Close Menu
AksisanatAksisanat
  • ANASAYFA
  • HABERLER
    • Edebiyat Haberleri
    • Sinema Haberleri
    • Tiyatro Haberleri
    • Müzik Haberleri
    • Güzel Sanatlar Haberleri
    • Televizyon Haberleri
  • YAZI
    • Edebiyat Yazıları
    • Kitap Yazıları
    • Sinema Yazıları
    • Tiyatro Yazıları
    • Müzik Yazıları
    • Güzel Sanatlar Yazıları
    • Televizyon Yazıları
  • SÖYLEŞİ
    • Edebiyat Söyleşi
    • Sinema Söyleşi
    • Tiyatro Söyleşi
    • Müzik Söyleşi
    • Güzel Sanatlar Söyleşi
    • Televizyon Söyleşi
  • ETKİNLİK
    • Edebiyat Etkinlikleri
    • Sinema Etkinlikleri
    • Tiyatro Etkinlikleri
    • Müzik Etkinlikleri
    • Güzel Sanatlar Etkinlikleri
    • Televizyon Etkinlikleri
  • ÖDÜLLER
    • Edebiyat Ödülleri
    • Sinema Ödülleri
    • Tiyatro Ödülleri
    • Müzik Ödülleri
    • Güzel Sanatlar Ödülleri
    • Televizyon Ödülleri
  • YAYINLAR
    • Kitap
    • Dergi
  • AKSİSANAT TV
  • BİLGİ BANKASI
  • SORUŞTURMA
    • Satır Başı
    • Öykü Zamanlığı
  • DOSYA
  • EDEBİYAT
    • Edebiyat Haberleri
    • Edebiyat Söyleşi
    • Edebiyat Yazıları
    • Edebiyat Etkinlikleri
    • Edebiyat Ödülleri
  • SİNEMA
    • Sinema Haberleri
    • Sinema Söyleşi
    • Sinema Yazıları
    • Sinema Etkinlikleri
    • Sinema Önerileri
    • Sinema Ödülleri
  • TİYATRO
    • Tiyatro Haberleri
    • Tiyatro Söyleşi
    • Tiyatro Yazıları
    • Tiyatro Etkinlikleri
    • Tiyatro Önerileri
    • Tiyatro Ödülleri
  • MÜZİK
    • Müzik Haberleri
    • Müzik Söyleşi
    • Müzik Yazıları
    • Müzik Etkinlikleri
    • Müzik Ödülleri
  • GÜZEL SANATLAR
    • Güzel Sanatlar Haberleri
    • Güzel Sanatlar Söyleşi
    • Güzel Sanatlar Yazıları
    • Güzel Sanatlar Etkinlikleri
    • Güzel Sanatlar Ödülleri
  • TELEVİZYON
    • Televizyon Haberleri
    • Televizyon Söyleşi
    • Televizyon Yazıları
    • Tv Önerileri
    • Televizyon Ödülleri
    • Televizyon Etkinlikleri
  • ÖNERİLER
    • Okuma Önerileri
    • Tv Önerileri
    • Sinema Önerileri
    • Tiyatro Önerileri
    • Sergi Önerileri
  • POPÜLER KÜLTÜR
  • ÇEVİRİ
    • Şiir Küre
  • YAZARLAR
  • PERFORMANS
    • Hanım-Efendiler
    • Matris Şiir
    • Dada Günlükleri
    • Şairler Sözlüğü
  • İLETİŞİM
  • KÜNYE
Facebook X (Twitter) Instagram YouTube WhatsApp
Facebook X (Twitter) YouTube Instagram WhatsApp
AksisanatAksisanat
YAZARLAR Giriş
  • ANASAYFA
  • HABERLER
    1. Edebiyat Haberleri
    2. Sinema Haberleri
    3. Tiyatro Haberleri
    4. Müzik Haberleri
    5. Güzel Sanatlar Haberleri
    6. Televizyon Haberleri
    7. View All

    Çıngıraklı Sokak, üç yaşına doğduğu sokakta bastı…

    28 Ocak 2025

    “Sinema Endüstrisi ve Akademi” Başlıklı Çalıştay başlıyor…

    30 Kasım 2024

    ÇINGIRAKLI SOKAK, “HEYBELİADA SANATORYUMU HALKINDIR!” DEDİ

    26 Kasım 2024

    Şiir Yolculuğu Etkinliği – Ümit Yaşar Oğuzcan Durağı

    5 Kasım 2024

    Antakya Film Festivali’nden Depremzedelere Moral: Yaz Sineması Etkinliği…

    31 Mayıs 2025

    Fotofilm 6. Uluslararası Kısa Film Festivali Ödülleri Sahiplerini Buldu

    19 Mayıs 2025

    Bergen En Çok İzlenen Film Oldu…

    9 Nisan 2023

    Aksisanat.com Yenileniyor!

    25 Mart 2023

    Saatleri Ayarlama Enstitüsü Tiyatro Sahnesinde

    19 Nisan 2023

    Aksisanat.com Yenileniyor!

    25 Mart 2023

    BURAK ERTAN “ALABORA” İLE KALPLERE DOKUNACAK

    13 Temmuz 2025

    Özgür Akdemir, “Zalım Seni” adlı çalışmasını, sevenlerinin beğenisine sundu!

    8 Nisan 2024

    Aksisanat.com Yenileniyor!

    25 Mart 2023

    Aksisanat.com Yenileniyor!

    25 Mart 2023

    Aksisanat.com Yenileniyor!

    25 Mart 2023

    “Sessiz Kalmıyoruz Dünya İçin Konuşuyoruz!”

    19 Ekim 2025

    Aylık Şiir Gazetesi Çıngıraklı Sokak Yeni Sayısıyla Okurunu Selamlıyor…

    10 Ağustos 2025

    BURAK ERTAN “ALABORA” İLE KALPLERE DOKUNACAK

    13 Temmuz 2025

    Antakya Film Festivali’nden Depremzedelere Moral: Yaz Sineması Etkinliği…

    31 Mayıs 2025
  • YAZI
    1. Edebiyat Yazıları
    2. Kitap Yazıları
    3. Sinema Yazıları
    4. Tiyatro Yazıları
    5. Müzik Yazıları
    6. Güzel Sanatlar Yazıları
    7. Televizyon Yazıları
    8. View All

    Hüseyin Kalyan Yazdı: Şerif Fatih, Hakikat Yolunda Bir Münzevi

    7 Ağustos 2022

    Gezi – Demet Kurt Güngör: Kurdun Kirpikleri

    29 Haziran 2020

    Şiir Taşı: Toprağın Bağrındaki Nişan

    22 Haziran 2020

    Ertan Mısırlı’dan Bir “Baba” Anı

    20 Haziran 2020

    İÇİ HİKÂYELERLE DOLU KISACIK BİR KİTAP: KALPTEN GELEN ARMAĞAN ve YENİ TOHUMLAR, YENİ HAYAT

    19 Mayıs 2025

    Hüseyin Kalyan Yazdı: Şerif Fatih, Hakikat Yolunda Bir Münzevi

    7 Ağustos 2022

    Erinç Büyükaşık Kitapları Liman Yayınevi’nde…

    3 Şubat 2022

    Burası Henüz Hiçbir Yer – Ferit Sürmeli

    19 Şubat 2021

    Ev Köpekleri ve Çakallar

    12 Temmuz 2025

    FLEISHMEN IS IN TROUBLE

    13 Nisan 2023

    Malcolm & Marie

    20 Şubat 2021

    İlknur Atalkın Yazdı: The Queen’s Gambit

    29 Aralık 2020

    Aksisanat.com Yenileniyor!

    25 Mart 2023

    Aksisanat.com Yenileniyor!

    25 Mart 2023

    Makamların Efendisi…

    17 Ocak 2022

    Aksisanat.com Yenileniyor!

    25 Mart 2023

    Aksisanat.com Yenileniyor!

    25 Mart 2023

    CEREN AVŞAR’IN ZİHİN İPLERİ’NE DOLANAN ŞİİRLERİ ÜZERİNE

    21 Ekim 2025

    KAYAYI DELEN İNCİR: TURGUT UYAR VE ŞİİRİ

    12 Ekim 2025

    “Yaralı Zarafet”: Kırılganlığın Poetik Haritası

    12 Ekim 2025

    Saf Şiirin İmkânsızlığı ile Büyülü Kürede Yolculuk: Brecht ve Dilek Değerli Arasında Bir Karşı-Okuma

    23 Eylül 2025
  • SÖYLEŞİ
    1. Edebiyat Söyleşi
    2. Sinema Söyleşi
    3. Tiyatro Söyleşi
    4. Müzik Söyleşi
    5. Güzel Sanatlar Söyleşi
    6. Televizyon Söyleşi
    7. View All

    Faruk Bal’dan Betül Tarıman Söyleşisi

    7 Eylül 2025

    BURÇİN LAÇİN ALTAY’DAN CEREN AVŞAR SÖYLEŞİSİ

    25 Haziran 2025

    Koray  Feyiz’den  Onur Köybaşı Söyleşisi…

    31 Mayıs 2025

    BURÇİN LAÇİN ALTAY’DAN MEHMET SAİT İMRET İLE “CAMIN CİĞERE GİTTİĞİ” ŞİİR KİTABI ÜZERİNE SÖYLEŞİ…

    29 Nisan 2025

    Aksisanat.com Yenileniyor!

    25 Mart 2023

    Aksisanat.com Yenileniyor!

    25 Mart 2023

    Aksisanat.com Yenileniyor!

    25 Mart 2023

    İsmet Yazıcı’dan Özcan Özcan Söyleşisi…

    1 Mayıs 2024

    Fotoğraf Sanatçısı Özlem Dikel Aksisanat’ın Sorularını Yanıtladı…

    1 Mayıs 2024

    Rabia Çelik Çadırcı Ressam Orçun Çadırcı İle Konuştu…

    31 Mart 2024

    İSMET YAZICI’DAN SETENAY ÖZBEK SÖYLEŞİSİ…

    5 Ağustos 2023

    Aksisanat.com Yenileniyor!

    25 Mart 2023

    Faruk Bal’dan Betül Tarıman Söyleşisi

    7 Eylül 2025

    BURÇİN LAÇİN ALTAY’DAN CEREN AVŞAR SÖYLEŞİSİ

    25 Haziran 2025

    Koray  Feyiz’den  Onur Köybaşı Söyleşisi…

    31 Mayıs 2025

    BURÇİN LAÇİN ALTAY’DAN MEHMET SAİT İMRET İLE “CAMIN CİĞERE GİTTİĞİ” ŞİİR KİTABI ÜZERİNE SÖYLEŞİ…

    29 Nisan 2025
  • ETKİNLİK
    1. Edebiyat Etkinlikleri
    2. Sinema Etkinlikleri
    3. Tiyatro Etkinlikleri
    4. Müzik Etkinlikleri
    5. Güzel Sanatlar Etkinlikleri
    6. Televizyon Etkinlikleri
    7. View All

    Şair Çağla Göksel Çakır ve “Ah Mabel” öğrencilerle buluştu

    8 Mayıs 2024

    Şiir Yolculuğu Etkinliği – Turgut Uyar Durağı

    22 Nisan 2024

    Nilüfer Altunkaya’dan Bibliyoterapi Okumaları Atölyesi…

    17 Nisan 2024

    “ŞİİR SUARE”nin konuk şairi ve ressamı Belçika’dan

    28 Mart 2024

    Camille Geri Sayıyor

    14 Mayıs 2018

    Ara Güler’in filmi !f İstanbul’da…

    6 Şubat 2018

    Çağrılmadan Gelen, Garibaldi Sahnesinde…

    19 Ocak 2024

    Saatleri Ayarlama Enstitüsü Tiyatro Sahnesinde

    19 Nisan 2023

    Aksisanat.com Yenileniyor!

    25 Mart 2023

    Aksisanat.com Yenileniyor!

    25 Mart 2023

    Aksisanat.com Yenileniyor!

    25 Mart 2023

    Aksisanat.com Yenileniyor!

    25 Mart 2023

    Temiz Yürüyüş Etkinlikleri Devam Ediyor…

    31 Ekim 2025

    Şair Çağla Göksel Çakır ve “Ah Mabel” öğrencilerle buluştu

    8 Mayıs 2024

    ‘Yaralarımızı Sarıyoruz’ Etkinliği ‘Amanos Çiçekleri’ Adıyla Kitaplaştı…

    8 Mayıs 2024

    Şiir Yolculuğu Etkinliği – Turgut Uyar Durağı

    22 Nisan 2024
  • YAYINLAR
    1. Kitap
    2. Dergi
    3. View All

    AYDAN AY’DAN YENİ KİTAP: “HARFLERİN FISILTISI”

    2 Kasım 2025

    “Boğaz’da Kara Gölgeler” Raflarda

    2 Kasım 2025

    Güneşli Bir Düş Okuruyla Buluştu…

    21 Ekim 2025

    “Uygarlık, Demokrasi, Kimlik ve Öznellik”

    13 Ekim 2025

    “ŞİİR VE BARIŞ, KARTALIN KANADINDAKİ GÜNEŞ”

    12 Ekim 2025

    Varlık’ta Bu Ay

    12 Ekim 2025

    Varlık’ta Bu Ay

    10 Ağustos 2025

    Varlık’ta Bu Ay…

    29 Nisan 2025

    Burası Henüz Hiçbir Yer – Ferit Sürmeli

    19 Şubat 2021
  • AKSİSANAT TV
    1. Haberler
    2. Söyleşi
    3. Kitap
    4. Şiir
    5. Programlar
    6. Öneriler
    7. Öykü
    8. View All

    İki Taşın Arası, Duvar’da Yayında…

    6 Şubat 2024

    Aksisanat.com Yenileniyor!

    25 Mart 2023

    Aksisanat.com Yenileniyor!

    25 Mart 2023

    Aksisanat.com Yenileniyor!

    25 Mart 2023

    Anlatamıyorum…

    7 Nisan 2023

    Mavi Gözlü Dev

    7 Nisan 2023

    Aksisanat.com Yenileniyor!

    25 Mart 2023

    Aksisanat.com Yenileniyor!

    25 Mart 2023

    Saatleri Ayarlama Enstitüsü Tiyatro Sahnesinde

    19 Nisan 2023

    Aksisanat.com Yenileniyor!

    25 Mart 2023

    Murat Batmankaya’dan Okuma Önerileri…

    30 Ekim 2019

    Özgür Çırak’tan Okuma Önerileri…

    27 Ekim 2019

    Aksisanat.com Yenileniyor!

    25 Mart 2023

    Etos 3. Geleneksel Şiir Yarışması Başlıyor…

    2 Kasım 2025

    AYDAN AY’DAN YENİ KİTAP: “HARFLERİN FISILTISI”

    2 Kasım 2025

    “Boğaz’da Kara Gölgeler” Raflarda

    2 Kasım 2025

    Temiz Yürüyüş Etkinlikleri Devam Ediyor…

    31 Ekim 2025
  • BİLGİ BANKASI

    Gülten Doğruyol İncesu

    11 Ekim 2023

    Burçin Maya Çankaya

    25 Mayıs 2023

    BİR ZAMAN YOLCUSU: AHMET HAMDİ TANPINAR

    14 Nisan 2023

    Derya Balcı

    4 Mart 2023

    Abdülkadir Budak

    29 Ocak 2023
AksisanatAksisanat
Home»ANA»Ölümlerden Seçtiği Bir Ölümden 80 Yıl Sonra Walter Benjamin

Ölümlerden Seçtiği Bir Ölümden 80 Yıl Sonra Walter Benjamin

Hasan ÖztürkBy Hasan Öztürk26 Eylül 2020Yorum yapılmamış13 Mins Read11 Views
Facebook Twitter Pinterest LinkedIn Tumblr Email
Share
Facebook Twitter LinkedIn Pinterest Email

HASAN ÖZTÜRK /

hasanaliozturktrb@gmail.com

“Veda edenin sevilmesi ne kadar daha kolaydır!
Çünkü uzaklaşan kişi için,
gemiden ya da trenin penceresinden sallanan
o varla yok arası bez parçasının beslediği alev daha saftır.
Uzaklık,
gözden kaybolmakta olanın içine bir boya gibi işler
ve onu munis bir kora çevirir.”
Walter Benjamin / Tek Yön

Dünyanın dengelerini sarsan ikinci büyük savaşın hemen başlangıcında bu dünyadan ayrılmış Walter Benjamin (1892- 26 Eylül 1940), aralarında benim de olduğum pek çok okuruna, “Bu terazi o kadar sıkleti çekmez” dedirteceklerden biridir. Bu açık gerekçemle, Benjamin’i yazmak değil de seksen yıl sonra Walter Benjamin hakkında bir anımsayış yazısı yolunu seçtiğimi belirtmeliyim.

Ölümlerden ölüm seç(tiril)en Walter Benjamin, kendi zamanında dünyayı kana bulamışların bugün için “Boş küme” sayıldıkları bir dünyayı, kendi çeyrek yüzyıllık zor günlerinde yazdıklarıyla aydınlatıyor bunca zamandır. Gestapo’nun eline düşmemek için bir gecelik aceleyle kendi sonunu belirlemişken, seksen yıl sonra yalnızca bu özgürlük seçimi için bile onun adını anmak yeterli. Belki asıl konuşulması gereken, akademik ölüme mahkûm edilen Benjamin’in, bugünlerin akademik seviyesizliğine karşılık, okunmaya değer yazıların yazarı olarak belleklere yerleşmesidir.

            Kendisinden sonraki dünyaya bir şeyler bırakarak bu dünyadan ayrılan her düşünür/yazar, kendi varlığını gün be gün bir biçimde tüketerek gelmiştir geleceği yere. O kişinin sonraki zamanlarının okuru, yazarıyla buluşmalarını farklı biçimlerde gerçekleştirir elbette. Okurun, kendi zamanının öncesindeki yazarıyla buluşması düşünsel bir yakınlaşma olabileceği gibi doğrudan onun yazılı metinlerine ulaşma durumuyla ilgili de olabilir bu yakınlık. Okuyup bir kenarda bıraktıklarımız olduğu gibi henüz okuyamamışken bile sevgimizi hak etmiş yazarların varlığı bundandır bence. Edebiyatın, akademinin ve siyasetin merkezine giremeyip bir biçimde kenarında kalmış Benjamin, zamandaşı Pessoa’nın, “Hepimiz kendi dışımızdaki koşulların tutsağıyız.” belirlemesine bire bir uygun düşmek yanında yine Pessoa’nın, “Başkalarının gözüne saçma bir sfenks gibi görün. Fildişi kulene kapan, ama kapıyı çarpmadan. Fildişi kule, sensin.” (Huzursuzluğun Kitabı, 2013) çağrısına uymuş bir yazar izlenimi bırakmıştır bende.

            Ne çok yazıda/kitapta adından söz edilen, çeyrek yüzyıla onca yazıyı sığdırmış Walter Benjamin, biyografisine fazla gelen kişidir. Yine de 1892-1940 arasındaki kırk sekiz yılı -Necatigil’in deyişiyle o kısa çizgiyi- büsbütün göz ardı etmek olmaz elbette. Benim de yararlandığım ve pek çoğumuza yetebileceğini düşündüğüm üç yazının adını vermekle yetineyim o kısa çizgi için. Tarih sırasıyla sözünü edeceklerimin ilki Ünsal Oskay’ın, “Walter Benjamin Üzerine” (Estetize Edilmiş Yaşam, 2007, s.1-62 [21 Haziran 1982]) başlıklı yazısıdır. Nurdan Gürbilek’in, “Sunuş/Walter Benjamin” (Son Bakışta Aşk, 2014, 7.b, s.7-38 [1991]) yazısı ile Besim F. Dellaloğlu’nun, “Örselenmiş Bir Hayat” (Benjamin, 2005, s.9-20) yazısı, Oskay’ın anlattıklarına eklendiğinde, Benjamin için birbirini tamamlayıp zenginleştiren üç yazı karşımızda demektir.  Bir adım ileriye gidenler bu üç yazıya Adorno’nun, “Hitlerin cellatlarından kaçarken canına kıyan filozof, erken dönem yapıtlarının ezoterik karakterine ve geç dönem yapıtlarının parçalı doğasına karşın, ölümünün üzerinden yirmi yılı aşkın süre geçtikten sonra hatırı sayılır bir saygınlığa kavuştu. Kişiliğinin ve yapıtının büyüsü ya mıknatıs gibi çekiyor insanları ya da korkuyla reddedilmesine neden oluyor.” cümleleriyle açılan “Bir Walter Benjamin Portresi” (Dellaloğlu, Benjamin, s.43-58)’ni ekleyebilirler, soydaş düşünürün Walter Benjamin Üzerine (YKY, 2004) kitabını da elbette. Benjamin adanmışı Besim F. Dellaloğlu, “Nesnel bir dille, hatta biraz kişiselleştirmeden Benjamin’e dokunmak pek mümkün olamıyor sanki.” belirlemesiyle handiyse “Walter Benjamin: Modern Bir Mesih” (Benjamin, s.21-42) mi? sorusunu sordurtuyor filozofun okuruna onun hakkında yazdıklarıyla.

            Türkçe okuru, telif ve çeviri yazılarla hayli zamandır Benjamin okuyor. Edebiyat eleştirmeni, kültür tarihçisi, kuramcı, düşünür Walter Benjamin, yazdıkları ve hakkında yazılanlarla bir külliyat oluşturmuş dense yeridir. Yazımın girişindeki “Terazi-sıklet” çelişkisinin nedeni, onun yazdıkları ve onun hakkında Türkçe yazılanlar ile bir kısmı Türkçeye çevrilenlerdir. Yalnızca edebiyat yazmış olsaydı hadi bir çaba gösterelim diyebilirdik oysa tarihten felsefeye, estetikten burjuvaziye, edebiyattan mimariye, siyasetten şiddete… Ne çok konuya yol almış onun kalemi. Hemen belirteyim, Tanrı Bakışlı Çocuk (Oğuz Demiralp) ile Benjaminia: Dil, Tarih ve Coğrafya (Besim Fatih Dellaloğlu), kaygılarımı artıran iki kitaptır. Okumuşların, okuyanların neyine gerek ad bilgileri ancak ben kendim/ce söyleyeyim: Bende bir Benjamin olsun isteyenlere Pasajlar (Çev. Ahmet Cemal); Benjamin’i bir bileyim isteyenlere de Son Bakışta Aşk (Haz. Nurdan Gürbilek) başucu kitabı olsun isterim.  

Benjamin için başlangıç sorunu

            Benjamin’i niçin okuyalım? Benjamin’i okumaya nereden başlayalım? Benjamin’i nasıl okuyalım? Cevabı müşkül bu soruların hiç mi hiç muhatabı olmamayı başarmak da bir seçenek olabilir kuşkusuz. Ne ki, bu dünyada yalnızca yazmadığı için deli olmuyor kişi.

            Değişik yayınevlerinin yayımladığı seçki/kitap yazılarıyla biraz da dağınık biçimde okuyabildiğimiz Benjamin’i, çeviri karışıklığından kurtarmak için belirli bir yayınevinin derli toplu yayımlarıyla Türkçe okuruna ulaştırmanın kaçınılmaz olduğunu düşünüyorum. Bu beklentimin nedenini, düşünürün birkaç yazısının adını Türkçedeki durumuyla somutlaştırayım.

Benjamin’in varlığıyla efsanevi biçimde özdeşleşen Pasajlar kitabında filozofun felsefesinin temeli sayılan başlangıç yazısı üç ayrı kitapta -başka derlemelerde de olabilir-  ayrı kişilerin çevirisiyle yer almıştır: “Tarih Kavramı Üzerine” (Çev. Ahmet Cemal, Pasajlar YKY), Tarih Kavramı Üzerine” (Çev. N. Gürbilek- S. Yücesoy, Son Bakışta Aşk, Metis Yayınları) ve “Tarih Felsefesi Üzerine Tezler” (Sunan: Ünsal Oskay, Estetize Edilmiş Yaşam, Derin Yayınları) Sırasıyla her üç kitaptan, adı geçen yazının başlangıç kısmını “Dillerin dili: çeviri” için alıntılamak istiyorum. “Hep söylenegeldiğine göre, bir otomat varmış ve bu öyle yapılmış ki bir satranç oyuncunun her hamlesine, kendisine partiyi kesinlikle kazandıracak bir karşı hamleyle yanıt verirmiş.” (P). “Satranç oynayan bir otomattan söz edilmiştir. Rakibinin her hamlesine en doğru cevabı vererek oyunu mutlaka kazanan bir otomat.” (SBA). “Bilinen bir öyküdür hani, karşındakinin her hamlesine duraksamasız gereğince karşı-hamle yapabilen, hiç durmadan yenip kazanan makinadan bir satranç oyuncusu…” (EEY) Türkçe ilk basımı 1993’te yapılan Son Bakışta Aşk kitabının içinde “Tek Yönlü Yol” (Çev. İskender Savaşır) başlıklı bir bölüm yer almış. YKY, 1928’de Almanca basılmış kitabı 1999’da Tek Yön (Çev. Tevfik Turan) adıyla yayımladı. Andığım iki kitaptaki metinler, aynı bölümleri/başlıkları içermediği gibi ortak yazıların başlıkları bile birbirinden farklıdır. “Kahvaltı Odası” (SBA), “Kahvaltı Verilir” (TY); “Standart Saat” (SBA), “Memleket Saat Ayarı” (TY); “Çin İşi Antikalar” (SBA), “Züccaciye” (TY); “Yeminli Kitap Müfettişi” (SBA), “Yeminli Muhasebe Müfettişi” (TY); “Hırdavatçı” (SBA), “Tuhafiye” (TY) vb.

Yayımcısının deyişiyle, “Daha kitap niteliğiyle bir varlık kazanmazdan önce bir yazgıya sahip ol”muş metinlerden birisi Pasajlar kitabının “Tarih Kavramı Üzerine” yazısı, Benjamin için bir manifestodur tartışmasız. Kitabın iki yazısı Baudelaire hakkında ancak bizdeki bilindik biçimiyle “Öz şiir” temsilcisi şair Baudelaire’i aşan yazılar her ikisi de. Sanatın ne’liğine dair kaygısı olanların, yalnızca “Sanat yapıtının karşısında dikkatini toplayıp yoğunlaşan insan, bu eserin içine iner; söylencede, Çinli bir ressamın bitirdiği yapıtı karşısındaki yazgısı gibi, izleyici de sanat yapıtının içine girer. Oyalanan kitle ise sanat yapıtını kendi içine indirir.” cümlelerindeki karşılaştırmayı seçip aldığım, çeyrek yüzyılı aşan bir zamanda tamamlanmış “Tekniğin Olanaklarıyla Yeniden Üretilebildiği Çağda Sanat Yapıtı” yazısının talimi bitecek gibi görünmüyor. Bu yazıya, Dellaloğlu’nun Benjamin derlemesindeki “Sanat Yapıtı” yazısını da eklemeliyiz. Pascale Casanova, dünyanın pek çok ülkesinden gelen sanatçıların Paris’te buluşmalarını Dünya Edebiyat Cumhuriyeti (Varlık Yayınları, 2010.) kitabında anlatırken, Pasajlar kitabının “XIX. Yüzyıl’ın Başkenti Paris” yazısını açıklamıştır dense yeridir çünkü Paris’i, “her yurtsuzun kendini yurdunda sayabildiği bir kent” olarak görmüştür düşünür. Nurdan Gürbilek, kuramsal edebiyat çalışmalarının odağına yerleşmiş iki yazıyı almış Son Bakışta Aşk seçkisine, ne çok yazının özüdür bu iki yazı. Walter Ong ile Jack Gody’nin, söz-yazı bağlamındaki başucu kitaplarımızın yanına ekliyorum “Adı size ne kadar tanıdık gelirse gelsin, hikâye anlatıcısının hayatımızda hiçbir hükmü yok. Çoktan uzaklaştı bizden, gittikçe de uzaklaşıyor.” cümleleriyle açılan “Hikâye Anlatıcısı” başlıklı yazıyı. 1892 doğumlu Walter Benjamin, ucu Âdem ile Havva’ya uzanan “Kendi Başına Dil ve İnsan Dili” yazısını 1916’da yazmış, yirmi beşinde bile değilken yani. Adlarının önüne unvanlar sıralanmışların bugünkü akademik camiası, titreyip kendine gelmeli tez zamanda, savaş günlerinin bu yazısı için. Onca yazı, Larry Shiner’in, “Walter Benjamin 1920’lerin sonu ve 1930’ların başında Almanya’daki yıkıcı enflasyonu, işsizliği ve siyasal şiddeti yaşamıştı; tek gelir kaynağı eleştiri yazılarıydı.” (Sanatın İcadı, 2013) cümlesine döndürdü beni. Cümleden anladığım, bugün bizim dönüp dönüp okuduğumuz yazılar, yazarının geçimini sağlamış vaktiyle. Çevresini alacaklılarının kuşattığı bir ortamda roman yazmak zorunda kalan Dostoyevski’yi anımsadım, bizler şimdi filozofun acısına mı üzülelim yoksa yazılarının güzelliğine mi sevinelim, bilemedim açıkçası.

Yazının, yazanıyla somutlaşan gerekçelerini andırır yazılanı okumanınkiler, okuyanına göre farklılaşır onlar da. Okuduğumuz kişi çok yönlü yazar Walter Benjamin ise bu çeşitlenme kaçınılmazdır. İçinden geçtiği şehrin bildiği ve bilmediği yerleri karşısına çıktığında, “Şehir ellerimde tuttuğum bir kitaba dönüştü” dediği, bize bakmayı öğrettiği için okuyabiliriz onu. “Gönül kazanmada ilke: kendini çoğaltıp yedi tane yapmak; yedi koldan arzu edilenin etrafını sarmak.” arzusu, adı çoklukla toplumsal konularla anılan filozofu aşk adına okuma gerekçesi olabilir. Okuma biçimlerimize yeni eklemeler yapacak, “insan birini seviyorsa, hatta sadece, biriyle yoğun biçimde meşgulse, neredeyse her kitapta onun portresini bulur” deyişi, ‘okuma’ edimi için okunma gerektirir. Zamanımızın ekonomik kazanç odaklı dünyasında “Üzerine hiçbir paranın yağmayacağı bir mükemmel mallar memleketi de gelecektir.” beklentisi, başlı başına bir okunma gerekçesi olabilir düşünürün. Sinemacı Asja Lacis’e tutulduğu, onun için Moskova’ya gittiği, ondan Marksizmi öğrendiği, ardından Moskova Günlüğü kitabını yazdığı ve onun aracılığıyla Bertolt Brecht’i tanıdığı için de okunacaktır kuşkusuz. Düzyazı yoluna çıkmış birisi olarak kendi adıma, “İyi bir nesir üzerinde çalışmanın üç aşaması vardır: yazının bestelendiği bir müziksel, yapıldığı bir mimarî ve sonunda, örüldüğü bir dokusal aşama.” yargısı, benim için yeterlidir derim Benjamin okumaya. Her birimizin okuma gerekçesi bir yana, dünya durdukça tartışması bitmeyecek, “Bütün insanları besleyen Tanrı’dır, yetersiz besleyen ise devlet.” yargısı için okunmalıdır Walter Benjamin.

Tek Yönlü Yol üzerinde edebiyat

Bir önceki yüzyılda, nicelik, niteliğe dönüşmüş ve bugün de öylece devam edip giderken edebiyat derinlikte yitirdiğini genişlikte kazanmaya yönelmiştir doğal olarak. Böyle bir dünyada Benjamin’in, handiyse yüz yıl önceki edebiyat kaygılarını tartışmakla nereye varabiliriz, bilemiyorum. Yine de onun, yazı ve edebiyat ile edebiyat ortamına yönelik değerlendirmelerinin izini sürmek gerekir elbette: Ne için yazmak ve kim için yayımlatmak… Andığım başka yazıları önemli kuşkusuz ancak ben Nurdan Gürbilek’in “Sunuş” yazısının, filozoftaki çelişki durumuna dikkat çeken, “Bir yanda ancak boş vakti olan birinin sabrıyla sürdürdüğü bir yazarlık, diğer yanda yazdığı her şeyi boş laf olmaktan kurtaracak, olağandışı hatta kavranamaz ve gizemli bir devrim beklentisi.” belirlemesini göz ardı etmeksizin Tek Yön kitabını önceliyorum filozofun edebiyat görüşü için.

Yazardan, “Kalemini ilhama karşı duyarsız kıl”masını isteyen Benjamin, sanatçı yaratıcılığındaki bitmemişlikten yanadır bu nedenle “Deha çalışkanlıktır” yargısını, küçüklerin bir an önce tamamlamaktan yana olmalarına karşın büyüklerin çalışmayı gerektiren kesintileri önemsemesiyle açıklar.“Yazar, düşünceyi kahvenin mermer masasına yatırır.” cümlesiyle başlayan “Poliklinik” bölümü, yazı taliminde laboratuvar dersi olarak okutulması gerekir. Tek Yön kitabının “On Üç Tezde Yazarlık Tekniği” başlıklı bölümü; yazıya başlama, yazma ortamı, ilham yerine emek vurgusu türünden ilgililerin gözden kaçırmamaları gereken ayrıntıları içeriyor. Benjamin’in, yazıyı kendisi için dert edinenlere “Çalışma çevresi konusunda gündelik hayatın orta kararlılığından kaçınmaya çalış. Adi gürültülerin eşlik ettiği bir yarı-sessizlik onur kırıcıdır.” uyarısının, çağdaşı Albert Camus’nün “Jonas ya da Resim Yapan Ressam” öyküsünde kuramdan kurmacaya dönüştüğünü söyleyebilirim. Kitabın, andığım bölümü bir yana, “Hediyelik Eşya” başlıklı bölümünün şu cümlesiyle yaratıcı yazarlık derslerine giriş yapılsın isterim: “Ağızlıktaki sigaranın dumanı ile dolmakalemdeki mürekkep aynı hafiflikte aksalardı, yazarlığımın doruğunda olurdum.”

Walter Benjamin, niceliğin niteliğe dönüşmesiyle edebiyatta değer kaybını sıklıkla vurgularken her dönem yakınılan bir sorundan söz etmektedir gerçekte. Kitap basımındaki teknik gelişmeler, ekonomi çarkının dönmesi daha çok kitap basılmasını gerektirince sürecin işleyişinde okumak yerine satın almayı önceleyen yeni bir okur kitlesi türetilmiştir. Çok satanlar listesi, imza günleri, edebiyat yarışmaları… Nitelikten çok, niceliği önemseyen ve ekonomi çarkının dönmesine yardımcı olacak araçlar olarak tasarlanıyor çok zaman. Benjamin, “Vaktiyle, basılmış kitapta sığınacak bir yer bulup orada otonom varlığını sürdüren yazı, reklamlar tarafından acımasızca çekilip sokağa çıkarılıyor ve ekonomik kaosun kaba heteronomilerinin emrine veriliyor.” dediğine, John Sutherland’ın şu belirlemesinden bizi, vaktinden önce haberdar ediyor demektir: “Pazar ürünü belirler. Genel anlamda okur kitlesi adını verebileceğimiz bu pazar milyonlarca okurdan oluşur. Okur kitlesinin tercihleri, seçmen kitlesinin tercihlerinden daha öngörülebilir değildir ama tıpkı seçmen kitlesi gibi sözünü geçirir. Ticaretin her branşında olduğu gibi müşteri (yani okur) her zaman haklıdır. Okurlar talep oluşturur ve yazarlar (Yayıncılar ve dağıtımcılarla birlikte) bu talebe yanıt verir. Kitap işinde bu talebe yanıt veremeyenler çok geçmeden iflas bayrağını çekerler.” (Edebiyatın Kısa Tarihi, 2018.) Böyle bir ortamda edebiyat için “Saati çoktan dolmuştur eleştirinin” ya yine de yazıya benzer biçimde “On Üç Tezde Eleştiri Tekniği” belirlemiş filozof.

Seksen yıl öncesinin öncesi

Berlin’de, yahudi olmak suçuyla 1892’de doğan Walter Benjamin, birinci büyük savaşın öncesinde (1910) henüz bir lise öğrencisi olduğu yıllarda ilk yazısını – kayda değer yazılarını savaş sonrasında- yazmış, sonrasında yazı çalışmalarına devam ederken bir yandan da üniversite eğitimi ve toplumsal/siyasal aktivitelerini sürdürmüştür. Felsefe eğitimi aldığı, başka dersleri de takip ettiği üniversitedeki hocası George Simmel’den etkilenen genç öğrenci, aynı okulun kendisi gibi Yahudi olan Ernst Bloch ve Georg Lukacs adlı kıdemli iki öğrencisinden de çok şey öğrenmiştir. Almanya’nın farklı şehirlerinde okuduğu üniversiteyi İsviçre’de tamamlayan Benjamin, Bloch aracılığıyla tanıştığı soydaşı Adorno ile kalıcı yakınlıklar kurmuştur sonrasında. Benzer bir yakınlık, yazılarını yayımlayan ve kendisini sonraları Filistin’e çağıran Gerhard Scholem ile de yaşanmıştır. Doktora çalışmasını 1920’de yayımlamışken üniversitede ders vermek -böylece bir ölçüde ekonomik yönden özgürlüğünü kazanmak- düşüncesiyle 1924’te hazırladığı doçentlik tezi, yerleşik düzenle, al gülüm, ver gülüm bağlantılı akademik çevrelerce kabul edilmez ve reddedilmenin utancına maruz kalmasın diye (Sanatta ve Edebiyatta Eleştiri, 2010) tezini geri çekmesi istenir kendisinden, o da bu dayatmaya boyun eğer. Bilindik adıyla, bilim insanı olamamışken düşünen ve yazan insan olmayı seçen Benjamin, 20’li yıllar boyunca gazete ve dergilerde, önemleri düşünürün ölümünde sonra anlaşılacak hatırı sayılır yazılar yazar.

Nazilerin iktidarıyla doğduğu topraklarda yaşama şansı kalmayınca 1933’te yeni yaşam alanı seçtiği Paris’tedir. Arkadaşı Adorno ise Amerika’da. Fransa’daki mültecilik, Almanya’nın çaresizliğini pek aratmasa da Paris yepyeni bir dünyadır onun için. Ne ki Gestapo, dünya şehri Paris’te bile yakasını bırakmaz, evini basar Benjamin’in. İstemeye istemeye Avrupa’yı bırakıp soydaşı Adorno’nun ısrarıyla Amerika’ya geçmeye karar verir ancak bu düşüncesini gerçekleştiremez. B.F. Dellaloğlu’nun açıklamalarından öğreniyoruz ki Preneler üzerinden kadın kılavuz öncülüğündeki küçük bir grubun kaçış yolculuğu, İspanya’nın Fransa sınırına yakın Port-Bou kasabasında sonlanır. Grubun karşıya geçmesi o gece yasak nedeniyle engellenmiş Benjamin’e de otelde kalması önerilmiş ve sonrasında Fransa’ya gönderileceği söylenmiştir. Yaşamı boyunca, hiç olmazsa iki savaş arasındaki yazı yaşamında, cebinde aşırı uzunluklarda okuma listeleri bulundurmuş düşünür/yazar, Gestapo’nun eline geçeceği korkusuyla Arthur Koestler’in, acil durumlarda Gestapo’ya yakalandıklarında kullanmak için verdiği siyanür tabletlerinden yutarak o gece (26 Eylül 1940) intihar eder. Gecenin sabahında, Benjamin’in ölümü gerçekleşmiş, yasak kalktığı için de grubun diğer kişileri sorunsuz biçimde karşıya geçmişlerdir. Cebinde az miktar para ile Adorno’ya yazılmış bir mektup çıkan Walter Benjamin, beş yıllığına kiralanan mezara gömülür, beş yıl sonra mezarın kirasını yeniden ödeyecek kimsesi olmadığından cesedi, “Kimsesizler çukuruna” atılarak yok edilir adeta. Dünyanın, onun yokluğunda seksen yıldır okuduğu, kim bilir kaç seksen yıl daha okuyacağı yazıların, kazmak, alt üst etmek yerine, sondajla derindeki inciyi bulma” çabasını yeğlemiş yazarı, bugün mezarı dahi bilinmeyen ve sonunda herkese ve hiç kimseye eşit uzaklıkta kalmış Walter Benjamin’in düşüncesinin ürünleridir.

Bir dönemin yazıya adanmış yaşamları; Theodor W. Adorno, Georg Lukacs, Ernst Bloch, Walter Benjamin ve Bertolt Brecht yıllar sonra Estetik ve Politika adlı kitapta buluştular.

Dünya okudukça ve yazdıkça, yazanlar okundukça…

Share. Facebook Twitter Pinterest LinkedIn Tumblr Email
Hasan Öztürk
Hasan Öztürk
  • Website

Related Posts

Etos 3. Geleneksel Şiir Yarışması Başlıyor…

2 Kasım 202533 Views

AYDAN AY’DAN YENİ KİTAP: “HARFLERİN FISILTISI”

2 Kasım 202530 Views

“Boğaz’da Kara Gölgeler” Raflarda

2 Kasım 20257 Views

Comments are closed.

Aksisanat Reklam
SOSYAL MEDYADA BİZ
  • Twitter
  • YouTube
EN ÇOK OKUNANLAR
ANA

Etos 3. Geleneksel Şiir Yarışması Başlıyor…

By admin2 Kasım 2025

Etos 3. Geleneksel Şiir Yarışması başlıyor. Bu yılın teması Yanılsama(lar) … Basın Bülteninden: Hayat, bir…

AYDAN AY’DAN YENİ KİTAP: “HARFLERİN FISILTISI”

2 Kasım 2025

“Boğaz’da Kara Gölgeler” Raflarda

2 Kasım 2025

Temiz Yürüyüş Etkinlikleri Devam Ediyor…

31 Ekim 2025

Güncellemelere Abone Ol

Sanat, haber, söyleşi, tv ve edebiyat dünyası hakkında en son yaratıcı haberleri alın.

Blog Authors
avatar for
Aydın Şimşek
Ayşe Özgür Aydoğan
Berna Olgaç
Burak Tokcan
Çağla Göksel Çakır
Derya Balcı
Engin Turgut
Esra Sağlık
Gönül Ak
Hasan Öztürk
İbrahim Ekrem Keleşoğlu
İsmail Cem Doğru
Koray Feyiz
Mahir Karayazı
Mustafa Ergin Kılıç
Neslihan Yalman
Nil Dilan Karaca
Özge Doğar
Özlem Tezcan Dertsiz
Şerif Fatih
Vildan Çetin
Zerrin Saral
EN SON HABERLER

Etos 3. Geleneksel Şiir Yarışması Başlıyor…

2 Kasım 2025

AYDAN AY’DAN YENİ KİTAP: “HARFLERİN FISILTISI”

2 Kasım 2025

“Boğaz’da Kara Gölgeler” Raflarda

2 Kasım 2025
AKSİSANAT
AKSİSANAT

Kültür, Sanat, Edebiyat, Sinema, Şiir, Müzik ve Daha Fazlası Aksisanat.com 'da...

İletişim:
Email: info@aksisanat.com
WhatsApp: +90 545 545 84 00

Son Yazılar
  • Etos 3. Geleneksel Şiir Yarışması Başlıyor…
  • AYDAN AY’DAN YENİ KİTAP: “HARFLERİN FISILTISI”
  • “Boğaz’da Kara Gölgeler” Raflarda
  • Temiz Yürüyüş Etkinlikleri Devam Ediyor…
  • CEREN AVŞAR’IN ZİHİN İPLERİ’NE DOLANAN ŞİİRLERİ ÜZERİNE
  • Güneşli Bir Düş Okuruyla Buluştu…
SON YORUMLAR
  • Ankara’nın Delileri / Ali Hikmet Eren için JB
  • 2016 Jan Michalski Edebiyat Ödülü Gospodinov’un için JasonTunda
  • Zeytin Akademi’den Yeni Dosya: Halikarnas Balıkçısı… için ScottAbith
  • Burak Tokcan’ın Son Şiir Kitabı: “Renksiz Aşklar Coğrafyası”na Yolculuk için Myles Barr
Facebook X (Twitter) Instagram YouTube WhatsApp
  • HABERLER
  • AKSİSANAT TV
  • GÜZEL SANATLAR
  • EDEBİYAT
  • SİNEMA
  • MÜZİK
  • ÖDÜLLER
  • ÖNERİLER
  • ETKİNLİK
  • PERFORMANS
  • POPÜLER KÜLTÜR
  • DOSYA
  • ÇEVİRİ
  • SORUŞTURMA
  • SÖYLEŞİ
  • TELEVİZYON
  • TİYATRO
  • YAYINLAR
  • YAZI
  • KÜNYE
  • İLETİŞİM
© 2025 aksisanat.com. Designed by GF MEDYA

Type above and press Enter to search. Press Esc to cancel.

Sign In or Register

Welcome Back!

Login to your account below.

Robot olmadığınızı kanıtlayın


Lost password?