HABBE: Karnın rüşvet aracı. (Neslihan Yalman)
HABİS: Her şeye başkaldıran, şiiri vaktiyle boğmaya kalkışan. (Emre Gürkan Kanmaz)
HAFIZA: Varlığı da yokluğu da dert olan. (Ayşen Sarıbaş)
HAİKU: Uzun sözcükleri kırpıp kırpıp boydan kısa anlamdan uzun şiir yapımı. (Sezai Sarıoğlu)
HAİN: Beklemediğimiz anda peşimize düşenler. (Hüseyin Peker)
HAK: Şairin vicdani sorumluluğu. (Erkut Tokman)
HALK: Her savaşın büyük yenileni. (Ebuzer Saray)
HAMAK: Her arkadaşın bir zaman için uğradığı. (Özgün Ergen)
HANÇER: Şiirin en güzel imgesi. (Eşref Karadağ)
HARE: Işığın rüzgârla dansı. (Emel Koşar)
HARF: Sözcüklere anlam yükleyen birer şifre. (Seval Arslan)
HARİKA: Şair yanılması. (Gülçin Sahilli)
HASAT: Beklentinin düşü. (Metin Cengiz)
HATIRA: Geçmişin girdabında biriken tortu. (Rahmi Emeç)
HATIRLAMAK: Suya düşen yüz. (Özge Sönmez)
HAVA: Orhan Veli için bedava, bizim için kirli olan şey. (Muhsine Arda)
HAYAT: Binbir suratlı bir oyuncu. (Dilek Değerli)
HAYAT: Rehinci dükkanı. (Serap Erdoğan)
HAYAT: Tanıksız masal. (Coşkun Şimşekli)
HAZ: hayat hattının rüzgarında sallanmak. (Taner Cindoruk)
HEDONİST: Hazzı ilk, denemesi bedava. (Alper Ağdaşan)
HEP: Zaman denen tanrının harici ve dâhilî süreklilik hâli. (Erkan Karakiraz)
HEYBE: Yaşam yolunda kaybedilen çanta. (M.Ergin Kılıç)
HİÇ: Garip bir üçgen hikayesi. (Salih Aydemir)
HİÇ: Zamanı tersine döndüren an. (Derya Çolpan)
HİÇLİK: Biriktirdiğini sanma durumu. (Güney Özkılınç)
HİŞT: Yalnızlığın en ürpertici anında adalardan gelen ses. (Özlem Tezcan Dertsiz)
HOPAN: İnsansız kalmış, terk edilmiş evin bakışı. (Aslıhan Tüylüoğlu)
HUZUR: Düşünce kafesinin kilidi. (Hilal Karahan)
HÜLYA: Düşler denizi. (Hidayet Karakuş)
HÜZÜN: Evimizin arka bahçesi. (Sedat Gülmez)
HÜZÜN: Bir yorgun kuş soluğu. (Fadıl Oktay)