Çocuğun, ilk yazılı kültürle tanışması, edebi metinlerle yol arkadaşlığı yapabilmesi önce ailede başlıyor elbette. Çocuklarımızın ruh dünyalarında özdeşim kurabilecekleri kahramanlarıyla yeni deneyimlere yelken açabilmesi anne ve babaların öncülüğünde gelişiyor kuşkusuz. Sevgili çocuk yazarımız Behiç Ak’ın çocuk kitaplarına dair “Anne, baba ve çocuk arasında bir köprü oluşturan, aralarındaki ilk ve belki de son entelektüel ilişki olan okul öncesi kitaplardır” sözleri oldukça dikkat çekicidir. Çocuğun edebiyat zevki geliştikçe, farklı alanlarda da gözle görülür bedensel, dilsel, duygusal, toplumsal ve zihinsel beceri ve yetenekleri de sürece bağlı olarak gelişme gösterecektir. Bilinçli bir ebeveyn rehberliğinde çocuk kişiliğin temellerini, atacağı tutum ve davranışların etkili olduğu özellikle okul öncesinde öğrenmeye, keşfetmeye açık en meraklı ve heyecanlı olduğu, farklı yaşamların kitaplarla önerildiği dönemde hayal gücüyle dünyayı algılama becerisine sahip olacaktır. Sembollerin, kavramların ve nesne ilişkilerinin düşünce gücünü geliştirdiği dönem olan okuma yazmanın bilinmediği okul öncesi süreç yetişkin ve çocuk paylaşımının en yoğun ve en hızlı geçen de dönemidir aynı zamanda.
O nedenle çocuklarımızın dil gelişimi, kavram gelişimi, psikomotor gelişimi, ahlâk gelişimi, sosyal ve bilişsel gelişimi gibi çocuğu sağlıklı bir birey yapacak olan tüm unsurlara verilecek önemin altını çizmek ve çocuğun ihtiyacı olan her şeyde titizlenmenin vurgusunu yapmak gerekir.
Sanatsal niteliğe sahip, dolaylı yönden eğitici ve öğretici rolü bulunan, çocuk yönüyle faydaları öncüllemesiyle ilintili olan çocuk edebiyatında eserler veren yazarın kuracağı her bir cümlenin en ince ayrıntısına kadar düşünerek yazma ve güzele ulaşma çabası estetik hazzın oluşmasında en önemli etkenlerdendir. Hayatı edebiyatla deneyimleme yolculuğunda, aileden sonra okulla birlikte sosyal çevreyle gelişen çocukluk ve ilk gençlik çağına kadar geçen süreç okuma kültürünün şekillenmesinde belirleyicidir. Kitabın konuşturulmaya başlandığı bebeklik döneminde çocuğun kitabı görmesi, ona dokunması sağlanmalıdır. Çocuğun ilgisini çekmede bol renkli, müzikli, resimli, kalın kartonlu, kabartmalı kitaplar alınması etkili olacaktır. Çünkü bebeklikten itibaren resimleriyle dikkati çeken, üzerinde parmaklarını gezdirdikleri, ağızlarına götürdükleri, bir oyuncak gibi gördükleri hatta sayfalarını yırttıkları, karaladıkları adeta konuşmaya başladıkları kitaplarla tanışma döneminde yaşanan erken temasın önemi çok büyüktür. Ailesi tarafından kitabın kokusuyla tanıştırılan, kendisine kitap okunan çocuk dinleme becerisini kazanırken okuma kültürüne yönelik ilk adımı da atmış olur.
Bebeklik döneminin sonlarına doğru ebeveynler seçtikleri birden fazla mesaj vermeyen, sade resimli kitaplar üzerinde konuşmalı bol tekrar yaparak çocuğun kelime hazinesine katkıda bulunmalıdır.
Okul öncesi dönem olan 3-6 yaş arasında yetişkinler çocuklarını kısa hikâyeler, masallar, tekerlemeler, bilmecelerle resmin ağırlıkta olduğu kitaplarla buluşturmalı ebeveyn ve çocuk iletişimiyle sağlanan okuma etkinliklerini gerçekleştirmelidir. Çocuklarını tanıyarak, gelişimini göz önünde bulundurarak ilgisini çekeceğine inandıkları iyi ve kaliteli kitapların izini süren aileler okumanın sevilmesinde, merak duygusunun gelişmesinde önemli bir rol oynamış olur. Yaş grubu baz alınarak tasarımları ve içerikleriyle de dikkatli seçilen kitaplar çocuğun hayal dünyasına girmeye hazır demektir. İlgi süreleri kısa olan sıkılmaya yatkın çocuklara uzun süreli okumalar yapmamak, dikkatleri dağıldığında baskı yapmamak en doğru harekettir. Buradaki amaç çocuğun okumaya karşı olumsuz tutum içinde olmadan zevk alarak eğlenmesi ve mutlu olmasıdır. Devamlılığın gelişmesinde keyif almanın önemi çok büyüktür. Kitaptaki karakterlerle birlikte sevinen, heyecanlanan maceradan maceraya koşan, kendini kahramanın yerine koyarak, kendini adeta kitabın içinde, olay örgüsü içinde hisseden çocukların hayatlarına giren her kitap mutluluklarını pekiştirecek, resimli çocuk kitaplarıyla düş güçlerini harekete geçirecektir. Renklerin ve çizgilerin büyüsüne kapılan çocuklar öğrenme ve keşfetme yolunda duyu algılarının, soyut ve somut kavramların zihin gelişimlerine katkıda bulunmuş olur. Şimdi biraz da çocuklarımıza okuma sevgisini aşılayacak olan çeşitli sunumlarıyla görsele de hitap eden birbirinden güzel kitaplara değinelim. Okul öncesinde motor becerilerinin, el-göz koordinasyonunun gelişimini destekleyen duyma, dokunma ve görme duyularını harekete geçiren her yaş grubuna uygun oyuncak kitaplar, çocuklarımızın ilk kitapla temasını gerçekleştirdiği türlerdendir. Bu tarz kitaplar ses çıkaran, kalın ve dayanıklı kartondan yapılmış, yarı oyuncak yarı kitap formunda ya da el kuklası şeklinde parmakların kullanılarak kitaptaki aktiviteye dahil olunan hareketli kitaplardır. Çocuk böylelikle el-parmak kaslarını geliştirirken kitaptaki hikâyeyle zihinsel ve dilsel gelişimini sağlamış olur. Yine çocukların boyut algılarını geliştirecek hareketli kitaplar çevreyle bağlantı kurma yeteneklerini de ön plana çıkaracaktır. Üç boyutlu dediğimiz kitaplar bu türdendir. Bebekler ve küçük çocuklar için daha yumuşak ve kumaştan yapılmış farklı renk ve desenlerde ses çıkarma özelliği de bulunan kelimeleri, sayıları ve renkleri dokunarak öğrenebilecekleri bez kitaplar da duyuların gelişimine katkıda bulunan eğlenceli öğrenmeyi sağlayan kitaplardandır. Her şeyi ağzına götüren küçük çocuklar için yıkanabilir özellikte olması, yırtılmayan ve zararsız malzemeden üretilmiş olması da avantajlı bir durumdur. Çocuklara banyo yapma zevkini verecek olan su geçirmez, naylonumsu malzemeden yapılmış banyo kitaplar yine dokunma, görme ve işitme duyularını geliştirecektir. Onun dışında renkli resimleriyle farklı dokularda hazırlanmış kavram ve çizgi-boyama dikkat, nokta birleştirmece, matematik, ses-ritim, bulmaca, örüntü, hikâye tamamlama gibi etkinlik kitapları da çocukları öğrenmeye yönelten, merak duygularını karşılayan okul öncesine yönelik başarılı çalışmalardır.
0-6 yaş arası çocuklarımız büyük resimli, az yazılı hazırlanmış resimli kitaplar da kendi yaşamlarından hayal edebileceği sınırlar içinde, neden sonuç ilişkilerini kurabilecekleri, insanı, doğayı sevdiren, hayatın gerçeklerine ters düşmeyen konuların seçilmesiyle dil ve anlatımıyla bulunduğu yaş düzeyine göre çocuğu içine çeken kitaplardır. Dilin farklı güzel örneklerini duyma olanağına imkân veren sesli, müzikli kitaplar, belli aralıklarla çıkarılan türlü konulara değinen kaliteli dergiler de çocuklarımızın bilgi alanında derinleşmesini sağlayan süreli yayınlardır.
Tüm bunlar aslında bize çocukların temel okur yazarlıktan önce görsel okuma yolculuğuna çıktığını ve bu yoldaki ilk yol göstericinin aile olduğunu gösteriyor. O nedenle gerek çocuk haklarını kavramada gerek okuma kültürünü oluşturmada ya da çocuklarla ilgili sorunların çözüm odağında okuduğunu anlayabilen, düşünüp sorgulayabilen kuşakların gelişmesinde, ebeveynin bu konudaki bilinçli tutumu önemlilik arz ediyor. En büyük okulun yineleyerek söyleyecek olursam anne baba okulu olduğu bilinmelidir!
Ülkelerin eğitim durumları, kitap kültürüne bakış açıları, edebiyat ortamları çocuk yayınlarının kimliğini de ortaya koyuyor. Teknolojinin güdümündeki kültür unsurları zengin çeşitliliğin değil kültürel bölünmenin, yoksunluğun sonuçlarını doğuruyor ve ekonomik yapılanma da kitabın kaderi üzerinde en belirleyici rolü oynuyor. Okur yetiştiremeyen bir eğitim sistemi karşısında belki okuma zevkinden bahsetmek yersiz gibi gözükebilir; ancak öncelikle şu unutulmamalıdır ki çocuğu kitaptan uzaklaştıran uyarıcalar ne ise onları kitaba yaklaştıracak olan yine aynı uyarıcıların pozitif yaklaşımlarıdır.