Şair Haydar Ergülen Sivas’ta, 2 Temmuz 1993 tarihinde Madımak Oteli’nin ateşe verilmesi sonucu meydana gelen ve 37 kişinin öldüğü olayların 27. yıldönümünde Aksisanat Portal’da görüşlerini paylaştı. Haydar Ergülen’in Sivas Katliamı’yla ilgili açıklaması şöyle:
Madımak katliamının faillerinin yalnızca o gün o alanda, bağıran, çağıran, gaz tenekesi taşıyan, ateşe veren gerici ve faşist sürüsü olduğunu sanıyorsanız yanılırsınız. Yanılırız. Yandık, Daha çok yanarız. Hep yanarız.
2 Temmuz 1993 Sivas Madımak Oteli’nde 35 canı, Ortaçağ karanlığında değil hayır, 20. yüzyılın ortasında, güneşin alnında cayır cayır yakanlar evet cani, evet ticani, evet irtica yanlıları, ama yalnızlar mı, hayır! Asla yalnız olmadılar! Tarikatları, kolları, dernekleri, vakıfları, hayır kuruluşlarıyla, en arkadaki cinayet işlerken en öndeki kravatını düzelterek onların avukatlığını yaptı. Yaşlı, masum, suçsuz dedeler diye aramıza salındılar!
Madımak bir sonuç muydu, hayır! Madımak, Cumhuriyet’in kuruluşundan bu yana, istediklerini istedikleri zaman yapabileceklerinin, insan bile yakabileceklerinin bir örneğiydi yalnızca. Sağcı siyasetçilerin hangisi kınadı, tam tersine hepsi de kendilerince bu ‘derin anadolu’ya sahip çıktı, ona güzellemelerde bulundu! O ‘suskun ve derin Anadolu’yu konuşturmakla, ayağa kaldırmakla tehdit ettiler!
Cemal Süreya’nın “Biz kırıldık daha da kırılırız” dizesini, “biz yandık daha da yanarız”a çevirelim, peki. Ama “hırsız da bilmiyor çaldığını,/katil de bilmiyor öldürdüğünü” demeyelim, diyemeyiz artık. Çünkü herkes her şeyi biliyor. Hırsız da, katil de, yancı da, öncü de, artçı da, karanlık rejimlerine giden yolu insan bedenleriyle aydınlattılar!
Onların gözü aydın olsun, biz ne kadar aydık, işte orası hala şüpheli.