Yazar: admin

ANA

Işıl Şenol Çağımızın vebası nedir diye sorsalar cevabınız ne olurdu? Ben hiç düşünmeden mutlu olmak derdim. Daha doğrusu mutlu olma zorunluluğu. Okuduğumuz kitaplardan izlediğimiz içeriklere yaptığımız sohbetlere kadar her yanımız mutlu olmanın formülleriyle sarılmış. Mutlu musun? İyi hissetmek için neler yapmalıyız? Serotonin salgılayan beş yiyecek,.. vs. Aslında binlerce yıldır konuşulan bir konu mutluluk. Sokrates’ten Bertrand Russell’a Budizmden Tasavvufa kadar birçok filozof ve alanın ilgilendiği bir konu olmuş. Buna rağmen hepsinin ortak ve net bir yanıtı olamamış. Peki madalyonun öteki yüzüne bir baksak ne olur? Mutsuz olmak. Bu noktada günümüz filozoflarından 1953 Almanya doğumlu Wilhelm Schmid bizi farklı bir…

Devamını Oku
ANA

Küresel finansal çılgınlık ve etkileri VakıfBank Kültür Yayınları, son otuz yılda ABD ekonomisinde finansın yükselişinin politik sosyolojisinin incelendiği “Neoliberal Finansallaşmanın Politik Kökenleri” kitabını Türkçeye kazandırdı. VakıfBank Kültür Yayınları’nın (VBKY) iktisat dizisi genişliyor. Ekonomik sosyolojisi, siyaset sosyolojisi ve hukuk sosyolojisi üzerine çalışan sosyoloji profesörü Greta R. Kripper’ın “Neoliberal Finansallaşmanın Politik Kökenleri” adlı eseri yayımlandı. Geçtiğimiz otuz yılda ABD ekonomisinde finansın yükselişinin politik sosyolojisinin ele alındığı eser Ahen Yağan çevirisiyle ve M. Fatih Karakaya editörlüğünde Türkçeye kazandırıldı. VBKY’nin Türkçede ilk kez okura sunduğu kitapta, Greta R. Kripper dünyada yaşanan finansal çılgınlığın, panik ve çöküşlerin temeline inerek finansallaşmayı tarihsel sosyolojinin perspektifinden okumak isteyenlere…

Devamını Oku
ANA

Oktay Esgin Aslında bu yazının bir amacı olarak ilerleyen kısımda kitabı tanıtacağım ancak tarihe yön veren müziğin gücüyle söze başlamalı… 1942’de II. Dünya Savaşının tam ortasında Nazilere inat gümbür gümbür çalan o orkestradan bahsetmeli elbette. Hitler’in “St. Petersburg kentini yeryüzünden silin!” emriyle Almanların dört bir yanını işgal ettiği, diğer adıyla Leningrad’da bestelenen direniş senfonisine yani 7. Senfoni’ye, öteki adıyla Leningrad Senfonisi’ne değinmeli elbette. “Artık silahlanmaya hazırım” 20. yüzyılın en önemli büyük bestecisi Dimitri Şostakoviç, kentin etrafı kuşatıldığı günlerde kentten ayrılmak istemez “Şimdiye kadar barışçıl çalışmayı biliyordum ama şimdi silahlanmaya hazırım” diyerek, Kızıl Ordu’ya katılmak ister ancak bu isteği görme yeteneğinin…

Devamını Oku
ANA

Şair ve felsefeci Şerif Fatih, kendisine ait Youtube kanalında sanat kuramının en önemli konularından biri olan “Poetika” kavramı üzerine konuştu. Şiirin, her dönemde ana akımdan kopup kırılma yaratan şairlerin varlığıyla yeni bir tür gibi farklı biçim, biçem ve poetik anlayışlarla yorumlanıp yeniden kurulduğunu belirten Şerif Fatih; edebiyatın kuramsal yönüyle alakalı; Aristoteles’in Poetika eserinin Batı edebiyatı ve sanatındaki ilk sistematik metin olarak bilindiğini söyledi. Aristoteles, kitabında şiirin yanı sıra tragedyalarında özelliklerinden bahseder ve hocası Platon’un görüşlerine bir cevap niteliğinde daha çok taklit ve mimesis kavramlarıyla yaratıcı olma yetisini bağdaştırır.  Aristoteles’ten sonra şair ve yazarlar; ortaya koydukları kuramsal metinlerde genellikle edebiyatı diğer…

Devamını Oku
ANA

Didim aşığı bir yazar Hayri Kandemir Didim aşığı yazar Hayri Kandemir, romanlarında da onu anlatır. Herkesin yürürken gördüğü halkla iç içe bir yerde yazarları okurlarla buluşturan Altınkum Yazarlar Festivali’nin mimarıdır Röportaj: Neslihan Perşembe Kulakoğlu Yolunuz Didim’e düşerse Apollon Tapınağı, özellikle günbatımına doğru sizi kendine çeker. Bu antik ibadet yerinde kehanetler havada uçuşurken kitapların dünyasında gezinmek isteyebilirsiniz. Ne de olsa tarihin ipuçlarını veren her yer, okuma isteği uyandırır. Bu akşam saatlerinde bir şeyler yemek, içmek ya da sadece yürümek için Didim Altınkum Sahili’ne gittiğinizde, günümüzde birçok sahil beldesinde rastlanmayan oranda canlı müzik olarak türkülerin çalındığı mekanların önünden geçersiniz. Bazı yerlerde…

Devamını Oku
ANA

Samandağ Dayanışma Evleri ve Barbarları Beklerken Sanat Kolektifi’nin ortaklaşa düzenlediği Harbiye Mahallesi Dayanışma Şenliği 6 ve 7 Temmuz tarihlerinde gerçekleşti. Kahramanmaraş Merkezli 6-20 Şubat deprem sürecinden sonra kültürel hafızanın yeniden ayağa kalkması için mahalle dayanışma şenlikleri düzenleme kararı alan Samandağ Dayanışma Evleri ve Barbarları Beklerken Sanat Kolektifi 6-7 Temmuz tarihleri arasında sanat, kültür, hukuk, kadın ve çocuk temalı etkinlikler düzenledi. Paneller, söyleşiler, atölyeler ve konserlerden oluşan etkinliklere Harbiye halkının yoğun ilgi gösterdiği görüldü. Gerçekleşen Etkinliklerin içeriği şöyle: 6 Temmuz Perşembe *Defne/Harbiye Direniş Günlerinde Edebiyat Konuşmacılar: Müslüm Kabadayı, Dolunay Aker, Özenç Esen Kadın Atölyesi: Yoga ve Nefes Atölyesi Çocuk Atölyesi: Perküsyon…

Devamını Oku
ANA

Aleni Kitap deneyimli ekibiyle yayın hayatına başladı. Edebiyattan estetiğe, teoriden şiire, kültürden öyküye uzanan geniş yayın yelpazesini “İyi Edebiyat Aleni’dir” mottosunu ön plana çıkaran Aleni Kitap, dokuz kitaptan oluşan ilk yayın periyodunu okurla buluşturdu. Bazı kitapların tanıtım bülteni şöyle: Zafer Aracagök, Ritim-Hiç-Hayat Neandertal Kapitalizm Üzerine Notlar Sanat/hayat/ses üçgeni birbirine saldırırken özne bu saldırıdan muaf kalabilir mi? Zafer Aracagök külliyatı sert soruların içinden ilerliyor. Faşizm; evet saldırırken, evet vahşi, evet kapitalizm dehşet senfonisini zevkle icra ederken paranteze alınan “biz” ne yapacak Ritim-Hiç-Hayat: Neandertal Kapitalizm Üzerine Notlar bu zeminsiz ve tekinsiz mecrada yüzleşmenin, yüzeye yeni kavramlar eklemenin teorisini fragmanlar halinde bizimle paylaşıyor.…

Devamını Oku
ANA

Fatma Eryılmaz Mimoza Sokağı Söyleşilerinde konuklarını ağırlamaya başlıyor. Eryılmaz’ın ilk konuğu Zerrin Saral… Zerrin Saral’ın Aralık 2022’de Vacilando Kitap etiketiyle yayımlanan ve Ocak 2023 de 2. baskısını yapan ilk öykü kitabı Küçük Kırık Çizgiler üzerine keyifli bir söyleşi gerçekleştirdik. Yazmaya şiirle başladığınızı okudum söyleşilerinizde. Bir de yayımlanmamış roman dosyanızın olduğunu öğrendim. Okura sunduğunuz ilk tür, öykü. Kitabınız “Küçük Kırık Çizgiler”. Öykünün dar alanında olmanın sizi heyecanlandırdığını söylüyorsunuz. Bir öykü nasıl yazılır, yazmadan önce ve yazım aşamasındaki alışkanlıklarınız nelerdir, bu “dar alan”ı bize anlatır mısınız? Şiir beslenmeyi sevdiğim, edebi türlerin başında geliyor. Beni dinlendirdiğini, sakinleştirdiğini düşünüyorum. Kısacası kopamıyor, okumaktan ve yazmaktan…

Devamını Oku
ANA

Oktay Esgin 1928 yılında ilk kez yayınlanan kitap 1930 (Der Blau Engel) ve 1960 (The Blue Angel) filmleriyle beyaz perdeye de uyarlanmıştır. Mavi Melek” veya diğer adıyla “Profesör Unrat” Heinrich Mann’ın başeseridir ve Almanya’nın büyük toplumsal çalkantılı yıllarından, Nazi faşizminden payını almış, ünlü 10 Mayıs 1933 Kitap Yakımı’nda Alman ruhuna aykırı bulunduğu için yakılmış kitaplardandır. Heinrich Mann ve onun gibi bir yazar olan Nobel ödüllü kardeşi Thomas Mann’ın sürgünde bir ömürleri olmuş ve ikisi de edebiyat dünyasında büyük izler bırakmışlardır. Romanın kahramanı Immanuel Raat 26 yıl boyu aynı sınıfta, sinsi yüzlere Latince ve Yunanca dersleri veren despot bir edebiyat profesörüdür.…

Devamını Oku
ANA

Yüzyıllık Şiirimiz Üzerine Görüşler Gelecekte şiir için geçmişe dönük çalışmalar yapıldığında, şiirlerin yanı sıra şiire dair konuşulanlar, değerlendirmeler de önemli bir yer tutacaktır. Bu sebeple gelenekten ister doğrudan, ister eleştirel biçimde olsun bir şekilde yararlanılacaktır. Geçmişin veya bugünün şiirine övgü ya da yergi de bulunmak için gelecekte başvurulacağını düşündüğüm, bugünün şairleriyle yüzyıllık şiirimiz üzerine görüşlerini sordum. Geleceğe katkısı bulunması temennisiyle… “Gelenek, bir bütündür; bütün ‘bütün’ler gibi, parçaları olan bir bütün!” (Hilmi Yavuz- Yakın Dönem Türk Şiiri) Cumhuriyet dönemi boyunca şiir topluluklarına baktığımızda, Beş Hececiler, Milli Zevk ve Anlayışını Sürdüren Şiir, Yedi Meşaleciler, Saf Şiir Anlayışını Sürdüren Şiir, Toplumcu Gerçekçiler, Garip…

Devamını Oku
ANA

Zahide Koçyiğit Sevgili Tezer Özlü, “Burası bizim yurdumuz değil ki, burası bizi öldürmek isteyenlerin yurdu!” dedin ya, o günden beri sözlerinin yankısı dinmiyor. Bir süredir göçen göçene, batan bir gemi tragedyasının uzatmalı perdesi. Son yokuşun göğsümüzden söktüğü nefes nedeniyle daha kalabalık şimdi vaz geçenimiz. Tıpkı senin 77 1 Mayıs’ından yani Kanlı 1 Mayıs’tan sonra ülkeyi terk edeceğine yeminler etmen gibi. Sahi burası kimin yurdu? Memleketin yarısı dolaylı ya da doğrudan bunu düşünüyoruz şimdi. Geçmiş başımızda bir hale, gelecek karanlık bir düşken üstümüzde belki de ilk kez bu kadar içten bir çelişkiyle soruyoruz: Burası kimin yurdu Tezer? Burası doğduğumuz, doyduğumuz, tüm…

Devamını Oku
ANA

Zeytin Akademi Edebiyat Çalışma Grubu Ahmet Hamdi Tanpınar dosyasından sonra ikinci çalışmasını da tamamladı. Modern Türk Öykücülüğünün en önemli yazarlarından biri olan Vüs’at O. Bener için hazırlanan çalışma, Derya Akar Balcı editörlüğünde hazırlandı ve aksisanat portal tarafından yayımlandı. Dosyada şu çalışmalar yer alıyor. SİYAHIN GÖLGESİ | Burçin Maya Çankaya VÜS’AT O. BENER – KAPAN | Hasret Balaban VÜS’AT ORHAN BENER ŞİİRİNE BİR BAKIŞ: MANZUMELER | Burçin Laçin Altay VÜS’AT ORHAN BENER’İN HAYATINA YOLCULUK: KARA TREN | Burçin Laçin Altay “DOST”UM SİSİFOS! | Fatma Eryılmaz ÖYLE KARANLIK GECEKİ RUHUM, OLMUYOR SABAH | Derya Akar Balcı VÜS’AT ORHAN BENER VE ÖYKÜ DÜNYASI…

Devamını Oku
ANA

Burçin Maya Çankaya Vüs’at O. Bener’in Siyah-Beyaz Öykü Kitabı Üzerine Değerlendirmeler “Kaçınılmaz unutuluşun burgacından kim kurtarabilmiş yakasını?”[1] diye soruyor Bener “Bitli Şair” adlı öyküsünde. Adı geçen öykünün de içinde bulunduğu 17 öyküden oluşan Siyah – Beyaz adlı öykü kitabı, yazarın 100. Doğum günü vesilesiyle diğer eserleriyle beraber Everest Yayınları tarafından yeniden basıldı. Bu öyküleri okuduğumuza ve hâlen adını andığımıza göre kendisi bahsettiği burgacın içinden çıkabildiğini söyleyebileceğimiz nadir kişilerden biri. Vüs’at O. Bener’in Siyah-Beyaz adı altında topladığı öyküleri, Yunus Nadi Yayımlanmamış Öykü Ödülü’nü ve Sedat Simavi Vakfı Ödülü’nü kazanır, bu kitabındaki öyküler için Feridun Andaç “Ben’deki Ben’e Yolculuk” ifadesini kullanır. Bu…

Devamını Oku
ANA

 Hasret BALABAN              Kapan nedir? Aniden ve alçakça özgürlüğü alıp yerine acı veren, gönlü mengeneye sıkıştıran, içindekine son’un “merhaba” dediği cenderedir. Kapanda hayat sorgulanır, umut öldürülür, zihin keşke’ler tarafından istila edilir. Kalan tek atımlık kurşun da sıkılınca kaybedecek bir şey kalmaz. Her insan bir gün kapana kısılır. Kimi öyle yaşanacak sanır, kimi farkına varır. Kimi kurtuluş için çırpınır, kimi nâçar kalır. Kimi de tek çare olduğuna inanır: Ölüm. Vüs’at O. BENER, bu tek çareyi bulup kendini onun ellerine bırakabilenlere gıptayla bakar. Ölümü isteyip başaranları ya da fikrinden dönmediği için öldürülenleri cesur bulur. Onları “büyük yürekli” görür. Ölmeyi…

Devamını Oku
ANA

Burçin LAÇİN ALTAY Bener’in şiir olarak nitelendirmediği manzumelerinin yayımladığı kitapta birden fazla hayatın sığdırılmış portresi görülür. İç sesinin yoğunlukla duyulduğu şiirlerinde yalın bir dille derinlikli anlatımı harmanlar. Sorguların durmadan devamlılığı içinde kaygıdan kurtulma çabasının kâğıda yansıması olarak düşünülebilir. Manzumeler kitabının arka kapak yazısında; “Bütün yapıtlarını okuyanların rahatlıkla fark edebileceği gibi onun “Edebi Portresi”ni tamamlayan “sürpriz bir kitap” olarak ve “Bener ironisinin Manzumeler’de boy gösterdiğini” ifade etmektedir. Kitaptaki şiirler Orçun Türkay resimleriyle tamamlanarak yaşıyor. Kapak resimde karanlıkta kalmış aydınlığı sembolize eden saçları savrulurken başını öne eğmiş, yani kaderine razı ve acı çeken bir kadın portresi canlanıyor. Genellikle kısa şiirleri bulunan kitapta…

Devamını Oku
ANA

Burçin LAÇİN ALTAY Bener, öykülerinde, kendi hayatından olayları, kurgularla harmanlayan bir yapıyla selamlıyor bizleri. Ben diliyle anlatımda içten ve samimi olsa da gizli tuttuğu ayrıntılarla merak unsurunu canlı tutmayı başarıyor. Okuyucuyu, onun hep yanında olan sırdaşı ya da Tanrı gibi görüp yani her şeyi bildiğini varsayarak hatta bazen iç monolog tarzında anlattığı olayların kurgusunun gerçekliğini düşünmeye ve sorgulamaya yönlendiriyor. Ruh halinden sıkça bahsettiği öykülerde herkesin dıştan fark edilemeyen sadece iç dünyasında yaşanan hatta insanın kendine bile söylemeye çekindiği sırları yüreklilikle dile getiriyor. Salt gerçekliğin edebi yazına dönüştüğü süreçte kurgusal alanlar içsel yolculuk sürecini işaret edebilir. İnsanın köhne, yobaz, bencil, kötücül…

Devamını Oku
ANA

Fatma ERYILMAZ Zorsunuz Üstad Bener! Sizi okumak zor, anlamak zor, hakkınızda yazmak ise katbekat zor. Sizinle bazen ortalama bir okur bazen de bir edebiyat gurmesi olarak söyleşeceğim. Bu söyleşimizin konusu ilk kitabınız “Dost” olacak. Sizi okurken nereye, ne zaman ve ne kadar yükünü boşaltacağı belli olmayan bir bulutun altında hissettim kendimi. Ne zaman çöküp ne zaman yükseleceğini kestiremediğim bir sisin içinde bir görünüp bir kayboldum. Kısacık iki cümlede doğumun eşiğinden ölümün arka kapısına savruldum. Hikâyelerinizde güneşli cümleler bulmak zor. Karamsar değilsiniz fakat hayata dört elle sarıldığınız da söylenemez. Çok şey anlatasım var ama az konuşacağım, der gibi yazıyorsunuz. Uzun…

Devamını Oku
ANA

Burçin Laçin Altay ve Gülşah Demirci’nin beraber hazırladıkları ve “Şiir Yolculuğu” adını verdikleri şiirlerle şairler serüveninin üçüncü durağı Ahmed Arif. Yoğun ilgi çeken etkinliğin bu bölümünde de hayatı, edebi kişiliği, şiirleri ile Ahmed Arif anılacak. Bu sefer bağlamasıyla Emrah Erkmen de bu yolculuğa eşlik edecek. Eskişehir’de Mahfil Sahne’de yer alacak, hem şiirlerle hem türkülerle dolu dolu geçecek bu etkinlik 21 Haziran Çarşamba günü saat 20.30’da şiirseverlerle buluşacak.

Devamını Oku