Close Menu
AksisanatAksisanat
  • ANASAYFA
  • HABERLER
    • Edebiyat Haberleri
    • Sinema Haberleri
    • Tiyatro Haberleri
    • Müzik Haberleri
    • Güzel Sanatlar Haberleri
    • Televizyon Haberleri
  • YAZI
    • Edebiyat Yazıları
    • Kitap Yazıları
    • Sinema Yazıları
    • Tiyatro Yazıları
    • Müzik Yazıları
    • Güzel Sanatlar Yazıları
    • Televizyon Yazıları
  • SÖYLEŞİ
    • Edebiyat Söyleşi
    • Sinema Söyleşi
    • Tiyatro Söyleşi
    • Müzik Söyleşi
    • Güzel Sanatlar Söyleşi
    • Televizyon Söyleşi
  • ETKİNLİK
    • Edebiyat Etkinlikleri
    • Sinema Etkinlikleri
    • Tiyatro Etkinlikleri
    • Müzik Etkinlikleri
    • Güzel Sanatlar Etkinlikleri
    • Televizyon Etkinlikleri
  • ÖDÜLLER
    • Edebiyat Ödülleri
    • Sinema Ödülleri
    • Tiyatro Ödülleri
    • Müzik Ödülleri
    • Güzel Sanatlar Ödülleri
    • Televizyon Ödülleri
  • YAYINLAR
    • Kitap
    • Dergi
  • AKSİSANAT TV
  • BİLGİ BANKASI
  • SORUŞTURMA
    • Satır Başı
    • Öykü Zamanlığı
  • DOSYA
  • EDEBİYAT
    • Edebiyat Haberleri
    • Edebiyat Söyleşi
    • Edebiyat Yazıları
    • Edebiyat Etkinlikleri
    • Edebiyat Ödülleri
  • SİNEMA
    • Sinema Haberleri
    • Sinema Söyleşi
    • Sinema Yazıları
    • Sinema Etkinlikleri
    • Sinema Önerileri
    • Sinema Ödülleri
  • TİYATRO
    • Tiyatro Haberleri
    • Tiyatro Söyleşi
    • Tiyatro Yazıları
    • Tiyatro Etkinlikleri
    • Tiyatro Önerileri
    • Tiyatro Ödülleri
  • MÜZİK
    • Müzik Haberleri
    • Müzik Söyleşi
    • Müzik Yazıları
    • Müzik Etkinlikleri
    • Müzik Ödülleri
  • GÜZEL SANATLAR
    • Güzel Sanatlar Haberleri
    • Güzel Sanatlar Söyleşi
    • Güzel Sanatlar Yazıları
    • Güzel Sanatlar Etkinlikleri
    • Güzel Sanatlar Ödülleri
  • TELEVİZYON
    • Televizyon Haberleri
    • Televizyon Söyleşi
    • Televizyon Yazıları
    • Tv Önerileri
    • Televizyon Ödülleri
    • Televizyon Etkinlikleri
  • ÖNERİLER
    • Okuma Önerileri
    • Tv Önerileri
    • Sinema Önerileri
    • Tiyatro Önerileri
    • Sergi Önerileri
  • POPÜLER KÜLTÜR
  • ÇEVİRİ
    • Şiir Küre
  • YAZARLAR
  • PERFORMANS
    • Hanım-Efendiler
    • Matris Şiir
    • Dada Günlükleri
    • Şairler Sözlüğü
  • İLETİŞİM
  • KÜNYE
Facebook X (Twitter) Instagram YouTube WhatsApp
Facebook X (Twitter) YouTube Instagram WhatsApp
AksisanatAksisanat
YAZARLAR Giriş
  • ANASAYFA
  • HABERLER
    1. Edebiyat Haberleri
    2. Sinema Haberleri
    3. Tiyatro Haberleri
    4. Müzik Haberleri
    5. Güzel Sanatlar Haberleri
    6. Televizyon Haberleri
    7. View All

    Çıngıraklı Sokak, üç yaşına doğduğu sokakta bastı…

    28 Ocak 2025

    “Sinema Endüstrisi ve Akademi” Başlıklı Çalıştay başlıyor…

    30 Kasım 2024

    ÇINGIRAKLI SOKAK, “HEYBELİADA SANATORYUMU HALKINDIR!” DEDİ

    26 Kasım 2024

    Şiir Yolculuğu Etkinliği – Ümit Yaşar Oğuzcan Durağı

    5 Kasım 2024

    Fotofilm 6. Uluslararası Kısa Film Festivali Ödülleri Sahiplerini Buldu

    19 Mayıs 2025

    Bergen En Çok İzlenen Film Oldu…

    9 Nisan 2023

    Aksisanat.com Yenileniyor!

    25 Mart 2023

    Saatleri Ayarlama Enstitüsü Tiyatro Sahnesinde

    19 Nisan 2023

    Aksisanat.com Yenileniyor!

    25 Mart 2023

    Özgür Akdemir, “Zalım Seni” adlı çalışmasını, sevenlerinin beğenisine sundu!

    8 Nisan 2024

    Aksisanat.com Yenileniyor!

    25 Mart 2023

    Aksisanat.com Yenileniyor!

    25 Mart 2023

    Aksisanat.com Yenileniyor!

    25 Mart 2023

    Fotofilm 6. Uluslararası Kısa Film Festivali Ödülleri Sahiplerini Buldu

    19 Mayıs 2025

    Çıngıraklı Sokak, üç yaşına doğduğu sokakta bastı…

    28 Ocak 2025

    “Sinema Endüstrisi ve Akademi” Başlıklı Çalıştay başlıyor…

    30 Kasım 2024

    ÇINGIRAKLI SOKAK, “HEYBELİADA SANATORYUMU HALKINDIR!” DEDİ

    26 Kasım 2024
  • YAZI
    1. Edebiyat Yazıları
    2. Kitap Yazıları
    3. Sinema Yazıları
    4. Tiyatro Yazıları
    5. Müzik Yazıları
    6. Güzel Sanatlar Yazıları
    7. Televizyon Yazıları
    8. View All

    Hüseyin Kalyan Yazdı: Şerif Fatih, Hakikat Yolunda Bir Münzevi

    7 Ağustos 2022

    Gezi – Demet Kurt Güngör: Kurdun Kirpikleri

    29 Haziran 2020

    Şiir Taşı: Toprağın Bağrındaki Nişan

    22 Haziran 2020

    Ertan Mısırlı’dan Bir “Baba” Anı

    20 Haziran 2020

    İÇİ HİKÂYELERLE DOLU KISACIK BİR KİTAP: KALPTEN GELEN ARMAĞAN ve YENİ TOHUMLAR, YENİ HAYAT

    19 Mayıs 2025

    Hüseyin Kalyan Yazdı: Şerif Fatih, Hakikat Yolunda Bir Münzevi

    7 Ağustos 2022

    Erinç Büyükaşık Kitapları Liman Yayınevi’nde…

    3 Şubat 2022

    Burası Henüz Hiçbir Yer – Ferit Sürmeli

    19 Şubat 2021

    FLEISHMEN IS IN TROUBLE

    13 Nisan 2023

    Malcolm & Marie

    20 Şubat 2021

    İlknur Atalkın Yazdı: The Queen’s Gambit

    29 Aralık 2020

    Ustalar Resmî Geçidi: Celal Tan ve Ailesinin Aşırı Acıklı Hikâyesi

    25 Aralık 2020

    Aksisanat.com Yenileniyor!

    25 Mart 2023

    Aksisanat.com Yenileniyor!

    25 Mart 2023

    Makamların Efendisi…

    17 Ocak 2022

    Aksisanat.com Yenileniyor!

    25 Mart 2023

    Aksisanat.com Yenileniyor!

    25 Mart 2023

    Hayat

    19 Mayıs 2025

    İÇİ HİKÂYELERLE DOLU KISACIK BİR KİTAP: KALPTEN GELEN ARMAĞAN ve YENİ TOHUMLAR, YENİ HAYAT

    19 Mayıs 2025

    ŞİİRİ HENÜZ VARLIK’TA YAYIMLANMAYAN ŞAİRLER MANİFESTOSU

    29 Nisan 2025

    BİR İNSANI SEVMEKLE BAŞLAYACAK HER ŞEY

    8 Mart 2025
  • SÖYLEŞİ
    1. Edebiyat Söyleşi
    2. Sinema Söyleşi
    3. Tiyatro Söyleşi
    4. Müzik Söyleşi
    5. Güzel Sanatlar Söyleşi
    6. Televizyon Söyleşi
    7. View All

    BURÇİN LAÇİN ALTAY’DAN MEHMET SAİT İMRET İLE “CAMIN CİĞERE GİTTİĞİ” ŞİİR KİTABI ÜZERİNE SÖYLEŞİ…

    29 Nisan 2025

    ÖZCAN ÖZTÜRK’TEN HAKAN KAYA SÖYLEŞİSİ

    1 Mart 2025

    GÖLGE, GÜNAH VE KEDİ VE GÜNLERLE BOZMAK ÜZERİNE ASLIHAN TÜYLÜOĞLU İLE SÖYLEŞİ

    26 Ekim 2024

    BURÇİN LAÇİN ALTAY’DAN ZERRİN SARAL SÖYLEŞİSİ

    21 Ekim 2024

    Aksisanat.com Yenileniyor!

    25 Mart 2023

    Aksisanat.com Yenileniyor!

    25 Mart 2023

    Aksisanat.com Yenileniyor!

    25 Mart 2023

    İsmet Yazıcı’dan Özcan Özcan Söyleşisi…

    1 Mayıs 2024

    Fotoğraf Sanatçısı Özlem Dikel Aksisanat’ın Sorularını Yanıtladı…

    1 Mayıs 2024

    Rabia Çelik Çadırcı Ressam Orçun Çadırcı İle Konuştu…

    31 Mart 2024

    İSMET YAZICI’DAN SETENAY ÖZBEK SÖYLEŞİSİ…

    5 Ağustos 2023

    Aksisanat.com Yenileniyor!

    25 Mart 2023

    BURÇİN LAÇİN ALTAY’DAN MEHMET SAİT İMRET İLE “CAMIN CİĞERE GİTTİĞİ” ŞİİR KİTABI ÜZERİNE SÖYLEŞİ…

    29 Nisan 2025

    ÖZCAN ÖZTÜRK’TEN HAKAN KAYA SÖYLEŞİSİ

    1 Mart 2025

    İsmet Yazıcı’dan Sunay Demircan Söyleşisi…

    18 Ocak 2025

    GÖLGE, GÜNAH VE KEDİ VE GÜNLERLE BOZMAK ÜZERİNE ASLIHAN TÜYLÜOĞLU İLE SÖYLEŞİ

    26 Ekim 2024
  • ETKİNLİK
    1. Edebiyat Etkinlikleri
    2. Sinema Etkinlikleri
    3. Tiyatro Etkinlikleri
    4. Müzik Etkinlikleri
    5. Güzel Sanatlar Etkinlikleri
    6. Televizyon Etkinlikleri
    7. View All

    Şair Çağla Göksel Çakır ve “Ah Mabel” öğrencilerle buluştu

    8 Mayıs 2024

    Şiir Yolculuğu Etkinliği – Turgut Uyar Durağı

    22 Nisan 2024

    Nilüfer Altunkaya’dan Bibliyoterapi Okumaları Atölyesi…

    17 Nisan 2024

    “ŞİİR SUARE”nin konuk şairi ve ressamı Belçika’dan

    28 Mart 2024

    Camille Geri Sayıyor

    14 Mayıs 2018

    Ara Güler’in filmi !f İstanbul’da…

    6 Şubat 2018

    Çağrılmadan Gelen, Garibaldi Sahnesinde…

    19 Ocak 2024

    Saatleri Ayarlama Enstitüsü Tiyatro Sahnesinde

    19 Nisan 2023

    Aksisanat.com Yenileniyor!

    25 Mart 2023

    Aksisanat.com Yenileniyor!

    25 Mart 2023

    Aksisanat.com Yenileniyor!

    25 Mart 2023

    Aksisanat.com Yenileniyor!

    25 Mart 2023

    Şair Çağla Göksel Çakır ve “Ah Mabel” öğrencilerle buluştu

    8 Mayıs 2024

    ‘Yaralarımızı Sarıyoruz’ Etkinliği ‘Amanos Çiçekleri’ Adıyla Kitaplaştı…

    8 Mayıs 2024

    Şiir Yolculuğu Etkinliği – Turgut Uyar Durağı

    22 Nisan 2024

    Nilüfer Altunkaya’dan Bibliyoterapi Okumaları Atölyesi…

    17 Nisan 2024
  • YAYINLAR
    1. Kitap
    2. Dergi
    3. View All

    Koray Feyiz’den Dört Yeni Kitap

    19 Mayıs 2025

    “ANNEMİN HIRKASI” RAFLARDA

    15 Mayıs 2025

    Berna Olgaç’tan yeni kitap: “Görünmez Kalem”

    3 Mayıs 2025

    Güvenme ihtiyacı mı ihanet korkusu mu daha güçlü?

    30 Kasım 2024

    Varlık’ta Bu Ay…

    29 Nisan 2025

    Edebiyatist’in Dosya Konusu “Leyla Erbil”

    8 Mart 2025

    Maraşantiya Dergisinin 15. Sayısı Okuruyla Buluştu…

    25 Şubat 2025

    Varlık’ta Bu Ay…

    28 Ocak 2025

    Burası Henüz Hiçbir Yer – Ferit Sürmeli

    19 Şubat 2021
  • AKSİSANAT TV
    1. Haberler
    2. Söyleşi
    3. Kitap
    4. Şiir
    5. Programlar
    6. Öneriler
    7. Öykü
    8. View All

    İki Taşın Arası, Duvar’da Yayında…

    6 Şubat 2024

    Aksisanat.com Yenileniyor!

    25 Mart 2023

    Aksisanat.com Yenileniyor!

    25 Mart 2023

    Aksisanat.com Yenileniyor!

    25 Mart 2023

    Anlatamıyorum…

    7 Nisan 2023

    Mavi Gözlü Dev

    7 Nisan 2023

    Aksisanat.com Yenileniyor!

    25 Mart 2023

    Aksisanat.com Yenileniyor!

    25 Mart 2023

    Saatleri Ayarlama Enstitüsü Tiyatro Sahnesinde

    19 Nisan 2023

    Aksisanat.com Yenileniyor!

    25 Mart 2023

    Murat Batmankaya’dan Okuma Önerileri…

    30 Ekim 2019

    Özgür Çırak’tan Okuma Önerileri…

    27 Ekim 2019

    Aksisanat.com Yenileniyor!

    25 Mart 2023

    ZEYTİN AKADEMİ’DEN YENİ DOSYA: LEYLA ERBİL

    19 Mayıs 2025

    EZBERBOZAN EDEBİYAT DİRENİŞÇİSİ: LEYLÂ ERBİL

    19 Mayıs 2025

    Metnin Direnişi: Leyla Erbil’in Edebiyatında Mücadele

    19 Mayıs 2025

    LEYLA ERBİL’İN ESKİ SEVGİLİSİNDE KENDİLİK SORUNSALI

    19 Mayıs 2025
  • BİLGİ BANKASI

    Gülten Doğruyol İncesu

    11 Ekim 2023

    Burçin Maya Çankaya

    25 Mayıs 2023

    BİR ZAMAN YOLCUSU: AHMET HAMDİ TANPINAR

    14 Nisan 2023

    Derya Balcı

    4 Mart 2023

    Abdülkadir Budak

    29 Ocak 2023
AksisanatAksisanat
Home»Köşe Yazıları»Domuzlarrrrr Veya Domuz Kumbaralar: Kapitalizmin Dağıttığı Seksist Bir Aile Cinayeti

Domuzlarrrrr Veya Domuz Kumbaralar: Kapitalizmin Dağıttığı Seksist Bir Aile Cinayeti

Neslihan YalmanBy Neslihan Yalman1 Ocak 2019Yorum yapılmamış7 Mins Read1 Views
Facebook Twitter Pinterest LinkedIn Tumblr Email
Share
Facebook Twitter LinkedIn Pinterest Email

‘‘İdeal “aile çiftliği” fikri bir fanteziden ibarettir. Ve hayvanların yaşamları çoğu zaman aynı kesimhanede son bulur. Her durumda, hepsi katledilir.’’ -(Gary L. Francione)

Eric De Volder adlı Belçikalı yazarın, Karaburun’da yazdığını öğrendiğimiz ‘‘Gece Sempozyumu’’ adlı oyun, Mesut Arslan tarafından İstanbul’da sahnelendi (2018). Oyun metnini de okumuş biri olarak söyleyebilirim ki, bir Hıristiyanlık ve kapitalizm -İsa ve Marks paradoksu- hikâyesinin devletin en küçük yapı birimi olan aileye nasıl kan sıçrattığını izledik. Aklıma, yine gerçek bir olaydan yola çıkılarak Jean Genet tarafından yazılan ‘‘Hizmetçiler’’ oyunu geldi. Oyunu 2009-2010 sezonunda İstanbul Şehir Tiyatroları’nda izlediğimde, tanıtım kitapçığının arkasında yer alan iki kadının fotoğrafını anımsıyorum. Christine ve Lea adlı iki kız kardeşin (Papin kardeşler) hayatları oldukça ilginçti. Bu iki kardeş sürekli kiliseye giden, dinlerine bağlı insanlardı; lakin, geçmişte babaları tarafından iğfal edilmişlerdi ve aralarında da enseste dayalı bir birliktelik olduğu imleniyordu. Kardeşler, evlerinde çalıştıkları madamı ve kızını, çekiçle ve çiviyle, işkence uygulayarak öldürmüşler, karşılığında ceza almışlardı. Belirtilenlere göre, evin otoriter hanımı madamın gözleri canlıyken dibine kadar oyulmuştu.

Genet’nin din, ensest ilişki, sınıf farkı gibi öğeleri barındıran bu olaydan etkilenmesi gibi, Volder de -aynı konuya başka bir noktadan dikkat çekmek istemiş olacak ki- yine bir bütün gibi görünen başka bir ailenin içten içe nasıl çürüdüğünü göstermiştir. Burada, evin kurt köpeğiyle ilişkiye giren bir babadan (PHILEMONMEIRESONNE), oğullarına fiziksel bir yakınlaşmada da bulunduğu sezilen anneye (ADRIENNE) değin, bir zamanların yoksul ve iyiliksever ailesinin -mitolojiye göre, Zeus’a yardım eden Philemon ve karısı Baukis- nasıl dönüştüğünü de deneyimleriz. Öyle ki, yüce batının kendi mitlerini tersine çevirdiğine tanık oluruz. Aynı kadim ailenin, çıkarları ve ayakta kalabilmek için, püriten zihniyeti zorlayarak, amorf bir yapıya evrildiğini görürüz.

‘‘Gece Sempozyumu’’nda, şiddet ve cinsel göndermeler oldukça yer kaplamaktadır. Anne Adrienne’in, büyük oğlu Remi’yle iletişimi hayli gergindir. Evde bir komutan edasıyla var olan Adrienne, bir zamanlar iki yumurta almak için gönderdiği oğluna o yumurtaları nasıl kırdığını hatırlatmaktadır. Arslan’ın rejisiyle, anneyi oynayan Derya Alabora, Remi’yi oynayan Serhat Kılıç’ı sahnede sürekli zorlamaktadır. Orada ima edilen iki yumurtanın annenin yumurtalıkları ya da doğan çocuklardan diğer ikisi (ortanca oğul Marcel ve küçük oğul Charles) olduğunu düşünürsek, kocasından rahatsız olan annenin babalık rolünü büyük oğluna yüklediğini, onun da bu aksak otorite karşısında ezildiğini söyleyebiliriz.

Arslan’ın kullandığı tahta dekorun içinde, deneysel bir havayla oynanan oyun, Zorlu Performans Sanatları Merkezi’nin olanakları kapsamında, seyirciyi de iki kısma ayırmıştı. Birinci kısım seyirci oyunu, koltuklarda ve geriden izliyordu. İkinci kısım seyirci ise, alt düzenekleri lastikle tutturulmuş ve sahnede kullanılan topaçlara benzeyen hareketli taburelere oturuyor, oyuncularla bire bir karşı karşıya kalıyordu. Ben de davet edildiğim oyunda, oynayan taburelerden birine oturarak, zaman boyunca yaşanan hareketliliği ve gerginliği hissettim. Bu anlamda, Türkiye’de sahnelenen modern bir eser kapsamında, ilginç bir deneyim yaşadım. Seyirci ‘‘in your face’’ akımının etkisiyle sanki, suratına suratına sürekli kışkırtılıyordu.

Oyuncular seyircilerin arasına karışıyorlar, sahnenin içinde ve dışında dolaşıyorlardı. Tahta dekor içinde, uçları sivri büyük topaçlar ve demir borular kullanılmıştı. Hatta, uzun bir boru yukarı bağlanmıştı ve oyun boyunca, karakterlerin kaldıkları duruma göre harekete geçiyordu. Örneğin, Jacqueline’le evli Remi ve Marcel tarafından taciz edilen işsiz Mylene, seks karşılığı onlardan para aldığında, evin küçük oğlu ve aynı zamanda genç kadının sevgilisi Charles tarafından da uyarılıyordu. O esnada, Mylene’in dış dünyayla iç sesi arasındaki çatışması ve Charles’tan uzaklaşarak (aşk) sekse yaklaşması, borunun, önüne tepeden yavaş yavaş inmesiyle gösteriliyordu. Mylene (Pervin Bağdat), görsel olarak sahnede sıkışırken, alt metin düzeyinde de köşeye sıkışıyordu. Para, dükkân, cinsel ilişkiler, haciz gibi konular eşliğinde işlenilen oyun, samimiyetin bittiği, onun artık psikoza yansıdığı noktaya işaret ediyordu. Adrienne’in hastalığı yetmezmiş gibi, annesinin de (BOBONNE- kocanın annesi/kaynana) tuvalete çıkamaması, sürekli götüne parmak atılmasını istemesi, insanların hastalıklarla boğuşan, modern zavallılara benzediğini imliyordu. ‘‘Gece Sempozyumu’’ oyununda uşak Amiens’i oynayan Güven Kıraç, aynı zamanda bu yaşlı kadını da canlandırıyor, tuvalete çıkmak istermiş gibi sahnede sekiyordu.

Oyunda, bolca argo ve küfür kullanılması ya da ‘‘nasılsın? -iyiyim’’ diyaloğuna sürekli başvurulması, insanlar arasında iletişimsizliğin arttığının, dilin yavanlaştığının göstergesi olarak karşımıza çıkıyordu. Hatta, şiir de yazdığı belirtilen ve evin en hassas çocuklarından biri olan Charles ‘‘bok’’ sözcüğünü her fırsatta tekrarlıyordu. Kesikli-tekrarlı replikler, özellikle seyirciyi rahatsız etmek için işlevsel şekilde dile getiriliyordu. Hıristiyanlığın ana unsurlarından biri olan ‘‘domuz’’ da sürekli bir hakaret ifadesi şeklinde açığa çıkarılıyordu. Evin sapkın babası bir domuza benzetiliyordu. Evde ‘‘kelle’’ üstüne konuşmalar yapılıyordu (kelle yer misin, tutsana şu kelleyi vd.). Uşak Amiens’in ‘‘domuzlar domuzlar… gaddar domuzlar’’ repliğiyle, seyircileri işaret etmesi, yine bir yabancılaşma tekniği biçiminde yansıyordu. Domuz çöken din-kültür birliğinin simgesine dönüşürken -ne de olsa, kumbarası bile vardı-, hacizden kurtarılan işlevsiz-boş buzdolabıysa, ekonomik darboğazı gösteriyordu. Sahneye getirilen o buzdolabının ışığı yandığı anda, içinde hiçbir şeyin olmayışı ve etrafına üç oğlun (Remi, Marcel, Charles) dizilmesiyle, Adrienne’in onların tam karşısında konumlanması ilginç bir göndermeye sebep olmuştu. Mutfak temsilciliğinin temel yansısı anneliğin, para karşısında hükmü kalmamıştı. Anne artık cinayete azmettirici, histerik bir varlığa dönüşmüştü. Karakterlere adeta askeri üniformalar giydiren Arslan’ın yönetmenliğinde, bir aileden çok, bir taburun emir-komuta zincirini izler gibiydik. Erkek karşısında ezilen kadın, diktatörü ezdikten sonra, (mecburen) kendisi diktatöre dönüşmüştü. Eskisi kadar ağlamıyordu, güçlü görünmek zorundaydı. Haciz memuru  da (GUSTAAF KETELS) Güven Kıraç tarafından canlandırılıyordu. Oyunda böylesi bir memurun kullanılması, 18. yüzyılın sonuyla birlikte 19. yüzyılın kapitalizmine vurgu yapan ve içlerinde mutlaka tüccar, avukat, sigortacı gibi soğuk mesleklerin temsilcilerini kullanan natüralist oyunların atmosferini anımsatıyordu. Post-natüralizmin, 21. yüzyıldaki yeni kuklaları haciz memurlarıydı. Kıraç da rolünü o iticiliğin altını çizerek, bilerek canlandırıyordu. Bay Ketels gerçek bir asalak gibi, etrafta sıçrayarak geziyordu.

‘‘Gece Sempozyumu’’nda gürültüye yol açan sesler ve ‘‘underground’’ bir parti ortamını andıran kesikli disko ışıkları kullanılmıştı. Bizlere gün yüzü göstermeyen oyun, modern dünyanın -özellikle batılı kodlar bağlamında- mekanikliğini, ciddiyetini, soğukluğunu yansıtıyordu. Dev topaçlar, demir borular, tahta dekor, mimaride konstrüktivizmin dönüşünü, insan ilişkilerinin nesnel boyutlarıyla paralel hale getiriyordu. (Oyun metninde yazar, Wasili Kandinsky’den bir alıntıyı da epigraf olarak kullanmıştı). Hız, metal, minimallik, aynı zamanda sıkışmışlık çağı olan yüzyılımız, insanları nesnelere mahkûm kılıyordu. Ev artık huzur veren bir yer olmaktan çok, bir dekor parçası, haciz tehdidi altında (içeride sadece buzdolabı ve halılar kalmıştı) bir hastane gibiydi Her türlü zihni ve bedensel rahatsızlık, cinsel tatminsizlik, fanteziler, kavgalar, aşağılamalar orada nüksediyordu. Aile faşizmin ana taşıyıcılarından biriydi artık. Özellikle, kadınların kadınlara davranışlarında da (Adrienne’in Charles’ın sevgilisi Mylene’i aşağılaması, Remi’nin karısı Jacqueline’le atışması) bu sevgisizliklerin, kıskançlıkların görülmesi, kapitalizmin erkek-egemen değer yargılarını birçok noktaya bulaştırdığını göstermekteydi.

Ailenin birleştiricisi anne, kendisi de parça parça olduğundan, erkeksileşerek, daha da kabuk bağlar hale gelmişti. Sahneye salıverilen her topaç, aslında annenin yumurtalıklarından ve rahminden fırlayan bir darbe gibiydi. Bizim yakınlaşmalarımızın ve mesafe koymalarımızın somut tezahürleriydi. Üstelik, tüm parçaları sağa sola dağılmış, gerektiğinde hareket de edebilen ev (tahta dekor), ne Nuh’un gemisi gibi herkesi kucaklayabilme şefkatini taşımaktaydı artık, ne de -Theseus’un sökülüp, yeniden yapılan gemisi misali- eskisi gibi ev olabilecekti. Şeklen bir aile ortamı görülse de, ruhen her bir bireyin aitsizliği hissedilmekteydi. Marcel, babasının dükkânının muhasebesini tutarak para kaçırırken, barlarda çıplak olarak dansçılık yapmaktaydı. Ağabey Remi ona tehdit savururken, kendisi de küçük kardeşi Charles’ın sevgilisi Mylene’i taciz etmekteydi. Hatta, Marcel, Remi’nin karısı Jacqueline’in karşısına geçerek, ona Charles’la birlikte, üçlü seks yapmayı teklif etmişti.

Mutsuz olan anne (Derya Alabora) sahnede bir robot gibi gezerek, oğullarını kışkırtmaktaydı. Charles’ın (Gökhan Girginol) annenin etkisinde kaldığı noktalardaki kafa karışıklığı hayli başarılı şekilde aksettirilmişti. Sahnede adeta bir rap şarkısı söylercesine tekrarlanan sözler, nakaratlar, ‘‘dubstep’’ ve ‘‘beatbox’’ etkiler, günümüz dünya müziğine de çağdaş göndermelerde bulunmaktaydı.

Adrienne, perdesiz sahnelenen ve yaklaşık 80 dakika süren oyunun sonunda, oğullarını babaları Philemon’u öldürmeleri için ikna etti. Çocuklar, babalarını bıçakla ve testereyle acımasızca öldürdüler. Sahnede her şey sembolik düzeyde, az dekorla gösterildiği için, babayı canlandıran Güven Kıraç yere yığıldı. Marcel (Ersin Umut Güler) ve Charles onun kollarına uzandılar. Remi de kardeşlerinin yanına geldi. Anne Adrienne ise artık yorulmuştu, olduğu yerde öylece çözülüverdi. Haciz dolayısıyla, buzdolabının önünde yatan ve halılarına da annesi pisleyen bu kadın, sahnede kendi kabuğuna çekilmişti. Işık azaltıldı, sahneye diğerlerinden daha küçük, cılız bir topaç fırlatıldı. Bu topaç, Adrienne’in arkasından gelecek kadınları (Mylene ve Jacqueline), cinayetle katharsise uğrayan kadınlığı, anneliğin sembolik ölümünü, velhasıl dağılan aileyi temsil ediyordu. Yuvayı yapan dişi kuş onu bozmak zorundaydı.

Share. Facebook Twitter Pinterest LinkedIn Tumblr Email
Neslihan Yalman
Neslihan Yalman

Related Posts

EGE’DEN DENİZE BIRAKILMIŞ BİR ÇİÇEK

4 Eylül 202323 Views

EGE’YE BIRAKILMIŞ BİR SEVDA ÇİÇEĞİ: ATEŞ FATMA

4 Eylül 20231 Views

Şiir için paltosunu satan şair: Orhan Veli

30 Ağustos 202323 Views

Comments are closed.

Aksisanat Reklam
SOSYAL MEDYADA BİZ
  • Twitter
  • YouTube
EN ÇOK OKUNANLAR
ANA

ZEYTİN AKADEMİ’DEN YENİ DOSYA: LEYLA ERBİL

By admin19 Mayıs 2025

Zeytin Akademi Edebiyat Çalışma Grubu yeni çalışmasını tamamladı. Modern Türk edebiyatında eserleriyle bir döneme damgasını…

EZBERBOZAN EDEBİYAT DİRENİŞÇİSİ: LEYLÂ ERBİL

19 Mayıs 2025

Metnin Direnişi: Leyla Erbil’in Edebiyatında Mücadele

19 Mayıs 2025

LEYLA ERBİL’İN ESKİ SEVGİLİSİNDE KENDİLİK SORUNSALI

19 Mayıs 2025

Güncellemelere Abone Ol

Sanat, haber, söyleşi, tv ve edebiyat dünyası hakkında en son yaratıcı haberleri alın.

EN SON HABERLER

ZEYTİN AKADEMİ’DEN YENİ DOSYA: LEYLA ERBİL

19 Mayıs 2025

EZBERBOZAN EDEBİYAT DİRENİŞÇİSİ: LEYLÂ ERBİL

19 Mayıs 2025

Metnin Direnişi: Leyla Erbil’in Edebiyatında Mücadele

19 Mayıs 2025
AKSİSANAT
AKSİSANAT

Kültür, Sanat, Edebiyat, Sinema, Şiir, Müzik ve Daha Fazlası Aksisanat.com 'da...

İletişim:
Email: info@aksisanat.com
WhatsApp: +90 545 545 84 00

Son Yazılar
  • ZEYTİN AKADEMİ’DEN YENİ DOSYA: LEYLA ERBİL
  • EZBERBOZAN EDEBİYAT DİRENİŞÇİSİ: LEYLÂ ERBİL
  • Metnin Direnişi: Leyla Erbil’in Edebiyatında Mücadele
  • LEYLA ERBİL’İN ESKİ SEVGİLİSİNDE KENDİLİK SORUNSALI
  • KUŞAĞININ ÖZGÜN DİLİ: LEYLA ERBİL
  • BU LABİRENTTEN ÇIKMAK MÜMKÜN MÜ?
SON YORUMLAR
  • Derdimin Devası / Gökhan Tok için SSC GD Medical Test
  • Derdimin Devası / Gökhan Tok için alkhair islamic bank
  • EGE’NİN  DİBİ – HALİKARNAS BALIKÇISI için huay999
  • Derdimin Devası / Gökhan Tok için SSC GD Medical Test
Facebook X (Twitter) Instagram YouTube WhatsApp
  • HABERLER
  • AKSİSANAT TV
  • GÜZEL SANATLAR
  • EDEBİYAT
  • SİNEMA
  • MÜZİK
  • ÖDÜLLER
  • ÖNERİLER
  • ETKİNLİK
  • PERFORMANS
  • POPÜLER KÜLTÜR
  • DOSYA
  • ÇEVİRİ
  • SORUŞTURMA
  • SÖYLEŞİ
  • TELEVİZYON
  • TİYATRO
  • YAYINLAR
  • YAZI
  • KÜNYE
  • İLETİŞİM
© 2025 aksisanat.com. Designed by GF MEDYA

Type above and press Enter to search. Press Esc to cancel.

Sign In or Register

Welcome Back!

Login to your account below.

Robot olmadığınızı kanıtlayın


Lost password?