Close Menu
AksisanatAksisanat
  • ANASAYFA
  • HABERLER
    • Edebiyat Haberleri
    • Sinema Haberleri
    • Tiyatro Haberleri
    • Müzik Haberleri
    • Güzel Sanatlar Haberleri
    • Televizyon Haberleri
  • YAZI
    • Edebiyat Yazıları
    • Kitap Yazıları
    • Sinema Yazıları
    • Tiyatro Yazıları
    • Müzik Yazıları
    • Güzel Sanatlar Yazıları
    • Televizyon Yazıları
  • SÖYLEŞİ
    • Edebiyat Söyleşi
    • Sinema Söyleşi
    • Tiyatro Söyleşi
    • Müzik Söyleşi
    • Güzel Sanatlar Söyleşi
    • Televizyon Söyleşi
  • ETKİNLİK
    • Edebiyat Etkinlikleri
    • Sinema Etkinlikleri
    • Tiyatro Etkinlikleri
    • Müzik Etkinlikleri
    • Güzel Sanatlar Etkinlikleri
    • Televizyon Etkinlikleri
  • ÖDÜLLER
    • Edebiyat Ödülleri
    • Sinema Ödülleri
    • Tiyatro Ödülleri
    • Müzik Ödülleri
    • Güzel Sanatlar Ödülleri
    • Televizyon Ödülleri
  • YAYINLAR
    • Kitap
    • Dergi
  • AKSİSANAT TV
  • BİLGİ BANKASI
  • SORUŞTURMA
    • Satır Başı
    • Öykü Zamanlığı
  • DOSYA
  • EDEBİYAT
    • Edebiyat Haberleri
    • Edebiyat Söyleşi
    • Edebiyat Yazıları
    • Edebiyat Etkinlikleri
    • Edebiyat Ödülleri
  • SİNEMA
    • Sinema Haberleri
    • Sinema Söyleşi
    • Sinema Yazıları
    • Sinema Etkinlikleri
    • Sinema Önerileri
    • Sinema Ödülleri
  • TİYATRO
    • Tiyatro Haberleri
    • Tiyatro Söyleşi
    • Tiyatro Yazıları
    • Tiyatro Etkinlikleri
    • Tiyatro Önerileri
    • Tiyatro Ödülleri
  • MÜZİK
    • Müzik Haberleri
    • Müzik Söyleşi
    • Müzik Yazıları
    • Müzik Etkinlikleri
    • Müzik Ödülleri
  • GÜZEL SANATLAR
    • Güzel Sanatlar Haberleri
    • Güzel Sanatlar Söyleşi
    • Güzel Sanatlar Yazıları
    • Güzel Sanatlar Etkinlikleri
    • Güzel Sanatlar Ödülleri
  • TELEVİZYON
    • Televizyon Haberleri
    • Televizyon Söyleşi
    • Televizyon Yazıları
    • Tv Önerileri
    • Televizyon Ödülleri
    • Televizyon Etkinlikleri
  • ÖNERİLER
    • Okuma Önerileri
    • Tv Önerileri
    • Sinema Önerileri
    • Tiyatro Önerileri
    • Sergi Önerileri
  • POPÜLER KÜLTÜR
  • ÇEVİRİ
    • Şiir Küre
  • YAZARLAR
  • PERFORMANS
    • Hanım-Efendiler
    • Matris Şiir
    • Dada Günlükleri
    • Şairler Sözlüğü
  • İLETİŞİM
  • KÜNYE
Facebook X (Twitter) Instagram YouTube WhatsApp
Facebook X (Twitter) YouTube Instagram WhatsApp
AksisanatAksisanat
YAZARLAR Giriş
  • ANASAYFA
  • HABERLER
    1. Edebiyat Haberleri
    2. Sinema Haberleri
    3. Tiyatro Haberleri
    4. Müzik Haberleri
    5. Güzel Sanatlar Haberleri
    6. Televizyon Haberleri
    7. View All

    Çıngıraklı Sokak, üç yaşına doğduğu sokakta bastı…

    28 Ocak 2025

    “Sinema Endüstrisi ve Akademi” Başlıklı Çalıştay başlıyor…

    30 Kasım 2024

    ÇINGIRAKLI SOKAK, “HEYBELİADA SANATORYUMU HALKINDIR!” DEDİ

    26 Kasım 2024

    Şiir Yolculuğu Etkinliği – Ümit Yaşar Oğuzcan Durağı

    5 Kasım 2024

    Antakya Film Festivali’nden Depremzedelere Moral: Yaz Sineması Etkinliği…

    31 Mayıs 2025

    Fotofilm 6. Uluslararası Kısa Film Festivali Ödülleri Sahiplerini Buldu

    19 Mayıs 2025

    Bergen En Çok İzlenen Film Oldu…

    9 Nisan 2023

    Aksisanat.com Yenileniyor!

    25 Mart 2023

    Saatleri Ayarlama Enstitüsü Tiyatro Sahnesinde

    19 Nisan 2023

    Aksisanat.com Yenileniyor!

    25 Mart 2023

    BURAK ERTAN “ALABORA” İLE KALPLERE DOKUNACAK

    13 Temmuz 2025

    Özgür Akdemir, “Zalım Seni” adlı çalışmasını, sevenlerinin beğenisine sundu!

    8 Nisan 2024

    Aksisanat.com Yenileniyor!

    25 Mart 2023

    Aksisanat.com Yenileniyor!

    25 Mart 2023

    Aksisanat.com Yenileniyor!

    25 Mart 2023

    “Sessiz Kalmıyoruz Dünya İçin Konuşuyoruz!”

    19 Ekim 2025

    Aylık Şiir Gazetesi Çıngıraklı Sokak Yeni Sayısıyla Okurunu Selamlıyor…

    10 Ağustos 2025

    BURAK ERTAN “ALABORA” İLE KALPLERE DOKUNACAK

    13 Temmuz 2025

    Antakya Film Festivali’nden Depremzedelere Moral: Yaz Sineması Etkinliği…

    31 Mayıs 2025
  • YAZI
    1. Edebiyat Yazıları
    2. Kitap Yazıları
    3. Sinema Yazıları
    4. Tiyatro Yazıları
    5. Müzik Yazıları
    6. Güzel Sanatlar Yazıları
    7. Televizyon Yazıları
    8. View All

    Hüseyin Kalyan Yazdı: Şerif Fatih, Hakikat Yolunda Bir Münzevi

    7 Ağustos 2022

    Gezi – Demet Kurt Güngör: Kurdun Kirpikleri

    29 Haziran 2020

    Şiir Taşı: Toprağın Bağrındaki Nişan

    22 Haziran 2020

    Ertan Mısırlı’dan Bir “Baba” Anı

    20 Haziran 2020

    İÇİ HİKÂYELERLE DOLU KISACIK BİR KİTAP: KALPTEN GELEN ARMAĞAN ve YENİ TOHUMLAR, YENİ HAYAT

    19 Mayıs 2025

    Hüseyin Kalyan Yazdı: Şerif Fatih, Hakikat Yolunda Bir Münzevi

    7 Ağustos 2022

    Erinç Büyükaşık Kitapları Liman Yayınevi’nde…

    3 Şubat 2022

    Burası Henüz Hiçbir Yer – Ferit Sürmeli

    19 Şubat 2021

    Ev Köpekleri ve Çakallar

    12 Temmuz 2025

    FLEISHMEN IS IN TROUBLE

    13 Nisan 2023

    Malcolm & Marie

    20 Şubat 2021

    İlknur Atalkın Yazdı: The Queen’s Gambit

    29 Aralık 2020

    Aksisanat.com Yenileniyor!

    25 Mart 2023

    Aksisanat.com Yenileniyor!

    25 Mart 2023

    Makamların Efendisi…

    17 Ocak 2022

    Aksisanat.com Yenileniyor!

    25 Mart 2023

    Aksisanat.com Yenileniyor!

    25 Mart 2023

    CEREN AVŞAR’IN ZİHİN İPLERİ’NE DOLANAN ŞİİRLERİ ÜZERİNE

    21 Ekim 2025

    KAYAYI DELEN İNCİR: TURGUT UYAR VE ŞİİRİ

    12 Ekim 2025

    “Yaralı Zarafet”: Kırılganlığın Poetik Haritası

    12 Ekim 2025

    Saf Şiirin İmkânsızlığı ile Büyülü Kürede Yolculuk: Brecht ve Dilek Değerli Arasında Bir Karşı-Okuma

    23 Eylül 2025
  • SÖYLEŞİ
    1. Edebiyat Söyleşi
    2. Sinema Söyleşi
    3. Tiyatro Söyleşi
    4. Müzik Söyleşi
    5. Güzel Sanatlar Söyleşi
    6. Televizyon Söyleşi
    7. View All

    Faruk Bal’dan Betül Tarıman Söyleşisi

    7 Eylül 2025

    BURÇİN LAÇİN ALTAY’DAN CEREN AVŞAR SÖYLEŞİSİ

    25 Haziran 2025

    Koray  Feyiz’den  Onur Köybaşı Söyleşisi…

    31 Mayıs 2025

    BURÇİN LAÇİN ALTAY’DAN MEHMET SAİT İMRET İLE “CAMIN CİĞERE GİTTİĞİ” ŞİİR KİTABI ÜZERİNE SÖYLEŞİ…

    29 Nisan 2025

    Aksisanat.com Yenileniyor!

    25 Mart 2023

    Aksisanat.com Yenileniyor!

    25 Mart 2023

    Aksisanat.com Yenileniyor!

    25 Mart 2023

    İsmet Yazıcı’dan Özcan Özcan Söyleşisi…

    1 Mayıs 2024

    Fotoğraf Sanatçısı Özlem Dikel Aksisanat’ın Sorularını Yanıtladı…

    1 Mayıs 2024

    Rabia Çelik Çadırcı Ressam Orçun Çadırcı İle Konuştu…

    31 Mart 2024

    İSMET YAZICI’DAN SETENAY ÖZBEK SÖYLEŞİSİ…

    5 Ağustos 2023

    Aksisanat.com Yenileniyor!

    25 Mart 2023

    Faruk Bal’dan Betül Tarıman Söyleşisi

    7 Eylül 2025

    BURÇİN LAÇİN ALTAY’DAN CEREN AVŞAR SÖYLEŞİSİ

    25 Haziran 2025

    Koray  Feyiz’den  Onur Köybaşı Söyleşisi…

    31 Mayıs 2025

    BURÇİN LAÇİN ALTAY’DAN MEHMET SAİT İMRET İLE “CAMIN CİĞERE GİTTİĞİ” ŞİİR KİTABI ÜZERİNE SÖYLEŞİ…

    29 Nisan 2025
  • ETKİNLİK
    1. Edebiyat Etkinlikleri
    2. Sinema Etkinlikleri
    3. Tiyatro Etkinlikleri
    4. Müzik Etkinlikleri
    5. Güzel Sanatlar Etkinlikleri
    6. Televizyon Etkinlikleri
    7. View All

    Şair Çağla Göksel Çakır ve “Ah Mabel” öğrencilerle buluştu

    8 Mayıs 2024

    Şiir Yolculuğu Etkinliği – Turgut Uyar Durağı

    22 Nisan 2024

    Nilüfer Altunkaya’dan Bibliyoterapi Okumaları Atölyesi…

    17 Nisan 2024

    “ŞİİR SUARE”nin konuk şairi ve ressamı Belçika’dan

    28 Mart 2024

    Camille Geri Sayıyor

    14 Mayıs 2018

    Ara Güler’in filmi !f İstanbul’da…

    6 Şubat 2018

    Çağrılmadan Gelen, Garibaldi Sahnesinde…

    19 Ocak 2024

    Saatleri Ayarlama Enstitüsü Tiyatro Sahnesinde

    19 Nisan 2023

    Aksisanat.com Yenileniyor!

    25 Mart 2023

    Aksisanat.com Yenileniyor!

    25 Mart 2023

    Aksisanat.com Yenileniyor!

    25 Mart 2023

    Aksisanat.com Yenileniyor!

    25 Mart 2023

    Temiz Yürüyüş Etkinlikleri Devam Ediyor…

    31 Ekim 2025

    Şair Çağla Göksel Çakır ve “Ah Mabel” öğrencilerle buluştu

    8 Mayıs 2024

    ‘Yaralarımızı Sarıyoruz’ Etkinliği ‘Amanos Çiçekleri’ Adıyla Kitaplaştı…

    8 Mayıs 2024

    Şiir Yolculuğu Etkinliği – Turgut Uyar Durağı

    22 Nisan 2024
  • YAYINLAR
    1. Kitap
    2. Dergi
    3. View All

    AYDAN AY’DAN YENİ KİTAP: “HARFLERİN FISILTISI”

    2 Kasım 2025

    “Boğaz’da Kara Gölgeler” Raflarda

    2 Kasım 2025

    Güneşli Bir Düş Okuruyla Buluştu…

    21 Ekim 2025

    “Uygarlık, Demokrasi, Kimlik ve Öznellik”

    13 Ekim 2025

    “ŞİİR VE BARIŞ, KARTALIN KANADINDAKİ GÜNEŞ”

    12 Ekim 2025

    Varlık’ta Bu Ay

    12 Ekim 2025

    Varlık’ta Bu Ay

    10 Ağustos 2025

    Varlık’ta Bu Ay…

    29 Nisan 2025

    Burası Henüz Hiçbir Yer – Ferit Sürmeli

    19 Şubat 2021
  • AKSİSANAT TV
    1. Haberler
    2. Söyleşi
    3. Kitap
    4. Şiir
    5. Programlar
    6. Öneriler
    7. Öykü
    8. View All

    İki Taşın Arası, Duvar’da Yayında…

    6 Şubat 2024

    Aksisanat.com Yenileniyor!

    25 Mart 2023

    Aksisanat.com Yenileniyor!

    25 Mart 2023

    Aksisanat.com Yenileniyor!

    25 Mart 2023

    Anlatamıyorum…

    7 Nisan 2023

    Mavi Gözlü Dev

    7 Nisan 2023

    Aksisanat.com Yenileniyor!

    25 Mart 2023

    Aksisanat.com Yenileniyor!

    25 Mart 2023

    Saatleri Ayarlama Enstitüsü Tiyatro Sahnesinde

    19 Nisan 2023

    Aksisanat.com Yenileniyor!

    25 Mart 2023

    Murat Batmankaya’dan Okuma Önerileri…

    30 Ekim 2019

    Özgür Çırak’tan Okuma Önerileri…

    27 Ekim 2019

    Aksisanat.com Yenileniyor!

    25 Mart 2023

    Etos 3. Geleneksel Şiir Yarışması Başlıyor…

    2 Kasım 2025

    AYDAN AY’DAN YENİ KİTAP: “HARFLERİN FISILTISI”

    2 Kasım 2025

    “Boğaz’da Kara Gölgeler” Raflarda

    2 Kasım 2025

    Temiz Yürüyüş Etkinlikleri Devam Ediyor…

    31 Ekim 2025
  • BİLGİ BANKASI

    Gülten Doğruyol İncesu

    11 Ekim 2023

    Burçin Maya Çankaya

    25 Mayıs 2023

    BİR ZAMAN YOLCUSU: AHMET HAMDİ TANPINAR

    14 Nisan 2023

    Derya Balcı

    4 Mart 2023

    Abdülkadir Budak

    29 Ocak 2023
AksisanatAksisanat
Home»ANA»ZAMANI TANRI YAŞAR

ZAMANI TANRI YAŞAR

adminBy admin14 Nisan 202311 yorum11 Mins Read18 Views
Facebook Twitter Pinterest LinkedIn Tumblr Email
Share
Facebook Twitter LinkedIn Pinterest Email

Fatma ERYILMAZ

Sevgili Tanpınar, geçenlerde sizi rüyamda gördüm. İlk kez.  Sabah da bu rüyayı “Bu Akşam Rüyamda Leyla’yı Gördüm” şiirinizin hatırına gördüm herhâlde diye düşündüm. Şiiriniz de bestesi de ayrı bir yazının konusu olacak kadar muhteşem olduğu için şimdilik sadece adını anacağım benzersiz dizelerinizin. Evet, sizi gördüm: Uzun paltonuz, elinizde fotoğraf makineniz ile -kitap kapaklarınızdaki meşhur fotoğrafınızdaki hâlinizle- capcanlı karşımda duruyordunuz. Sanki şaşkınlığımın ve eserlerinize hayranlığımın fotoğrafını çekmek ister gibiydiniz.  Aslında yaşamıyor olduğunuzu, bunun bir rüya olduğunu bildiğim hâlde kanlı canlı karşımda oluşunuzun da tadını çıkararak baktım size. Rüya işte, kısa sürer. Ben o kısacık anda hem size baktım derin derin hem de “Bak unutma sakın, rüyanda Tanpınar’ı gördün!” diye diye uyandım. İçteki rüya bitmiş dıştaki rüyanın içine uyanmıştım bu sefer. Sabah olmuş, uyanmışım gibi… Rüyanda onu gördün, palto, fotoğraf makinesi, gülüş; şaşkınlığına bakışı, bir şey söyleme çabanı sessizliğin yenmesi…

Ve sonunda gerçekten uyandım. Unutmamayı başardığım kısacık bir an. Benim için çok önemli ve anlamlıydı bu rüya. Rüyalarımı önemserim. Siz de çok önemsemişsiniz bu kavramı. Öyle önemsemişsiniz ki şiirde, romanda, dilde, teknik ayrıntılarda hep bir rüya hâli oluşturmak istemişsiniz. Paul Valery’nin “Velev ki rüyalarını yazmak isteyen adam bile azami derecede uyanık olmalıdır.” sözünü kılavuz edinmişsiniz yazı yolculuğunuzda. Buradaki “uyanık” sözcüğü benim için “irade sahibi” kişi anlamındadır. Siz, yazarak göstermişsiniz bu iradeyi.

Keşke aynı dönemde yaşasaydık Cânım Tanpınar! Çocukluğumdan beri hayalimdir: Yanımda yöremde her gün karşılaştığım, gördüğüm, akşamları bize oturmaya gelen, birlikte çay içtiğimiz insanların sanatçılar olması. İlkokuldayken İlhan İrem’le başladı bu hevesim. İlhan İrem’in sokağında oturanlar ne kadar şanslı diye düşünürdüm küçücük aklımla. Lise yıllarımda sizi ekledim bu listeye. İnsana “Zaman Kırıntıları” diyen bir şiirle büyülenmiştim tam anlamıyla! Şiir mi, fizik mi, din mi, felsefe mi, nasıl bir “terkip”ti bu sözler? Kelimeler kara deliklerden geçmişçesine tecrübeli ve acizdi bu şiirde. Ben ve içinde büyüdüğüm bilgi-sanat yoksunu zavallı milletimiz bu şiirin zevkine gerçekten varabilecek düzeye ne zaman ulaşacaktık?

Bizim edebiyat eserlerimizde detay az, olay ve hareket çok idi. Destanlarda, masallarda, halk hikâyelerinde belli anlatım kalıpları içine sonunu tahmin ettiğimiz, kahramanlarını ya göklere çıkardığımız ya da yerin dibine batırdığımız metinlerimiz vardı.  Haksızlık etmeyelim bu metinlerin içinde dikkatli okuyanlar için çok derin mesajlar var. Ama biz dörtnala okuyoruz. İradesiz okuyoruz yani. (Çünkü hâlâ romantik dönemi atlatamadık.) Dikkatli okusaydık Göktürk Kitabeleri’nde Bilge Kağan’ın kardeşi Kül Tigin öldüğünde “Zamanı Tanrı yaşar, kişioğlu hep ölmek için türemiş.” sözü ömür ağacımızın kökü olurdu. (Bu sözü daha sonra tekrar irdeleyeceğim.) Edebiyat türleri, gelişimini Tanzimat’tan itibaren dünya edebiyatlarıyla paralel, realizm ve diğer akımların etkisinde sürdürse de biz, millet olarak bu çizginin hep gerisinde kalıyoruz. Roman gibi uzun, detaylı, insanı ve onunla ilgili her şeyi kara tahta olmadan, parmak sallamadan sezdirerek öğreten bir türü elimizin tersiyle itiyoruz. Ne gerek var, okuyup âlim mi olacağız diye böbürleniyoruz nice âlimlerden devraldığımız topraklarda. Biz destan, halk hikâyesi çağlarından aydınlarımızla roman çağına, halkımızla televizyon çağına geçtik üstadım! Asıl meselemiz bu! Ne de olsa zihinsel ve bilişsel irademizi en az kullandığımız yerler ekranlar.

 Hani meşhur romanınızda Hayri İrdal’ın ustası Muvakkit Nuri Efendi diyor ya: “Ayar, saniyenin peşinde koşmaktır.” İşte hayat ve hayatın anlamı o saniyede gizli, evrenin özünün atomda saklı oluşu gibi. Zaman ve evren Allah’ın şiiridir, romanıdır, resmidir; matematiğidir, fiziğidir, geometrisidir. Sanattan ve bilimden uzaklaşmak, onları gereksiz görmek yaşam amacımız ve kaynağımızdan uzaklaştırır bizi. “Saniye”yi önemseyen yanımız irademizdir işte. Bu romanın içinde olsam Muvakkit Nuri Efendi’nin dizinin dibinden ayrılmazdım. Onun saatle insanı bir tutuşu, bozulmuş bir saate bir yaralıyı tedavi eder gibi merhamet edişi, ayarsız saatlere öfkesi…  Ona göre ayarsız saat;  insanın vaktini heba eden, onu Hak yolundan ayıran “şeytan”ın ta kendisiydi. Nuri Efendi’ye insanın içindeki saatin kalp olduğunu söyleyebilmeyi çok isterdim. Tık tık, tık tık, tık tık… Vücudun işleyişini düzenleyen, beden dediğimiz duygulu makineyi hayata bağlayan zemberek… İnsanın ayarı… Kalbi bozuksa insanın… İşte o zaman Nuri Efendinin dediği şeytana esir olması işten değil!

Saatleri Ayarlama Enstitüsü… Bana sorarsanız bu enstitünün kuruluş amacı muazzam bir fikir. Ülkedeki bütün saatlerin aynı dakika, aynı saniye hatta aynı saliseyi göstermesi… İşlerin ve insanların bu hassas ayar üzerinde saat gibi işlemesi. Romanda bahsettiğiniz üzere önemli insanların cenazesine geç kalınmasının önüne geçileceği gibi her işin her hareketin vaktinde yerine getirilmesi sağlanabilirdi. O zaman, adını idealleştirerek “vatan, millet” koyduğumuz insan kalabalığı; notalara tam zamanında basan, her vuruşun uzunluğunu hesaplayan ve ortaya kusursuz bir eser çıkaran kocaman bir orkestraya dönüşürdü. Orkestra şefi saat olan bir memlekette de kimsenin ben’i kimseye hükmetmezdi. Bilge Kağan’ın sözüyle “Zamanı Tanrı yaşıyorsa ve biz ölmek için yaratılmış”sak, Kafka’nın vazgeçişiyle “Ölümün olduğu bu dünyada hiçbir şey çok da ciddi değil”se konu dönüp dolaşıp Freud’a gelmiyor mu? Yani insanın en büyük savaşı “ego”su ile değil mi? Kendine biçilen ortalama bir ömrün çoğunu ya halk tabiriyle “uçkur sevdası” dediğimiz “id”in ya “mahalle baskısı” dediğimiz “süper ego”nun boyunduruğunu tercih ederek geçiriyor. Ortalama bir benlik algısı oluşturabilmek için bu iki canavarla savaşması gerekiyor. İd ve süper egoya yenilen bizim gibi toplumlar ise ya tembellik ederek zamanı israf ediyor ya da zamana hükmedebileceği yanılgısıyla masal kahramanlarına özeniyor. Enstitü’de çalışan(!) herkesin – başta Hayri İrdal olmak üzere- gayrımeşru aşklarının olması bu kurumu “id”in yönettiğini göstermiyor mu?

Hayri İrdal… Önemli bir kesiti toplumun.  Romanı onun ağzından anlatmanızın sebebi bu olsa gerek. “Büyük Ümitler” başlıklı ilk bölümde ilk cümlelerde Hayri İrdal’ın okumaktan ve yazmaktan hoşlanmadığını, buna rağmen anılarını ve kurumda çalıştığı süre içinde Halit Ayacı’nın zoruyla aslında hiç yaşamamış biri olan “Ahmet Zamani Efendi”nin hayatını kaleme aldığını söylemesi roman kişileri ve kurumun işleyişiyle ilgili çelişkilerin ipucunu veriyor aslında. Hayri İrdal bir bakıma romana sırayla dahil olan herkesten bir parça taşıyan, kim ne isterse ona göre biçimlenen, bunu da kendinden kaçmak için yapan-günümüzün moda ve kaba tabiriyle- “omurgasız” bir adam!

Hayri İrdal’ı Muvakkit Nuri Efendi’nin felsefesinden uzaklaştıran adam: Seyit Lütfullah! Yalancı, hırsız, esrara meftun, define bulma sevdasıyla gerçek dünyayla üç harflilerin dünyası arasında mekik dokuyan, kendini Mehdi sanan; işin kötüsü insanları sanrılarına inandırma kabiliyeti olan bir meczup. Hayri İrdal’ın ifadesiyle “bir masalı devam ettirmenin sırrını bilen” bir dil cambazı. (Size de çok tanıdık gelmedi mi!)  Bana sorarsanız Sevgili Tanpınar, Doktor Ramiz Seyit Lütfullah’ı derinlemesine incelemeli. Seyit Lütfullah’ın talibi çok çünkü başta kahvedekiler olmak üzere Doktor Ramiz’in teşhisi üzere sevgili halkımızın “Hepsi hayallerinde büsbütün başka bir âlemde yaşıyor. Topluluk hâlinde rüya görüyorlar.” Hayri İrdal’ın bir müddet basit rollere rağmen tiyatroya meyletmesinin, Türlü Meslekler Bankası Müdürü Cemal Bey’in kıyafetlerini Hayri İrdal’a vermesinin ve Seyit Lütfullah’ın “esrar”lı bir yaşam sürmesinin amacı hep başka simalarda, yeni elbiselerde, sancılı hazlarda kendinden kurtulma çabası değil miydi?

Sevgili Tanpınar, müsaadenizle roman kişilerinizle ilgili kısa bilgilerle devam ediyorum yazıma:

Takribi Ahmet Efendi: Hayri İrdal’ın dedesi, bir cami yaptırma ideali olan, gerçekleştiremediği için bu görevi, babasından kalan büyük duvar saatini ve “baba kompleksi” marazını oğlu Numan Bey’e miras bırakan kişi.

Numan Bey: Hayri İrdal’ın babası. Takribi Ahmet Efendi ölünce caminin yapımı için bıraktığı parayı çarçur eden, evdeki eski duvar saatine karısı “Mübarek” dediği hâlde kendisi “Menhus” diyen, bu eski saate duyulan saygıdan dolayı onu kıskanan, Doktor Ramiz’in deyişiyle saat tarafından “ikinci plana atılmış”, Hayri İrdal askerdeyken ölen ve oğlunu Abdüsselam Efendi’nin babalığına teslim eden kişi.

Kefen Yırtan Zarife: Hayri İrdal’ın cimri halası. Öldü diye tabuta konup götürülürken dirilen, tabutun içinde oturarak eve dönerken acıktığı için simit alan, ölmediği için kardeşi Numan Bey’i mal varlığından mahrum eden, enstitü kurulunca Halit Ayarcı’yla yakınlaşıp malı mülkü enstitüye bağışlayan cömert kişi.

Abdüsselam Bey: Konakta kalabalık ve zengin bir hayat süren, Hayri İrdal’ı askerden döndüğünde yanına alıp Emine ile evlendiren, onların ilk çocuklarına Hayri İrdal’ın annesinin adını vereceğine yanlışlıkla kendi annesinin adını veren, konağın masrafları için borç bulmak zorunda kalan, bu borçlardan dolayı Hayri İrdal’ı mahkemeye düşüren, konaktakileri sürekli kontrol ettiği için canından bezdiren, Hayri İrdal’ın kan bağı olmayan babası.

Emine: Hayri İrdal’ın ilk eşi, geleneksel ve anaç bir kadın. Zehra ve Ahmet’in annesi.

Eczacı Aristidi Efendi: Şehzadebaşı’nda eczacılık yapan, simya ilmiyle meşgul, çoğunluğu Müslümanlardan oluşan bu semtte yaşayan tek gayrimüslim esnaf. Bilimi temsil eden tek roman kişisi.

Cemal Bey: Türlü Meslekler Bankasının müdürü, Selma Hanım’ın kocası, İspiritizma Cemiyetinin gediklisi, Hayri İrdal’ı gölgesinde bırakıp öfkelendiren, sonradan eşinden boşanıp onu Hayri İrdal’a kaptıran kişi.

Pakize: Hayri İrdal’ın ikinci eşi. Halit Ayarcı’nın kurduğu Psikanaliz Cemiyetinde  tanışırlar. Pakize, troid guddeleri olan, geceleri horladığı için Hayri İrdal’ın uykularını delik deşik eden, gördüğü rüyaları kocasını uyandırıp o anda anlatan, lüks giyinmeyi ve şöhreti seven, kendini ünlü kadınlardan biri sanan, gerçek dünyada nefes alıp hayal âlemlerinde yaşayan; Hayri İrdal’ın eski eşinden olan kızı Zehra’yı beğenmeyen, Zehra’nın kendini çirkin hissetmesine sebep olan üvey anne.

Büyük Baldız: Yeteneği ve eğitimi olmadığı hâlde şarkıcı olmayı isteyen ve Halit Ayarcı’nın desteğiyle bir gazinoda şarkı söylemeye başlayan, Hayri İrdal’ı şaşırtacak derecede de alkışlanıp beğenilen, ablası Pakize gibi lükse ve şöhrete düşkün sanatçı(!) kişilik.

Küçük Baldız: Güzellik yarışmasına hazırlanan, eğlencelerde ve balolarda sergilediği hararetli danslarla adeta “patlamaya hazır bomba” etkisi yaratan, Zehra enstitüden ayrılınca onun yerinde çalışmaya başlayan, güzellik yarışmasının jürisinden Sabriye Hanım ayrılınca çok mutsuz olan, kendini güzel hissetmek için Zehra’nın bakımsız ve çirkin olduğunu öne süren, güzellik(!) abidesi.

Selma Hanım: Ah, Selma Hanım yok mu! O çok başka. Onun her hâli, her tavrı Hayri İrdal’ı büyülüyor. Cemal Bey’in eski eşi. Cemal Bey Hayri İrdal’a bir kat elbise verir. Bir de karısı Pakize’nin hayal âleminde yaşaması ve troid guddeleri var tabii. Cemal Bey’in elbisesini giyince onun gibi hissetmesi, uykularını zindana çeviren bir karısının olması yetmez miydi  Selma konusunda vicdanını rahatlatmaya? Zavallı Hayri İrdal n’apsın, karşısında  “kolları ay ışığında gümüş ırmaklar gibi akan, sırtı bütün saray aynalarından güzel olan” şuh bir kadın vardı. Öyle bir kadındı ki Selma, bir akrabasının cenazesine katılan Hayri İrdal, Selma’ya şirin görünmek için tabutu hiç bırakmamış, elinden gelse “Mevta ile beraber gömülmeye razı olacakmış.” İnsanı şair eder böyle kadınlar maazallah! Fakat Hayri İrdal’ın aşk listesi enstitüdeki şöhretiyle birlikte uzadıkça uzadı, yeni şiirler yazmak lazımdı belli ki!

Ve HALİT AYARCI: Doktor Ramiz’in arkadaşı. Şehzadebaşı’ndaki kahvelerin müdavimlerinden. İspiritizma Cemiyeti, Psikanaliz Cemiyeti gibi bilumum oluşumların destekçisi. Doktor Ramiz vesilesiyle Hayri İrdal ile tanışır. Paraya çok ihtiyacı olduğu için her türlü kişisel değişime açık insanların keskin bakışlı avcısı. Saatleri Ayarlama Enstitüsü’nün kurulması, çalışanlarının yakın çevrelerinden seçilmesi, kurumun gelişmesi, yurt içinde ve yurt dışında şubelerinin açılması, reklam ve tanıtımının yapılması, sahada çalışan genç ve güzel/yakışıklı otomatik ve kibar konuşan “plak insan”ların bulunması, Hayri İrdal gibi okumaktan ve yazmaktan hoşlanmayan birine Ahmet Zamani’nin olmayan hayatının yazdırılması, bu muhterem şahsın doğum gününün saat bayramı ilan edilmesi, enstitüdeki kadın ve erkek çalışanların mutlaka çok eşli bir yaşam sürebilmesi için eğlencelerin düzenlenmesi, Hayri İrdal’ın cimri halası Kefen Yırtan Zarife’nin bile enstitüye arsa bağışlayan birine dönüştürülmesi… Sayın Halit Ayarcı, sizden sonraki bir dönemin insanı olarak yaptıklarınıza hayran olmamak elde değil. Bence en saygı duyulacak yanınız insanı ve zaaflarını çok iyi tanımanız. Bunun yanında birçok kişinin aklına gelmeyecek bir “enstitü” fikri, çoğunluğun hayır diyebilme ihtimaline karşı fikrinize tutkuyla inanmanız ve pek çok kişiye akıl dışı çalışmalar yaptırmanız… Hayri İrdal sizin için “Hepimiz Halit Ayarcı’nın elinde bir kukla gibiydik.” derken hem pişmanlığını hem de suçunu bölüşecek yer arıyor gibi geldi bana. Fikirlerinizin özgünlüğü, iş hayatını yönetme kabiliyetiniz, zamana duyduğunuz saygı, bir işin bütün detaylarına kafa yorma becerisi gibi meziyetlerinize liyakati önemseme ve ahlaklı olma nitelikleri ekleseydiniz muhteşem olurdu. Tabii Saygıdeğer romancımız Tanpınar, Halit Ayarcı ideal bir insan olsaydı bu romanın temel çatışma konusu ortadan kalkardı, biliyorum. Amacım burada hem sizinle hem kahramanlarınızla iki lafın belini kırmak.  Halit Bey, romanın sonunda kurumun tasfiyesini geciktirmek için inceleme ekibine kurum çalışanlarını dâhil ettirmeniz, giderayak nüfuzunuzu yine kullandığınızı gösteriyor. Araba kazasında ölümünüz Hayri İrdal’ı öyle üzdü ki, hatıralarını yazarak bize bu muazzam romanı hediye etti.

Romanda bir yazıya sığmayacak derecede önemli detay ve insan var Sevgili Tanpınar. Bahsedemediklerim için affınıza sığınıyorum. Halit Bey, siz roman boyunca insanlara ayar verebildiğinizi düşündünüz. Verdiğiniz zamanlar da çok oldu. İradelerini çıkar uğruna size teslim etmeleri sizi mest etti. Mest oldukça enstitü fikrinizi geliştirdiniz. Enstitü binasını saat şeklinde yapma fikrinize kimse itiraz etmedi. Hatta saatli jartiyer bile herkese aşırı makul geldi. Fakat kurumda çalışanlar için Suadiye’de yapılacak evlerin şeklinin saat olmasına çoğunluk karşı çıktı. Bir anda duvara çarpmış araba gibi harap, kalakaldınız. Size akıl vermek istemem fakat insanlar bedelini maddi olarak ödeyecekleri hiçbir konuda iradeyi bir başkasına bırakmazlar. Arkadaşınız Doktor Ramiz psikanalizi gerçek anlamda bilse bu konuda sizi uyarırdı.

Üstadım Tanpınar, kaleminizden bir nehir gibi dökülen bu roman ve diğer eserleriniz için size minnettarım. Bunu size yazımın başında anlattığım rüyamda söyleyememiştim. Zihninizin derinliğine, kültür birikiminizin çeşitliliğine, mizah gücünüze hayranım, hayran olanların çoğalması için elimden geleni yapıyorum. Çünkü biliyorum ki toplumlar, geniş bakış açısına sahip sanatçılar sayesinde gelişir. Hoşça kalın!

Share. Facebook Twitter Pinterest LinkedIn Tumblr Email
admin
admin

Related Posts

Etos 3. Geleneksel Şiir Yarışması Başlıyor…

2 Kasım 202533 Views

AYDAN AY’DAN YENİ KİTAP: “HARFLERİN FISILTISI”

2 Kasım 202531 Views

“Boğaz’da Kara Gölgeler” Raflarda

2 Kasım 20257 Views

11 yorum

  1. Emel tekin on 15 Nisan 2023 15:28

    👏👏👏❤

  2. Hediye TAN on 15 Nisan 2023 21:12

    🥰elinize sağlık

  3. Barış Kaya on 15 Nisan 2023 22:57

    İlhan irem, freud, kafka, bilge kağan ve elbette tanpınar… Yazınıza ne çok şey ilişirmişsiniz. okurken sizin ev sahibi olduğunuz bir akşam yemeğinde onlarla hissettim kendimi, uyanıkken bir rüya sofrası adeta, kaleminize ve saatinize sağlık…

  4. Hatice Tekin on 16 Nisan 2023 04:10

    Elinize sağlık devamı daim olması dileğiyle……..

  5. Fatma Eryılmaz on 16 Nisan 2023 18:43

    Hepinize teşekkür ederim.

  6. Arzu IŞIK on 20 Nisan 2023 13:20

    Mevzu Tanpınar olunca senin de kaleminden nehir gibi akmış sözcükler.Düş ve gerçeğin ortasında kalanların, zamanın içine ve dışına sığamayanların mutlaka okuması gereken bir yazı olmuş. Tanpınar’ın derinliğinin akislerıni öyle güzel hissettirmişsin ki eminim sayende istediğin gibi pek çok kişi hayran kalacaktır ona.Işıklar arasında kararmış bir lamba olduğunu söyleyen İlhan İrem’in ışığını bize de gösterdiğin gibi…

  7. Fatma Eryılmaz on 20 Nisan 2023 13:36

    Arzu… Çok mutlu etti yazdıkların, biz aynı ufuklara benzer dizelerin ve sözlerin rehberliğinde baktık. Var ol🌸

  8. Natali Turaç Benlioğlu on 21 Nisan 2023 08:28

    Kaleminize sağlık Fatma Hanım, zengin ve doyurucu anlatımınız belki de amaçladığınız gibi Tanpınar hayranları yaratmaya vesile olacaktır. Sevgi ile…

  9. Fatma Eryılmaz on 21 Nisan 2023 14:02

    Natali Hanım, çok incesiniz, beğenmenize sevindim. Görüşmek dileğiyle.

  10. Asena Kahya on 23 Nisan 2023 23:26

    Kalemine ,yüreğine sağlık üstadım….

  11. Fatma Eryılmaz on 25 Nisan 2023 17:04

    Teşekkür ederim Asena… Gönlü kelimelerin dünyasına âşina dostum.

Leave A Reply

Aksisanat Reklam
SOSYAL MEDYADA BİZ
  • Twitter
  • YouTube
EN ÇOK OKUNANLAR
ANA

Etos 3. Geleneksel Şiir Yarışması Başlıyor…

By admin2 Kasım 2025

Etos 3. Geleneksel Şiir Yarışması başlıyor. Bu yılın teması Yanılsama(lar) … Basın Bülteninden: Hayat, bir…

AYDAN AY’DAN YENİ KİTAP: “HARFLERİN FISILTISI”

2 Kasım 2025

“Boğaz’da Kara Gölgeler” Raflarda

2 Kasım 2025

Temiz Yürüyüş Etkinlikleri Devam Ediyor…

31 Ekim 2025

Güncellemelere Abone Ol

Sanat, haber, söyleşi, tv ve edebiyat dünyası hakkında en son yaratıcı haberleri alın.

Blog Authors
avatar for
Aydın Şimşek
Ayşe Özgür Aydoğan
Berna Olgaç
Burak Tokcan
Çağla Göksel Çakır
Derya Balcı
Engin Turgut
Esra Sağlık
Gönül Ak
Hasan Öztürk
İbrahim Ekrem Keleşoğlu
İsmail Cem Doğru
Koray Feyiz
Mahir Karayazı
Mustafa Ergin Kılıç
Neslihan Yalman
Nil Dilan Karaca
Özge Doğar
Özlem Tezcan Dertsiz
Şerif Fatih
Vildan Çetin
Zerrin Saral
EN SON HABERLER

Etos 3. Geleneksel Şiir Yarışması Başlıyor…

2 Kasım 2025

AYDAN AY’DAN YENİ KİTAP: “HARFLERİN FISILTISI”

2 Kasım 2025

“Boğaz’da Kara Gölgeler” Raflarda

2 Kasım 2025
AKSİSANAT
AKSİSANAT

Kültür, Sanat, Edebiyat, Sinema, Şiir, Müzik ve Daha Fazlası Aksisanat.com 'da...

İletişim:
Email: info@aksisanat.com
WhatsApp: +90 545 545 84 00

Son Yazılar
  • Etos 3. Geleneksel Şiir Yarışması Başlıyor…
  • AYDAN AY’DAN YENİ KİTAP: “HARFLERİN FISILTISI”
  • “Boğaz’da Kara Gölgeler” Raflarda
  • Temiz Yürüyüş Etkinlikleri Devam Ediyor…
  • CEREN AVŞAR’IN ZİHİN İPLERİ’NE DOLANAN ŞİİRLERİ ÜZERİNE
  • Güneşli Bir Düş Okuruyla Buluştu…
SON YORUMLAR
  • Ankara’nın Delileri / Ali Hikmet Eren için JB
  • 2016 Jan Michalski Edebiyat Ödülü Gospodinov’un için JasonTunda
  • Zeytin Akademi’den Yeni Dosya: Halikarnas Balıkçısı… için ScottAbith
  • Burak Tokcan’ın Son Şiir Kitabı: “Renksiz Aşklar Coğrafyası”na Yolculuk için Myles Barr
Facebook X (Twitter) Instagram YouTube WhatsApp
  • HABERLER
  • AKSİSANAT TV
  • GÜZEL SANATLAR
  • EDEBİYAT
  • SİNEMA
  • MÜZİK
  • ÖDÜLLER
  • ÖNERİLER
  • ETKİNLİK
  • PERFORMANS
  • POPÜLER KÜLTÜR
  • DOSYA
  • ÇEVİRİ
  • SORUŞTURMA
  • SÖYLEŞİ
  • TELEVİZYON
  • TİYATRO
  • YAYINLAR
  • YAZI
  • KÜNYE
  • İLETİŞİM
© 2025 aksisanat.com. Designed by GF MEDYA

Type above and press Enter to search. Press Esc to cancel.

Sign In or Register

Welcome Back!

Login to your account below.

Robot olmadığınızı kanıtlayın


Lost password?