Emine. Aylar önce, sevdiği Haydar ile bu evden yaka paça gözaltına alınmış, sonrasında işkencelere maruz kalmıştır. Yargılanmış, annesinin ve eniştesinin çabalarıyla serbest kalmıştır. Evine döndüğü ilk akşam anne ve babası onu ziyaret etmişler ve Ankara’daki evlerine gelmesini istemişlerdir. Emine bunu kabul etmemiş ve yalnız kalmak istemiştir. Onların gitmesiyle işkence dolu anlardan beri ilk kez kendisiyle baş başadır Emine. Ve apartmandaki diğer dairelerden gelen seslerin eşliğinde bir hatırlama sürecine girmiştir:

‘’Gürültü istemiyorum. Düşüncelerim bile süzülür gibi gelişsin. Kulak zarlarımı delen elektriğin arasız akımını anca böyle yenerim. Geçti, geçti aylar oldu geçeli. Gürültüye dayanamıyorum. Duygularım da, kıvanma da, hüzün de aynı renksizlikle gelsinler. Çocukluğumun şen çığlıklarını bile yeniden yankır diye anımsamıyorum. Yine de çıkı çıkıveriyorlar.’’ (2)

            Emine’nin çocukluğunu hatırlamasıyla biz de kendimizi karlarla kaplı Erzurum’da buluruz. Emine’nin çocukluk anılarını okurken zihnimizde bir türkü yankılanır durur:

Erzurum dağları day kar ile boran/ Aldı yüreğimi dey dert ile verem/Sizde bulunmaz mı day bir kurşun kalem/ Yazım arzuhâlım day yâre bildirem…

Hafıza derin bir kuyudur gibidir. Hatıralarımız kuyuda yankılanan sesler misali zihnimizde yankılanır durur. İç sesimiz ağır bassa da başkalarının sesleri de çınlar durur bu kuyuda… En çok da hatırlamak istemediklerimizi hatırlarken buluruz kendimizi:

Emine’nin hatıralar kuyusundan Nüveyre ve Selahattin Öğretmen, Seçil, Ertegün Üsteğmen, Kubilay, Haydar, Kurban Ağabey, Leylim Nine, Kiraz Kız, Nazik Kadın, Kadir, Meded Emmi, İclâl ve Kenan Öğretmen, Melek, Bilge, Zülkadir, Şerife, Seyhan, Cemşit’in sesleri yankılanır sayfalar boyu…

            Kimi sayfalarda Leylim Nine ile rengarenk bir Anadolu kiliminin üzerinde Marquez’in büyülü gerçekçiliğine, oradan da Yaşar Kemal’in destansı anlatımına süzülürüz adeta…

Yeri gelir Kiraz Kız ile kahroluruz, adaletsizliğe. Diş bileriz, yüzyıllardır hiç bitmeyen sınıf ayrımına. Kiraz Kız ile yatıp kalkarız biz de Erzurum soğuğunda, mutfaktaki eciş bücüş bir yer minderinin üzerinde. Onun incecik bedeniyle çalışırız. Odun taşır, buz gibi suda bulaşık yıkar, sofralar kurarı. Aklının hep resimli kitaplarda olduğunu, bilir de  öğretmen karı kocanın okuma yazma bilmeyen beslemesi olduğuna akıl erdiremeyiz.

             Emine’nin çocukluk anılarında Kiraz’a inen tokatla aklımız başımıza gelir ve hatırlarız okuduğumuz eski romanlardan öğrendiğimiz kölelerin, cariyelerin, odalıkların isim değiştirerek ‘’besleme’’adıyla uzun yıllar devam ettiğini.

            “Annesinin Kiraz’ın yanağına inen tokadı olan sesleri kırmış, dağıtmış, sobanın mutluluk, dinginlik veren çıtırtılarını bile yok etmişti.(…) Emine’nin içinde o güne değin duymadığı bir burkulma, taşma olmuş, o da ağlamaya başlamıştı.

            Annesi şaşarak:

-Ne var, niçin ağlıyorsun, diye üstelemişti. Nihayet bazı şeyleri engellemezsek bu evde sizinle bu kız nasıl barınır? Bunlar gelişmeyip oldukları gibi kalıyorlar. (…) “ (3)

            Nüveyre Hanım, konuşmasını ahlak, eğitim, köylüler sözleriyle sürdürür.

            Emine’nin romanın hemen hemen her sayfasına sinen, annesiyle yaşadığı görüş ayrılığı ve gittikçe artan anne kız yabancılaşmasının ilk kıvılcımı işte bu olayla başlamıştır:

            “Emine omzunu okşayan annesini itmişti.(…)

            -Kiraz’ı almayaydık madem öyle anne.

            Annesi çekinerek bakmıştı:

-Ben çalışan bir kadınım. Baban da öyle. Sizleri okutup yurda yararlı insanlar kılmaya çalışıyoruz. Ablanı, şimdiden üniversite havasına alışsın diye büyük şehre alışsın diye İstanbul’a yollayacağız. Sen, sonra Kubilay, hepinizin okuyup aydın birer insan olması için çabalıyoruz. Bu kadar işin içinde bana da kollayacak, yardım edecek biri gerek. Ninesi bunu yalvar yakar getirip koydu. Şimdi karnı tok, sırtı pek. (4)

            Annesinin bu davranışı ve sözleri üzerine Emine, Kiraz’ın durduğu yerle kendi bulunduğu yerin ayın olmadığını fark edecektir. Üniversitede öğrenciyken arkadaşlarıyla mücadelesini verdiği değerlerden biri olan ‘sınıf ayrımı ve sınıflar arası adaletsizliği ilk kez anlayacaktır.

            “-Ahlaksızlık önlenmelidir kızım, diyordu annesi. Hem de küçük yaşta. Kiraz’sa kollarını yanına yapıştırmış hala ağlıyordu.(…)Emine tanımadığı o duygu sarsıntısının gövdesine verdiği halsizlikle yine de annesinin kolundan tutmasına engel olarak Kiraz’a yaklaşmıştı. Sandıklarda yıllarca tutulan kumaşlara özgü o basık loşluk kokusu burnuna gelene dek yaklaşmıştı. Kiraz ürküntüyle bakıyordu ona. (…)

            -Hadi gel Kiraz. Seninle mutfağa gidelim. (…)Kiraz’a o güne değin değmemiş elleriyle onun yanağını okşamıştı.’’  (5)

            Emine, başta annesi olmak üzere oradaki birçok memurun köylülere üsten bakan tavırlarını ve küstahlıklarını zaman geçtikçe daha da iyi gözlemler.

Cumhuriyet Meydanı’ndaki yeni evlerine taşınma arifesinde annesi, çalıştığı okuldaki Hademe Kadir’i ve eşi Nazik Hanım’ı yardıma çağırır. Emine, annesinin onları günlerce çalıştırdığını gözlemler.

Özellikle Nazik Hanım’ın bitmek bilmeyen gücüne-Nazik Hanım evde ne var yoksa koca koca kazanlarda yıkayıp, kurumalarını ve katlanıp taşınmaya hazır olmalarını sağlamıştır-güler yüzüne, içten gülümsemesine, canlılığına hayran kalmıştır. Nazik Hanım da Emine’yi çok sever. Emine, günler süren işlerin bitiminde, annesinin Nazik Hanım’a ne kadar ücret  ödediğini merak eder. Annesi de “Ne uygunsa onu verdik.”diye cevap verir. Bu cevapla yetinmeyen Emine’ye “Önce paranın alım gücünü bilmen gerek. Bir de insanların ihtiyaçlarına göre para değerlerinin değiştiğini öğren. Bizim aylıklarımızı yani babanla benim aylığımı Nazik kadınla Kadir’e falan versek neredeyse bir yıl geçinirler.”(…) (6)

            Emine, yıllar sonra annesinin bu açıklamasının ancak kapitalizmin acımasızlığıyla örtüştüğünü anlayacak ve buna benzer konularda onunla ve ablası Seçil ile hep çatışacaktır.

            Emine hatırladıkça annesinin bencil,  menfaatçi,  samimiyetsiz ve ikiyüzlü tavırlara sahip, küçük burjuva olma yolunda elinden geleni yapan, her fırsatı değerlendiren, bu uğurda büyük kızı Seçil’in sevmediği, sevemediği, zengin bir avukatla evlenerek ömür boyu mutsuz ve yalnız kalmasına neden olan, oğlu Kubilay’ı da kendi gibi yetiştiren bir kadın olduğunu görürüz.

Oysaki Nüveyre ve Selahattin Öğretmen, Cumhuriyet’in ilk öğretmenlerindendir. Mesleğe ilk başladıklarında diğer meslektaşları gibi Anadolu’nun kapkara semalarına, İstanbul’dan ışık taşıyan gencecik yıldızlardır. Peki, ne olmuştur da gencecik idealist öğretmenlerden bu ikisi, özellikle de Nüveyre, idealistliklerini yitirmiş ve öğretmenliği ‘’miş gibi yaparak ‘’ samimiyetsiz bir şekilde sürdürmek zorunda kalmışlardır?

 Füruzan, bu soruya net bir cevap vermek yerine, her türlü zorluğa ve yıldırmalara karşı, idealistliğini kaybetmemiş, hümanist, adil, çalışkan, özverili İclâl ve Kenan Öğretmeni  kurgulayarak biz okuyucunun cevabı bulmasını istemiştir.

 İclâl Öğretmen Ankara’da özel hayatından kaynaklanan bir olay neticesinde -bu olay, başı Nüveyre Öğretmen’in çektiği ‘sözde ahlakçı’ diğer öğretmenlerin dedikodu malzemesi olur- sürgün geldiği Erzurum’da birçok çocuğun ve ailesinin bilinçlenmesinde büyük rol oynar. Mesela okuldan sonra da bazı köylü çocuklarını ders çalıştırır. Onlardan ikisini Ankara’daki annesinin yanına göndererek orada okumalarını sağlar.

 Kenan Öğretmen ise  -Emine’nin üniversiteden arkadaşı ve sevgilisi olan- Haydar’ın hayatındaki en büyük şansı olmuştur. Kenan Öğretmen, yokluk içinde yaşamaya zar zor tutunmaya çalışan Haydar’ı fark eder, Haydar’ın ağabeyi Kurban’ı, ‘’ne yapıp yapıp onu okutması gerektiğine’’ ikna eder.

            Nüveyre  Öğretmen’in samimiyetsizliği, ikiyüzlülüğü aslında bir bakıma küçük burjuva aydının, halkına ve asıl önemlisi de kendine yabancılaşmasıdır.

Öyle ki Nüveyre’nin büyük kızı Seçil’in on yedi yaşındayken,  Ertegin Üsteğmen ile birbirlerine âşık olduklarını öğrendiğinde tepkisi ve yaptıkları tüylerimizi diken diken eder. Kızının kendisinden büyük, evli ve iki çocuk babası bir adamla yaşayacağı ilişkinin onda yol açabileceği duygusal travmaları önemsemek yerine,  kendi adlarını küçük düşürecek bu olayın duyulmasına öfkelenmesi -bu öfkenin zavallı Seçil’e fiziksel ve psikolojik şiddet olarak döndüğünü okuruz sayfalarca- ve güzeller güzeli Seçil’in ileride çok zengin bir adamla evlenme ihtimaline bir tehdit olarak gördüğü bu olay üzerine, Seçil’i apar topar İstanbul’a anneannesine göndermesi romanda hayli trajik olarak Emine’nin gözünden anlatılmıştır. Tüm bunlar, Emine’nin çocuk vicdanında ve zihninde büyük yaralar açmıştır.

Emine’nin dudaklarından dökülüveren,‘’Ahlak için yalan söylenmesi gerekir mi? Söylenince ahlaklı mı olunur? ’’cümleleri ile biz okurların da  zihninde sayısız soru işareti takılı kalır.

            Romanda Emine’nin hatırlayışları kronolojik olarak gitmez. İşkence sahneleri, çocukluk ve gençlik anıları ve asıl hatırlayış anı, satırlarda iç içe geçer. Bu yönüyle ve roman boyunca kullanılan çoklu anlatıcı tekniğiyle 47’lilerin tipik toplucu gerçekçi romandan çok başka olduğunu ve tıpkı öykülerinde olduğu gibi Füruzan’ın modernizmi esas alan bir yazar olduğunu söyleyebiliriz. Özellikle romanın sonlarındaki şu satırlar çoklu anlatı tekniğinin en ilginç örneklerindendir. Zira buraya bazı cümlelerini alacağım bölümün orijinalinde yaklaşık on dört anlatıcı bir arada ve kimi kez peş peşe, iç içe, karışık bir halde konuşmaktadır:

            “Kimler kimler olmayacaktı ki orada. Cenaze kalabalığının önünde duranlardan ağır davranışlarla bakınan sivil iki kişiden biri ardında bekleyen resmi giyimlilere buyuracaktı:’Suçlunun gözlerini bağlayın. Dört ayak eğimine getirip yürütün. Kişiliği bölünsün.’’Soyun çabuk. Diretiyor mu? Davranın. Elektrotları sıkılayın. Voltajı yükseltin. Daha… daha… daha yükseltin. Beyni bölünsün.’Bize karşı çıkmanın ne olduğunu öğretmeliyiz. Dışkılarına sürünsün varsın.(…)’Sürüyün köpeği’.’Sizi hep bir yerlere mi sürmeliyim ben. Büyüklerimiz olarak yüzlerce yıl denenmiş sağlam mutluluk yollarını salık veririz.’’Seçil’den neyi sakındık. Eksiksiz bir hayat sundu kocası ona.Sıkıldığını belli etmedi bizlere.Etseydi hemen çaresine falan bakardık.’(…)’Emine kızım, hep sorularla yaşanmaz.’(…)’Kiraz çok üşüdüğünde bağrıma bastım,acıktığında süt damarı kurumuş mememi verdim.’(…)’Öyle güzeldi ki.(…)Beni sevmiyorsun.Oysa çaresiz anılarımda sen,Erzurum,karlar,Ertegün…

            …’Kahrolsun emperyalizm.’,’Seçil beni düşünmesin. Olmazsa karımı getirtirim sinemaya, şuraya buraya giderim onunla’,’Görmeden olmuyor, kor düşüyor insanın için’,’Konuşmadı efendim.”Hay hay deneriz.’Artık konuşsanız iyi olur.’’  (7)

            Roman boyunca Füruzan kendine has rengarenk Türkçesi ile capcanlı, sarsıcı betimlemeler, film sahnesini aratmayan diyologlar ve su katılmamış monologlar ile başta Emine olmak üzere birçok karakterin ve tiplemenin ruhsal çözümlemesini yapmıştır.

Behçet Necatigil’in Türk Edebiyatında Eserler Sözlüğü’nde 47’liler için “Sosyal                       otopsi” benzetmesini yapması bu durumun en muhteşem ifadesidir şüphesiz.

            47’lilerin her karakteri, her tiplemesi üzerine sayfalar dolusu yazılabilir.

Nüveyre Öğretmen’in annesinin cenaze evine ütülü, dantelli mendillerle gitmesi; Seçil’in ikinci intiharı sonrası, hastane odasında Emine’ye, bu olayın duyulmaması için çabalayan ve hiçbir şey olmamış gibi davranan Seçil’in kocasını övmesi; Seçil’e hiçbir zaman sunamadığı samimi, koşulsuz sevgiyi böylesi elzem bir olayda bile gösterememesi…

İşkence sonrası travma yaşayan kızı Emine’yi anne şefkati ve sevgisiyle gerçek anlamda sarıp sarmalayamaması…

 Seçil’in- Marlyn Monroe Seçil Sonar Hanımefendi’nin– içimize oturan mutsuzluğu, onca varsıllık içinde sevgiye duyduğu yoksunluğu;  Haydar’ın sevecenliği, davasına tutkunluğu;  baba Selahattin Öğretmen’in hiç dinlemeyen yalnızlığı ve bir türlü sevemediği karısına karşın her şeyiyle içten içe, sessiz sessiz, âşık olduğu İclâl Öğretmen’ e  yangınlığı; zengin ve soylu ailelerini terk edip Anadolu’nun çeşitli yerlerinden gelen köylü arkadaşlarını ve onların ailelerini, seçilmiş aileleri gören üniversiteli Bilge ve Melek’i –Emine’de böyle yapmaktadır- ve niceleri…

            Mehmet H. Doğan’ın “Füruzan Olayı “ başlık yazısıyla Türk edebiyatına tanıttığı, (8)  Memet Fuat’ın ‘’Füruzan edebiyatımızda büyük bir olaydır. Orhan Kemal’in kahramanı olan kızlardan biri yazmaya başladı.’’(9) diyerek en güzel şekilde tasvir ettiği Füruzan’ın 47’lileri;  onun  ve  68 Kuşağı’nın  çok kıymetli bir emaneti olarak bizleri, her dönemde  etkilemeye devam edecektir.

1) Füruzan Diye Bir Öykü/YKY/3./ Basım / s. 67

2) 47’liler/Füruzan/YKY/15,Basım/ s. 7

3) 47’liler/Füruzan/YKY/15,Basım/ s. 18- 19

4) 47’liler/Füruzan/YKY/15,Basım/ s. 20

5) 47’liler/Füruzan/YKY/15,Basım/ s. 20

6) 47’liler/Füruzan/YKY/15,Basım/ s. 83

7) 47’liler/Füruzan/YKY/15. Basım/s. 515-516-517

8) Füruzan Diye Bir Öykü/YKY/3./ Basım / s. 78- 79

9) Füruzan Diye Bir Öykü/YKY/3./ Basım / s. 14

Share. Facebook Twitter Pinterest LinkedIn Tumblr Email
admin
admin

Related Posts

ZEYTİN AKADEMİ’DEN YENİ DOSYA: LEYLA ERBİL

19 Mayıs 202531 Views

EZBERBOZAN EDEBİYAT DİRENİŞÇİSİ: LEYLÂ ERBİL

19 Mayıs 20257 Views

Metnin Direnişi: Leyla Erbil’in Edebiyatında Mücadele

19 Mayıs 20259 Views

5 yorum

  1. Nuray Y. Kaçmaz on 27 Nisan 2024 20:48

    Emeği geçen yazarlarımızın kalemine sağlık. Lise yıllarımın başında okuduğum ve ağırlıklı olarak işkence sahnelerinin aklımda kaldığı bu önemli romanı, bu yazılanların ışığında en kısa sürede yeniden okuyacağım.

  2. Murat Akçimen on 30 Nisan 2024 00:55

    Büyük bir emekle ve titizlikle yazılmış. Keyifle okudum. Füruzan yeteri kadar tanıtamadığımız, edebiyatımızın önemli bir kalemi. Tertemiz bir Türkçe, yaşadığı dönemin sosyolojik ve siyasal yapısını göz önüne seren yetkin bir yazar. Emeğiniz çok değerli. Ellerinize sağlık.

  3. Selin Duru Soysal on 30 Nisan 2024 22:51

    Emeğinize sağlık… çok güzel bir yazı olmuş. Zevkle okudum..

  4. Yüksel Orman on 5 Mayıs 2024 07:55

    Kalemine sağlık Demet’çim 👏👏
    Harikasın

  5. Haydar TANRIVERDİ on 22 Haziran 2024 16:33

    Demet Hanım kuvvetli kaleminiz ile bir kez daha dikkat çektiniz. Tebrik ederim. Başarılı çalışmalarınızın devamını dilerim.

Leave A Reply

Aksisanat Reklam
SOSYAL MEDYADA BİZ
  • Twitter
  • YouTube
EN ÇOK OKUNANLAR
ANA

ZEYTİN AKADEMİ’DEN YENİ DOSYA: LEYLA ERBİL

By admin19 Mayıs 2025

Zeytin Akademi Edebiyat Çalışma Grubu yeni çalışmasını tamamladı. Modern Türk edebiyatında eserleriyle bir döneme damgasını…

EZBERBOZAN EDEBİYAT DİRENİŞÇİSİ: LEYLÂ ERBİL

19 Mayıs 2025

Metnin Direnişi: Leyla Erbil’in Edebiyatında Mücadele

19 Mayıs 2025

LEYLA ERBİL’İN ESKİ SEVGİLİSİNDE KENDİLİK SORUNSALI

19 Mayıs 2025

Güncellemelere Abone Ol

Sanat, haber, söyleşi, tv ve edebiyat dünyası hakkında en son yaratıcı haberleri alın.

EN SON HABERLER

ZEYTİN AKADEMİ’DEN YENİ DOSYA: LEYLA ERBİL

19 Mayıs 2025

EZBERBOZAN EDEBİYAT DİRENİŞÇİSİ: LEYLÂ ERBİL

19 Mayıs 2025

Metnin Direnişi: Leyla Erbil’in Edebiyatında Mücadele

19 Mayıs 2025
AKSİSANAT
AKSİSANAT

Kültür, Sanat, Edebiyat, Sinema, Şiir, Müzik ve Daha Fazlası Aksisanat.com 'da...

İletişim:
Email: info@aksisanat.com
WhatsApp: +90 545 545 84 00

Son Yazılar
  • ZEYTİN AKADEMİ’DEN YENİ DOSYA: LEYLA ERBİL
  • EZBERBOZAN EDEBİYAT DİRENİŞÇİSİ: LEYLÂ ERBİL
  • Metnin Direnişi: Leyla Erbil’in Edebiyatında Mücadele
  • LEYLA ERBİL’İN ESKİ SEVGİLİSİNDE KENDİLİK SORUNSALI
  • KUŞAĞININ ÖZGÜN DİLİ: LEYLA ERBİL
  • BU LABİRENTTEN ÇIKMAK MÜMKÜN MÜ?
SON YORUMLAR
  • Derdimin Devası / Gökhan Tok için SSC GD Medical Test
  • Derdimin Devası / Gökhan Tok için alkhair islamic bank
  • EGE’NİN  DİBİ – HALİKARNAS BALIKÇISI için huay999
  • Derdimin Devası / Gökhan Tok için SSC GD Medical Test
Facebook X (Twitter) Instagram YouTube WhatsApp
  • HABERLER
  • AKSİSANAT TV
  • GÜZEL SANATLAR
  • EDEBİYAT
  • SİNEMA
  • MÜZİK
  • ÖDÜLLER
  • ÖNERİLER
  • ETKİNLİK
  • PERFORMANS
  • POPÜLER KÜLTÜR
  • DOSYA
  • ÇEVİRİ
  • SORUŞTURMA
  • SÖYLEŞİ
  • TELEVİZYON
  • TİYATRO
  • YAYINLAR
  • YAZI
  • KÜNYE
  • İLETİŞİM
© 2025 aksisanat.com. Designed by GF MEDYA

Type above and press Enter to search. Press Esc to cancel.

Sign In or Register

Welcome Back!

Login to your account below.

Robot olmadığınızı kanıtlayın


Lost password?