AKSİSANAT: Şairler Sözlüğü

ABORJİN: Âşkın sokağından bile geçmediği halde şiir yazan erkek. (Eşref Karadağ) ACI: Susuzluğun diğer adı; şefkate, aşka ve duyarlılığa mesela…Ya…

BABA: Sonradan anlaşılan. (Coşkun Şimşekli) BABA: Yara sarnıcı. (İsmail Cem Doğru) BADİRE: Hayatın merdivenleri (Muhsine Arda) BAĞIL: Mahalle baskısı; benlik ikileşmesi;…

CADDE: İnsan ve araba tarlası. (Dilek Değerli) CAM: Kırılganlığın kıyısına vuran ışık hazinesi. (Emel Koşar) CAM: Yüz bin gözlü zaman,…

ÇABUK: İşin zamanı kandırarak oldurulan hali… (Çağla Meknuze) ÇAMUR: Beyazı kötülerden saklamanın en iyi yolu… (Gülçin Sahilli) ÇALI: Çiçeksiz ve…

DAĞ: Baş kaldıran ova. (Coşkun Şimşekli) DAL: Kuşdurak. (Güney Özkılınç) DALGINLIK: Zihnin dinlenme tesisi. (Serap Erdoğan) DAMAK: Dil ayarı; mahya;…

EFE: Kasırgaya çırılçıplak açılan kadın. (Gülçin Sahilli) EFKÂR: Memurun sık sık söyleştiği, günün her saati fikir danıştığı yakın arkadaşı. (Eşref…

FAL: kahvenin gölgesi. (Taner Cindoruk) FANUS: Kadınlara biçilen yaşam alanı. (Gülçin Sahilli) FARBALA: Her görüşe yakın olan aydın, aydınımsı fırfır.…

GAM: Yüreğin en hüzünlü melodisi. (İlkiz Kuçur) GAMZE: Sevgiye işaret; şiire tebessüm. (Erkut Tokman) GAR: Her tren seferinde kendi cenazesini…

HABBE: Karnın rüşvet aracı. (Neslihan Yalman) HABİS: Her şeye başkaldıran, şiiri vaktiyle boğmaya kalkışan. (Emre Gürkan Kanmaz) HAFIZA: Varlığı da…

IHLAMUR: Haziran sevgilinin susan kokusu. (Gülçin Sahilli) ILGIN: Pek çok insanın çam sandığı, baharda pembe veya beyaz çiçeğe bürünen, bu…

İBRİK: Su yerine nezaket akıtan. (Mustafa Ergin Kılıç) İÇGEÇİT: Sevgilileri yeraltında veyahut dağ içinde birbirine kavuşturan, bir nevi uzun ince…