Doğrudan doğruya çocuklara seslenen, kendine özgü edebiyatın niteliği onların duygu ve düşüncelerine, hayal dünyalarına uygun düşen eserlerin kaleme alınması, çocuklar üzerine değil de çocuklar için yazılmasının önemini günden güne arttırmıştır. Çocuk yazını alanına giren eserlerin hem nitelik hem de nicelik yönünden gelişme gösterdiği, dünyada olduğu kadar ülkemizde de özellikle son yirmi, yirmi beş yılda iyi bir ivme kazandığı aşikârdır.
Çocuk kitaplarıyla, dergilerle, çocuk piyesleriyle varlığını sürdüren bu alan, büyüme çağı çocuklarının ruhsal ihtiyaçlarını gidermeye yöneliktir. Hayatla ilgili tüm gerçeklerin büyük gözlem gücüyle ele alındığı eserlerde çocuklar okumaktan zevk almayı, yaşamın zorlukları karşısında güçlü durabilmenin yollarını öğrenmeyi, okudukları, dinledikleri sözlü ve yazılı iletilerle deneyim kazanıp ruhlarını aydınlatabilmeyi, edebiyatın rehberliğinde kendi dillerini geliştirmeyi öğrenir.
Hayatın her döneminde yeni arayışlara, anlayışlara istek duyan insanoğlu için kitaplar şüphesiz en büyük zenginliktir. Bu zenginliklerin, çocuklarımıza en güzel şekilde sunulması ise onların ilgi ve ihtiyaç alanlarını bilmekten geçer. Oyun ve eğlence dünyasından, kitapların dünyasına genişleyen olanaklar yaratabilmek için eserlerin diline, konusuna, anlatımına, eğitsel değerlerine, baskı teknik ve kalitesine kadar ince bir titizlikle ele alınması gerekliliğini düşündüğümüzde güzel bir Türkçeyle sunulan, çocuğun beklediği heyecana cevap veren, seviyesine uygun bir çekicilikle oluşturulan çağcıl nitelikte yazılmış ürünler hiç kuşkusuz hak ettiği değeri de görecektir. Bu da öncelikle yazınsal olarak kendisini gerçekleştirebilen, geliştirebilen bu özverili, ışıklı yolda yürüyen, çocuklara yazmayı dert edinen, yazmayı hayatının merkezine oturtmuş yazarların varlığıyla mümkündür. O nedenle ülkemiz yöneticileri, öncelikle kendi değerlerini, kültürünü yansıtırken evrenseli de yakalayan eserleriyle çocuklarımıza ulaşmasına, hayatlarına dokunmasına vesile olacak sanatçısına ihtiyacı olduğunu bilmeli ve gerekli değeri verirken onları daha iyi yazabilmeleri yönünde desteklemelidir. İlerinin yetişkin okurunu belirme adına yapılan her adım çocuk edebiyatına da duyulan gereksinimi arttırarak gelişimine de katkıda bulunacaktır. Ticari bir faaliyet olduğunu yadsıyamayacağımız, özellikle bu zor dönemlerde ayakta durma mücadelesi veren, ekip çalışmasının en önemli kolu olan yayıncılarımızın desteklenmesi önemlidir. Böylelikle yayınevleri de işin kolayına kaçmadan, ticari riskini de bir anlamda göze alarak dünya klâsiği olmuş çağdaş ürünleri düşünmeden basarken kendi ülkesinin yazarlarına daha çok sahip çıkma imkânı bulacaktır… Ve okurları kendi sanatçısının yazdığı yetkin eserleriyle buluşturmanın mutluluğunu yaşayacaktır. Çünkü çocuk edebiyatının öncelikli sorunlarından biri de yazarın (ne kadar iyi yazarsa yazsın) eserini okurla buluşturabilme sıkıntısıdır. Sorumluluğunu bilen işinin, hakkını veren yazar ve yayıncının devlet ve toplum tarafından desteklenmesi bu açıdan önem arz eder. Üniversitelerin çocuk edebiyatı alanındaki boşluğu son dönemlerde büyük bir ilgiyle doldurması gerek akademik seminerlerin, gerek çocuk ve gençlik edebiyatı sempozyumlarının yapılması da çocuk yazını için güzel bir gelişmedir. Çağdaş çizgide edebiyatın ilkelerini benimsemiş, çocuk gerçekliğinde birleşen akademisyenlerin, eğitim bilimcilerin yetişmesi çok önemlidir. Çünkü ne kadar bu konuda bilinçli öğretmenler yetişirse o kadar çocuklarımız kaliteli kitaplarla buluşmuş olur. Öğretmenlerimizin, anne ve babaların beğeni ölçülerinin yüksek olması, okuma kültürüne yapılacak en büyük katkıdır. Özellikle eğitimcilerimiz hep bilinen yayınların yıllarca okuttukları kitapların yanında yeni çıkan kitapların da takipçisi olmalı; yeni yazarların dünyasıyla öğrencilerini buluşturmayı göz ardı etmemelidir. Ebeveynlerin bu konuda desteği değerlidir. Estetik haz duygusunu geliştirmiş insanlar, kitabın fiyatıyla ilgilenmez. Örnek model olarak çocuklarına da kitabın satın almaya değer olduğunun altını çizer. Edebiyatın eğitici rolünü ders kitaplarına yükleyip her daim çocuklarımızın düşünme, sorgulama ve çözüm bulma odaklı becerilerini geliştirmeye yönelik yüksek edebiyat yapıtlarını hayata geçirmek durumundayız. Çocuklarımızın edebiyat hakkını da gözeterek, birey olduklarını unutmadan, titizlenmeyi seçerek çok büyük ve önemli bir yapının yükselmesine editöründen, çevirmenine, illüstratöründen, eleştirmenine, yayıncısından, yazarına, Milli Eğitim Bakanlığı’ndan, eğitimcisine, ebeveyninden, matbaasından, dağıtımcısına, kütüphanelere kadar anadilimizin temeline katkıda bulunmak, bu sorumlulukta hepimize görevler düştüğünü bilmek ve elimizden gelenin en iyisini yapmak durumundayız. Unutmayalım ki dünyadaki bütün çocuklar bize emanet bizse onların yarınlarına…