“Benimle Oynar mısın?”, “Mavi Kuş”, “Eylül Akşamı” gibi nice unutulmaz şarkıların yaratıcısı Bülent Ortaçgil ile yaklaşık iki buçuk saatlik sahne performansının ardından bir söyleşi gerçekleştirdik. Müziğe kattıkları ile 50. sanat yılını doldurmak üzere olan ustanın doğa, deniz ve aşk temalı huzur veren şarkıları daha uzun yıllar dinlenilecek gibi…
Meltem Kofoğlu: Bestelerinizin içinde doğa ve deniz var. Uzun süredir de Bozburun’da yaşadığınızı biliyoruz. Bozburun deyince akla ilk siz geliyorsunuz.
Bülent Ortaçgil: Evet, altı ay Bozburun’da, diğer altı ay İstanbul’dayım.
Konserleriniz sırasında bazı şarkılarınızın başında sevgilinizden bahsediyorsunuz.
Evet eşim esin kaynağım oldu benim.Onun etkisi ile yaptığım birçok bestem var.
Günümüzde yapılan şarkıların büyük bir kısmı yaratıcılıktan uzakta ve tekerlemeye benziyor. Çoğu sabun köpüğü gibi iki gün sonra sönmekte. Ancak sizin şarkılarınızı ilk günkü gibi aynı haz ile dinliyoruz. Şarkılarınızın bu kadar kalıcı olmasını ve severek dinlenmesini neye bağlıyorsunuz?
Şimdi birçok şarkıda ya hazır olandan faydalanılıyor, ya da geride üretilen şeylerin tekrarı yapılıyor. Tabii ki eskiden Türkiye de başkaydı, o atmosferin içinde üretilen her şey de farklıydı.
Beraber çalıştığınız da birçok değerli sanatçı var: Zuhal Olcay, Birsen Tezer, Jehan Barbur, Teoman, Erkan Oğur gibi…
Evet hepsi de çok kıymetli benim için. Şu anda Erkan’la beraber çalmıyoruz ama Erkan çok değerli bir kardeşim benim. Gitar, caz, bağlama… Kırk tarakta bezi vardır Erkan’ın.
Huzur veren ve senelerdir severek dinlediğimiz şarkılarınız nasıl bir yaratım sürecinden geçti, nelerden etkilendiniz?
Neye dayandığını söyleyeyim size. Edebiyata. Her zaman çok kitap okurdum. Bütün klasikleri okudum, bütün varoluşçuları da… Sene 68’e doğru zamanın bütün edebiyat ürünlerini okumuştum.Bu benim için çok önemli bir özellik. Yazdığım sözlerde de mutlaka çok etkisi vardır. Bir de yaşadığımız dönem çok farklıydı. Müzik bakımından çok şanslıydık bir kere. Çünkü müziğin çıkışını o dönemde yaşadık biz. O havada yaşamak çok önemli bence. Siz de onun içinde yer alıyorsunuz ve o hava ile gerçekleştiriyorsunuz her şeyi.