BURÇİN MAYA ÇANKAYA
Sait Faik Abasıyanık insanlara ve doğaya beslediği büyük sevgisinin ona sağladığı büyüteçle İstanbul’u, denizi, üstünde uçan kuşları, denizlerin altını, sokak çocuklarını, işçileri gören, dile döken ve edebiyatımızda başka kimseye benzemeyen bir yazardır.
Sabri Esat Siyavuşgil bir yazısında“(O)nda yazmak, hayatında başkalarının yapamadığı, yapmaya bir türlü cesaret edemediği şeyi yapmak, dünya ile kendi arasında sürüp giden uzun bir haşir neşri evvela kendine, sonra da başkalarına açıklamak ihtiyacıdır.”[1] demiştir. Bu ifadelere baktığımızda Sait Faik’in içinden geçerken izlediği hayatın gerçeklerine, ulaşmayı hayal ettiği bambaşka bir dünyayı kendine ve diğer insanlara anlatarak katlandığını düşünebiliriz.
Mehmet Kaplan’a göre “Sait Faik, hayatın ve kâinatın sadece içini değil, içini de görür. Onun gerçekçiliği sığ bir gerçekçilik değil, efsaneyi, şiiri, duyguyu, sevgiyi ve hayali de içine alan, çirkinlik ile güzelliği, iyilik ile kötülüğü bir arada gören, insanı ve kâinatı bütünüyle kucaklayan bir gerçekçiliktir. Sait Faik’in hikâyelerini hayat gibi zengin, karmaşık ve güzel yapan, bu sevgi dolu derin, geniş, anlayışlı ve müsamahalı bakıştır.[2]
O, gözlem yeteneğinin ona verdiği farkındalıkla, gördüğü her insandan, her mekândan belki de her eşyadan bir öykü çıkarabilecek yetenekte bir ustadır. Kendi iç dünyası ile dış dünyayı sevgiyle kurgulayıp insanlara sunmuştur.
Türkiye İş Bankası Kültür Yayınlarından çıkan “Mahalle Kahvesi”[3]nin bu basımında, yirmi iki öykü bir araya getirilmiş. Ayrıca son bölümde Orhan Veli’nin “Sait Faik İçin” başlıklı yazısını da içeriyor.
Öykülerde anlatıcının dolaştığı mekânlarda kendisinin ilgisini çeken ancak toplumun varlığını çoğunlukla fark etmediği insanlarla ilgili gözlemleri, onlarla kurduğu kısa temaslar ve bunların yarattığı izlenimlerle oluşturulmuş bir anlatı dili var. Bu öykülerde kahramanlar hayatın sıradanlığı içinde yaşarlarken, yazarın açtığı bir pencereyle gözümüzün önünde canlanıyorlar ve yaşadıklarıyla, hissettikleriyle, çağrışımların onları götürdüğü hayal dünyalarıyla kalbimizde kendilerine yer buluyorlar. Kimi zaman geçmişin güzel zamanlarında kimi zaman başka türlü bir hayatın imgelemelerinde onlara eşlik ettiğimiz duygusuna kapılmamak elde değil.
Kimi zaman bir hallaç, uyuz hastalığından mustarip bir çocuk, sessiz bir genç kız, zeytin ağacı altında bir küçük oğlan ve aynada belki da karşılaşmak istemediği bir başka “ben”… Hayatını değiştirecek büyük bir haberi öğrenmenin eşiğinde bir adam, bir yerde içtiğimiz taptaze domates suyunun domateslerini yetiştiren Kör Mustafa, oltasına takıldığı adamın ciğerini bilen Sinağrit Baba… Onun gerçeklerine eşlik eden kahramanlar, hayal dünyasının renkleri ile donanıp kalemin ucundan satırlara dökülüyor.
Sait Faik Abasıyanık, insanların yoksulluğunun derinden hissedildiği metinlerinde onların yaşamlarındaki zorluklarla, tarifi zor acılarla, verilen onca emeğin karşılığını alamamalarıyla ilgilenir. Ezilen bireylerin dünyasına ışık tutar, görülmesi ve saygı duyulmasını arzuladığı yönleriyle onları hikâyelerinde yaşatır.
Yazdığı öykülerde “Anlatıcı “Ben” bizzat kendisi midir yoksa anlatıcı mıdır?” sorusu öykülerini eleştirenlerce farklı şekillerde cevaplanmıştır. Kanımca öyküleri okurken anlattığı gerçekçi ve keskin bakışın seçtiği şiirsel ayrıntılar dikkati “Kim?” sorusundan çok “Nasıl?”a götürüyor.
Sait faik hakkında yazan kimi eleştirmenler onun zaman içinde gerçeküstü öğelere doğru bir yönelişi olduğundan söz etmişlerdir. “Ayna” öyküsü buna örnek olarak verilebilir. Bu öykünün anlatımındaki başkalık dikkat çekicidir. Yazarın anlatım gücü okurun kafasındaki soru işaretlerini arttırır, verdiği cevaplar başka soruları doğurur.
Özgünlüğü, doğallığı, dünyaya bakışı ve eleştirisi yanında umutla çiçeklenmiş hayal dünyasıyla Sait Faik Abasıyanık, unutulmazlar arasında, daima yeri olacak bir yıldızdır.
Kaynakça
Sait Faik ABASIYANIK, Mahalle Kahvesi, Türkiye İş Bankası Yay., İstanbul, 2021.
Sabri Esat SİYAVUŞGİL, Sait Faik’i Anlamak”, Sait Faik’in Bütün Eserleri ’ne “Önsöz”, Varlık, İstanbul, 1965.
Mehmet KAPLAN, Hikâye Tahlilleri, Dergâh Yayınları, 10. Basım, İstanbul, 2004.
[1]SİYAVUŞGİL, Sabri Esat.”Sait Faik’i Anlamak”, Sait Faik’in Bütün Eserleri ’ne “Önsöz”, İstanbul,1965, Varlık
[2]KAPLAN, Mehmet. “HikâyeTahlilleri”, Dergâh Yayınları,10. Basım, İstanbul,2004
[3]ABASIYANIK, Sait Faik. “Mahalle Kahvesi” Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları,18.Basım, İstanbul,2021
1 Yorum
This is such a valuable post! Your practical advice and engaging writing style make it a standout. I appreciate how you’ve taken the time to provide solutions that are both realistic and effective. Thank you for your hard work and dedication to helping your readers succeed. Your blog is a true reflection of your passion and expertise, and I’m looking forward to exploring more of your content. Keep up the phenomenal work!