Close Menu
AksisanatAksisanat
  • ANASAYFA
  • HABERLER
    • Edebiyat Haberleri
    • Sinema Haberleri
    • Tiyatro Haberleri
    • Müzik Haberleri
    • Güzel Sanatlar Haberleri
    • Televizyon Haberleri
  • YAZI
    • Edebiyat Yazıları
    • Kitap Yazıları
    • Sinema Yazıları
    • Tiyatro Yazıları
    • Müzik Yazıları
    • Güzel Sanatlar Yazıları
    • Televizyon Yazıları
  • SÖYLEŞİ
    • Edebiyat Söyleşi
    • Sinema Söyleşi
    • Tiyatro Söyleşi
    • Müzik Söyleşi
    • Güzel Sanatlar Söyleşi
    • Televizyon Söyleşi
  • ETKİNLİK
    • Edebiyat Etkinlikleri
    • Sinema Etkinlikleri
    • Tiyatro Etkinlikleri
    • Müzik Etkinlikleri
    • Güzel Sanatlar Etkinlikleri
    • Televizyon Etkinlikleri
  • ÖDÜLLER
    • Edebiyat Ödülleri
    • Sinema Ödülleri
    • Tiyatro Ödülleri
    • Müzik Ödülleri
    • Güzel Sanatlar Ödülleri
    • Televizyon Ödülleri
  • YAYINLAR
    • Kitap
    • Dergi
  • AKSİSANAT TV
  • BİLGİ BANKASI
  • SORUŞTURMA
    • Satır Başı
    • Öykü Zamanlığı
  • DOSYA
  • EDEBİYAT
    • Edebiyat Haberleri
    • Edebiyat Söyleşi
    • Edebiyat Yazıları
    • Edebiyat Etkinlikleri
    • Edebiyat Ödülleri
  • SİNEMA
    • Sinema Haberleri
    • Sinema Söyleşi
    • Sinema Yazıları
    • Sinema Etkinlikleri
    • Sinema Önerileri
    • Sinema Ödülleri
  • TİYATRO
    • Tiyatro Haberleri
    • Tiyatro Söyleşi
    • Tiyatro Yazıları
    • Tiyatro Etkinlikleri
    • Tiyatro Önerileri
    • Tiyatro Ödülleri
  • MÜZİK
    • Müzik Haberleri
    • Müzik Söyleşi
    • Müzik Yazıları
    • Müzik Etkinlikleri
    • Müzik Ödülleri
  • GÜZEL SANATLAR
    • Güzel Sanatlar Haberleri
    • Güzel Sanatlar Söyleşi
    • Güzel Sanatlar Yazıları
    • Güzel Sanatlar Etkinlikleri
    • Güzel Sanatlar Ödülleri
  • TELEVİZYON
    • Televizyon Haberleri
    • Televizyon Söyleşi
    • Televizyon Yazıları
    • Tv Önerileri
    • Televizyon Ödülleri
    • Televizyon Etkinlikleri
  • ÖNERİLER
    • Okuma Önerileri
    • Tv Önerileri
    • Sinema Önerileri
    • Tiyatro Önerileri
    • Sergi Önerileri
  • POPÜLER KÜLTÜR
  • ÇEVİRİ
    • Şiir Küre
  • YAZARLAR
  • PERFORMANS
    • Hanım-Efendiler
    • Matris Şiir
    • Dada Günlükleri
    • Şairler Sözlüğü
  • İLETİŞİM
  • KÜNYE
Facebook X (Twitter) Instagram YouTube WhatsApp
Facebook X (Twitter) YouTube Instagram WhatsApp
AksisanatAksisanat
YAZARLAR Giriş
  • ANASAYFA
  • HABERLER
    1. Edebiyat Haberleri
    2. Sinema Haberleri
    3. Tiyatro Haberleri
    4. Müzik Haberleri
    5. Güzel Sanatlar Haberleri
    6. Televizyon Haberleri
    7. View All

    Çıngıraklı Sokak, üç yaşına doğduğu sokakta bastı…

    28 Ocak 2025

    “Sinema Endüstrisi ve Akademi” Başlıklı Çalıştay başlıyor…

    30 Kasım 2024

    ÇINGIRAKLI SOKAK, “HEYBELİADA SANATORYUMU HALKINDIR!” DEDİ

    26 Kasım 2024

    Şiir Yolculuğu Etkinliği – Ümit Yaşar Oğuzcan Durağı

    5 Kasım 2024

    Antakya Film Festivali’nden Depremzedelere Moral: Yaz Sineması Etkinliği…

    31 Mayıs 2025

    Fotofilm 6. Uluslararası Kısa Film Festivali Ödülleri Sahiplerini Buldu

    19 Mayıs 2025

    Bergen En Çok İzlenen Film Oldu…

    9 Nisan 2023

    Aksisanat.com Yenileniyor!

    25 Mart 2023

    Saatleri Ayarlama Enstitüsü Tiyatro Sahnesinde

    19 Nisan 2023

    Aksisanat.com Yenileniyor!

    25 Mart 2023

    BURAK ERTAN “ALABORA” İLE KALPLERE DOKUNACAK

    13 Temmuz 2025

    Özgür Akdemir, “Zalım Seni” adlı çalışmasını, sevenlerinin beğenisine sundu!

    8 Nisan 2024

    Aksisanat.com Yenileniyor!

    25 Mart 2023

    Aksisanat.com Yenileniyor!

    25 Mart 2023

    Aksisanat.com Yenileniyor!

    25 Mart 2023

    “Sessiz Kalmıyoruz Dünya İçin Konuşuyoruz!”

    19 Ekim 2025

    Aylık Şiir Gazetesi Çıngıraklı Sokak Yeni Sayısıyla Okurunu Selamlıyor…

    10 Ağustos 2025

    BURAK ERTAN “ALABORA” İLE KALPLERE DOKUNACAK

    13 Temmuz 2025

    Antakya Film Festivali’nden Depremzedelere Moral: Yaz Sineması Etkinliği…

    31 Mayıs 2025
  • YAZI
    1. Edebiyat Yazıları
    2. Kitap Yazıları
    3. Sinema Yazıları
    4. Tiyatro Yazıları
    5. Müzik Yazıları
    6. Güzel Sanatlar Yazıları
    7. Televizyon Yazıları
    8. View All

    Hüseyin Kalyan Yazdı: Şerif Fatih, Hakikat Yolunda Bir Münzevi

    7 Ağustos 2022

    Gezi – Demet Kurt Güngör: Kurdun Kirpikleri

    29 Haziran 2020

    Şiir Taşı: Toprağın Bağrındaki Nişan

    22 Haziran 2020

    Ertan Mısırlı’dan Bir “Baba” Anı

    20 Haziran 2020

    İÇİ HİKÂYELERLE DOLU KISACIK BİR KİTAP: KALPTEN GELEN ARMAĞAN ve YENİ TOHUMLAR, YENİ HAYAT

    19 Mayıs 2025

    Hüseyin Kalyan Yazdı: Şerif Fatih, Hakikat Yolunda Bir Münzevi

    7 Ağustos 2022

    Erinç Büyükaşık Kitapları Liman Yayınevi’nde…

    3 Şubat 2022

    Burası Henüz Hiçbir Yer – Ferit Sürmeli

    19 Şubat 2021

    Ev Köpekleri ve Çakallar

    12 Temmuz 2025

    FLEISHMEN IS IN TROUBLE

    13 Nisan 2023

    Malcolm & Marie

    20 Şubat 2021

    İlknur Atalkın Yazdı: The Queen’s Gambit

    29 Aralık 2020

    Aksisanat.com Yenileniyor!

    25 Mart 2023

    Aksisanat.com Yenileniyor!

    25 Mart 2023

    Makamların Efendisi…

    17 Ocak 2022

    Aksisanat.com Yenileniyor!

    25 Mart 2023

    Aksisanat.com Yenileniyor!

    25 Mart 2023

    CEREN AVŞAR’IN ZİHİN İPLERİ’NE DOLANAN ŞİİRLERİ ÜZERİNE

    21 Ekim 2025

    KAYAYI DELEN İNCİR: TURGUT UYAR VE ŞİİRİ

    12 Ekim 2025

    “Yaralı Zarafet”: Kırılganlığın Poetik Haritası

    12 Ekim 2025

    Saf Şiirin İmkânsızlığı ile Büyülü Kürede Yolculuk: Brecht ve Dilek Değerli Arasında Bir Karşı-Okuma

    23 Eylül 2025
  • SÖYLEŞİ
    1. Edebiyat Söyleşi
    2. Sinema Söyleşi
    3. Tiyatro Söyleşi
    4. Müzik Söyleşi
    5. Güzel Sanatlar Söyleşi
    6. Televizyon Söyleşi
    7. View All

    Faruk Bal’dan Betül Tarıman Söyleşisi

    7 Eylül 2025

    BURÇİN LAÇİN ALTAY’DAN CEREN AVŞAR SÖYLEŞİSİ

    25 Haziran 2025

    Koray  Feyiz’den  Onur Köybaşı Söyleşisi…

    31 Mayıs 2025

    BURÇİN LAÇİN ALTAY’DAN MEHMET SAİT İMRET İLE “CAMIN CİĞERE GİTTİĞİ” ŞİİR KİTABI ÜZERİNE SÖYLEŞİ…

    29 Nisan 2025

    Aksisanat.com Yenileniyor!

    25 Mart 2023

    Aksisanat.com Yenileniyor!

    25 Mart 2023

    Aksisanat.com Yenileniyor!

    25 Mart 2023

    İsmet Yazıcı’dan Özcan Özcan Söyleşisi…

    1 Mayıs 2024

    Fotoğraf Sanatçısı Özlem Dikel Aksisanat’ın Sorularını Yanıtladı…

    1 Mayıs 2024

    Rabia Çelik Çadırcı Ressam Orçun Çadırcı İle Konuştu…

    31 Mart 2024

    İSMET YAZICI’DAN SETENAY ÖZBEK SÖYLEŞİSİ…

    5 Ağustos 2023

    Aksisanat.com Yenileniyor!

    25 Mart 2023

    Faruk Bal’dan Betül Tarıman Söyleşisi

    7 Eylül 2025

    BURÇİN LAÇİN ALTAY’DAN CEREN AVŞAR SÖYLEŞİSİ

    25 Haziran 2025

    Koray  Feyiz’den  Onur Köybaşı Söyleşisi…

    31 Mayıs 2025

    BURÇİN LAÇİN ALTAY’DAN MEHMET SAİT İMRET İLE “CAMIN CİĞERE GİTTİĞİ” ŞİİR KİTABI ÜZERİNE SÖYLEŞİ…

    29 Nisan 2025
  • ETKİNLİK
    1. Edebiyat Etkinlikleri
    2. Sinema Etkinlikleri
    3. Tiyatro Etkinlikleri
    4. Müzik Etkinlikleri
    5. Güzel Sanatlar Etkinlikleri
    6. Televizyon Etkinlikleri
    7. View All

    Şair Çağla Göksel Çakır ve “Ah Mabel” öğrencilerle buluştu

    8 Mayıs 2024

    Şiir Yolculuğu Etkinliği – Turgut Uyar Durağı

    22 Nisan 2024

    Nilüfer Altunkaya’dan Bibliyoterapi Okumaları Atölyesi…

    17 Nisan 2024

    “ŞİİR SUARE”nin konuk şairi ve ressamı Belçika’dan

    28 Mart 2024

    Camille Geri Sayıyor

    14 Mayıs 2018

    Ara Güler’in filmi !f İstanbul’da…

    6 Şubat 2018

    Çağrılmadan Gelen, Garibaldi Sahnesinde…

    19 Ocak 2024

    Saatleri Ayarlama Enstitüsü Tiyatro Sahnesinde

    19 Nisan 2023

    Aksisanat.com Yenileniyor!

    25 Mart 2023

    Aksisanat.com Yenileniyor!

    25 Mart 2023

    Aksisanat.com Yenileniyor!

    25 Mart 2023

    Aksisanat.com Yenileniyor!

    25 Mart 2023

    Temiz Yürüyüş Etkinlikleri Devam Ediyor…

    31 Ekim 2025

    Şair Çağla Göksel Çakır ve “Ah Mabel” öğrencilerle buluştu

    8 Mayıs 2024

    ‘Yaralarımızı Sarıyoruz’ Etkinliği ‘Amanos Çiçekleri’ Adıyla Kitaplaştı…

    8 Mayıs 2024

    Şiir Yolculuğu Etkinliği – Turgut Uyar Durağı

    22 Nisan 2024
  • YAYINLAR
    1. Kitap
    2. Dergi
    3. View All

    AYDAN AY’DAN YENİ KİTAP: “HARFLERİN FISILTISI”

    2 Kasım 2025

    “Boğaz’da Kara Gölgeler” Raflarda

    2 Kasım 2025

    Güneşli Bir Düş Okuruyla Buluştu…

    21 Ekim 2025

    “Uygarlık, Demokrasi, Kimlik ve Öznellik”

    13 Ekim 2025

    “ŞİİR VE BARIŞ, KARTALIN KANADINDAKİ GÜNEŞ”

    12 Ekim 2025

    Varlık’ta Bu Ay

    12 Ekim 2025

    Varlık’ta Bu Ay

    10 Ağustos 2025

    Varlık’ta Bu Ay…

    29 Nisan 2025

    Burası Henüz Hiçbir Yer – Ferit Sürmeli

    19 Şubat 2021
  • AKSİSANAT TV
    1. Haberler
    2. Söyleşi
    3. Kitap
    4. Şiir
    5. Programlar
    6. Öneriler
    7. Öykü
    8. View All

    İki Taşın Arası, Duvar’da Yayında…

    6 Şubat 2024

    Aksisanat.com Yenileniyor!

    25 Mart 2023

    Aksisanat.com Yenileniyor!

    25 Mart 2023

    Aksisanat.com Yenileniyor!

    25 Mart 2023

    Anlatamıyorum…

    7 Nisan 2023

    Mavi Gözlü Dev

    7 Nisan 2023

    Aksisanat.com Yenileniyor!

    25 Mart 2023

    Aksisanat.com Yenileniyor!

    25 Mart 2023

    Saatleri Ayarlama Enstitüsü Tiyatro Sahnesinde

    19 Nisan 2023

    Aksisanat.com Yenileniyor!

    25 Mart 2023

    Murat Batmankaya’dan Okuma Önerileri…

    30 Ekim 2019

    Özgür Çırak’tan Okuma Önerileri…

    27 Ekim 2019

    Aksisanat.com Yenileniyor!

    25 Mart 2023

    Etos 3. Geleneksel Şiir Yarışması Başlıyor…

    2 Kasım 2025

    AYDAN AY’DAN YENİ KİTAP: “HARFLERİN FISILTISI”

    2 Kasım 2025

    “Boğaz’da Kara Gölgeler” Raflarda

    2 Kasım 2025

    Temiz Yürüyüş Etkinlikleri Devam Ediyor…

    31 Ekim 2025
  • BİLGİ BANKASI

    Gülten Doğruyol İncesu

    11 Ekim 2023

    Burçin Maya Çankaya

    25 Mayıs 2023

    BİR ZAMAN YOLCUSU: AHMET HAMDİ TANPINAR

    14 Nisan 2023

    Derya Balcı

    4 Mart 2023

    Abdülkadir Budak

    29 Ocak 2023
AksisanatAksisanat
Home»ANA»Popülizmin Flütü

Popülizmin Flütü

Canan SağarBy Canan Sağar27 Aralık 2021Yorum yapılmamış8 Mins Read2 Views
Facebook Twitter Pinterest LinkedIn Tumblr Email
Share
Facebook Twitter LinkedIn Pinterest Email

Müzik, tarih öncesi zamanlardan bugüne kadar geldi. Bu süreçte büyük dönüşümler ve gelişim yaşadı. Müziği eski veya yeni bütün kültürlerin içinde bulabiliriz. Tarih öncesi zamanda yolculuk yaparken, sanatın ve müziğin günümüzde vardığı sınırsız gelişimin nereden başladığını anlamak mümkün mü? Müziği sadece Batı Müziği ve Doğu Müziği diye kategorilere ayırmak doğru bir yaklaşım mı? Çağlar boyu “Büyük insanlık” sonsuz değişimlerden geçerken müziğin yerinde sayması kuşkusuz mümkün değildi, bu dönemlerden başlayıp yirminci yüzyıla kadar uzanan bu yolculuğu anlamak için önce tarihin içindeki sesi duymalıyız. Nereden geldik, nereye gidiyoruz, bu süreçte vardığımız yer neresi diye sormalıyız?

Müzik ilk olarak ritim ile keşfedildi, insanın yanlışlıkla bir kütüğe çubukla vurması sonunda çıkan sesi duymasıyla ritim duygusu bütünleşince ortaya perküsyon çıktı ve insanın içindeki kıpırtı, dışına böyle vurdu. Alet ve enstrümanlardan önce, elini ve ayaklarını kullandı insan. Onlarla ritim tuttu, eski çağlardaki imkansızlıklar içinde başka çaresi de yoktu. Bu noktada ilk enstrüman olarak insan sesi de tarihin başlarında yerini alıyor, yani her ikisi de insanın müzikle ilişkisinin başladığı yere varıyor.

Tarih kitapları, insanın bütün enstrümanları tesadüf eseri bulduğunu yazıyor. Öyleyse “Tesadüflerle gelişen” deniz derya müzik bilgisine sahibiz bu çağda.  Şüphesiz bu ses “Tesadüf” de olsa doğanın içinden geliyordu; ağaçların, börtü böceğin, suların, dağların içinden… o halde insanın ritme karşı koyamamasının, en büyük sebebi içindeki hareket duygusundan mıydı? Bu yüzden mi duymuştu ritmin güçlü sesini? Platon, “Müzik ve ritim yollarını ruhun gizli köşelerinde bulurlar” diye anlatıyor. Bu keşfi, böyle anlamlandırıyor. Platon ne kadar da haklıydı. Müzik insanın iç sesiydi.

Eski tarih, yeni tarih fark etmeksizin, kültürlerin hepsinin müzik yoluyla kendine özgü iletişim yolları vardır. Doğu müziği, ağırlıklı olarak doğudan ve Hindistan’dan türetilmiştir. Batı müziği ise ilk olarak Avrupa’dan çıkmıştır. Nitekim, müziği sadece doğu ve batı diye ayırmak mümkün değildir, çünkü kuzeyden güneye, bütün coğrafyaların kendi müzikleri vardır ve bu müzikler inançları, ırkları, toplulukları temsil etmektedir. O halde on binlerce yıl öncesine, bu tarihin ilk sayfalarına inelim.

M.Ö. 60.000 döneminde, eski insanlar, mağara resimleri, takı ve yüksek ihtimalle müzik de yapmaya başladılar. En eski enstrüman olarak kayda geçen, Almanya, Hohle Fels mağarasında bulunan, akbabaların kanat kemiklerine delikler açarak yapılan flütlerin 35.000 sene öncesine ait olduğu söyleniyor. Nefesli enstrümanlar ilk böyle oluşmaya başlıyor. Teyit edilmemiş olsa da en eski müzik aleti, Slovenya’nın Cerkno kentindeki Divje Babe arkeoloji parkında bulunan Divje Babe flütü. Bu flüt bir mağara ayısının kalça kemiğinden yapılmıştır. Bazı bilim adamları, kalça kemiğinin flüt yapmak için yeniden şekillendirildiğine inanırken, bazıları deliklerin sadece etoburların kemiği çiğnemesinin bir yan ürünü olduğuna inanıyor. Yaklaşık 43.500 yaşındadır.

            M.Ö. 13,000, Siberya avcıları gruplar halinde Amerika’ya göçerken, şaman geleneksel müziklerini ve ritüellerini de beraberlerinde götürdüler. Taş devri toplumlarında müzik sadece uzmanlarla sınırlı bir şey değildi. Şaman ritüellerini sadece şamanlar gerçekleştirebilse de daha geniş toplulukların katılabileceği farklı etkinlikler yapılıyordu. Şaman ayinlerinde müzik önemli bir yerde tutuluyordu ve şamanlar, sade müziğe değil, dansa, oyuna, şiire de kıymet veriyorlardı. Sanat ve hayat iç içeydi.

M.Ö. 6000 Türkiye’de bakır, bronz ve metal dökümü başlar, M.Ö. 3000’de, bu metaller yeni enstrüman yapımında kullanılır. Bu dönemden sonra Mezopotamya, Mısır ve İndus Vadisi’nde toplumlar birbirine karışmaya, papazlar ve yöneticiler, ayinler ve törenler için müziği kullanmaya başlar. Sonraki yıllarda, Yunan filozof Pisagor (Pythagoras), notalar arasındaki ve gök cisimleri arasındaki matematiksel oranlar üzerinde çalışmalar yapar. Müzik, evrenin ayırmayan dili; birleştirici ve bütünleştirici gücü. Şüphesiz Eski Yunan filozofları bu yüzden doğayı ve evreni anlamak için müzik eğitiminin önemini vurguluyorlardı. Pisagor, müzik ve matematiği birleştirdiği çalışmalarına “Kürelerin müziği” diyordu; dünyanın etrafında küresel yörüngeler halinde dönen güneş, ay ve gezegenlerin evreni titrettiğine ve bu titreşim sonucu müziğin doğumunu anlamlandırıyordu. Bir başka Yunan filozof Aristo için müzik “Dinlenme halinde yaşayanların boş saatlerini eğitmek, eğlendirmek veya çalıştırmaktır.” anlamını ifade eder. İnsan ve doğa gelişirken, müzik de bu muazzamlığın içinde sayfa sayfa yerini alıyordu baş köşede.

Binlerce yılı aşkın süredir, Mezopotamya, Mısır, kuzey Hindistan ve Çin’de dünyanın en eski medeniyetleri, müzikal gelenekler geliştirdiler. Bu gelenekler bugün kültürlerin en büyük temsilcileri oldular. Kuşkusuz unutulmaya yüz tutmuş etnik kökenlerin, yaşayan ve yaşatan tarihi haline geldiler. Örneğin, batı Afrika’da “Griot” (kabilenin tarihini ve geleneklerini kuşaktan kuşağa aktaran kişi) şarkıcı ve hikayeci, modern çağa kadar yaşadı ve bugün hala yaşamakta. Bir başka coğrafyaya bakacak olursak, Hindistan’ın kendine özgü müzik geleneğinin kökenleri M.Ö. 2600’den 1900’e kadar gelişen İndus Vadisi uygarlığına kadar uzandığına inanılmaktadır. Eski Çinli filozoflar da müziğin, evrenin temel düzenini yansıttığına inanırlardı.

Müziğin, biraz daha günümüz tarihine, yakın zamanına inersek, karşımıza belirli kategorilerde olan ve belirli çağları temsil eden başlıklarda müzikler gelecektir; antik/barok, klasik, çağdaş/modern, post modern, renosans, romantik ve yirminci yüz yıl. Tüm sanat alanlarıyla birlikte, özellikle Barok döneminde (1600-1750), müzik güçlendi ve coşkuyla büyüdü. Besteciler, dini ya da laik eserler yazarken, dinleyicide etki yaratmayı hedefledi; böylece opera ve oratoryo ezgileri doğdu; sözlü müzik ve dansa eşlik eden müzikten, bağımsızlığını kazanarak enstrümantal müzik de güçlendi.

Eski çağlardan, barok dönemine, barok döneminden, yirminci yüzyıla, müzikteki özgürleşme ve sınır tanımama, bu çağın hızlı akan tüketim ve üretim maratonuna ayak uydurmasını kanıtlıyor. Barok döneminin kuralları vardı. Klasik ve Romantik çağ ile bu kurallar ufak çaplı gelişti. Aydınlanma Çağı, entelektüel söylem ve siyasi devrimin girdabına tanık oldu.  Bu temel plana karşı, klasik dönem, Barok müziğin karmaşıklığını devirmeye ve yeni bir neslin rasyonalitesine hitap etmeye çalıştı. Ve böylece yeniden müzik, halkla karışmaya başladı, elit ve üst sınıftan ve kurallardan ayrışarak. Çünkü, müzik kentlerde sınıfsal köylerde ise halkındı. Bu sayede, halka açık konserler aracılığıyla, müziğin popülerleşmesinin ve notaların daha fazla kullanılabilirliğinin denetlenmesine yardımcı oldu; senfoni, enstrümantal, sonat ve yaylı çalgılar dörtlüsü gibi yeni formlar, artık sadece üst sınıfların himayesinde değil, gelirleri için pazara bağımlı olan besteciler tarafından, yeni, orta sınıf dinleyiciler için geliştirildi.

Gelelim yaşadığımız bu çağa. Yirminci yüzyılda eski dönemlere ait kurallar tamamen aşıldı. İnsanlar, neredeyse her gün yeni bir tarz ile halkın karşısına geçerek, müzik yaptığını söyleyebildi. Bu çağda, popülizmin etkisinde kalan büyük çoğunluk “Ne tutar” sorusuyla “Sanat” yapmaya başlayınca, halk da zaman içinde iyiyi kötüyü ayıramaz ve seçemez oldu. Melodi ve müzikal bilinç kaybolmaya yüz tuttu. Gelişen teknoloji ve aşırı hızlı yaşamlar içinde ekranlarda ne çıkarsa çıksın adeta halklar tarafından sorgusuz sualsiz kabul edildi. Yani, şöyle de söyleyebiliriz, ana akım medya tarafından gözümüzün içine sokuldu ve kuşkusuz sorgulamayan halklar, kabul etmekten başka bir şey yapamadı. Müzik yozlaştıkça yozlaştı.

Bununla birlikte, Adorno’nun vurguladığı iki önemli soruyu hatırlayalım; “Müzik ne yapmalı?” ve “Müzik ne anlama gelebilir?” Bu sorulara, bu çağda verilecek en güzel yanıt; müzik, onu duyanların olduğu her yerde, biçimi nasıl olursa olsun kendini yaşayacak ve yaşatacak olmasıdır. İyi ya da kötü ayırt etmeksizin, halklar “Kulağına hoş gelen” her şarkıyı ezberleyecektir, melodileri bağrına basacaktır. Eski çağlardan, post modern çağa kadar böyle gelmiştir ve böyle gidecektir. Adorno, müziğin misyonunu “acı çekmenin kodlanmış dili aracılığıyla değişim çağrısı yapmak” (Adorno, 2003, s. 162) olarak tarif ediyordu. Çünkü; Adorno, sanatı hayatın içinde görüyor, bu yüzden batı topluluklarını sert biçimde eleştiriyordu. Sizce haksız mıydı?

Öte yandan, kişi ve grupların kendilerini ifade edebildikleri müzikleri yapabilmesi, sağlıklı bireyler ve sosyal hayatımız için ihtiyacımız olan en büyük etkenlerden biri. Ancak özgürleştikçe müzikte birleşebiliriz. Nitekim, Avrupa’da, operalar, konserler ancak üst sınıfların ulaşabildiği sanat dalıydı. Bu sınıftan olanlar tarafından izlenirdi. Halkın bilet alma gücü ve izleyebilme imkanı yoktu. Bu durumun, bugün dünyanın birçok kentinde aşıldığını görsek de günümüz dünyasının sınıf derdi bitmedi, devam ediyor. Bununla birlikte, 16. yüzyıl ve sonrasında yazılan ve icra edilen müziklerde, bugün icra edilen müziklerdeki ticari kaygılar yoktu. Sanat, varoluş için yapılıyordu. Bu, Avrupa’da, Asya’da, Mezopotamya’da, dünyanın dört bir yanında böyleydi.

Çağın sonsuz ilerleyişi, günümüzde sürekli “Daha çok iste” gibi verilen mesajlar, eskiyi unutmak, değerleri kaybetmek için yapılmış bilinçli hareketlerdir. Oysa eskiyi yeni ile birleştirince oluşan harmanın güzelliği paha biçilebilir mi? Yozlaşmak böyle oluyor toplumlar ve bireyler arasında. Unutarak. Sahi! Bu, çok kullanılan kelimenin tam manasını yeri gelmişken yazmakta fayda var; Yozlaşmanın sözlük anlamı; “Doğasında, soyunda bulunan iyi nitelikleri sonradan yitirmek, soysuzlaşmak” Kuşkusuz, bu noktada soyluluk ve soyu korumaktan bahsetmiyorum. Değerleri yitirdikçe kaybolan bir çağdan bahsediyorum.

Sanat, iletişim kurmanın en güçlü dallarından biri. Sanatın dili, doğa ve hayatın dili, doğanın içindeki ses, insanın içindeki ritimle bütünleşmeseydi, bugün, müziğin geldiği noktaya gelmek mümkün olmayacaktı. Balzac’ın “Sanatın vazifesi, tabiatı kopya etmek değil, tabiatı ifade etmektir” sözünde dediği gibi, insan, doğayı taklit etmedi, ifade etti.

Müzik, duygularımızı, diğer sanat dallarından çok farklı bir şekilde ifade etmemize yardımcı olur. Duygulanmamız, hissetmemiz ve onları ifade etme yeteneğimiz, bizi insan yapan şeydir.  Ve duygularımız olduğu sürece müzik, insan yaşamının ayrılmaz bir parçası olarak kalacaktır. Ne yazık ki insanda iyi ve kötü duygular bir arada barınmaktadır. Müzik de bu bağlamda ve bu çağda payına düşeni yaşamaktadır. Her şeyi çabuk unutmak gibi, müzik ve on binlerce yıllık bu serüvenin de pek kimsenin umurunda olmaması gibi.

Müzik, savaşları başlatıp, barış için milyonları bir araya getirmeye varana dek birçok şey yapabilir, tarih boyu topluluklar ve bireyler üzerinde böyle etkilidir. Bir çubuk ve bir kütükle başlayan hikayenin, dünyayı sarmış olması, belki bir tesadüf, belki de değildir. Ve kim, tam olarak bu sorunun tek bir doğru cevabı olduğunu savunabilir? Müzik, çok eski zamanlardan beri insan yaşamının temel bileşenlerinden biri olmuştur ve insanlığın neredeyse tüm öngörülebilir geleceği için de böyle olmaya devam edecektir. Tarih bunu böyle söylese de tüketim çağında yarın için kaygılanmamak mümkün değil. Şimdilerde bunu gören insanların sayısı gittikçe düşmekte, oysa, tarih öncesi çağlardan bugüne, adım adım büyüyen bu sanat dalını yaşatmak, popülizmden değil, emek vermekten geçmektedir. Ve ancak dünya döndükçe, emek ile üretilen eserler yaşayacaktır. Diğerleri, tarihin bulanık sularında kaybolacaktır.

Share. Facebook Twitter Pinterest LinkedIn Tumblr Email
Canan Sağar
Canan Sağar
  • Website

Related Posts

Etos 3. Geleneksel Şiir Yarışması Başlıyor…

2 Kasım 202533 Views

AYDAN AY’DAN YENİ KİTAP: “HARFLERİN FISILTISI”

2 Kasım 202531 Views

“Boğaz’da Kara Gölgeler” Raflarda

2 Kasım 20257 Views

Comments are closed.

Aksisanat Reklam
SOSYAL MEDYADA BİZ
  • Twitter
  • YouTube
EN ÇOK OKUNANLAR
ANA

Etos 3. Geleneksel Şiir Yarışması Başlıyor…

By admin2 Kasım 2025

Etos 3. Geleneksel Şiir Yarışması başlıyor. Bu yılın teması Yanılsama(lar) … Basın Bülteninden: Hayat, bir…

AYDAN AY’DAN YENİ KİTAP: “HARFLERİN FISILTISI”

2 Kasım 2025

“Boğaz’da Kara Gölgeler” Raflarda

2 Kasım 2025

Temiz Yürüyüş Etkinlikleri Devam Ediyor…

31 Ekim 2025

Güncellemelere Abone Ol

Sanat, haber, söyleşi, tv ve edebiyat dünyası hakkında en son yaratıcı haberleri alın.

Blog Authors
avatar for
Aydın Şimşek
Ayşe Özgür Aydoğan
Berna Olgaç
Burak Tokcan
Çağla Göksel Çakır
Derya Balcı
Engin Turgut
Esra Sağlık
Gönül Ak
Hasan Öztürk
İbrahim Ekrem Keleşoğlu
İsmail Cem Doğru
Koray Feyiz
Mahir Karayazı
Mustafa Ergin Kılıç
Neslihan Yalman
Nil Dilan Karaca
Özge Doğar
Özlem Tezcan Dertsiz
Şerif Fatih
Vildan Çetin
Zerrin Saral
EN SON HABERLER

Etos 3. Geleneksel Şiir Yarışması Başlıyor…

2 Kasım 2025

AYDAN AY’DAN YENİ KİTAP: “HARFLERİN FISILTISI”

2 Kasım 2025

“Boğaz’da Kara Gölgeler” Raflarda

2 Kasım 2025
AKSİSANAT
AKSİSANAT

Kültür, Sanat, Edebiyat, Sinema, Şiir, Müzik ve Daha Fazlası Aksisanat.com 'da...

İletişim:
Email: info@aksisanat.com
WhatsApp: +90 545 545 84 00

Son Yazılar
  • Etos 3. Geleneksel Şiir Yarışması Başlıyor…
  • AYDAN AY’DAN YENİ KİTAP: “HARFLERİN FISILTISI”
  • “Boğaz’da Kara Gölgeler” Raflarda
  • Temiz Yürüyüş Etkinlikleri Devam Ediyor…
  • CEREN AVŞAR’IN ZİHİN İPLERİ’NE DOLANAN ŞİİRLERİ ÜZERİNE
  • Güneşli Bir Düş Okuruyla Buluştu…
SON YORUMLAR
  • Ankara’nın Delileri / Ali Hikmet Eren için JB
  • 2016 Jan Michalski Edebiyat Ödülü Gospodinov’un için JasonTunda
  • Zeytin Akademi’den Yeni Dosya: Halikarnas Balıkçısı… için ScottAbith
  • Burak Tokcan’ın Son Şiir Kitabı: “Renksiz Aşklar Coğrafyası”na Yolculuk için Myles Barr
Facebook X (Twitter) Instagram YouTube WhatsApp
  • HABERLER
  • AKSİSANAT TV
  • GÜZEL SANATLAR
  • EDEBİYAT
  • SİNEMA
  • MÜZİK
  • ÖDÜLLER
  • ÖNERİLER
  • ETKİNLİK
  • PERFORMANS
  • POPÜLER KÜLTÜR
  • DOSYA
  • ÇEVİRİ
  • SORUŞTURMA
  • SÖYLEŞİ
  • TELEVİZYON
  • TİYATRO
  • YAYINLAR
  • YAZI
  • KÜNYE
  • İLETİŞİM
© 2025 aksisanat.com. Designed by GF MEDYA

Type above and press Enter to search. Press Esc to cancel.

Sign In or Register

Welcome Back!

Login to your account below.

Robot olmadığınızı kanıtlayın


Lost password?