Aydın Zeyfeoğlu’nun yeni eseri Sessizlikler Adına, sadece bir monolog-deneme kitabı değil; aynı zamanda bir çağın ve bireyin içsel çöküşüne tutulmuş aynadır. Yazar, sessizliğin karanlık gölgesinden sesleniyor: bazen bir çığlık, bazen bir yara, bazen de içimize gömdüğümüz kelimelerin yankısı oluyor bu sessizlik.
Kitap iki bölümden oluşuyor: “Karanlıkta Kalanlar” ve “Karanlıkta Filizlenenler”. İlk bölümde acının, yalnızlığın, inanç kırılmalarının ve görünmeyen yaraların çarpıcı monologlarıyla karşılaşıyoruz. “Kan, Bazen Görünmezdir” ya da “Sessizlik Bir Çığlıktır” gibi metinler, insanın en derin kırılmalarını şiirsel bir dille kayda geçiriyor. İkinci bölümde ise karanlıktan yeşeren umutların izini sürüyoruz; umudu kökleyenlerin, kendine yer açmaya çalışanların, ışığa en yakın karanlıkta nefes alanların hikâyeleriyle buluşuyoruz.
Zeyfeoğlu’nun kalemi, şiirin inceliğini denemenin içsel sorgusuyla birleştiriyor. Her satır, bir vicdan muhasebesi, bir toplumsal yaraya dokunuş, bir kişisel itiraf gibi yankılanıyor. Yazar, bireysel yalnızlıkları toplumsal suskunlukla ilişkilendirirken, okura hem tanıklık hem de yüzleşme imkânı sunuyor.
Sessizlikler Adına, günümüz insanının en derin çıkmazlarını anlatırken, edebiyatın hâlâ bir sığınak, bir direniş ve bir hatırlama mekânı olduğunu kanıtlıyor. Bu kitap, sessizliklerin ardında saklanan çığlıkları duymak isteyen herkese sesleniyor.
TANITIM YAZISI
Sessizlik en gürültülü çığlıktır.
Bu kitap sizi rahatsız edecek. Çünkü her satırda kendi sessizliklerinizi bulacak, aynadaki kırık parçalarla yüzleşeceksiniz.
Sessizlikler Adına, sadece bireysel bir hikâye değil; anlaşılmayanların, yalnız bırakılanların, annesiz büyüyen çocukların, bastırılmış çığlıkların ve görünmez yaraların tanıklığıdır.
Burada bir çocukluk anısının sızısı da var, annesiz büyümenin karanlığı da… Sevilmeden yaşamanın, suçlulukla boğulmanın izleri de…
Okurken topluca susulan bir suçun ortasında bulacaksınız kendinizi.
Çünkü bu kitap, sustuğunuz her şeyin en yüksek sesle konuştuğu andır.