Salih AYDEMİR
Çağrılan Özne
İnsanın “hayır” diyebilen ifadesine karşılık, hayvanın “evet” davranışları… (hayır’ın evet-evetin hayır olacağı zamanlar yasası) insanın kendini saklamasına karşılık, hayvanın olduğu gibi göstermesi… ( saklananın görülmesi yasası)
İnsanın doğaya karşı savaşçı tavrına karşılık, hayvanın doğa yasalarına bırakılmış olması… (karşı-uyum yasası)
İnsanın deneyimlerini saklamasına/geliştirmesine/başkalarına aktarmasına karşılık hayvanın bunlarla iç güdü kaslarını geliştirmesi… ( deneyim-güç diyalektiği)
İnsanın nesnelerin ve olayların, olup-bitenlerin anlamlarında bir değişme olmasına karşılık, hayvanda değişmez kalması… ( değişimin değişmezliği)
İnsanın uyumsuz olmasına karşılık, hayvanın her türlü duruma/ortama uyumlu bir varlık olması… ( uyumsuzluğun sunucu)
İnsanın kendisine değişen ve değişmeyen amaçlar koymasına karşılık, hayvanın böylesi yeteneklerin olmayışını umursamayaşı… ( ne fark eder yasası)
İnsanın varolma kaygısına karşılık, hayvanın bu kaygının ötesinde davranması… (varsan varsın yasası)
İnsanın öleceğini bilmesine karşılık, hayvanın bilmeden yaşama güdüsüyle ölüme meydan okuması… ( güce güç katma yasası)
İnsanın eğitilmesine karşılık, hayvanın alışkanlıklar kazanması… ( eğitim de bir alışkanlıktır yasası)
Çağrılmayan Nesne
Fakat sözcüklerin sürüklediği anlamı bulmuş değiliz… Bir dil gibi hareket ediyor sözcükler… Nedeni aranmış, nedeni bulunmuş kocaman bir gövde gibi çirkin; nedeninden arınmış, nedeninden yoksun karşılıksız bir ayaklanma gibi güzel;
Fakat renklerin sürüklediği sözcüğü bulmuş değiliz… Zamana bağımlı ses gibi duruyor renkler… Nedeninden arınmış, nedeninde karşılıksız bir kötü; nedeni aranan, nedeni unutulmuş koskocaman bir imkansız iyi;
Ve dil sözcüğün kendisi olan yüz…
Çünkü bir kez daha şimdi bir uzunluk ölçüsüdür…
Sona ermez…