SEBASTİANO GRASSO ‘NUN KİTABI İÇİN NE DEDİLER?
“Neruda söylemişti: “Susunca hoşuma gidiyorsun çünkü yok gibisin” Giuliana,gerçek ya da hayali kadın, şiirin merkezi aynı zamanda.Sebastiano Grasso’nun bu olaganüstü kitabının obsessif kahramanı,başlangıçta hakiki ve eklemli, beyitler ya da ayrı ayrı cümlelerden oluşan bir şiir yazar, bu şiir yazara kendi eserlerini düzenlemesi için ihtiyaç duyduğu sözcükleri önerecektir. Sık sık kadına yaklaşır, geniş açıklamalarla da olsa, daima görgü kurallarına maruz kalmaktan kaçınarak yapar bunu ama yine de bir keresinde kurallara ters düşecektir. Bu aşk hikayesi herşeyden önce ilan edilen bir ayrılığın hikayesidir.Vücutlar her şeyi bilemezler, onlarsız hiçbir şey mümkün olmasa bile.”
José Saramago (İspanyolca baskısının önsözünden)
“Biliyor musunuz onun nesi, sanatçı olarak, beni fethetti? Belki asil soylu bir Sicilyalı için uğursuz bir durum ama, tutkuya olan tutkusu. Beni şaşırtan, bir gazetenin redaksiyonunda uzun yıllar çalıştıktan sonra dudaklarının hala kurumamış olmasıydı. Daima öpücüklerle nemli arzuyla yanıyorlardı. Bu sempatik, iflah olmaz, şehvetli çapkının klasik ya da kent aksanlı erotizmi, ( dünyanın iktidarsızlığına karşı her derde deva),kardeşim Sebastiano gibi, bana bir gençlık arkadaşımın resmini hatırlattı. Sebastiano Grasso’nun aşk şiirleri, o kadar genç olmayan kahramanları, köpek yavruları gibi birbirlerini ısırıp tırmalasalar da , sonunda gerçek bir macera kitabına hayat verdiler.”
Evgenji Evtushenko (Rusça baskısının önsözünden)
“Kendi yıllarının minimalist davetlerinden kaçmak ve ondokuzuncu yüzyılın avangard akımlarına kendini kaptırmak Sebastiano’ya şeylerin düzenini bozmaya ve aynı zamanda onları tek bir ortak anlamsızlık ve genel anlam hamuru olarak yeniden birleştirmeye izin verir. Gerçeküstü ders bu aşk rejimindeki gibi tatlı ve etkin bir izdüşümünü hiçbir rejimde bulamazdı. Bu aşk rejimi üstelik Sebastiano’nun “karanlık” yıllarında tüm nitelikli dönüşümlerinde Carlo Bo tarafından çok iyi gözlenmiş kaynaklarıyla gerçekleşmişti. Bu kaynaklar öyle bir üsluba yönelirler ki burada görüntülerin, anlamsızın izlerini taşıyan tarafsız bir eşzamanlılığı vardır. Eşzamanlılık zorlukla bastırılan iki çekici duruma sahipti: ölüm ve deniz.”
Mario Luzi (İtalyanca baskısının önsözünden)
“Kadın gerçeğini dönüştürmek adına bir referans oluyor bu kitap: artık gerçeği temsil etmesinin aksine onu temsil edilen gerçeğin ta kendisidir. Demiryolu,tren,haber,büro,telefon,bisiklet,süpermarket,mantar,sırık,bardak,süt,kafe,bar,restoran,sandalye, televizyon,uydu anten,tv haberleri,Roma, Ramallah, bu ve diğer şeyler, kadın varlığı şiirinin içinde,günlük sıradanlıklarından soyunuyorlar, bayağılık ve tüketicilik kalıbından parlak öğelere dönüşüyorlar, “kadın” denilen büyüleyici ve zekaüstü varlığın duygusunun yönetiminde, “günlük hayat” denilen büyüleyici ve dahiyane bir duygusallıkta bir orkestrayı yönetiyorlar. Sebastiano, benim sevgili rehberim,dostum, bana bundan sonraki senfonini açıklayacak mısın?”
Adonis(Arapça baskısının önsözünden)