MİZAH YAZARI AHMET ZEKİ YEŞİL:
“Mizahın içinde bulduğu durum iç açıcı değil…”
Mizah yazarı Ahmet Zeki Yeşil, velilerin, mizahın içinde bulunduğu durumdan kaygı duyduğunu söyledi. Yeşil, “Kitap fuarlarında bunu görüyorum. Veliler haklı. Mizahın içinde bulduğu durum iç açıcı değil. Mizahın nereden nereye geldiğini anlamak için öncelikle mizahın doğru tanımını yapmak gerekir” dedi. Yeşil’e göre mizahın tanımı şöyle: “Mizah, insanları güldürürken düşündürme sanatıdır. Daima muhaliftir. Burada amaç düşündürmek, araç ise güldürmektir. Amaç güldürmek olsaydı, insanları güldüren her şeyi mizah kapsamında değerlendirmek gerekirdi.”
Yeşil, mizahın içinde bulunduğu durumu açıklamak amacıyla, mizah yolculuğunun başladığı 1980 yılına döndüğünü belirtti. Bilindiği gibi, 12 Eylül 1980 darbesinde büyük mağduriyetler yaşandı. Yeşil, anti-demokratik uygulamalardan mizahın payını aldığını ve bu dönemde magazinleşme olgusunun ortaya çıktığını söyleyip ekledi, “1983 yılında, Anavatan Partisi’nin iktidara gelmesiyle mizah biraz kıpırdandı. Ülkedeki sosyal sorunlar ele alınırken liderlere dayanan espriler yapılmaya başlandı. 1990’larda, siyasi göndermelerin yanında absürd konular ve cinsellikle ilgili espriler sıkça karşımıza çıktı. Giderek de cinsel içerikli mizah yaygınlaştı. 2000’li yıllarda ise, hızla ilerleyen iletişim ve teknoloji sanatın bütün dallarını olumsuz etkiledi. Sosyal konulara giren ancak politik konulardan uzak duran bir mizah anlayışı doğdu. Ne yazık ki, bu mizahın içinde argo ve küfür de yerini aldı.”
Yeşil, 2020’li yıllara girerken, mizahçıların siyasi mizah yapma konusunda zorluklar yaşadığına dikkat çekti. Yeşil şunları söyledi: “Hayatın hızlı akışı ve internetin yaygın olarak kullanılmasıyla çabuk tüketilen bir mizah anlayışı gelişti. Her şeyde olduğu gibi mizahta da kolaya kaçılıyor. Argo ve küfür, olmazsa olmazı. Okuyucu uzun metinlerden kaçıyor. Bakıp geçiyor, gülüp geçiyor. Paylaşarak ilerleyen şaka tarzı üretim söz konusu. Bir dünya görüşü yok. Suya sabuna dokunmadan, etliye sütlüye karışmadan yapılan mizah, ister istemez ezenin (güçlü olanın) tarafında yerini alıyor. Acı ama gerçek, genel olarak baktığımızda mizahın içinde bulunduğu durum bu…”
Yeşil, yine de mizahtan umudunu kesmiş değil. Yeşil bunu, “Okur, düzgün ve kaliteli ürünler sunduğunuzda ilgi gösteriyor. Bunu, katıldığım kitap fuarlarından biliyorum. Gerçek mizahçıların işi zor olabilir. Ancak mizahı tüketim malzemesi olarak gören anlayışa karşı direnmek gerekiyor” şeklindeki sözleriyle ifade etti.