Genç piyanist Hakan Başar başarılarıyla adından söz ettiriyor. Genç yaşına önemli başarılar sığdıran Hakan Başar’ın öyküsüne kısaca göz atalım…

2004 doğumlu olup 8 yaşında piyanoya başlayan Hakan Başar, 9 yaşından itibaren dinlediği caz CD’leri ve caz piyano müfredatı ile çalışmalarını sürdürür. Yani bir anlamda hem enstrümanı hem caz müziğini birlikte öğrenmek gibi iki çok zor işi birlikte gerçekleştirmeye başlar. Bu zorlu süreçte babası müzikal ve manevi desteğiyle Hakan’ın en büyük yardımcısı ve taraftarıdır. Devlet okulu ile birlikte sürdürülen bu çalışmalar çok büyük özveri gerektirir. Okul çıkışı esnaf lokantasında yenen yemekler, Hakan için en önemli(!) primlerindendir. Böylece okul saatinden önce sabah erken yapılan çalışmalar ve okul sonrası gerekli motivasyon sağlanır ve Hakan çalışmaların öğlenden sonraki kısmına hazırdır. Bu arada piyanoya başladıktan bir sene sonra, halen evde kullandığı dijital piyano alınır.
Sürecin ikinci aşamasında Hakan’ın yaşı ve dolayısıyla sıkılma ihtimalinin çok yüksek oluşuyla yavaş yavaş repertuvar yapmaya karar verilir. Burada eğlenceli ve nispeten daha kolay melodileri ile Michel Petrucciani kilit rol oynar. Bir yandan da notalar ve CD’ler temin edilerek bir arşiv oluşturulmaya başlanmıştır. Keith Jarrett, Oscar Peterson ve Bill Evans araştırmaları ve düzenlemeleri Hakan’ın neleri gerçekleştirebileceği, daha basit anlatımla bu işi yapıp yapamayacağı konusunda bir fikir verecektir. Tüm bu gelişmeler yaşanırken 2015’deki hazırlık konserlerinin ardından İKSV Genç Caz Yarışması’nda ilk kez ciddi olarak kendini fark ettirir. Bu sıralarda sadece 11 yaşındadır. Babası F. Hakan Başar, Türkiye şartlarında bu çok zor müziğe 8-9 yaşlarında bir çocuğun ilgi göstermesinin ve tüm konserlere sağlıklı bir şekilde çıkmasının bile çok zor olduğundan bahsedip Hakan için “Eğlenceli bir konsantrasyon” sağlayarak müzikten kopmadan bu çalışmaları sürdürebilmesinin ne kadar önemli olduğunu dile getirmiştir. Hakan, 2017’de Türkiye’deki tüm önemli festivallerde çalarak bir başka tecrübe edinir.
2018 ise Hakan için belki de karar yılıdır. Çünkü bu kez çıta daha da yükselmiştir; Ferit Odman, İmer Demirer, Engin Recepoğulları, Kağan Yıldız ve Halil Çağlar Serin gibi değerli müzisyenlerle stüdyo kayıtlarında çalacaktır. Hakan geniş zaman aralıklarıyla yapılan kayıtlara her seferinde müziğini geliştirerek gelmiş ve 2018 Kasım ayında kayıtlar tamamlanmıştır. Bu kayıtların Ubuntu Music başkanı Martin Hummel tarafından albüme dönüştürülmesi ise babasının deyimiyle gayretli çalışmalarını teşvik etmek üzere verilmiş bir ödül. Tüm bu süreçte Alman futbol ve Yugoslav basketbol ekolleri gibi disiplinli fundamental çalışmalarıyla ve olağanüstü hızıyla Hakan yavaş yavaş kimliğini bulmaya başlar.

18 Ekim 2019’da On Top Of The Roof isimli albüm tüm dünyada çıkar. Hemen akabinde 15 Kasım’da London Jazz Festival ile Hakan ilk yurt dışı deneyimini çok başarılı bir şekilde ve tamamen dolu Pizza Express Jazz Club’da yaşar. Böylece büyük bir adım daha atılmış, kendisine güvenen herkes mutlu olmuştur. London Jazz News röportajı sonrasında albüm parçaları Jazz FM’de defalarca yer alır.
Konserlerle başlayan 2020 ise maalesef pandemi süreci ile hız kesmiş ve yurt dışı konserleri iptal olmuştur. Bu durgun süreçte ise Hakan önce Radyo Boğaziçi Yılın Caz Müzisyenleri arasında gösterilmiş sonra da Ankara Caz Festivali’ne online olarak katılmıştır. Bu boş sürede Hakan’la ilgili pek çok yazı, röportaj, yurt içi ve yurt dışında pek çok caz radyo programları yapılmıştır.
Bu boş zamanı çok iyi değerlendiren Hakan, önceki çalışmaları ile gerekli alt yapıyı sağladığını ve kreatif gelişimi için Miles Davis, John Coltrane, Kenny Dorham, Lee Morgan, Wayne Shorter, Freddie Hubbard, Ornette Coleman vb. besteleri üzerinde analizlerini yaparak farklı düşünüşler kazandığını söylüyor. Bir yandan da Debussy, Chopin, Bach dinleyip özellikle Debussy çalışarak müziğini zenginleştirmeye çalıştığını belirtiyor.
Bir başka gelişme de booking konusunda gerçekleşiyor. 2019’da Ellora Management ve Ubuntu Music’in sanatçıları arasında yer alan Hakan Başar, bu kez Hank Jones, Cedar Walton, Mark Murphy, Steve Kuhn, George Mraz, Alvin Queen gibi çok önemli isimlerle çalışan Jean-Pierre Leduc’un teklifiyle Lunched Management & Booking’in sanatçı kadrosuna girer.
16 Ekim 2020’de ise Hakan’ın bir başka çalışması dijital platformlarda dünyaya sunulacak. Yellow Jackets’dan Jimmy Haslip (bas) ve Will Kennedy’nin (davul) çaldığı ve albümde de yer alan Hub Art adlı parçanın bu ikinci kaydı, Hub Art Special Edition, single olarak yine Ubuntu Music’ten çıkacak.