İki Çarpık Bacak, Banu İmer’in denemelerden oluşan ilk kitabı. Yazar, bilinçaltı uzmanı ve bir edebiyatçı. Kişinin kendini keşif yolculuğunda karşılaşabileceği zorlukları ve çözüm yollarını samimi, kısa ve net cümlelerle ifade ediyor. Değişimin, kalıpların dışına çıkmanın, bir şeylerden vazgeçmenin sanıldığı kadar zor olmadığını anlatırken sizi cesaretli olmaya, meydan okumaya, özgürleşmeye davet ediyor. Yaşamınızı zehir eden korkularınızı, düşüncelerinizin karmaşasından yarattığınız çaresizliğinizi, geçmişin kötü hatıralarını nasıl alt edeceğinizi okurken kitapla bütünleşiveriyorsunuz. Anlatılanlar size tanıdık geliyor. “Hayatı kendine söz verdiğin gibi yaşa.” cümlesi yaşamınızın tüm olumsuzluklarından sıyrılıp hayatın sunduklarını gülümseyerek karşılayabilmeniz ve değişimin ilk adımlarını atabilmeniz için cesaret veriyor.

Kitaba adını veren İki Çarpık Bacak adlı deneme daha çok göz yaşartan bir çocukluk anısı. Bunu okurken yazardan kendinize ya da sizden yazara bir yol uzandığını fark ediyorsunuz. Bu, kitapla bağ kurmanızı kolaylaştırıyor. Güzel tarafı pek çoğunda olduğu gibi bunda da yaşanılan bir travmanın üstesinden nasıl gelineceği çok net şekilde okuyucuya sunuluyor, üstelik edebi bir tatta. Satır aralarındaki mizah duygusu ise, gözyaşlarınızın yerine tatlı bir gülümseme bırakıyor.
“Kendini çok sevmeyen, çok sevilemez.” cümlesinin verdiği mesaj tüm satır aralarında… Sevmekten çok sevilme arzumuzun can yakıcı sonuçları gözler önüne serilirken gerçek sevginin ancak özümüzle olan bağımızı güçlendirdiğimizde yaşanabileceği vurgulanıyor. Böylece kendinizi sevmeye, kendinizle barışık olmaya derin bir arzu duyuyorsunuz. Zaten öyleyseniz yazarla aynı düşüncede olmak hoşunuza gidiyor.
Yazarla sohbet etmek istiyorsanız samimi, etkileyici bir üslupla yazdığı bu kitabı elinize almalısınız. Ne zaman başlayıp bittiğini anlamayacaksınız.
