Zerrin Saral, Aksisanat Portal için yazlarlara Öykü Zamanlığı‘nda Bir araya geliyor. Öykü Zamanlığı‘nda Zerrin Saral bu defa Fuat Sevimay ve Remzi Karabulut’a soruyor:
Dünya hızla değişirken, sanatın izdüşümü, sanatçının sanatını ortaya koyma şekli de aynı hızla, değişime/dönüşüme uğruyor. Böylesi bir çağda, veri tabanını koruyan, yaratım sürecinize katkı sağlamış, tüm zamanların öyküsü/öykücüsü dediğiniz öykü ve öykücü(-ler) kimler? Bu tercihi, yazınınızda neye/nereye dayandırıyorsunuz?
Fuat Sevimay: Sürekli beslendiğim öykücüleri sırasıyla Sait Faik, Oğuz Atay, Onat Kutlar ve Cemil Kavukçu şeklinde anabilirim. Sait Faik çünkü sadelikle ne denli derine inebileceğimi öğreten ustadır kendisi. Kurabiye öyküsünün giriş cümlesi benim için yazılmış en güzel aşk şiirdir. Oğuz Atay çünkü ironi nasıl kullanılır, zaman nasıl aşılır, aydın toplum ilişkisi nerede durur sorularının cevabı onun öykülerinde saklıdır. Beyaz Mantolu Adam’ın dışlanmışlığı ve tersine evrimi, öyküde anlatının sınırlarının nereye kadar zorlanabileceğinin muhteşem örneğidir. Onat Kutlar çünkü insan 23 yaşında daha ne yazsın! Şapkalı ile Çiftçi’nin soruları, hepimizin soruları değil mi? İshak gözlerini hepimize dikmiş değil mi? Cemil Kavukçu çünkü mekândaki dönüşümün insandaki etkisini en etkin biçimde gözleyen öykücüdür bana göre. Kendi romanımda o nedenle karakterime, Cemse Ölmesin diye pankart açtırdım. Gerçekten de ölmesin.
Remzi Karabulut: İnsanın eli kalem tuttuğu günden bugüne kadar yazılanlarla beslenmeye çalışıyorum. Tam olarak beni ayakta tutanların kimler ve hangi kitaplar olduğunu söylemem çok zor.
Edebiyat, hiçbir zaman kesin bir ifadeyle tanımlayamayacağım bir dünya. Belki de bu yönüyle değerini koruyor bende her zaman. Damak tadı olduğu gibi, dimağın da tadı var. Okudukça, yaşadıkça, değiştikçe, başka tatlar alacağız okumaktan ve yazmaktan. Bir tercih listem yok. Ben de meraklı bir okur olarak, yarın ne yazacağımı çok merak ediyorum.