Close Menu
AksisanatAksisanat
  • ANASAYFA
  • HABERLER
    • Edebiyat Haberleri
    • Sinema Haberleri
    • Tiyatro Haberleri
    • Müzik Haberleri
    • Güzel Sanatlar Haberleri
    • Televizyon Haberleri
  • YAZI
    • Edebiyat Yazıları
    • Kitap Yazıları
    • Sinema Yazıları
    • Tiyatro Yazıları
    • Müzik Yazıları
    • Güzel Sanatlar Yazıları
    • Televizyon Yazıları
  • SÖYLEŞİ
    • Edebiyat Söyleşi
    • Sinema Söyleşi
    • Tiyatro Söyleşi
    • Müzik Söyleşi
    • Güzel Sanatlar Söyleşi
    • Televizyon Söyleşi
  • ETKİNLİK
    • Edebiyat Etkinlikleri
    • Sinema Etkinlikleri
    • Tiyatro Etkinlikleri
    • Müzik Etkinlikleri
    • Güzel Sanatlar Etkinlikleri
    • Televizyon Etkinlikleri
  • ÖDÜLLER
    • Edebiyat Ödülleri
    • Sinema Ödülleri
    • Tiyatro Ödülleri
    • Müzik Ödülleri
    • Güzel Sanatlar Ödülleri
    • Televizyon Ödülleri
  • YAYINLAR
    • Kitap
    • Dergi
  • AKSİSANAT TV
  • BİLGİ BANKASI
  • SORUŞTURMA
    • Satır Başı
    • Öykü Zamanlığı
  • DOSYA
  • EDEBİYAT
    • Edebiyat Haberleri
    • Edebiyat Söyleşi
    • Edebiyat Yazıları
    • Edebiyat Etkinlikleri
    • Edebiyat Ödülleri
  • SİNEMA
    • Sinema Haberleri
    • Sinema Söyleşi
    • Sinema Yazıları
    • Sinema Etkinlikleri
    • Sinema Önerileri
    • Sinema Ödülleri
  • TİYATRO
    • Tiyatro Haberleri
    • Tiyatro Söyleşi
    • Tiyatro Yazıları
    • Tiyatro Etkinlikleri
    • Tiyatro Önerileri
    • Tiyatro Ödülleri
  • MÜZİK
    • Müzik Haberleri
    • Müzik Söyleşi
    • Müzik Yazıları
    • Müzik Etkinlikleri
    • Müzik Ödülleri
  • GÜZEL SANATLAR
    • Güzel Sanatlar Haberleri
    • Güzel Sanatlar Söyleşi
    • Güzel Sanatlar Yazıları
    • Güzel Sanatlar Etkinlikleri
    • Güzel Sanatlar Ödülleri
  • TELEVİZYON
    • Televizyon Haberleri
    • Televizyon Söyleşi
    • Televizyon Yazıları
    • Tv Önerileri
    • Televizyon Ödülleri
    • Televizyon Etkinlikleri
  • ÖNERİLER
    • Okuma Önerileri
    • Tv Önerileri
    • Sinema Önerileri
    • Tiyatro Önerileri
    • Sergi Önerileri
  • POPÜLER KÜLTÜR
  • ÇEVİRİ
    • Şiir Küre
  • YAZARLAR
  • PERFORMANS
    • Hanım-Efendiler
    • Matris Şiir
    • Dada Günlükleri
    • Şairler Sözlüğü
  • İLETİŞİM
  • KÜNYE
Facebook X (Twitter) Instagram YouTube WhatsApp
Facebook X (Twitter) YouTube Instagram WhatsApp
AksisanatAksisanat
YAZARLAR Giriş
  • ANASAYFA
  • HABERLER
    1. Edebiyat Haberleri
    2. Sinema Haberleri
    3. Tiyatro Haberleri
    4. Müzik Haberleri
    5. Güzel Sanatlar Haberleri
    6. Televizyon Haberleri
    7. View All

    Çıngıraklı Sokak, üç yaşına doğduğu sokakta bastı…

    28 Ocak 2025

    “Sinema Endüstrisi ve Akademi” Başlıklı Çalıştay başlıyor…

    30 Kasım 2024

    ÇINGIRAKLI SOKAK, “HEYBELİADA SANATORYUMU HALKINDIR!” DEDİ

    26 Kasım 2024

    Şiir Yolculuğu Etkinliği – Ümit Yaşar Oğuzcan Durağı

    5 Kasım 2024

    Fotofilm 6. Uluslararası Kısa Film Festivali Ödülleri Sahiplerini Buldu

    19 Mayıs 2025

    Bergen En Çok İzlenen Film Oldu…

    9 Nisan 2023

    Aksisanat.com Yenileniyor!

    25 Mart 2023

    Saatleri Ayarlama Enstitüsü Tiyatro Sahnesinde

    19 Nisan 2023

    Aksisanat.com Yenileniyor!

    25 Mart 2023

    Özgür Akdemir, “Zalım Seni” adlı çalışmasını, sevenlerinin beğenisine sundu!

    8 Nisan 2024

    Aksisanat.com Yenileniyor!

    25 Mart 2023

    Aksisanat.com Yenileniyor!

    25 Mart 2023

    Aksisanat.com Yenileniyor!

    25 Mart 2023

    Fotofilm 6. Uluslararası Kısa Film Festivali Ödülleri Sahiplerini Buldu

    19 Mayıs 2025

    Çıngıraklı Sokak, üç yaşına doğduğu sokakta bastı…

    28 Ocak 2025

    “Sinema Endüstrisi ve Akademi” Başlıklı Çalıştay başlıyor…

    30 Kasım 2024

    ÇINGIRAKLI SOKAK, “HEYBELİADA SANATORYUMU HALKINDIR!” DEDİ

    26 Kasım 2024
  • YAZI
    1. Edebiyat Yazıları
    2. Kitap Yazıları
    3. Sinema Yazıları
    4. Tiyatro Yazıları
    5. Müzik Yazıları
    6. Güzel Sanatlar Yazıları
    7. Televizyon Yazıları
    8. View All

    Hüseyin Kalyan Yazdı: Şerif Fatih, Hakikat Yolunda Bir Münzevi

    7 Ağustos 2022

    Gezi – Demet Kurt Güngör: Kurdun Kirpikleri

    29 Haziran 2020

    Şiir Taşı: Toprağın Bağrındaki Nişan

    22 Haziran 2020

    Ertan Mısırlı’dan Bir “Baba” Anı

    20 Haziran 2020

    İÇİ HİKÂYELERLE DOLU KISACIK BİR KİTAP: KALPTEN GELEN ARMAĞAN ve YENİ TOHUMLAR, YENİ HAYAT

    19 Mayıs 2025

    Hüseyin Kalyan Yazdı: Şerif Fatih, Hakikat Yolunda Bir Münzevi

    7 Ağustos 2022

    Erinç Büyükaşık Kitapları Liman Yayınevi’nde…

    3 Şubat 2022

    Burası Henüz Hiçbir Yer – Ferit Sürmeli

    19 Şubat 2021

    FLEISHMEN IS IN TROUBLE

    13 Nisan 2023

    Malcolm & Marie

    20 Şubat 2021

    İlknur Atalkın Yazdı: The Queen’s Gambit

    29 Aralık 2020

    Ustalar Resmî Geçidi: Celal Tan ve Ailesinin Aşırı Acıklı Hikâyesi

    25 Aralık 2020

    Aksisanat.com Yenileniyor!

    25 Mart 2023

    Aksisanat.com Yenileniyor!

    25 Mart 2023

    Makamların Efendisi…

    17 Ocak 2022

    Aksisanat.com Yenileniyor!

    25 Mart 2023

    Aksisanat.com Yenileniyor!

    25 Mart 2023

    Hayat

    19 Mayıs 2025

    İÇİ HİKÂYELERLE DOLU KISACIK BİR KİTAP: KALPTEN GELEN ARMAĞAN ve YENİ TOHUMLAR, YENİ HAYAT

    19 Mayıs 2025

    ŞİİRİ HENÜZ VARLIK’TA YAYIMLANMAYAN ŞAİRLER MANİFESTOSU

    29 Nisan 2025

    BİR İNSANI SEVMEKLE BAŞLAYACAK HER ŞEY

    8 Mart 2025
  • SÖYLEŞİ
    1. Edebiyat Söyleşi
    2. Sinema Söyleşi
    3. Tiyatro Söyleşi
    4. Müzik Söyleşi
    5. Güzel Sanatlar Söyleşi
    6. Televizyon Söyleşi
    7. View All

    BURÇİN LAÇİN ALTAY’DAN MEHMET SAİT İMRET İLE “CAMIN CİĞERE GİTTİĞİ” ŞİİR KİTABI ÜZERİNE SÖYLEŞİ…

    29 Nisan 2025

    ÖZCAN ÖZTÜRK’TEN HAKAN KAYA SÖYLEŞİSİ

    1 Mart 2025

    GÖLGE, GÜNAH VE KEDİ VE GÜNLERLE BOZMAK ÜZERİNE ASLIHAN TÜYLÜOĞLU İLE SÖYLEŞİ

    26 Ekim 2024

    BURÇİN LAÇİN ALTAY’DAN ZERRİN SARAL SÖYLEŞİSİ

    21 Ekim 2024

    Aksisanat.com Yenileniyor!

    25 Mart 2023

    Aksisanat.com Yenileniyor!

    25 Mart 2023

    Aksisanat.com Yenileniyor!

    25 Mart 2023

    İsmet Yazıcı’dan Özcan Özcan Söyleşisi…

    1 Mayıs 2024

    Fotoğraf Sanatçısı Özlem Dikel Aksisanat’ın Sorularını Yanıtladı…

    1 Mayıs 2024

    Rabia Çelik Çadırcı Ressam Orçun Çadırcı İle Konuştu…

    31 Mart 2024

    İSMET YAZICI’DAN SETENAY ÖZBEK SÖYLEŞİSİ…

    5 Ağustos 2023

    Aksisanat.com Yenileniyor!

    25 Mart 2023

    BURÇİN LAÇİN ALTAY’DAN MEHMET SAİT İMRET İLE “CAMIN CİĞERE GİTTİĞİ” ŞİİR KİTABI ÜZERİNE SÖYLEŞİ…

    29 Nisan 2025

    ÖZCAN ÖZTÜRK’TEN HAKAN KAYA SÖYLEŞİSİ

    1 Mart 2025

    İsmet Yazıcı’dan Sunay Demircan Söyleşisi…

    18 Ocak 2025

    GÖLGE, GÜNAH VE KEDİ VE GÜNLERLE BOZMAK ÜZERİNE ASLIHAN TÜYLÜOĞLU İLE SÖYLEŞİ

    26 Ekim 2024
  • ETKİNLİK
    1. Edebiyat Etkinlikleri
    2. Sinema Etkinlikleri
    3. Tiyatro Etkinlikleri
    4. Müzik Etkinlikleri
    5. Güzel Sanatlar Etkinlikleri
    6. Televizyon Etkinlikleri
    7. View All

    Şair Çağla Göksel Çakır ve “Ah Mabel” öğrencilerle buluştu

    8 Mayıs 2024

    Şiir Yolculuğu Etkinliği – Turgut Uyar Durağı

    22 Nisan 2024

    Nilüfer Altunkaya’dan Bibliyoterapi Okumaları Atölyesi…

    17 Nisan 2024

    “ŞİİR SUARE”nin konuk şairi ve ressamı Belçika’dan

    28 Mart 2024

    Camille Geri Sayıyor

    14 Mayıs 2018

    Ara Güler’in filmi !f İstanbul’da…

    6 Şubat 2018

    Çağrılmadan Gelen, Garibaldi Sahnesinde…

    19 Ocak 2024

    Saatleri Ayarlama Enstitüsü Tiyatro Sahnesinde

    19 Nisan 2023

    Aksisanat.com Yenileniyor!

    25 Mart 2023

    Aksisanat.com Yenileniyor!

    25 Mart 2023

    Aksisanat.com Yenileniyor!

    25 Mart 2023

    Aksisanat.com Yenileniyor!

    25 Mart 2023

    Şair Çağla Göksel Çakır ve “Ah Mabel” öğrencilerle buluştu

    8 Mayıs 2024

    ‘Yaralarımızı Sarıyoruz’ Etkinliği ‘Amanos Çiçekleri’ Adıyla Kitaplaştı…

    8 Mayıs 2024

    Şiir Yolculuğu Etkinliği – Turgut Uyar Durağı

    22 Nisan 2024

    Nilüfer Altunkaya’dan Bibliyoterapi Okumaları Atölyesi…

    17 Nisan 2024
  • YAYINLAR
    1. Kitap
    2. Dergi
    3. View All

    Koray Feyiz’den Dört Yeni Kitap

    19 Mayıs 2025

    “ANNEMİN HIRKASI” RAFLARDA

    15 Mayıs 2025

    Berna Olgaç’tan yeni kitap: “Görünmez Kalem”

    3 Mayıs 2025

    Güvenme ihtiyacı mı ihanet korkusu mu daha güçlü?

    30 Kasım 2024

    Varlık’ta Bu Ay…

    29 Nisan 2025

    Edebiyatist’in Dosya Konusu “Leyla Erbil”

    8 Mart 2025

    Maraşantiya Dergisinin 15. Sayısı Okuruyla Buluştu…

    25 Şubat 2025

    Varlık’ta Bu Ay…

    28 Ocak 2025

    Burası Henüz Hiçbir Yer – Ferit Sürmeli

    19 Şubat 2021
  • AKSİSANAT TV
    1. Haberler
    2. Söyleşi
    3. Kitap
    4. Şiir
    5. Programlar
    6. Öneriler
    7. Öykü
    8. View All

    İki Taşın Arası, Duvar’da Yayında…

    6 Şubat 2024

    Aksisanat.com Yenileniyor!

    25 Mart 2023

    Aksisanat.com Yenileniyor!

    25 Mart 2023

    Aksisanat.com Yenileniyor!

    25 Mart 2023

    Anlatamıyorum…

    7 Nisan 2023

    Mavi Gözlü Dev

    7 Nisan 2023

    Aksisanat.com Yenileniyor!

    25 Mart 2023

    Aksisanat.com Yenileniyor!

    25 Mart 2023

    Saatleri Ayarlama Enstitüsü Tiyatro Sahnesinde

    19 Nisan 2023

    Aksisanat.com Yenileniyor!

    25 Mart 2023

    Murat Batmankaya’dan Okuma Önerileri…

    30 Ekim 2019

    Özgür Çırak’tan Okuma Önerileri…

    27 Ekim 2019

    Aksisanat.com Yenileniyor!

    25 Mart 2023

    ZEYTİN AKADEMİ’DEN YENİ DOSYA: LEYLA ERBİL

    19 Mayıs 2025

    EZBERBOZAN EDEBİYAT DİRENİŞÇİSİ: LEYLÂ ERBİL

    19 Mayıs 2025

    Metnin Direnişi: Leyla Erbil’in Edebiyatında Mücadele

    19 Mayıs 2025

    LEYLA ERBİL’İN ESKİ SEVGİLİSİNDE KENDİLİK SORUNSALI

    19 Mayıs 2025
  • BİLGİ BANKASI

    Gülten Doğruyol İncesu

    11 Ekim 2023

    Burçin Maya Çankaya

    25 Mayıs 2023

    BİR ZAMAN YOLCUSU: AHMET HAMDİ TANPINAR

    14 Nisan 2023

    Derya Balcı

    4 Mart 2023

    Abdülkadir Budak

    29 Ocak 2023
AksisanatAksisanat
Home»ANA»Fatma Eryılmaz’dan Senem Gezeroğlu Söyleşisi

Fatma Eryılmaz’dan Senem Gezeroğlu Söyleşisi

adminBy admin10 Şubat 20242 yorum10 Mins Read69 Views
Facebook Twitter Pinterest LinkedIn Tumblr Email
Share
Facebook Twitter LinkedIn Pinterest Email

MODERN ŞEHRAZAT SENEM GEZEROĞLU

Senem Gezeroğlu ile “Yeniden İnşa” romanı üzerine söyleştik.

Fatma Eryılmaz: Ekim 2022’de Monokl Yayınları tarafından okurla buluşturulan bu roman ayağının tozuyla Haziran 2023’te “Vedat Türkali Roman Ödülü”ne layık görüldü. Öncelikle biz okurlara böylesine çeşnili bir içerik ve üslup ziyafeti çektiğiniz için teşekkür ederek başlamak istiyorum. İlk romanınızla hatırı sayılır bir ödül almak nasıl bir duygu?

Senem Gezeroğlu: Öncelikle söyleşi davetiniz, Yeniden İnşa’yı böylesine derinden incelemeniz ve kapsamlı sorularınız için ben teşekkür ederim. Yeniden İnşa’nın hem yazım hem de basım aşaması oldukça sancılıydı. Yeniden İnşa’dan önce Zaman Dursun İstedim ve Unuttum Yalnız adlı öykü kitaplarım yayınlanmıştı ve hayatları birbirine benziyordu. Ama ilk romanım gerek kendi hayatını gerekse benim hayatımı yeniden ve defalarca inşa etmesi bakımından oldukça değerliydi benim için. İlkti, özeldi, çileliydi, azimliydi ama her şeye rağmen güzeldi. Bu güzelliğin yaşanan onca şeyden sonra başka bir güzellikle buluşması, Vedat Türkali’yle aynı cümlede anılması ve saygın bir ödüle kavuşması elbette mutluluğuma mutluluk kattı. Birçok şeye dair umudumu yitirmişken beni edebiyatın gücüne yeniden inandırdı. Ve bana yazmanın kendisinin en büyük ödül olduğunu yeniden hatırlattı.

Fatma Eryılmaz: Romanın ilk sayfasındaki  “İnsan bir kitaba neden gömülür? Öldüğü için değildir. Yaşamaya fazlasıyla maruz kaldığı için belki de.” cümlelerinden hareketle soruyorum, siz neden kitaplara gömüldünüz bu kadar, sığındınız ya da büründünüz?

Senem Gezeroğlu: Yeniden İnşa için otobiyografik bir roman diyebiliriz, benim hayatımın yansımasıdır. Dolayısıyla sorunun cevabını da yine karakterin ağzından verdim: “İnsan bir kitaba neden gömülür? Öldüğü için değildir. Yaşamaya fazlasıyla maruz kaldığı için belki de.” Yaşamaya, hayata fazlasıyla maruz kaldığım için belki de. Etrafımda, ülkemde, dünyamda yaşadığım şeylere tanık oldukça ve bunları değiştiremeyeceğimi anladıkça kendime ait bir alan yaratarak en azından orada çabalamak, kendimi kandırabileceğim oyunlar oynamak, bir sığınak oluşturmak ve dünya cehenneminde kendime kitaplardan bir cennet yaratmak istedim. Dünyaya düştüğüm anda olmasa bile kitapların dünyasına düştüğüm anda başladı bu hikâye. Sanırım böyle de devam edecek çünkü bizim gibi “hassas kalp”lerin kitaplardan, kurmacadan, alternatif dünyalardan ve yaşamlardan başka gidecek yeri yok gibi…

Fatma Eryılmaz: Hemingway, yazarlık için en iyi ilk eğitimin mutsuz bir çocukluk olduğunu söylemiş. Sizce de öyle olduğunu varsayarak diğer eğitim basamakları nedir diye sormak isterim. Bu basamaklar arasında aşk, ailedeki kayıplar ve ölüm düşüncesi de var mı?

Senem Gezeroğlu: Yazarlık için ilk eğitimin mutsuz bir çocukluk olduğu fikrine katılmakla birlikte bunun elzem olduğunu da düşünmüyorum. Sonuçta her yazarın serüveni kendine özgüdür. Benimkinde mutsuz bir çocukluk vardı;  aşk, hayat, ölüm, toplumsal olaylar gibi başka unsurlar da vardı.  Ama bunların yazmak için sadece bir vesile olduğunu, o basamakların tırmanmak için var olduğunu ve her adımda insanın kendine yaklaştığını yaşayarak, yazarak öğrendim. Her birini tek tek yaşadıkça, basamakları çıkıp tepe noktaya vardıkça, oradan dönüp aşağı baktıkça, gerekiyorsa atladıkça ve defalarca bu döngüyü yaşadıkça anlıyor insan.

Fatma Eryılmaz: Romanınız dört bölümden oluşuyor: “Kâğıt Değil Giyotin, Kalem Değil Mızrak, Kitap Değil Çivili Tabut, Ölüm Değil Yeniden İnşa.” İsimler oldukça “keskin” ve iddialı. Öyle değil böyle, şöyle değil böyle der gibi, sorgulayıcı, kabulden uzak. Kâğıt kesikleri, dil yaraları, sarsıcı kitaplar eşliğinde hayatın ölüme değdiği ince çizgilerde yürümekle kalmıyor dans ediyoruz okurken. Üstelik yanımızda yöremizde hep şairler, yazarlar, bilim adamları, filozoflar ve dahası tanıdık bildik bütün roman kahramanları. Sanki okuyup sevdiğiniz, etkilendiğiniz bütün isimlere selam verdiğiniz bir metinler arası yürüyüşe çıkmışsınız. Sevgi ve “Kitaptan Düşen Adam” ve romanın sonunda sadece Sevgi’den oluşan tek kişilik bir romana bu kadar çok ismi dâhil etmeyi nasıl tasarladığınızı anlatır mısınız?

Senem Gezeroğlu: Yorumunuz için teşekkür ederim. Bu romanı yazarken hem mekânlar arası hem de metinler arası yolculuklarımdan beslenmek istedim. Ve sonuçta tıpkı Sevgi’nin kendine dönmesi, dönüşmesi gibi kendimi bulduğum bir hikâye oluştu. Su damlası başka bir suya düştü, ırmaklar boyunca yürüdü denizlere karıştı, okyanusları aştı. Başkalarının hikâyelerine, romanlarına, kahramanlarına karıştım. Zaten kendimi bildim bileli yazarlarla, şairlerle, metinlerle, karakterlerle örülü bir dünyanın içinde yaşıyordum. Onlar da bedensiz isimleriyle zihnimdeki devasa kütüphanede yaşıyorlardı. Onlar mı benim mimarımdı yoksa ben mi onları inşa etmiştim, hâlâ tam olarak ayıramıyorum ama şundan eminim ki bir bütündük, bir bütünüz. Tek bedende çok kişiyiz. Yüzlerce ismin kapısını çaldıktan sonra kendi evine dönen o kalabalık ve yalnız kişiyiz.

Fatma Eryılmaz: “Görmek ve duymak, telafisi mümkün hatalardır. Boyutlarda açılan çatlaklar onarılıp kapatılabilir. Ama dokunmak, iki dünya arasındaki perdeye inen en şiddetli pençedir.” Sevgi, Kitaptan Düşen Adam’a sarılınca adam yok oldu. Buradan hareketle “İnsan, nefsine yenik düşünce öz benliğini kaybeder.” ya da “Sarıldıklarımız yok olmadıkça kendi benliğimizi arama çabasına girmeyiz.” sonuçlarından hangisine ulaşılabilir? Bu durumda sarılınca yok olmayacak en vefalı sevgili, kelimeler midir?

Senem Gezeroğlu: Dokunmak sanırım fark etmekle ilgili. Kendinin ve başkalarının varlığını fark etmek… Görmek ve duymak, biraz daha hafif kalıyor. Gördüğümüz şeyin rüya olup olmadığını anlamak için kendimizi dürteriz, silkeleniriz ya hani… Kendimize gelmek için dokunuruz. Kendimizi fark ederiz, acıyı fark ederiz, başkalarının varlığını fark ederiz.  Kabul ederiz ve sonra yok ederiz. Dokunmak biraz da bu süreçlerle ilgili bir kavram. Görmeyen birinin etrafındaki her şeyi dokunarak anlamlandırması gibi, ben de kelimelerle örüyorum gözlerimi. Çünkü sizin de dediğiniz gibi en vefalı sevgili yine kelimeler, hep kelimeler…

Fatma Eryılmaz: Cümle yapılarınız, kelime dağarcığınız, söz oyunlarınız dile hayran ve muktedir olduğunuzu gösteriyor. (Aşkın yolculuğu değildi ama aşkın bir yolculuktu bu./ O zamanlar bir varmış bin yokmuş./ İnsan nasıl hep böyle olur ki, insan nasıl hep olur ki. Arada olur. Arada kalır. Arada da kalır ama iki ara bir derede kalırsa daha güzel olur.  Kalırsa duramaz, durursa akamaz, duruysa akar, akarsa su olur, bu su hiç durmaz…) Yazarken -sizin tabirinizle anlatmak gerekirse- “kelimelere sarılmışsınız” Son zamanlarda günlük hayatta ve maalesef yazın dünyasında dil konusunda dikkatli, sorumlu ve yetkin davrananlar azaldı. Romanı okurken eski zamanlarda yaşamış olsaydınız ateş başında oturmuş, sizi çevreleyen insanlara efsaneler anlatan bilge bir kadın olurdunuz diye düşündüm. Özellikle romandaki iç hikâyelerde geleneksel ve modern anlatım tekniklerini birleştirerek Modern bir Şehrazat olmuşsunuz. Senem Gezeroğlu, yaman bir dil ustası. Dil konusunda beslenme kaynaklarınız nelerdir?

Senem Gezeroğlu: Nasıl ki her sanatçının malzemesi varsa yazarınki de şüphesiz dildir. Dili iyi kullanamayanların iyi bir yazar olabileceğini sanmıyorum. Dolayısıyla dil de, dili kullanma biçimi de benim için çok önemli. Beslendiğim kaynaklar benden önce yazılmış bütün kitaplar, anlatılar, anlatıcılar, yazarlar ve hayattır. Modern Şehrazat tanımınız çok hoşuma gitti. Eski zamanlarda yaşamış olsaydım beni çevreleyen insanlara hikâyeler, efsaneler anlatan değil ama yazan bir kadın olurdum. Yapım gereği konuşmayı pek sevmiyorum ama yazmadan duramam sanki…

Fatma Eryılmaz: Romanın tamamında halk hikâyesi, masal, destan; modern hikâye ve roman türlerini iç monolog, iç çözümleme, bilinç akışı, montaj, pastiş gibi tekniklerle birleştirip dil süzgecinden ince ince damıtarak sunduğunuz bir üslup hâkim. Fakat daha da dikkat çekici olan eş sesli sözcükleri ve iç kafiyeleri çok yerinde kullanmanız. (“Düşümden uyanıp başka bir düşe uyanmam için daha kaç sayfa düşmem gerekli?/ Bana kendini getirmedi ama beni kendime getirdi. / Bense kalemle eşeliyorum toprağı/Kaleler kalemlere dönüşüyor./ Kalemin içindeki kim? / Kalenin içindeki kim? / Madem gidecekti neden geldi diye ağladım, kendime sığamadım öte tarafa taşıp ağladım, aynada kendime bakıp bakıp yolun ortasında durup durup ağladım, kalktım düştüm yine ağladım… / …içime iniyorum derken en çok kendimden saklandığımı, kendi kirlerimi halı altlarına attığımı ve orada zamanla yıprandığımı hatta çürüdüğümü bile birinin hayatıma girip kilimi değil kimliğimi silkelemesiyle fark ettim…) Dil ve edebiyat eğitiminizin teknik konularda faydasını gördünüz mü?

Senem Gezeroğlu: Lisede çok iyi bir edebiyat eğitim aldım, kitaplara olan aşkım ve hayranlığım o dönemlere rastlar. Üniversiteye geçerken bu yolda yürümeye, işin teknik boyutunu öğrenmeye karar verdim. Aşkla başlayan bu heyecan ve tutku, üniversite zamanlarımda daha akademik bir uğraşa dönüştü. Hikâye, roman, şiir yazmanın ötesine geçip metin çözümlemeyi, söylenenin katmanları arasında gizlenen söylenmeyeni, görünenin ardındaki görünmeyeni merak edip araştırmaya, kuramsal okumalara başladım. Yüksek lisansı da edebiyat alanında yapınca bu birikim kendi metinlerime de yansıdı elbette.  Sadece edebiyatın değil, diğer sanat dallarının ve felsefe, psikoloji, sosyoloji gibi sosyal bilimlerin etkisiyle yazmak için okuduğum ve okumak için yazdığım bir döngünün içinde buldum kendimi. Hâlâ da oralarda bir yerlerdeyim ve Nâzım’ın “Fevkalade memnunum dünyaya geldiğime” demesi gibi fevkalade memnunum kurmaca dünyaya geldiğime…

Fatma Eryılmaz: “Okuduğum kitapların dünyasını değiştiremezdim ama kendi dünyamı değiştirecek kitabı yazabilirdim./ İnsan bir kitaba neden gömülür? Öldüğü için değildir, belki olduğu için. Bir kitabın çarşaf gibi bomboş ve bembeyaz sayfalarına yeniden doğduğu için.  İnsanlıktan çıkıp ölümsüz bir roman kahramanına dönüştüğü için.” diyor Sevgi, yani Senem.  Kendi dünyanızdan başka hayatları da bıçağın sırtından alıp sanatın şefkatli kollarına emanet etmeyi istediğinizi seziyorum. “Susmak da bir çeşit ölüm değil mi?” konuşursam belki konuşmaya çekindiği için silinip gidecek hayatlara önayak olurum, düşüncesi geçti mi aklınızdan Sevgi’yi “İnşa” ederken?

Senem Gezeroğlu: Okurken, yazarken kendim için bir alan inşa ediyorum. İçinde yaşadığım dünyayı değil ama içimde yaşattığım dünyayı değiştirebiliyorum. Ve sesim kalemimden çıktıktan sonra, o sesi duymak isteyen diğer insanlarla bir kitabın çatısı altında, satır aralarında buluşabiliyoruz, orada bir müddet durabiliyoruz, ayrılabiliyoruz. Eskiden edebiyatın dünyayı değiştirebileceğine dair umudum vardı ama şimdilerde her şey bomboş geliyor. Sesimin ulaştığı duvarlara birkaç pencere açabilirsem, sessizliğin kısık da olsa sesi olabilirsem ne mutlu bana. Karanlığa karşı mücadele etmeye, aydınlık için umut etmeye, okumaya, yazmaya, çalışmaya elbette devam ediyorum ama eskiden olduğum gibi bazı kavramlara çok fazla anlam yükleyip beklenti içine girecek ve hayal kırıklığına uğrayacak kadar değil.

Fatma Eryılmaz: Zamanın göreceli oluşu, yaşamın bir simülasyon olup olmadığı, paralel evrenler, çekim yasası, Tanrı’nın varlığı-yokluğu, nihilizm, determinizm, egozim… Fizik-evren, felsefe-var oluş, Tanrı-inanç kavramlarını çok irdelemişsiniz. Özellikle fiziğe ilginiz hangi boyutta?

Senem Gezeroğlu: İnsanı ilgilendiren her şey beni de ilgilendiriyor ama saydığınız kavramlara ayrıca ilgi duyuyorum. İzlediğim filmler ve diziler, okuduğum kitaplar, araştırdığım konular, ettiğim sohbetlere kadar hayatımın her alanında her yerdeler. Edebiyatın sadece edebiyatla sınırlı kalmaması gerektiğini düşünüyorum. İnsanın sadece insanla sınırlı kalmaması gerektiği gibi.

Fatma Eryılmaz: “Peki, size onu göstermek için bu satırları yazdığımı söylesem bana inanabilir misiniz? /Sahi, beni hâlâ dinliyor musunuz?” sözleriyle üst kurmaca tekniğini kullanmışsınız. Hem okuru metne ortak etmek hem de metindeki “kalemle oynanan tehlikeli” oyunlardan korumak için mi yapar yazar bu kalem oyunlarını? Oğuz Atay gibi “Ben buradayım sevgili okuyucum, sen neredesin acaba?” diye zamana direnmek için mi?

Senem Gezeroğlu: Her ikisi için de. Yeniden İnşa’yı yazarken üst kurmaca tekniğine fazlaca başvurma nedenlerimin başında bunlar gelir. Metin, hem yazar hem okur için tehlikelerle doludur. Vücut bulmuş her anlatının kendine has kuralları ve tuzakları vardır. Ben zamanında okuduğum kitapların büyülü dünyasına takılıp gerçeklerden uzaklaşıp hayallerle kurulu o tuzaklara çok düştüm. Ayağa kaktığımda yaralarımı sarmam çok uzun sürdü. Ama tabii ki bunun metinle de ilgisi yoktu. Şimdilerde yazar olarak o tuzakları ben kuruyorum ama bir yandan da okura tüm bunların aslında bir kurmaca olduğunu hatırlatıyorum. Fakat dönüp metne baktığımda bunu bile kendim için yapıyorum çünkü Sevgi’nin dediği gibi:

“Yıllarca hayatımı değiştirecek bir kahraman bekledim ama unuttuğum bir şey vardı, asıl kahraman bendim. En başından beri… Kendime bunu hatırlatmak için yazdığım romanla başka bir evrene geçerken, başladığım yerdeki ben miyim, yoksa bittiğim yerdeki ben mi bilmiyorum. Bu süre ne kadardı, ne değişti, neleri değiştirdi onu da bilmiyorum. Tek bildiğim, tahtayı oyup ondan Pinokyo yapan Gepetto Usta gibi kelimeleri yontup bu romana hayat veren ben, belki de Dr. Frankenstein gibi kendi elleriyle kendi canavarını yaratan ben, insanlıktan sıyrılıp Yeniden İnşa isimli romanın hem karakteri hem yazarı hem okuru hem de dinleyicisi olan ben, Sevgi. Okuduğum kitaplar ve kurduğum cümlelerle tabutuma her gün bir yenisini çaktığım çivileri sökerek huzurunuzdan ayrılıyor, size yepyeni boşluklar bırakıyorum.

Bir gün başka kitaplarda, başka hikâye ve romanlarda, satır aralarında yeniden karşılaşacağız. İsmimi, cismimi değiştirsem de bazılarınız beni hatırlayacak, onlarla sayfaları aşan bir dille konuşacağız. Belki ben ve roman karakterim, birbirimize kavuşacak ve kitapların dünyasında yeni bir hayata başlayıp defalarca karşınıza çıkacağız. Bazıları öldükçe daha çok yaşar, asırlar geçse de tükenmeden, bizi okuyan son kişi ölmediği sürece ölmeden, bir kitaptan diğerine geçerek sonsuza kadar var olacağız. Kendi hikâyemizi yaşayacağız, insanlığın hiç bitmeyen hikâyesini yazmak için. Yazılan ne varsa artık sizin ellerinizde.

Bir gün başka bir kitabın sayfalarında karşılaşmak dileğiyle…

Sevgi’ler…” diyerek romanın cümleleriyle bitirelim bu söyleşiyi…

Share. Facebook Twitter Pinterest LinkedIn Tumblr Email
admin
admin

Related Posts

ZEYTİN AKADEMİ’DEN YENİ DOSYA: LEYLA ERBİL

19 Mayıs 202526 Views

EZBERBOZAN EDEBİYAT DİRENİŞÇİSİ: LEYLÂ ERBİL

19 Mayıs 20256 Views

Metnin Direnişi: Leyla Erbil’in Edebiyatında Mücadele

19 Mayıs 20258 Views

2 yorum

  1. Arzu IŞIK on 11 Şubat 2024 00:12

    Okurken düşündüğüm, düşünürken de hem sorulardaki hem de cevaplardaki kelimelerin özenle, ustaca seçilişine, cümlelerdeki anlamın derinliğe hayran kaldığım, keyif aldığım çok güzel bir söyleşi olmuş. Sevgiler Fatmacığım…

  2. Anonim on 18 Şubat 2024 13:52

    Çok güzel bir söyleyişi olmuş,Emeğine sağlık.

Leave A Reply

Aksisanat Reklam
SOSYAL MEDYADA BİZ
  • Twitter
  • YouTube
EN ÇOK OKUNANLAR
ANA

ZEYTİN AKADEMİ’DEN YENİ DOSYA: LEYLA ERBİL

By admin19 Mayıs 2025

Zeytin Akademi Edebiyat Çalışma Grubu yeni çalışmasını tamamladı. Modern Türk edebiyatında eserleriyle bir döneme damgasını…

EZBERBOZAN EDEBİYAT DİRENİŞÇİSİ: LEYLÂ ERBİL

19 Mayıs 2025

Metnin Direnişi: Leyla Erbil’in Edebiyatında Mücadele

19 Mayıs 2025

LEYLA ERBİL’İN ESKİ SEVGİLİSİNDE KENDİLİK SORUNSALI

19 Mayıs 2025

Güncellemelere Abone Ol

Sanat, haber, söyleşi, tv ve edebiyat dünyası hakkında en son yaratıcı haberleri alın.

EN SON HABERLER

ZEYTİN AKADEMİ’DEN YENİ DOSYA: LEYLA ERBİL

19 Mayıs 2025

EZBERBOZAN EDEBİYAT DİRENİŞÇİSİ: LEYLÂ ERBİL

19 Mayıs 2025

Metnin Direnişi: Leyla Erbil’in Edebiyatında Mücadele

19 Mayıs 2025
AKSİSANAT
AKSİSANAT

Kültür, Sanat, Edebiyat, Sinema, Şiir, Müzik ve Daha Fazlası Aksisanat.com 'da...

İletişim:
Email: info@aksisanat.com
WhatsApp: +90 545 545 84 00

Son Yazılar
  • ZEYTİN AKADEMİ’DEN YENİ DOSYA: LEYLA ERBİL
  • EZBERBOZAN EDEBİYAT DİRENİŞÇİSİ: LEYLÂ ERBİL
  • Metnin Direnişi: Leyla Erbil’in Edebiyatında Mücadele
  • LEYLA ERBİL’İN ESKİ SEVGİLİSİNDE KENDİLİK SORUNSALI
  • KUŞAĞININ ÖZGÜN DİLİ: LEYLA ERBİL
  • BU LABİRENTTEN ÇIKMAK MÜMKÜN MÜ?
SON YORUMLAR
  • Derdimin Devası / Gökhan Tok için SSC GD Medical Test
  • Derdimin Devası / Gökhan Tok için alkhair islamic bank
  • EGE’NİN  DİBİ – HALİKARNAS BALIKÇISI için huay999
  • Derdimin Devası / Gökhan Tok için SSC GD Medical Test
Facebook X (Twitter) Instagram YouTube WhatsApp
  • HABERLER
  • AKSİSANAT TV
  • GÜZEL SANATLAR
  • EDEBİYAT
  • SİNEMA
  • MÜZİK
  • ÖDÜLLER
  • ÖNERİLER
  • ETKİNLİK
  • PERFORMANS
  • POPÜLER KÜLTÜR
  • DOSYA
  • ÇEVİRİ
  • SORUŞTURMA
  • SÖYLEŞİ
  • TELEVİZYON
  • TİYATRO
  • YAYINLAR
  • YAZI
  • KÜNYE
  • İLETİŞİM
© 2025 aksisanat.com. Designed by GF MEDYA

Type above and press Enter to search. Press Esc to cancel.

Sign In or Register

Welcome Back!

Login to your account below.

Robot olmadığınızı kanıtlayın


Lost password?