Burçin MAYA ÇANKAYA
-Aziz Nesin’in Memleketin Birinde Eseri Üzerine Bir İnceleme-
Kendine özgü mizah anlayışıyla Cumhuriyet döneminin en önemli yazarlarından biri olan Aziz Nesin, Sabahattin Ali ile birlikte çıkardıkları “Marko Paşa” dergisi ile mizah dünyasında unutulmaz yerini almıştır. Nesin, içinde yaşadığı toplumun gerçeklerini mizahın anlatı tekniklerinden yararlanarak eleştiren güçlü gözlem gücüyle, toplumun ve bireyin eksik ve aksak yönlerini gören ve gösteren bir yazardır.
Aziz Nesin’in “Memleketin Birinde” adıyla Adam Yayınları’ndan çıkan bu kitabı 24 öyküden oluşuyor. Kitap Tahir Alangu’nun Aziz Nesin ile yapmış olduğu bir söyleşi ile başlıyor.
Kitaptaki metinler yazarın kendisi tarafından “masallar” olarak adlandırılsa da eski halk hikâyesi geleneğine daha yakın durmaktadır. Ayrıca fabl olarak adlandırabileceğimiz “Arslan Payı, LaFontaine’in Yazamadığı Masal” örneklerinde olduğu gibi bu hikâyeler de toplumsal, siyasi, sosyal baskılara karşı durmak, kişilerarası çıkar çatışmalarını anlatmak için kullandığı bir tür olmuştur.
Aziz Nesin’in dili, amacına göre şekillenmiştir, asıl amacı toplumcu gerçekçiliğe uygun olarak oluşturduğu metinlerde gerçeği okuruna vurucu bir şekilde sunmaktır. Kullandığı deyişler, ikilemeler, mecazlar, okurunu düşündürmek, anlatılacak gerçekliğe hazırlamak, dikkati çekmek niyeti güder. Masal tür olarak hayali ülkelerde, bilinmeyen zamanlarda, olağanüstü kahramanlarla kurulan, belli bir olay örgüsüne sahip bir tür iken, Aziz Nesin bazı metinlerde yer ve zaman bilgisi vererek söze başlamayı tercih etmiştir. Eski Roma’da Yaşayan Biri adlı öykü şöyle başlar: “Anlatacağım olay, milattan önce 128 yılında geçti.” Yazar bir edebi tür olarak masalın biçim ile ilgili sınırlarının içinde kalmamıştır.
Kitabın başına eklenmiş bir söyleşide Tahir Alangu Aziz Nesin’in masal motifleri ve geleneksel anlatım tekniklerine yönelmesine sebep olarak şunları gösteriyor: İlk olarak çok yazmak zorunda oluşunun onu sürekli olarak yeni temalara götürmesi sebebiyle eski halk masallarının ve hikâyelerinin gür kaynağına yönelmesi. İkinci bir sebep olarak kendi mizah ölçüleri ile dil anlayışı kadar “toplumcu öğreti” amaçlarının da onu masal ve halk hikâyelerindeki uygun anlatıma itelemesi olarak değerlendirmiştir.
Aziz Nesin, geleneksel anlatı tekniklerini ve motiflerini yeniden işleyerek metinlerini oluşturmuştur. Söylemek istediği gerçekleri saklamadan sert bir anlatımla okura ulaştırdığını söylemek yanlış olmaz.
Giriş tekerlemesi masalların birçoğunda vardır. Kimi zaman bu giriş tekerlemesini kendi kelimeleriyle yeniden kurmuştur. Hazinedeki Paslı Teneke öyküsü şöyle başlamaktadır: “Bir yokmuş, iki yokmuş, üç yokmuş… Eski günlerde yeryüzünü bir ülkesinde hiçbir şey yokmuş.”
Bu kitapta meddah anlatısı şeklinde başlayan öyküleri de var. Örnekleyecek olursak, “Raviyan-ı ahbar ve nakılan-ı asar ve muhaddisan-ı ruzigar o guna rivayet ve bu tarz üzre hikayet ederler ki…” Giriş bölümü yazarın kendi ifadeleriyle oluşturduğu, hikâyede vereceği mesaja yönelik tekerleme ve atasözleri ile devam eder. “…Çook eski zamanlarda, yeryüzünün bilinmedik bir yerinde, suları bol, dört yanı yol, kişileri erimli, toprağı verimli, halkı erdemli, yazarları görkemli bir ülke vardı… Her koyun kendi bacağından asılır, her eşek kendi ayağından nallanır, ‘bana ne gerek, baklava börek’ deyip her kişi karnı tok, sırtı pek olunca, herkesleri de kendi gibi sanırdı.”
Aziz Nesin masalı gerçekçi bir şekilde kullanmayı tercih ettiğini ve bunu çağını anlatmak için bir araç olarak kullandığını söyler.“Kargaların Seçtiği Padişah” için “masal esinlenmesi” ifadesini kullanır. Sosyal ve politik eleştirileri masal ve mizah hikâyeleri ile halka daha kolay ulaştırabileceği düşüncesindedir. Gereksiz, uzun betimlemeler ile öyküleri uzatma yoluna gitmemiştir. Öykünün akışını engelleyen unsurlardan uzak bir anlatım dili kullanmıştır.
Aziz Nesin’in bıraktığı eserler ile edebiyatımızda hayatın izlerini mizahın diliyle metinlere ve dolayısıyla okura anlatan bir ses olarak var olacağına inanıyorum.
Kaynakça:
Aziz Nesin, Memleketin Birinde, Adam Yayınları, İstanbul.