Yazın alanında değişik türlerde pek çok yapıtı bulunan, 66 yıldır kültür-sanat dünyasının zenginleşmesine ürünleriyle katkıda bulunan şair-yazar Ruhi Türkyılmaz’ın adını taşıyan “Ruhi Türkyılmaz Sanatevi Şiir Ödülü” yarışmasının bu yıl dokuzuncusu gerçekleştirildi.
Ayşe Keskin, Emel İrtem, Haşim Hüsrevşahi, Ömer Turan ve Şeref Bilsel’den oluşan Seçici Kurul, şair Cenk Kolçak’ın “Akbabalar Çağında” adlı şiir kitabını, çağdaş bir dünya görüşü bağlamında inceleyip, günümüz şiirinin yenilikçi estetiğine ve dil bilincine yaklaşma çabalarını da göz önünde tutarak “oy birliğiyle” Ruhi Türkyılmaz Sanatevi Şiir Ödülü’ne değer gördü.
Ödül töreninin, 15 Haziran 2019 Cumartesi günü saat 17:00’de Trabzon Ruhi Türkyılmaz Sanatevi’nde gerçekleştirileceği açıklandı.
CENK KOLÇAK KİMDİR?
1991’de İstanbul’da doğan Cenk Kolçak, Gazi Üniversitesi’nde Makine Teknolojisi bölümünü bitirdikten sonra, Anadolu Üniversitesi İşletme Fakültesi’nde lisansını tamamladı. İngiliz Dili ve Edebiyatı lisans bölümünü okumak için gittiği İrlanda Cumhuriyeti’nde, İngilizce dil hazırlık eğitimini tamamladıktan sonra okulu bitirmeden Türkiye’ye geri döndü. Kolçak, (Disiplinlerarası) İnsan Gelişimi ve Eğitim Yüksek Lisans mezunudur.
Şiirleri Edebiyat Nöbeti, Yıldız Tozu, Yeni E, Edebiyatist, vb. dergilerde ve çeşitli fanzinlerde yayımlandı. Akbabalar Çağında (2018) isimli şiir kitabı Öteki Yayınevi tarafından yayınlandı. Aynı zamanda Artı TV’de pazar günleri yayınlanan “Edebiyattan Sayfalar” programını da hazırlayıp sunan şair Kolçak, şiir ve edebiyat üzerine söyleşiler gerçekleştiriyor.
Şair Cenk Kolçak’ın “Akbabalar Çağında” kitabından bir şiir:
UZAYIP GİDEN BİR YOKLUK
Pencere midir amansız bir soluğu
Buluşturan bir kuşla,
Aslı gibi midir
Bir çocuğun vurulduğu yerde
Salıverilen uçurtma?/
Bir yasak olursun
Bir güneş ardı sıra
Gökyüzünde isyan olursun, bir martı
Kendi kanatlarını düren boşlukta
Böyledir tenini soyan duvarlar
Böyledir mezarlar, mezarlıklar…
-Sahi, duvarlar
insanın kendisini çarpmasından başka
ne işe yararlar
ya da bir düşün, gülüşün harcını
kanla karmaktan başka?
Unutma!
Alnını öpen yağmur suyu
Koca bir dağ büyütür koynunda.
Bak, nasıl da soğuyor caddeler
Umudu deren çocukların yüzleri akıyor penceremden.
Paltosunun cebinde karanfil taşıyan bir yaşlı
Ödünç aldığı boşluğa iki çelenk bırakıyor
Biri yarınlarına diğeri sana çocuk
Diğeri sana.
Ama sen bunlara aldırma
Sana göğü indirmeyenleri tanrıya bırak
Bir gün kanatların çıkar nasılsa.
-Sahi olur da çıkarsa, biz
Tanrıyı da aramızda görmek isteriz.
Belki bir görünüm olur
Ağırlığınca bir uzam
Uzayıp giden bu yoklukta.