Türk edebiyatında önemli bir anlatı birikimi ve geleneği olmakla birlikte, modern Batı romanının ilk örnekleri Tanzimat döneminde ortaya çıktı. Türk edebiyatına roman Fransızca’dan yapılan çevrilerle girdi. Batılı anlamda modern Türk romanının kurucusu ise Halit Ziya Uşaklıgil sayılır.
Uşaklıgil’in Batı tekniğine uygun olarak yazdığı Aşk-ı Memnu (Yasak Aşk) 1899-1900 yıllarında yazmış ama bu yapıtı Servet-i Fünun dergisinde yayınlanamamış, 1908 yılında Sabah gazetesinde bölüm bölüm yayımlanmıştır. Yapıt, ilk yayımlandığında oldukça ağır ağdalı ve süslü bir dille yazılmış fakat Halit Ziya bu yapıtını 1925′ te yalınlaştırarak yeniden yayımlamıştır. Yapıtın bundan sonraki baskıları da Latin harfleri ile yapılmıştır
Aşk-ı Memnu, Halid Ziya’nın en önemli Türk edebiyatının da ilk büyük romanı kabul edilmiştir.
Tanzimat romancılarının plansız, özentisiz, kurmaca yönlerinden zayıf hatalı acemice yazdıkları romanların aksine tüm bu yönlerden kusursuz romanlar yazan Halid Ziya, Türk romancılığını teknik yönlerden en üst düzeye getirmeyi başarmıştır. Buna rağmen romanların varsıl ve seçkin toplulukları anlatması, Batılı yaşam tarzı, konaklar ve köşklerde yaşayan insanların aşklarını ve iç sıkıntılarını ele alması nedeni ile Batılılara özenmekle suçlanmış salon romanları yazmakla eleştirilmiştir.
Halid Ziya, Aşk-ı Memnu’da yaşanan olayların yaklaşık üç yıllık bir sürede gerçekleştiğini açıkça belirtmez ama ilk sayfalarda on iki yaşında olduğu söylenen Nihal’in, romanın sonunda yaklaşık on beş yaşında olması romanın zaman açısından kapsamını rahatlıkla anlamamızı sağlar.
Aşk-ı Memnu’da, Halid Ziya, “iç” ve “dış” olarak iki tür yer kullanır.
Romanın ana “iç yeri” Adnan Bey’in yalısıdır. Yazar, bu evi bir “sahne” gibi kurgular– romanın başında tüm önemli karakterler (Adnan Bey, Nihal, Bihter, Behlül) burada toplanır ve öykü burada devam eder. Romandaki ilişkiler ve bu ilişkiler içindeki dengeler değiştikçe, bunlar yalıdaki değişikliklerle de gösterilir.
Anlatılan birçok olay bu yalıda geçse bile Halid Ziya zaman zaman kahramanlarını yalının dışına da çıkarır. Batı’dan gelen ürünler başta olmak üzere, alışveriş için gidilen yer Beyoğlu ve buradaki ünlü alışveriş merkezleridir. Roman boyunca “İstanbul’a gitmek” olarak adlandırılan bu eylemin de önüne geçen bir “dış yer” de mesire yerleridir. Göksu, Kâğıthane, Kalender, Bendler gibi pek çok mesire yeri, romanda adları verilerek kullanılır ve romandaki çoğu olay bu noktalarda geçer. Örneğin, Bihter’in Behlül ile bir ilişki yaşamaya karar verdiği gece, ailenin Göksu’ya gittiği bir günün gecesidir. Aynı şekilde, Behlül ile Nihal’in sonunda evlenmeye karar verdikleri yer de dönemin zenginlerinin tercih ettiği bir başka nokta, Büyükada olur.
ÂŞK-I MEMNU’NUN ÖZETİ:
Melih Bey, rahat yaşamayı ve eğlenmeyi çok seven Firdevs Hanım’la evlidir.
Firdevs Hanım, eşini umursamayan, başkalarının aşk tekliflerine cevap veren bir tiptir.
Melih Bey, karısının âşıklarına yazdığı aşk mektuplarını bulur ve bir süre sonra üzüntüsünden ölür.
Firdevs Hanım’ın Peyker ve Bihter adlı iki genç kızı vardır.
Firdevs Hanım, yaşlı olmasına karşın kızlarıyla her konuda yarışmakta genç ve güzel görünmek için her yola başvurmaktadır. Korktuğu tek şey “valide” olmaktır. Bu yüzden kızlarının evlenmesine karşı çıkar. Ne var ki Peyker, annesini dinlemez ve evlenir.
Romanda bu ailenin yolları, Adnan Bey ailesiyle kesişir. Karısı ölen Adnan Bey kızı Nihal ve oğlu Bülent ile yaşamaktadır. Varlıklı ve kibar Adnan Bey, genç yaştaki Bihter’le evlenir.
Bihter zamanla kocasının yeğeni Behlül’e âşık olur. Firdevs Hanım, kızı da olsa Bihter’i çok kıskanmaktadır. Bihter’in Behlül’le ilişkisini engellemek için Nihal ile Behlül’ü evlendirmeye çalışır. Behlül, Nihal ile nişan hazırlıklarına başlar. Bihter buna çok üzülür. Aşkını korumak için bir süre savaşır; “yasak aşk”ının ortaya çıkması üzerine de canına kıyar. Behlül kaçar, Nihal de hayalleri kırılmış olarak, eskisi gibi babasıyla yaşamaya devam eder.
HALİD ZİYA UŞAKLIGİL (1868-1945)’İN YAPITLARI:
Roman: Mai ve Siyah, Aşk-ı Memnu, Kırık Hayatlar, Sefile, Nemide, Ferdi ve Şürekâsı, Bir Ölünün Defteri, Nesl-i Ahir
Öykü: Bir Yazın Tarihi, Solgun Demet, Aşka Dair, Hepsinden Acı, Kadın Pençesi, Bir Şi’ri Hayal, İzmir Hikâyeleri, Bir Muhtıranın Son Yaprakları, Onu Beklerken
Mensur Şiir: Mensur Şiirler, Mezardan Sesler
Anı: Saray ve Ötesi, Kırk Yıl, Bir Acı Hikâye
Tiyatro: Kâbus, Fare, Firüzan
Makale-Deneme: Sanata Dair