Zerrin Saral, Aksisanat Portal için yazlarlara Öykü Zamanlığı‘nda Bir araya geliyor. Öykü Zamanlığı‘nda Zerrin Saral bu defa Polat Özlüoğlu’na soruyor:
Dünya hızla değişirken, sanatın izdüşümü, sanatçının sanatını ortaya koyma şekli de aynı hızla, değişime/dönüşüme uğruyor. Böylesi bir çağda, veri tabanını koruyan, yaratım sürecinize katkı sağlamış, tüm zamanların öyküsü/öykücüsü dediğiniz öykü ve öykücü(-ler) kimler? Bu tercihi, yazınınızda neye/nereye dayandırıyorsunuz?
Polat Özlüoğlu: Öyle bir çağda yaşıyoruz ki sürekli her şey hızlı bir şekilde dönüşüp değişip evriliyor. Bu değişimden kültür, sanat ve sanatçı da elbette hem olumlu hem olumsuz bir şekilde etkileniyor. Toplum olarak ister istemez bu hızlı ilerleyişin içinde savrulup duruyoruz. Teknolojiye, şiddete, belleksizliğe, kayboluşa, travmalara maruz kalıyoruz. Çağa bir anlamda tanıklık ediyoruz. Sonuçta bir yazar olarak çağın getirip götürdükleri yazdığımız metinlere de sızıyor. Hem bu çağı yaşayıp hem bu çağa yazdıklarımızla ayak uydurmayı başaranlar kalıcı oluyor. Edebiyat çağa dokunma, içinden geçme, zamanın ruhunu yakalama ve tanıklık minvalinde yaratım açısından sonsuz bir imkan sağlıyor. Öyle bir zamanda yaşıyoruz ki artık herkese ve her şeye saniyeler içinde ulaşabiliyoruz. Bilgi parmaklarımızın ucunda ama önemli olan onu nasıl değerlendirip dönüştürüp kullandığımız. Bir yazar olarak ben edebiyat sayesinde içimde biriken, büyüyen, kök salan olayları, kişileri, durumları, meseleleri öykülerimde işleyip yazıyorum. Öykünün gücüne, kalıcılığına, dönüştürücülüğüne inanıyorum.
Yazarken benden öncekilerden etkileniyor ve çağdaşlarımdan da haberdar olmaya çalışıyorum. Tüm zamanların öykücüsü tanımı çok iddialı o yüzden sadece bana çok fazla tesir eden, dokunan, kumaşı bana yakın olan bir ifade kullanmayı tercih ederim. İlk aklıma gelen isim Füruzan. Onun öykücülük dünyamda bambaşka bir yeri vardır. Kitaplarını okuduğumda bir deftere sarılmak bir şeyler karalamak isteği uyandıran ender yazarlardan biridir. Kurduğu dünyalar, yarattığı karakterler, kullandığı zaman ve mekan algısı, ince oya gibi işlediği detaylar, döneminin motiflerini, olaylarını, travmalarını öykülerine yansıtış biçimi muazzamdır. Yazdığı öyküleri okumaya başladığınızda görünmez bir el sanki kelimelerin içinden uzanıp sizi içine çekiverir. Köyden kente, kentten başka ülkelere göçler, göçmen hayatlar, tutunma hikayeleri, aile ilişkileri, yoksulluk, yaşam mücadelesi, zorluklar, hayatın içinde savrulup duran karakterler vardır onun öykülerinde. Kadın ve çocuk, geçmiş ve şimdi öykülerinin temel izlekleridir. Çocukluk onun öykü evreninde sessiz tanıklıktır bir anlamda hem aile hayatına hem de toplumsal hayata karşı. Füruzan yaşadığı dönemdeki toplumsal olayları, travmaları ve değişimleri öykülerinde ince ince işler, bireylerin üzerindeki etkisini dikkatle gözlemleyip öyküsüne sızdırır. Aile onun öykülerinin merkezindedir, ailenin değişimi, dönüşümü ve parçalanması öykülerinde sıklıkla yer alır. Benim için ‘Gül Mevsimi’ öyküsündeki Mesaadet karakteri unutulmazdır mesela. Ya da ‘Parasız Yatılı’ daki anne-kız arasındaki ilişkinin işleniş biçimi oldukça etkilidir. Adeta toplumun, ailenin ve bireyin bam teline dokunur öykülerinde. Bu minvalde Füruzan öyküsü okumak beni hep mutlandırır, yazıya döndürür. Yazma isteği uyandırır.
POLAT ÖZLÜOĞLU:
1974’te İzmir’de doğdu. Ege Üniversitesi İletişim Fakültesi, Gazetecilik Bölümü’nde okudu. Çeşitli dergi ve gazetelerde öyküleri yayımlandı. 2015 yılında ilk öykü kitabı Günlerden Kırmızı ve 2017 yılında Hevesi Kirpiğinde ve 2019’da Peri Kızı Af Buyrun çıktı. Yazar İzmir’de yaşıyor.