Hasret BALABAN

           İnsanlar, zamanı güneşten ayırıp ceplerine koyunca zaman da öksüz kaldı.

             

Çocukken fakir ama özgür; gençliğinde hayatını yönlendirirken muvakkat işlere dalıp çıkan; muvakkithane müdavimi; enstitüden önce, sahnede tutuk ama gözlemde mahir; enstitü işlerken sahnede ve suflörü eşliğinde şöhret sarhoşu; enstitünün çarkları durunca menfaat düşkünlerinin balyozla afallayıp baş ağrısı çeken; mutlak samimilik taraftarı bir karakter: Hayri İRDAL.

            Hayatına giren her yeni olguyla ruhundan bir parça kaybeden -belki de bu yüzden uzun süre bir işte dikiş tutturamayan- kendisini yaşamındaki insanların bileşkesi olarak addeden, eşyaya fazla anlam yükleyen ‘’Hasta Adam’’: Hayri İRDAL.

             Her yeni kişi, onun benliğinden iyi olan mefhumları çekip çıkarmış ya da benliğine bir daha hiç çıkmayacak dertleri kazımıştır. Abdüsselam Bey’e can yoldaşı olması iftiraya uğramasına; Şerbetçibaşı elması, psikolojik tedavi görmesine; Cemal Bey’in yanında bol para ile çalışması, anksiyeteye; yeni karısı Pakize ve onun kardeşleri para kaybetmesine; Halit Ayarcı’ya özenip onu taklit etmesi benliğini yitirmesine neden olmuştur.

            Şemalarını oturtmuş bir insan için -yaradılışı gereği- yenilikleri ve zamane olguları kabullenmek zor bir süreç gerektirir. Hatta yenilik insanı zora sokuyorsa bu kabulleniş gerçekleşmez bile. Bazı insanlar farkında olmadan kabullenir, o ayrı. İşleri kolaylaştırıyor gibi görünen aldatıcı çağdaşlaşma hamleleri bizi sinsice ele geçirir. Başlarız temeli sağlam olmayan şahsiyet binamıza gösterişli katlar çıkmaya. Temeldeki boşluklar, üzerine yük binince sıkışıp ruhumuza baskı yapmaya başlar. Tıpkı modern kıyafetlerle yaşını ve aslını gizlemeye çalışan bir züppe gibi şahsiyet binamızın üst katlarına astığımız albenili avizeler de gerçek kimliğimizin iğrenerek baktığı sahtelikler listesinde yerini alır.

            Zengin ve saygın olduğu halde sahtelikler denizinde kulaç atmaktan yorulan Hayri İrdal, mutsuzdur. Eski hür hayatını özler. Halit Ayarcı’ya minnet borcunu ödemek için saat şeklindeki binayı tasarlarken bile eskiden okuduğu gazetelerden öğrendiği bilgileri kullanır. Sıkışmışlık hissinin pençesindeyken -hep yaptığı gibi- eski yaşamını özler. Onun kaçış rampasıdır hatıraları.

            Bizim toplumda yenilikler, davulla zurnayla karşılanıp bize uymayan taraflarının benliğimizde açtığı yaralar ve kaybedişler eşliğinde, lanetlenerek gönderilir. Ne var ki veba gibi yayılmıştır artık hedefindeki taze kanlara.

            Yenilikler, insan hayatına kaşıkla rahatlık verirken aynı kaşığın sapıyla da gerçekleri gören gözlerin en tıfıllarını oyar. Onulmaz dertler burada başlar, dert girdi mi çıkmaz. Hayri İrdal’ın bu derdi, ulusun ortak derdini temsil eder. Hızlı giden bir otomobilin, zamanı israf ettiğini söyleyen İrdal, yeniliğin yaşamımızı oldubittiye getirmesine işaret eder. Hayat; sindire sindire yaşanmalı, her saniye müspet bir doygunlukla sarf edilmelidir. Toplumda yer edinmiş ahlaki mefhumları göz ardı etmeden tekâmül sağlamak herkesin harcı değildir. “Aile, bugün, arkadaşlık üzerine kurulmuş bir müessese olduğu için bu devirde akıllı bir insan karısını kıskanmaz.’’ diyen Nermin Hanım, bu konuda  muvaffak olamayanların bir örneğidir. Aile olgusunda oluşan menfi yöndeki değişme -izin verilirse- toplumsal ahlak kurallarını değiştirir. Çekirdek ailedeki bu olumsuz değişim, tüm milleti değiştirir.

             Modernleşme, insan hayatını kolaylaştırma fikri üzerine kuruludur. Hayatı zahmetsizce yaşamaya çalışmak ve en az hasarla bu dünyaya veda etmek hepimizin arzusudur. Fakat bu düşüncenin özünü anlamak ve bunu gösterişe dökmemek bir erdemdir. İrdal’ın baldızı müzik konusunda yetersizdir ancak yeni dönemde insanlar şekle önem verdiği için genç kadının musikiyi törpüleyip basitleştirdiğini fark etmiyorlar bile. Ne demiş üstat? “Gerçekten iyiyse reklama, basitleşecekse makyaja gerek yok.’’

Yenilik, bize ekleme yapıp olgunlaşmamızı sağlayacaksa iyi, uzuvlarımızı koparıp bizde boşluklar yaratacaksa kötüdür. Bu ayrımı yapabilmek ise ahlaki sağlamlığımıza bağlıdır.

Share.

1 Yorum

Leave A Reply

Exit mobile version