Close Menu
AksisanatAksisanat
  • ANASAYFA
  • HABERLER
    • Edebiyat Haberleri
    • Sinema Haberleri
    • Tiyatro Haberleri
    • Müzik Haberleri
    • Güzel Sanatlar Haberleri
    • Televizyon Haberleri
  • YAZI
    • Edebiyat Yazıları
    • Kitap Yazıları
    • Sinema Yazıları
    • Tiyatro Yazıları
    • Müzik Yazıları
    • Güzel Sanatlar Yazıları
    • Televizyon Yazıları
  • SÖYLEŞİ
    • Edebiyat Söyleşi
    • Sinema Söyleşi
    • Tiyatro Söyleşi
    • Müzik Söyleşi
    • Güzel Sanatlar Söyleşi
    • Televizyon Söyleşi
  • ETKİNLİK
    • Edebiyat Etkinlikleri
    • Sinema Etkinlikleri
    • Tiyatro Etkinlikleri
    • Müzik Etkinlikleri
    • Güzel Sanatlar Etkinlikleri
    • Televizyon Etkinlikleri
  • ÖDÜLLER
    • Edebiyat Ödülleri
    • Sinema Ödülleri
    • Tiyatro Ödülleri
    • Müzik Ödülleri
    • Güzel Sanatlar Ödülleri
    • Televizyon Ödülleri
  • YAYINLAR
    • Kitap
    • Dergi
  • AKSİSANAT TV
  • BİLGİ BANKASI
  • SORUŞTURMA
    • Satır Başı
    • Öykü Zamanlığı
  • DOSYA
  • EDEBİYAT
    • Edebiyat Haberleri
    • Edebiyat Söyleşi
    • Edebiyat Yazıları
    • Edebiyat Etkinlikleri
    • Edebiyat Ödülleri
  • SİNEMA
    • Sinema Haberleri
    • Sinema Söyleşi
    • Sinema Yazıları
    • Sinema Etkinlikleri
    • Sinema Önerileri
    • Sinema Ödülleri
  • TİYATRO
    • Tiyatro Haberleri
    • Tiyatro Söyleşi
    • Tiyatro Yazıları
    • Tiyatro Etkinlikleri
    • Tiyatro Önerileri
    • Tiyatro Ödülleri
  • MÜZİK
    • Müzik Haberleri
    • Müzik Söyleşi
    • Müzik Yazıları
    • Müzik Etkinlikleri
    • Müzik Ödülleri
  • GÜZEL SANATLAR
    • Güzel Sanatlar Haberleri
    • Güzel Sanatlar Söyleşi
    • Güzel Sanatlar Yazıları
    • Güzel Sanatlar Etkinlikleri
    • Güzel Sanatlar Ödülleri
  • TELEVİZYON
    • Televizyon Haberleri
    • Televizyon Söyleşi
    • Televizyon Yazıları
    • Tv Önerileri
    • Televizyon Ödülleri
    • Televizyon Etkinlikleri
  • ÖNERİLER
    • Okuma Önerileri
    • Tv Önerileri
    • Sinema Önerileri
    • Tiyatro Önerileri
    • Sergi Önerileri
  • POPÜLER KÜLTÜR
  • ÇEVİRİ
    • Şiir Küre
  • YAZARLAR
  • PERFORMANS
    • Hanım-Efendiler
    • Matris Şiir
    • Dada Günlükleri
    • Şairler Sözlüğü
  • İLETİŞİM
  • KÜNYE
Facebook X (Twitter) Instagram YouTube WhatsApp
Facebook X (Twitter) YouTube Instagram WhatsApp
AksisanatAksisanat
YAZARLAR Giriş
  • ANASAYFA
  • HABERLER
    1. Edebiyat Haberleri
    2. Sinema Haberleri
    3. Tiyatro Haberleri
    4. Müzik Haberleri
    5. Güzel Sanatlar Haberleri
    6. Televizyon Haberleri
    7. View All

    Çıngıraklı Sokak, üç yaşına doğduğu sokakta bastı…

    28 Ocak 2025

    “Sinema Endüstrisi ve Akademi” Başlıklı Çalıştay başlıyor…

    30 Kasım 2024

    ÇINGIRAKLI SOKAK, “HEYBELİADA SANATORYUMU HALKINDIR!” DEDİ

    26 Kasım 2024

    Şiir Yolculuğu Etkinliği – Ümit Yaşar Oğuzcan Durağı

    5 Kasım 2024

    Antakya Film Festivali’nden Depremzedelere Moral: Yaz Sineması Etkinliği…

    31 Mayıs 2025

    Fotofilm 6. Uluslararası Kısa Film Festivali Ödülleri Sahiplerini Buldu

    19 Mayıs 2025

    Bergen En Çok İzlenen Film Oldu…

    9 Nisan 2023

    Aksisanat.com Yenileniyor!

    25 Mart 2023

    Saatleri Ayarlama Enstitüsü Tiyatro Sahnesinde

    19 Nisan 2023

    Aksisanat.com Yenileniyor!

    25 Mart 2023

    BURAK ERTAN “ALABORA” İLE KALPLERE DOKUNACAK

    13 Temmuz 2025

    Özgür Akdemir, “Zalım Seni” adlı çalışmasını, sevenlerinin beğenisine sundu!

    8 Nisan 2024

    Aksisanat.com Yenileniyor!

    25 Mart 2023

    Aksisanat.com Yenileniyor!

    25 Mart 2023

    Aksisanat.com Yenileniyor!

    25 Mart 2023

    “Sessiz Kalmıyoruz Dünya İçin Konuşuyoruz!”

    19 Ekim 2025

    Aylık Şiir Gazetesi Çıngıraklı Sokak Yeni Sayısıyla Okurunu Selamlıyor…

    10 Ağustos 2025

    BURAK ERTAN “ALABORA” İLE KALPLERE DOKUNACAK

    13 Temmuz 2025

    Antakya Film Festivali’nden Depremzedelere Moral: Yaz Sineması Etkinliği…

    31 Mayıs 2025
  • YAZI
    1. Edebiyat Yazıları
    2. Kitap Yazıları
    3. Sinema Yazıları
    4. Tiyatro Yazıları
    5. Müzik Yazıları
    6. Güzel Sanatlar Yazıları
    7. Televizyon Yazıları
    8. View All

    Hüseyin Kalyan Yazdı: Şerif Fatih, Hakikat Yolunda Bir Münzevi

    7 Ağustos 2022

    Gezi – Demet Kurt Güngör: Kurdun Kirpikleri

    29 Haziran 2020

    Şiir Taşı: Toprağın Bağrındaki Nişan

    22 Haziran 2020

    Ertan Mısırlı’dan Bir “Baba” Anı

    20 Haziran 2020

    İÇİ HİKÂYELERLE DOLU KISACIK BİR KİTAP: KALPTEN GELEN ARMAĞAN ve YENİ TOHUMLAR, YENİ HAYAT

    19 Mayıs 2025

    Hüseyin Kalyan Yazdı: Şerif Fatih, Hakikat Yolunda Bir Münzevi

    7 Ağustos 2022

    Erinç Büyükaşık Kitapları Liman Yayınevi’nde…

    3 Şubat 2022

    Burası Henüz Hiçbir Yer – Ferit Sürmeli

    19 Şubat 2021

    Ev Köpekleri ve Çakallar

    12 Temmuz 2025

    FLEISHMEN IS IN TROUBLE

    13 Nisan 2023

    Malcolm & Marie

    20 Şubat 2021

    İlknur Atalkın Yazdı: The Queen’s Gambit

    29 Aralık 2020

    Aksisanat.com Yenileniyor!

    25 Mart 2023

    Aksisanat.com Yenileniyor!

    25 Mart 2023

    Makamların Efendisi…

    17 Ocak 2022

    Aksisanat.com Yenileniyor!

    25 Mart 2023

    Aksisanat.com Yenileniyor!

    25 Mart 2023

    CEREN AVŞAR’IN ZİHİN İPLERİ’NE DOLANAN ŞİİRLERİ ÜZERİNE

    21 Ekim 2025

    KAYAYI DELEN İNCİR: TURGUT UYAR VE ŞİİRİ

    12 Ekim 2025

    “Yaralı Zarafet”: Kırılganlığın Poetik Haritası

    12 Ekim 2025

    Saf Şiirin İmkânsızlığı ile Büyülü Kürede Yolculuk: Brecht ve Dilek Değerli Arasında Bir Karşı-Okuma

    23 Eylül 2025
  • SÖYLEŞİ
    1. Edebiyat Söyleşi
    2. Sinema Söyleşi
    3. Tiyatro Söyleşi
    4. Müzik Söyleşi
    5. Güzel Sanatlar Söyleşi
    6. Televizyon Söyleşi
    7. View All

    Faruk Bal’dan Betül Tarıman Söyleşisi

    7 Eylül 2025

    BURÇİN LAÇİN ALTAY’DAN CEREN AVŞAR SÖYLEŞİSİ

    25 Haziran 2025

    Koray  Feyiz’den  Onur Köybaşı Söyleşisi…

    31 Mayıs 2025

    BURÇİN LAÇİN ALTAY’DAN MEHMET SAİT İMRET İLE “CAMIN CİĞERE GİTTİĞİ” ŞİİR KİTABI ÜZERİNE SÖYLEŞİ…

    29 Nisan 2025

    Aksisanat.com Yenileniyor!

    25 Mart 2023

    Aksisanat.com Yenileniyor!

    25 Mart 2023

    Aksisanat.com Yenileniyor!

    25 Mart 2023

    İsmet Yazıcı’dan Özcan Özcan Söyleşisi…

    1 Mayıs 2024

    Fotoğraf Sanatçısı Özlem Dikel Aksisanat’ın Sorularını Yanıtladı…

    1 Mayıs 2024

    Rabia Çelik Çadırcı Ressam Orçun Çadırcı İle Konuştu…

    31 Mart 2024

    İSMET YAZICI’DAN SETENAY ÖZBEK SÖYLEŞİSİ…

    5 Ağustos 2023

    Aksisanat.com Yenileniyor!

    25 Mart 2023

    Faruk Bal’dan Betül Tarıman Söyleşisi

    7 Eylül 2025

    BURÇİN LAÇİN ALTAY’DAN CEREN AVŞAR SÖYLEŞİSİ

    25 Haziran 2025

    Koray  Feyiz’den  Onur Köybaşı Söyleşisi…

    31 Mayıs 2025

    BURÇİN LAÇİN ALTAY’DAN MEHMET SAİT İMRET İLE “CAMIN CİĞERE GİTTİĞİ” ŞİİR KİTABI ÜZERİNE SÖYLEŞİ…

    29 Nisan 2025
  • ETKİNLİK
    1. Edebiyat Etkinlikleri
    2. Sinema Etkinlikleri
    3. Tiyatro Etkinlikleri
    4. Müzik Etkinlikleri
    5. Güzel Sanatlar Etkinlikleri
    6. Televizyon Etkinlikleri
    7. View All

    Şair Çağla Göksel Çakır ve “Ah Mabel” öğrencilerle buluştu

    8 Mayıs 2024

    Şiir Yolculuğu Etkinliği – Turgut Uyar Durağı

    22 Nisan 2024

    Nilüfer Altunkaya’dan Bibliyoterapi Okumaları Atölyesi…

    17 Nisan 2024

    “ŞİİR SUARE”nin konuk şairi ve ressamı Belçika’dan

    28 Mart 2024

    Camille Geri Sayıyor

    14 Mayıs 2018

    Ara Güler’in filmi !f İstanbul’da…

    6 Şubat 2018

    Çağrılmadan Gelen, Garibaldi Sahnesinde…

    19 Ocak 2024

    Saatleri Ayarlama Enstitüsü Tiyatro Sahnesinde

    19 Nisan 2023

    Aksisanat.com Yenileniyor!

    25 Mart 2023

    Aksisanat.com Yenileniyor!

    25 Mart 2023

    Aksisanat.com Yenileniyor!

    25 Mart 2023

    Aksisanat.com Yenileniyor!

    25 Mart 2023

    Temiz Yürüyüş Etkinlikleri Devam Ediyor…

    31 Ekim 2025

    Şair Çağla Göksel Çakır ve “Ah Mabel” öğrencilerle buluştu

    8 Mayıs 2024

    ‘Yaralarımızı Sarıyoruz’ Etkinliği ‘Amanos Çiçekleri’ Adıyla Kitaplaştı…

    8 Mayıs 2024

    Şiir Yolculuğu Etkinliği – Turgut Uyar Durağı

    22 Nisan 2024
  • YAYINLAR
    1. Kitap
    2. Dergi
    3. View All

    AYDAN AY’DAN YENİ KİTAP: “HARFLERİN FISILTISI”

    2 Kasım 2025

    “Boğaz’da Kara Gölgeler” Raflarda

    2 Kasım 2025

    Güneşli Bir Düş Okuruyla Buluştu…

    21 Ekim 2025

    “Uygarlık, Demokrasi, Kimlik ve Öznellik”

    13 Ekim 2025

    “ŞİİR VE BARIŞ, KARTALIN KANADINDAKİ GÜNEŞ”

    12 Ekim 2025

    Varlık’ta Bu Ay

    12 Ekim 2025

    Varlık’ta Bu Ay

    10 Ağustos 2025

    Varlık’ta Bu Ay…

    29 Nisan 2025

    Burası Henüz Hiçbir Yer – Ferit Sürmeli

    19 Şubat 2021
  • AKSİSANAT TV
    1. Haberler
    2. Söyleşi
    3. Kitap
    4. Şiir
    5. Programlar
    6. Öneriler
    7. Öykü
    8. View All

    İki Taşın Arası, Duvar’da Yayında…

    6 Şubat 2024

    Aksisanat.com Yenileniyor!

    25 Mart 2023

    Aksisanat.com Yenileniyor!

    25 Mart 2023

    Aksisanat.com Yenileniyor!

    25 Mart 2023

    Anlatamıyorum…

    7 Nisan 2023

    Mavi Gözlü Dev

    7 Nisan 2023

    Aksisanat.com Yenileniyor!

    25 Mart 2023

    Aksisanat.com Yenileniyor!

    25 Mart 2023

    Saatleri Ayarlama Enstitüsü Tiyatro Sahnesinde

    19 Nisan 2023

    Aksisanat.com Yenileniyor!

    25 Mart 2023

    Murat Batmankaya’dan Okuma Önerileri…

    30 Ekim 2019

    Özgür Çırak’tan Okuma Önerileri…

    27 Ekim 2019

    Aksisanat.com Yenileniyor!

    25 Mart 2023

    Etos 3. Geleneksel Şiir Yarışması Başlıyor…

    2 Kasım 2025

    AYDAN AY’DAN YENİ KİTAP: “HARFLERİN FISILTISI”

    2 Kasım 2025

    “Boğaz’da Kara Gölgeler” Raflarda

    2 Kasım 2025

    Temiz Yürüyüş Etkinlikleri Devam Ediyor…

    31 Ekim 2025
  • BİLGİ BANKASI

    Gülten Doğruyol İncesu

    11 Ekim 2023

    Burçin Maya Çankaya

    25 Mayıs 2023

    BİR ZAMAN YOLCUSU: AHMET HAMDİ TANPINAR

    14 Nisan 2023

    Derya Balcı

    4 Mart 2023

    Abdülkadir Budak

    29 Ocak 2023
AksisanatAksisanat
Home»ANA»YÜREKTE BUKAĞI – TOMRİS UYAR

YÜREKTE BUKAĞI – TOMRİS UYAR

adminBy admin10 Ağustos 2025Yorum yapılmamış8 Mins Read12 Views
Facebook Twitter Pinterest LinkedIn Tumblr Email
Share
Facebook Twitter LinkedIn Pinterest Email

Selda AKTAŞ

Tomris Uyar, 15 Mart 1941 yılında İstanbul’da doğdu. Babası  hukukçu ve yazar Ali Fuad Gedik, annesi hukukçu Celi Hanımdır. İlkokulu Taksim Yeni Kolej’de, ortaokulu İngiliz Kız Ortaokulu’nda okuduktan sonra Arnavutköy Amerikan Kız Koleji’nden mezun oldu. İstanbul Üniversitesi’nde Gazetecilik Enstitüsü’nü bitirdi. 1969 yılında Turgut Uyar’la evlendi, bu evlilikten bir çocuk sahibi oldu.

Tomris Uyar, 1950’li yıllarla birlikte Türk hikâyeciliğinde önemli bir yer edindi. Klasik hikâye anlayışından sıyrılarak yeni biçimsel arayışlarda bulundu ve şiirsel bir dil kullandı. Onun hikâyeciliğini iki döneme ayırabiliriz. İlk dönem hikâyelerinde şiirsellik daha baskındır. Çoğunlukla aileyi ve evliliği konu olarak seçen Tomris Uyar, hikâyelerinde kadın karakterlere ayrıca önem vermiş, kadınların dünyasına daha fazla odaklanmıştır. Ayrıntılara değer veren bir yazar olan Uyar, sürekli yeni biçim ve içerik arayışında olmuştur. Dünya edebiyatının da yakın takipçisi olmuş, bunun etkisiyle de modern bir hikâyeci olarak öncü bir yer edinmiştir. Yeni teknikler denemesinde edebiyata çeviriyle başlamasının önemi büyüktür.

Füsun Akatlı, Tomris Uyar hikâyeciliği için şunları söyler: “Birey-toplum diyalektiğinin düğümlerini, benim ‘insan cevheri’ dediğim tılsımla çözüyor. Bunu bağırmadan ‘edebiyatçılığından’, yazının can damarından hiç kopmadan yapıyor. Üç paha biçilmez şeyle: Şiirle, sevgiyle, bilinçle yazıyor.”*

Yazarın dördüncü öykü derlemesi olan Yürekte Bukağı 1979’da, toplumsal gerilimin had safhada olduğu bir zamanda ortaya çıktı ve Uyar’a 1980 Sait Faik Hikâye armağanı getirdi.

Bukağı demek, pranganın ucundaki demir halka demektir ki, ağır ceza yükümlüsünün ayağına vuruldu mu, dünyayı gerçek anlamda dar eder ona. Bukağıyı yüreğe vurdunuz mu, tüm umarlarını kesmiş, boşuna çırpınmaların ötesine geçebilmeyi, genişlemeyi yasak etmişsinizdir artık ona. Bu adın yol göstericiliğinde, bukağıya vurulanla bukağıya vuranı tanımaya, seçmeye yönelerek okunmalı belki Tomris Uyar’ın bu dördüncü öykü kitabı.*

Yazar, Yürekte Bukağı’yı iki bölüme ayırmış. Birinci bölümde sekiz, ikincisinde iki öykü var. Daha ilk öyküyle, Tomris Uyar Öyküsüne en azından biçimsel bir yeniliğin girdiğini seziyoruz.

ANLAT BANA: İç ve dış sahnelere bölünüp, onlardan bütünleşmiş bir öykü. Adı konmamış, konamayacak bir yakınlaşmanın; doğallığına ne bir şey katma, ne bir şey eksiltme yönünde dokunulmamış, ayrıntıları küçük tuşelerle vurgulanmış bir öykü bu.*

Ara sıra olur. Cigara dumanıyla dolu, boğucu kalabalık bir odada, birbirine uzak kimselerin rastgele sürüklendikleri bir odada, bir akşamüstü, her şey kalakalır; bıçak-çatal seslerinden başka bir şey duyulmaz olur. Herkes garip bir suçluluk duygusuyla ses çıkarmamaya çalışır elinden geldiğince.

Hep bildiğimiz sandığımız birçok şeyi aslında çok da bilemediğimizi anlarız. Aslında birçok şeyin bilmekten değil de yaşamaktan geçtiğini anlatan bir öyküdür bu.”Anlat Bana”. Ve basit, gündelik bir soru: “Ne anlatayım? Neyi?”

İstemeye hakkım var mı bilmem, ama seni yürekten ilgilendiren şeyleri, başkalarına anlatmaktan kaçınacağın şeyleri duymak isterdim. Anlat bana…

Sıkıyönetim döneminde yaşanan ilişkilerin dışa vurulamayan duyguların bu şartlar altında ertelen insan ilişkilerinin anlatımıdır bu öykü. İnsanın iç dünyasında yaşadığı korku zamanla hayatın parçası haline gelir ve onun sağlıklı düşünüp kararlar almasını engeller. Dışa vurulamayan sevgi korkuya yenik düşmüştür. “Şu kadarını söyleyebilirim. Seni asıl yaşlılığında görmek isterim. Durgun, uzak, temizken her şey, barışta.”

GÜNEŞLİ BİR GÜN: Çağcıl bir masal havasına büründürülmüş, gün günden yapaylaşan, yaşamasızlaşan, ölümün kol gezdiği bir kent -bir dünya- karabasanı.*

Ne zamandı, kimseler tam bilmiyor, ama toprağın üstlerine ince bir torba geçirilmişti. Göğün hemen altından serilmiş, sınırlardaki son ağaçların kalın köklerine sıkıca kıstırılmıştı. Seyrek dokulu, nerdeyse saydam bir örtüydü, dışarının görülürlüğünü kısıtlıyordu, çağdaştı, uygardı, ne var ki ona değip süzülen ışıkta, bütün renkler bulanıklaşıyor, parlaklığını yitiriyor, sonunda tekdüze bir bozlukta, tiz bir alacakaranlıkta donuyordu. İnsanların yüreklerinin daralması, boğazlarının sık sık düğümlenmesi bu yüzdendi.

Toprağa geçirilmiş bu torba öyküde bir simgeyi ifade eder. Özgürlüğü kısıtlanan bu insanlar üzerinde baskı ve korku oluşmuştur. Bütün renklerini yitirip donuklaşmışlardır. Tekdüze bir yaşam içinde onlara sunulanı yaşamaktadırlar. İnsanlar askeri bir sıkıyönetimin boyunduruğu altına girmiştir. Önlerine setler çekilmiş, susturulmuşlardır.

SÜT PAYI: Süt Payı’nda Şoför Kazım Efendi ve Şavruli’si, Sütçü Ahmet, koyup giden Ömer Ağa, otuz yaşında ‘ihtiyar’, emzikli sütçü kadın Sultan, onun çarpuk Güler’i, Duran’ı, Çarpuk<sevdam’ı ile, hani o ‘toplumsal’ denen türden bir içeriği insanla canlandırıyor, kanlandırıyor yazar.*

Öykü kalıplaşmış, değişime kapalı toplumsal değerler, insani ilişkiler, özellikle kadın üzerinden anlatılmıştır. Özgürce giyinemeyen, konuşamayan düşünemeyen kadınlar sıkıyönetim döneminde iyice sinmiştir.

Okuyanı azarlayarak bilinçlendirmeye kalkışmayan, ders vermeyen, ama sıcaklığıyla, en ince ayrıntılardan damıttığı yüzde yüz gerçekliğiyle, bir değil birçok acıyı birden duyuran bir öykü Süt Payı.*

AYŞE HAKLI: Bir adamın eski karısıyla, ya da bir kadının eski kocasıyla geçirdiği kısa süreli, ama aralarındaki boşluğu somutlaştıran, başarılamamış bir ilişkinin irdelenmesidir bu öykü.*

Duygularını birbiriyle paylaşan, anlayan, rahat çiftler değildir Ayşe ve kocası. Ayşe’nin takıntıları ve bir rutin haline getirdiği davranışları kocasına yakınlaşmasını zorlaştırır. Sesleri art arda, hızla izliyordu birbirini, arada bir boşluk bırakmamacasına, ama boşluk yine de var. Konuşmakla doldurulmayacak, elle tutulacak kadar somut yer kaplayan bir boşluk. Araba kalksa, rüzgâr içeri esse, baskısı azalır belki.

Eski kocasının taksisiyle deniz kenarına giden Ayşe evliliğinde olduğundan daha rahat dile dökmüştür söyleyeceklerini. Arabanın camından kolunu çıkardı, havayı kavramak, avucunda tutmak istedi. Uçuşan eteğini düzeltti, eski kocasının dirseğine değen elini çekerken sessizlik büsbütün koyuldu, tekrar acemileşti. Kaç zamandır nereye gitseler birlikte götürdükleri ağır, boğucu ev-içi havası yayıldı arabaya.”

“Nerede başlamıştı taşlaşma?” Öyküyü okuduğumuzda bu bilinemeyen bilinir, çok iyi anlaşılır olur bizim için.

AKAN SULARDA: Birbirine tıpatıp benzeyen bu ayrıcalıklı, zengin semtlerde oturanlar da tıpkı kendi karanlıklarında boğulup pencereden sarktıklarında, hep duran araçlarla, kalakalan insanlarla göz göze gelecekler.

-Off! dedi kadın -pencereden sarkıyordu- şu sellerin sesi sinir ediyor insanı. Yol göle döndü. Yağmur da değil ki, su. Bizimki nerede kaldı sence?

-Bilmem. Üzülme canım, daha gecikmiş sayılmaz.

Koca, gözünü resimli romandan ayırmadan ekledi:

-Hem şeker değil ki erisin.

“Bu adam başkalarının sözleriyle, başkalarının şakalarıyla geçinir gider. Baştan beri böyleydi ama artık ağır geliyor, katlanamıyorum. Yanından kaçsam, mutfağa çay doldurmaya gitsem, bu sefer öbürü çıkacak karşıma.

Karı-koca diyaloglarıyla örülü olmasına rağmen kadını merkez alan bir öyküdür. Eş ve anne rollerinden sıkılan kadın, kocasına karşı baskılayamadığı bir öfke taşır. Bunu sitemleriyle dile getirirken üstlendiği rollerden de şikâyetçidir. “Her şey benden soruluyor, hepsi. Kadın mıyım, erkek miyim şaşırdım,” derken erkekten hem ilgi hem de erkekliğini yerine getirmesini bekliyordur. Ayrıca kızının da babasına benzemesinden onun gibi olmasından rahatsızdır.

Uygarlık ne kadar ilerlese de toplumun alışkanlıkları geçerliliğini yitirmemiştir. İktidarın baskısı gibi, erkek egemenliği de kadının üzerindeki baskıyı sürdürmektedir. Tomris Uyar öykülerinde kadının kadere razı gelişi hep gözlenmektedir.

DÜŞ SATMAK: Yüzü, bir hikâye kişisine uygun düşmeyecek kadar kırışıksız, hikâyesizdi.

Ama bembeyaz bir kâğıt, doldurulmayı bekleyen bir sayfa gibi hikâyeler çağrıştırıyordu.

Çok gençti. O ışıklı küpeleri görmüştü bir defa. Daha ağaçlardan, sudan, küpelerden, çıtırtılardan bildiriler kapacağı yaştaydı. Dünyadaki her canlıyı, her nesneyi katışıksız güzellik kurallarıyla açıklayacağı yaşta.

Burnunu dükkân’ın tozlu camına dayadığında, satıcı ondan yayılan gençliğin kokusunu hemen almıştı. Çeşit çeşit kutular, boncuklar, vidalar, ucuz ve pahalı yüzükler, gerdanlıklar, bilezikler hepsi yan yana ona bakıyordu. Genç kız ona buyurun diyen satıcıya bilmediği bir çekimle yürüdü. Dükkân sessizdi. Kız artık güvenli yaşamının sınırlarını zorladığının farkındadır. Öykü,  genç kızın yaşadığı kimlik bunalımına ve yabancılaşmaya dikkat çekmiştir.

ILIK, YUMUŞAK, KAHVERENGİ ŞEYLER: Bu öykü de bir atmosfer yaratılıyor. Tomris Uyar’ın “küçük kızı’yla birlikteyiz bir kez daha. Bir geçmişin bir şimdiyi biçimlendirişi öyküce çözümleniyor. Göz, küçük kızın gözü öyküde, gözlenen yaşam biçemi Bahriye Hanım’ınki. *

Öyküde, gençliğinde özgürce salınan, omuzlara dökülen o güzel saçların kesilişi bir sonu bir sönüşü simgeliyor.

“-İnsan saçı kesildi diye ölür mü Dede?

-Bazıları ölür. Bazen ölür.”

Bahriye hanım artık yaşamının sonuna gelmiştir. Sevecen bir erkeğin karısı olma dışında varolamadı, korkularına yenildi, bir tabağın, bir kilimin güzelliğini bütünlemekten öteye gidemedi. Yiten bir servetin son ve değerli bir parçası olarak kaldı.

Dışarda sokak, günlük yaşamı sürdürüyordu. Bahriye hanım, kulağında bir ud sesiyle sağır bir uykuya dalmıştı.

DİKKAT!  KIRILACAK EŞYA: Bu öykü tek taraflı bir diyalog olarak verilmiştir. Karakterin iç monologları sayesinde kendisiyle olan vicdan hesaplaşmasını görürüz. İnsanların yaşadığı bunalımlar ve ruhsal kargaşalara açıklık getirilir. Dönemin koşulları, insanlar arasındaki iletişimsizliği ve güven duygusunu azaltmıştır. Sadece kendi iç duygularına yönelmiş ve ikili ilişkilerden kendilerini soyutlamışlardır.

“Resmi bıraktım. Tehlikeli olabilirdi. Konuşmak da tehlikelidir. İçte biriken sözcükleri boşaltmak. Hele konuşmayı bir kere unutmuşsan. Bir şey sızıyor. Bir eksiklik. Bir özlem. Günlük cinselliğime yansıyan, tutkuyugötüren bir sızı. Bir korku getiriyor yedeğinde: Ya bir gün, bunca yıl kafamda biriktirdiğim sözcükler boşalıverirse? Çene kemiklerim açılırsa? Beynime üşüşen imgeleri durduramazsam?”

UZUN ÖLÜM: Bu öyküde insanların iç dünyalarında hissettikleri ancak dile getiremedikleri duygular ve yabancılaşma anlatılmıştır. Enis Bey kırklı yaşlarında adaya sürgün edilmiş, toplumdan dışlanmış bir insanı temsil eder. Öldükten sonra arkadaşları yine onu konuşmaya devam ederler.

Ait olma duygusu önemlidir. Bir bütünün parçası olması olma ihtiyacı. İnsanların bu ihtiyacı aynı zamanda baskı oluşturur. Bir yere ait olmaya zorlar kendini.

“Deniz artık vereceği bir şey kalmamışçasına yorgun vuruyor kıyıya. Radyoda fasıl: Sensiz ey şuh… Saat beş buçuk demek. Yorgunum. Verebileceklerimden. Bir alsalardı, o yürekliliği gösterselerdi.”

Enis Bey, o gün, ceketini çıkarıp attığı, boyunbağını bir daha hiç sıkmamak üzere gevşettiği o ikindi ölmeye başladı.

YÜREKTE BUKAĞI: “Yaşam, bir çatlayıp dağılma işlemidir zaten, gel gelelim oyunun en çarpıcı bölümünü oluşturan vuruklar- dıştan gelen ya da dıştan geldiği sanılan büyük, beklenmedik vuruklar- anımsadıklarınız, özürlerinizi yüklendikleriniz, zayıf anlarınızda dostlarınıza açtıklarınız etkilerini hemen göstermezler öyle.”

Bu öykü, sıkıyönetim döneminde yaşamın her alanında yüreklere bukağı vurulmuş kişileri anlatır. Uzun Öykü ve Yürekte Bukağı iç içe geçmiş bir öyküdür. Çıkardığı romanın ilgi görmemesi ve yeterince satılmaması üzerine eserin geri dönüşüm olarak kullanılması yazar üzerinde hayal kırıklığı yaratır.

Dostum haklıydı, alınmayan bir kitabı beyaza çevirmekten, hiç yazılmamış, hiç yaşanmamış saymaktan başka ne gelirdi elden? Hem o zaman başkaları, gençler, yeniler doldurabilirlerdi sayfaları. Kimbilir belki benimkine benzeyen ya da taban tabana aykırı düşen deneyleriyle.

Yürekte Bukağı’yı salt yazarın son öykülerinin toplamı olarak değil, Tomris Uyar’ın öykücülüğünün temelini kuran iki belirgin bileşenin; nesnel, ama yorumlayıcı gözlemciliği ile yaratıcı ve şiirleştirici imgeleminin dil düzleminde gerçeklik kazanan bir bütünleşmesi olarak düşünmek gerekir.*

Kaynakça:

*Füsun Akatlı-Rüzgara Yazılıdır

*Füsun Akatlı-Tomris Uyar’ın Öykü Dünyası

*Ayşegül Nazik-Bilkent Üniversitesi

Share. Facebook Twitter Pinterest LinkedIn Tumblr Email
admin
admin

Related Posts

Etos 3. Geleneksel Şiir Yarışması Başlıyor…

2 Kasım 202533 Views

AYDAN AY’DAN YENİ KİTAP: “HARFLERİN FISILTISI”

2 Kasım 202530 Views

“Boğaz’da Kara Gölgeler” Raflarda

2 Kasım 20257 Views
Leave A Reply

Aksisanat Reklam
SOSYAL MEDYADA BİZ
  • Twitter
  • YouTube
EN ÇOK OKUNANLAR
ANA

Etos 3. Geleneksel Şiir Yarışması Başlıyor…

By admin2 Kasım 2025

Etos 3. Geleneksel Şiir Yarışması başlıyor. Bu yılın teması Yanılsama(lar) … Basın Bülteninden: Hayat, bir…

AYDAN AY’DAN YENİ KİTAP: “HARFLERİN FISILTISI”

2 Kasım 2025

“Boğaz’da Kara Gölgeler” Raflarda

2 Kasım 2025

Temiz Yürüyüş Etkinlikleri Devam Ediyor…

31 Ekim 2025

Güncellemelere Abone Ol

Sanat, haber, söyleşi, tv ve edebiyat dünyası hakkında en son yaratıcı haberleri alın.

Blog Authors
avatar for
Aydın Şimşek
Ayşe Özgür Aydoğan
Berna Olgaç
Burak Tokcan
Çağla Göksel Çakır
Derya Balcı
Engin Turgut
Esra Sağlık
Gönül Ak
Hasan Öztürk
İbrahim Ekrem Keleşoğlu
İsmail Cem Doğru
Koray Feyiz
Mahir Karayazı
Mustafa Ergin Kılıç
Neslihan Yalman
Nil Dilan Karaca
Özge Doğar
Özlem Tezcan Dertsiz
Şerif Fatih
Vildan Çetin
Zerrin Saral
EN SON HABERLER

Etos 3. Geleneksel Şiir Yarışması Başlıyor…

2 Kasım 2025

AYDAN AY’DAN YENİ KİTAP: “HARFLERİN FISILTISI”

2 Kasım 2025

“Boğaz’da Kara Gölgeler” Raflarda

2 Kasım 2025
AKSİSANAT
AKSİSANAT

Kültür, Sanat, Edebiyat, Sinema, Şiir, Müzik ve Daha Fazlası Aksisanat.com 'da...

İletişim:
Email: info@aksisanat.com
WhatsApp: +90 545 545 84 00

Son Yazılar
  • Etos 3. Geleneksel Şiir Yarışması Başlıyor…
  • AYDAN AY’DAN YENİ KİTAP: “HARFLERİN FISILTISI”
  • “Boğaz’da Kara Gölgeler” Raflarda
  • Temiz Yürüyüş Etkinlikleri Devam Ediyor…
  • CEREN AVŞAR’IN ZİHİN İPLERİ’NE DOLANAN ŞİİRLERİ ÜZERİNE
  • Güneşli Bir Düş Okuruyla Buluştu…
SON YORUMLAR
  • Ankara’nın Delileri / Ali Hikmet Eren için JB
  • 2016 Jan Michalski Edebiyat Ödülü Gospodinov’un için JasonTunda
  • Zeytin Akademi’den Yeni Dosya: Halikarnas Balıkçısı… için ScottAbith
  • Burak Tokcan’ın Son Şiir Kitabı: “Renksiz Aşklar Coğrafyası”na Yolculuk için Myles Barr
Facebook X (Twitter) Instagram YouTube WhatsApp
  • HABERLER
  • AKSİSANAT TV
  • GÜZEL SANATLAR
  • EDEBİYAT
  • SİNEMA
  • MÜZİK
  • ÖDÜLLER
  • ÖNERİLER
  • ETKİNLİK
  • PERFORMANS
  • POPÜLER KÜLTÜR
  • DOSYA
  • ÇEVİRİ
  • SORUŞTURMA
  • SÖYLEŞİ
  • TELEVİZYON
  • TİYATRO
  • YAYINLAR
  • YAZI
  • KÜNYE
  • İLETİŞİM
© 2025 aksisanat.com. Designed by GF MEDYA

Type above and press Enter to search. Press Esc to cancel.

Sign In or Register

Welcome Back!

Login to your account below.

Robot olmadığınızı kanıtlayın


Lost password?