Fatma Karagülle
Edebiyatımızda roman türünün ilk örnekleri, Tanzimat döneminden önce görülür. Bunlar hem çeviri, hem uyarlama hem de özgün özellikler taşımaktadır.
Osmanlıca harflerle Türkçeye yapılan ilk çeviri yapıt Tercüme-i Telemak’tır. Edebiyatımızda ilk çeviri roman özelliği taşıdığı için önemli olan bu yapıt, Yusuf Kâmil Paşa tarafından Fenelon’un yazdığı Les Aventures de Telemaque (Telemak’ın Maceraları) adlı kitaptan çevrilmiştir.
Fenelon’un Fransa’nın gelecekteki kralının eğitimi için yazdığı ve 1699’da yayınlandıktan sonra ünü bütün Avrupa’yı saran yapıtı Telemakhos’un Serüvenleri, Yunan mitolojisinden alınma bir öyküye dayanarak ideal devletin ve devlet adamının nasıl olacağını anlatır.
Tanzimat’la Batıya yönelen Osmanlı İmparatorluğu’nda siyasal olarak yenileşmeyle bilimsel ve edebi yenileşme birlikte ilerler. Bunun bir sonucu olarak Telemakhos’un Serüvenleri, Yusuf Kâmil Paşa tarafından 1859 yılında çevrilir ve Tercüme-i Telemak adıyla 1862 yılında yayımlanır. Yapıt, Batı edebiyatından Türkçeye ilk roman çevirisidir.
Yusuf Kâmil Paşa’nın Telemak çevirisi özet niteliğindedir. İlk kez Mecmua-i Fünûn‘da yayımlanmıştır. Çeviri dili oldukça ağırdır.
Türk edebiyatındaki ilk roman çevirisini yapan Yusuf Kâmil Paşa, Osmanlı döneminde sadrazamlık yapmış önemli bir devlet adamıdır. Küçük yaşlarda babasını yitirince amcası Gümrükçü Osman Paşa’nın yanında büyüyen Yusuf Kâmil, İstanbul’da iyi bir eğitim almıştır. 1883 yılında Mısır Valisi Mehmet Ali Paşa’nın güvenini kazanmış ve Mısır Hazine Kâtipliğine daha sonra ise Mehmet Ali Paşa’nın maiyet kâtipliğine getirilmiştir.
Yusuf Kâmil Paşa, kısa süre sonra kaymakam rütbesi ile askerliğe yükselmiş ve mirliva (tuğgeneral) olmuştur. Mehmet Ali Paşa’nın kızı Zeynep Hanım ile akrabalarının istememesine rağmen evlenmiştir. Kâmil Paşa, Mustafa Reşid Paşa’nın da desteğiyle önemli görevlere getirilmiştir. 1862’de Sadrazamlığa getirilse de altı ay sonra azledilerek Adliye Nazırlığı ve Şurayı Devlet Başkanlığı görevine alınmıştır. En son Divanı Ahkâm-ı Adliye Nazırlığı görevi yaparken hastalanmış ve 1875 senesinde görevini bırakmıştır.
Edebiyatımızda ilk çeviri roman olarak bilinen Tercüme-i Telemak’ın sahibi Yusuf Kâmil Paşa, her zaman edebiyatla iç içe olmuş, şiirler ve nesirler kaleme almıştır. Ancak siyasi ve özel yazıları ile şiirleri 1864 yılında çıkan bir yangın sırasında yanmıştır. Yetmiş yaşındayken hayatını kaybeden yazar, Zeynep Kâmil Hastanesi’nin bahçesinde yer alan türbede toprağa verilmiştir.
Yapıt Ahmet Vefik Paşa tarafından da çevrilmiştir.
“TERCÜME-İ TELEMAK”IN KONUSU:
İlk çeviri roman olma özelliğini taşıyan Telemak ya da özgün adıyla Les aventures de Télémaque, Homeros’un Odysseia Destanı yapıtındaki boşlukları doldurur özellikte bir yapıttır. Odysseus’un oğlu Telemachus’un öğretmeni ile yaptığı yolculuğu anlatan yapıtta sonradan öğretmenin aslında Bilgelik Tanrıçası Minerva (Yunan mitolojisine göre Athena) olduğu ortaya çıkmaktadır.
Telemakhos, henüz yetişkin bir adam olmamasına karşın Truva Savaşı’ndan dönmeyen babası Odysseus’u aramak için yollara düşer. Telemakhos’un çıktığı bu serüvende ona ilham ve barış tanrıçası Athena (Minerva) eşlik eder. Ancak Athena kimliğini gizler ve Mentor adlı filozofun kılığına girerek yol boyunca öğütler vererek Telemakhos’a yol gösterir. Fakat Telemakhos, uzun yıllar yaptığı yolculuklar sonucunda babasının izini bulamaz ve umudunu yitirmiş bir halde İthaka’ya döner. Odysseus ise oğlundan önce İthaka’ya dönüp dilenci kılığında kimliğini gizleyerek yaşamını sürdürür. Telemakhos’un şehre geri dönmesinden sonra çok geçmeden baba oğul kavuşur ve Telemakhos babasına yönetimi yeniden ele alabilmesi adına yardım eder.