Adı sanatçıların, edebiyatçıların yapıtlarında sık sık geçen Hatay Restaurant sanat dünyamızın önemli mekanlarından olma özelliğiyle dikkat çekiyor.
53 yıllık, tarihi bir mekan olan Hatay Restaurant’ta bugüne kadar sergiler, konserler, imza günleri ve söyleşiler gerçekleştirildi.
Hatay Restaurant’ın ortaklarından Mehmet Ali Işık da sanata ve sanatçıya olan bakışıyla tanınan bir isim… Işık, 3 yıl önce Hatay Restaurant’ın tarihini anlatan yazı ve fotoğrafların bulunduğu “Bizim Hatay” adlı bir çalışmaya imza atmıştı. “Menüde Şiir Var” adlı bir de şiir kitabı olan Işık “Cemal Süreya Hasretiyle 30 Yıl” adlı bir kitap hazırladı.
Hatay Restaurant, aynı zamanda “Hatay Defterler” ile de tanınıyor. Defterlere, mekanın müdavimleri duygu ve düşüncelerini yazıyor, isteyen resim yapıyor isteyen de fotoğraf yapıştırıyor.
Işık,
kendisine “Hatay Defterleri” fikrini veren arkadaşı Cemal Süreya’nın 30. ölüm
yıldönümü nedeniyle defterlerde yer alan yazılardan bir seçki yaptı.
“Cemal Süreya Hasretiyle 30 Yıl” adını
taşıyan kitapta, Süreya için yazılan yazıların ve el yazılarının yanı sıra
Hatay Restaurant’ta Cemal Süreya için yapılan etkinlikler, söyleşiler ile doğum
günü kutlamalarının bilgi ve afişleri yer alıyor.
Aynı zamanda Cemal Süreya Kültür Sanat Derneği’nin de kurucularından olan
Mehmet Ali Işık, dernek bünyesinde yaptıkları çalışmaları da fotoğraflarıyla
anlatıyor.
Mehmet Ali Işık yeni kitabı “Cemal Süreya Hasretiyle 30 Yıl” için Hatay
Restaurant’ta bir etkinlik gerçekleştirildi.
Nalan Çelik kitap üzerine değerlendirmede bulunurken, Mehmet Ali Işık da Kadir
İncesu’nun gerek kitap gerekse Cemal Süreya üzerine sorduğu soruları yanıtladı.
Nalan Çelik, konuşmasında Cemal Süreya’nın
Hatay, Hatay’ın da Cemal Süreya için ne ifade ettiğine dikkat çekti: “Mehmet Ali Işık’a Hatay Defterleri’ni öneren Cemal Süreya
ayrıca kendi için yazdığı ‘Hatay Günlükleri’nin 328. Gün’üne şöyle başlar; “Hatay
öldü. Dün önünden geçiyordum. Bomboştu, oyulmuş bir gözü andırıyordu.’
Hatay, neydi onun için? Neleri yitirmişti hem kendisi, hem de sanatçı arkadaşları? Günlük anlatsın; ‘Bir kahveydi aynı zamanda: çay içmek için gidebilirdin. Kıraathane: Birçok yazımı orda yazdım. Posta kutusu: Mektuplar oraya gelirdi. Emanetçi: Bavulunu on gün bırak. İşyeri: Çok kişinin adresi. Son beş yıl içinde her Cuma gittim Hatay’a. Bazen de haftada üç kez. Kendi ayinini kurmuş bir meyhane.’
Kendi ayinini kurmuş meyhane ölmez,1986’dan beri Bostancı’da yaşamını sürdürmektedir. Cemal Süreya’ya ilişkin yazılmış yazılar, el yazıları, haberler, gazete kupürleri, toplantı ve anmalardan fotoğraflar, etkinlik afişlerinin yer aldığı Cemal Süreya Hasretiyle 30 Yıl kitabı, özlemin sanata ve yaşama dokunuşu.”
Mehmet Ali Işık ise, Hatay Restaurant’ta çalışmaya başlaması, Cemal Süreya ve dostları ile tanışmasıyla değişen yaşamından ilginç kesitler anlattı.
Işık,
Cemal Süreya’nın önerisi üzerine başladıkları Hatay Defterleri geleneğinin
bugüne kadar sürdüğünü belirterek, “Her misafirimiz, arkadaşımız duygularını
döktü Hatay Defterlerine… Hepsi de çok değerli… Hatay Defterlerinde hem bizim
tarihimiz var hem de sanat tarihimiz,” dedi.
Işık, bir soru üzerine “Cemal Süreya sonrası bende bitmez… Onu her yıl olduğu
gibi anacağız, etkinlikler, söyleşiler düzenleyeceğiz,” şeklinde konuştu.
Işık, söyleşi sonrası kitabını imzaladı.