Emel Koşar: Sizi etkileyen, beğendiğiniz kitap isimleri hangileri?
Ali Günvar: Les Fleurs du Mal, Yerma, Four Quartets, Jokond ile Siyau, Taranta Babu’ya Mektuplar, Tutunamayanlar, Murder in the Cathedral ve daha pek çok var.
Alper Beşe: Kurtarılmış Haziran ve Güz Her Şeyi Bilir (Hulki Aktunç), Uzun Sürmüş Bir Günün Akşamı (Bilge Karasu), Ağırlaştırılmış Sebepler Divanı (Enis Batur)
Fatma Yeşil: Deli Kızın Türküsü (Gülten Akın), Tehlikeli Oyunlar (Oğuz Atay), Sevgili Arsız Ölüm (Latife Tekin), Göçmüş Kediler Bahçesi (Bilge Karasu), Godot’yu Beklerken (Samuel Beckett)
Hilâl Karahan: Aritmetik İyi Kuşlar Pekiyi (C. Süreya), Çocuk ve Allah (F. Hüsnü), Göğe Bakma Durağı (T. Uyar), Şeyler Kitabı (İ. Berk), İçimdeki Şiir Hayvanı (F. Hüsnü), Yağmur Kaçağı (A. İlhan)
Hilmi Yavuz: Görünmez Kentler (İtalo Calvino), Bir Kış Gecesi Eğer Bir Yolcu (İtalo Calvino)
İsmail Cem Doğru: Kitabıma isim ararken de bilmediğim bir yazarın kitaplarına bakarken de tek sözcükten oluşan kitap isimleri bana her zaman çok cazip gelmiştir. Özellikle şiir kitaplarında iki sözcükten oluşan kitap isimleri genellikle zorlama imge arayışlarının yansıması oluyor. Son dönemlerde yayımlanmış kitaplar içinde adını kıskandığım kitaplar Şiirdir Geçer, Arzuda Tenha biraz geriye gidersek Hileli Anılar Terazisi, Arzuda Bir Sapma, Sürçüyor Zaman gibi isimler. Ama Garez gibi bir ismi kitabıma vermek isterdim. Üvercinka, Ben Ruhi Bey Nasılım ve Yort Savul gibi isimleri çok ilginç bulduğumu söylemeliyim.
Kemal Aslan: Memleketimden İnsan Manzaraları (Nâzım Hikmet), Yara Şiirleri (Hilmi Yavuz), Üvercinka (Cemal Süreya), Kuş Uçsa Gölge Kalır (Gülten Akın)
Lâle Müldür: Malina (Ingeborg Bachmann), Anıcet (Aragon), Asya’da Bir Barbar (Henri Michaux), Yüzyıllık Yalnızlık (Marquez), Om Mani Padme Hum (Âsaf Hâlet Çelebi), Her Gece Bodrum (Selim İleri), Saatleri Ayarlama Enstitüsü (Ahmet Hamdi Tanpınar), Çocukluğun Soğuk Geceleri (Tezer Özlü), Tutunamayanlar (Oğuz Atay), Ölmeye Yatmak (Adalet Ağaoğlu)
Okan Yılmaz: Beni oldukça etkileyen kitap isimleri var. Elbette hepsini sıralayamam, ancak en “şiirsel” olanları söyleyebilirim: Uzak Fırtına ve Kuzey Defterleri (Lâle Müldür), Karanlığın Günü (Leylâ Erbil), Gecenin Öteki Yüzü, (Füruzan), Yaşamın Ucuna Yolculuk (Tezer Özlü), Yürekte Bukağı (Tomris Uyar), Yüzünde Bir Yer (Sema Kaygusuz), Üzgün Kediler Gazeli (Haydar Ergülen), Gelecek Günlerin Şarabı (Tuğrul Tanyol), Hasar Ayini (Seyyidhan Kömürcü), Sulara Gömülü Çağrım (Gülseli İnal), Bir İntihar Efsanesi (David Vann), Türkü Söylüyor Otlar (Doris Lessing)
Şerif Fatih: Edip Cansever ve Tuğrul Tanyol’un kitap isimlerini hep beğenmişimdir. Cansever’in Yerçekimli Karanfil, Ben Ruhi Bey Nasılım ve Tanyol’un Ağustos Dehlizleri, İhanet Perisinin Soğuk Sarayı bence çok iyi isimler. Turgut Uyar’ın Dünyanın En Güzel Arabistanı ve W. Bahadır Bayrıl’ın Elmas Sıkıntı kitaplarını unutmayalım.
Volkan Hacıoğlu: Kitap isimleri kitabın ruhunu yansıtır. Kitaplarla okur arasında kurulacak olan bağ ilk önce kitabın ismi ile başlar. Küçük yaşlarımdan itibaren kitap isimleri üzerinde uzun uzun düşünmüşümdür. Bazen bir kitabın isminden hareketle o kitabı okumadan o kitap hakkında hayaller kurduğum da olmuştur. Çocukluğun kitapları, yetişkinliğin kitapları, olgunluğun kitapları hep isimleri ile yerleşir düş ve düşünce dünyamıza. Çocukluğumun kitapları arasında her çocuk gibi benim de ilk tanıştıklarım Çocuk Kalbi ve Şeker Portakalı isimli kitaplar olmuştur. Daha sonra Jules Verne’in birbirinden etkileyici isimlere sahip kitapları sihirli bir dünyaya adım atmamı sağlamışlardır. Peyami Safa’nın Dokuzuncu Hariciye Koğuşu, Ömer Seyfettin’in Yüksek Ökçeler’i, Memduh Şevket Esendal’ın Ayaşlı ile Kiracılar’ı, Sait Fait’in Lüzumsuz Adam’ı çocukluğumda kafamın içinde dönen kitap isimlerinden sade birkaçıdır. Bunlar yetişkinlik ve olgunluk çağında yerlerini klasiklere ve modern edebiyatın temel kitaplarına bıraktılar. Şiirsel bir ses ve âhenk taşıdıklarını düşündüğüm kitap isimleri ise Milan Kundera’nın Varolmanın Dayanılmaz Hafifliği, Ernest Hemingway’in Çanlar Kimin İçin Çalıyor, John Steinbeck’in Gazap Üzümleri ve Peyami Safa’nın Matmazel Noralia’nın Koltuğu adlı kitaplarıdır.
B. Bayrıl: Tuhaf bir şekilde kitap isimlerini önemserim. Ki tüm kitap isimlerini yazarın/şairin/hazırlayanın koymadığını bilmeme rağmen (Melville Balina koymuş kitabın adını, yayıncı Moby Dick yapmış mesela). Zira kitap ismi de yazarın/şairin yaratıcılığına dahildir diye düşünmeye eğilimliyim.
O kadar çoktur ki, etkilendiğim, beğendiğim kitap ismi birçoğuna haksızlık edeceğim az sonra… Fakat elden ne gelir, soruşturmalar böyledir. Belleğimi şöyle bir yokladığımda işte aklıma ilk gelenler; Arzın Merkezine Seyahat, 80 Günde Devrialem, Pal Sokağı Çocukları, Garp Cephesinde Yeni Bir Şey Yok, Fareler ve İnsanlar, Sardalya Sokağı, Sönmüş Hayaller, Üvercinka, Mısırkalyoniğne, Güzel Irmak, Memleketimden İnsan Manzaraları, Sönmüş Hayaller, Madam Bovary, Yeis ile Tabanca, Anthropomorphus, Alemdağ’da Var Bir Yılan, Dünyanın En Güzel Arabistanı, Zebra, Albaya Kimseden Mektup Yok, Sineklerin Tanrısı, Dekameron, Hızırla Kırk Gün, Bakış Kuşu, Çocuktaki Bahçe, Gecegezen Kızlar, Berci Kristin Çöp Masalları, Tente Rosa, Kürk Mantolu Madonna… böyle sürüp gider bu.
Yaprak Damla Yıldırım: Genellikle tek kelimeden oluşan kitap isimlerini etkileyici ve çarpıcı buluyorum. Kuşatma (Füruzan), Açlık (Knut Hamsun), Mağara (Jose Saramago), Karşılaşmalar (Adalet Ağaoğlu), Sıfır (C. Hakkı Zariç), Görünmeyen (Paul Auster), Uğultu (Zeynep Koçak), Zeval (Fırat Caner)… Liste uzayabilir.
Emel Koşar: Kitaplarınız arasında ismini en çok beğendiğiniz ve edebî anlayışınızı yansıttığına inandığınız hangisi?
Ali Günvar: Sadece beş şiir kitabım var: Çarpık Hüzünler Kantatı, Anthropomorphus, Eyzan, Nisyan/Rapsodi, Ricatlar Kitabı, hepsinin adını kalbimden ilhamla ve çok severek koydum. Yazdığım kitapların hepsi benim edebî anlayışımın bir yönünü yansıtırlar. Hiç kuşkusuz bunların arasında şiire yaklaşımımı en iyi yansıtan Ricatlar Kitabı olmuştur. Bu arada düz yazı kitabım olan Doğru Yazılar da var ancak onun ismini koyan da derleyen de ben değilim. O kitap Sevgili Cenk Palaz ve Sevgili Cem Yavuz’un eseridir. Ben sadece onay merciiydim…
Alper Beşe: Yayımlanmış iki kitabım (Birtakım Tuhaflıklar ve Gecikmeli) da edebiyat anlayışımı yansıtan isimler taşıyor.
Fatma Yeşil: Sıra dışı kitap isimleri her zaman ilgimi çekmiştir. Henüz kitabımı yayımlamadım ve en zorlandığım konu da kitabıma, hatta şiirlerime isim koymak oldu. Bu gerçekten ustalık gerektiren bir iş olmalı. İyi bir kitap ismi “onun” kimliği/neliği hakkında ilk “merhaba”dır bana göre. Edebî anlayışımı yansıtır mı, bu çok önemli olur mu benim için bilmiyorum. Belki de aslında çok alakasız, ama okurun ilişki kurabileceği bir isim olur.
Hilâl Karahan: Ateşi Bölen Gece, Kırk Yama Kırk Yara
Hilmi Yavuz: “En çok beğendiği[m]” ama “edebi anlayışımı yansıttığına inan[madığım]” kitabımın adı: büyü’sün yaz.
İsmail Cem Doğru: Ara benim şimdilik tek kitabım. Bu ismi bulmam yıllarımı aldı. Kitap yayımlandığından bu yana ne zaman kitaba baksam isim konusunda isabetli bir seçim yaptığımı düşünürüm. Tam olarak kitabın derdini anlatan bir isim oldu Ara.
Kemal Aslan: Kim im, Barbarlar Çağı (Yayına hazırladığım şiir dosyam)
Lâle Müldür: Kitap ismi, eserin tematiklerini ilginç, sentaktik bir şekilde özetleyen veya içinden herhangi önemli bir unsuru dile getiren ve bunları yaparken şiirselliği, iç melodileri ihmal etmeyecek bir şekilde seçilmelidir. Kitaplarım arasında Bizansiyya’yı daha çok seviyorum; çünkü son derece melodik ve farklı. Türk edebiyatı için düşündüğümde pek fazla iyi kitap ismi göremiyorum, ancak başarılı bulduğum isimler var. Avrupa’ya bakınca ise kendimi geride hissediyorum.
Okan Yılmaz: Henüz bir kitabım yok, ancak ismi verilmiş iki dosyam var. Bunu yaparken iç sayfalarda anlattığım meseleleri daha konsantre bir hale getirerek anlamlı ve âhenkli bir tercihte bulunmaya çalıştım.
Şerif Fatih: Bulutlar Gökyüzünde 2015’te yayımlandı. Kendi adıma hep geliştirilmesi gereken şiirler olarak gördüm o kitaptaki şiirleri. Geçen zaman içerisinde de şiire bakışımla beraber yazdıklarım da değişti. Yeni kitabım 2017’nin Ekim ayında yayımlanacak. Yayımlandığı zaman “Evet benim şiirimi bu kitap yansıtır.” diyebilirim. Elbette bu sözün ömrü bir sonraki kitap yayımlanana kadardır.
Volkan Hacıoğlu: Şiir kitaplarımı tematik bütünlükle kurduğum için hepsinin ismi kendi yapılarını tamamlıyor. İlk kitabımın ismini Platon’un mağara eğretilemesinden esinlenerek bulmuştum: Duvarlarda Gözlerim Üşüyor. İkinci kitabım Dansa Kaldırılmayan Kadın, İngilizcede “Wallflower” olarak adlandırılan, topluma aykırı ve ayrıksı duran kişileri anlatan bir deyimin Türkçe karşılığıydı. Üçüncü kitabım olan Ahenk Kapısı ismini bir estetik teriminden alıyordu. Dördüncü kitabım Budapeşte Radyosu, demir perde döneminde Macaristan’ın Budapeşte şehrinde yayın yapan Budapeşte Radyosu’nun nostaljik hâtırasına bir ithaftı. Beşinci şiir kitabım Şehri Terk Eden Hayalet ise farklı çağrışımların hayal gücümde birleşmesiyle oluşan bir isimdi. Nisan 2017’de yayımlanan altıncı kitabım Doğu Hindistan Kumpanyası ise tarihte aynı adla kurulan ilk çok uluslu şirketi anlatıyor.
B. Bayrıl: Bana gelince; kitap ismi koymada yaratıcılığımı beğenirim. En iyi kitap ismi koyan şairler sıralaması yapılsa kesinlikle ilk üçte yer alırım diye düşünürüm. Kanıtlarım sağlam: İnsan ilk atışta bazen tesadüfen hedefi vurur (Çocuk ve Allah). Fakat dört kitabına da benim kadar iyi, isabetli, yaratıcı isim koyabilen kaç şair var Türk edebiyatında? Bu konuda iddialıyım, hodri meydan: Melek Geçti, Şer Cisimler, Arzuda Tenhâ, Elmas Sıkıntı… Dört atışta dört tam isabet. Kitaplarım arasında seçim yapmak güç, fakat sizin hatırınız için bu soruyu Melek Geçti ve Arzuda Tenhâ diye yanıtlayayım.
Yaprak Damla Yıldırım: Yakında kitaplaşacak olan bir dosyam var. Adı “ezmira”. Edebiyata genellikle kadın sorunu penceresinden bakıyorum. Bu yüzden dosyama bir kadın ismi vermiş olmanın edebî anlayışımı yansıttığına inanıyorum.
Emel Koşar: “Keşke ben yazsaydım.” dediğiniz kitap/kitaplar var mı? Varsa isimlerini bizimle paylaşır mısınız?
Ali Günvar: Çok sevdiğim ve olmazsa olmaz saydığım kitaplar var, kuşkusuz. Ancak, “Keşke ben yazsaydım.” diyeceğim bir kitap olmadı. Zira her kitap, yazarının parmak izi gibidir. Aksi söylense de, söylenen her söz ve yazılan her kitap Tanrının insanlara bahşettiği bir ilham neticesinde ağızdan ya da kalemden çıkar. Eğer söz ya da kitap kalitesiz ya da bir biçimde sorunlu ise, neşet ettiği ağız ya da kalem Tanrı’dan alabileceklerinin sadece o kadarını alabiliyor demektir. Zira, kabul edilsin ya da edilmesin, Hz. Mevlânâ’nın semaında, bir elin yukarıya diğerinin de aşağıya dönük oluşuyla ifade olunan “Hak’tan halka” hareketi, inanç farkı gözetmeksizin, evrendeki bütün üretimler için genel geçer bir durumdur.
Alper Beşe: Yok.
Fatma Yeşil: Damızlık Kızın Öyküsü (Margaret Atwood), Deliliğe Övgü (Erasmus)
Hilâl Karahan: Ayrılık da Sevdaya Dahil, Kimi Sevsem Sensin (A. İlhan), Yara Şiirleri (H. Yavuz)
Hilmi Yavuz: Yeraltından Notlar (Dostoyevski), Malte Laurids Brigge’nin Notları (Rainer Maria Rilke)
İsmail Cem Doğru: “Keşke yazsaydım.” dediğim bir kitap olmadı. Ama Alber Camus kitapları iyi ki yazılmış. Bir de Ölüm Bir Varmış Bir Yokmuş…
Kemal Aslan: Yeni Şiirler (Nâzım Hikmet), Sevda Sözleri (Cemal Süreya), Söz Acıda Sınandı (Ahmet Oktay), Kayayı Delen İncir (Turgut Uyar), Devlet ve Tabiat (Ece Ayhan)
Lâle Müldür: İlk soruda saydığım kitaplardan çoğunu yazmak isterdim.
Okan Yılmaz: Ölmeye Yatmak teknik açıdan ilginç bulduğum ve konusuyla beni her zaman okumaya çağıran bir kitap. Otuzların Kadını’nı Türkçe öykünün zirvesi olarak görüyorum. Şiir içinse her zaman Uzak Fırtına diyebilirim. Bu kitapların tüketicisi değil üreticisi olmak isterdim.
Şerif Fatih: En sevdiğim, dönüp dönüp okuduğum şiirler için bile “Keşke ben yazsaydım.” demedim. Hep “İyi ki bu şiirler yazılmış ve ben de bunları okuyabiliyorum.” dedim.
Volkan Hacıoğlu: Anatole France’ın Kırmızı Zambak adlı romanının üslûbunu çok beğendim. Émile Zola ile karşılaştırdığımda çok akıcı ve etkileyici gelmişti. Kırmızı Zambak başlı başına bir şiir olarak da okunabilir. Bu romanın şiir versiyonunu yazmak isterdim. Kim bilir belki bir gün o da olur. Floransa’da geçen ümitsiz bir aşk hikâyesi üzerine kurulu bir romanda kendi hayatımdan izler de bulmuştum. Şimdi bile düşündüğümde roman kahramanlarının psikolojik durumları hemen gözümün önüne geliyor. Şiirsel gerilime çok uygun sahneler var. Gerçekten kırmızı zambaklarıyla ünlü Floransa’da yaşamak ve böyle bir şiir yazmak isterdim.
B. Bayrıl: Keşke ben yazsaydım dediğim o kadar çok kitap, şiir, öykü, roman vardır ki saymakla bitmez; Çocuk ve Allah (Dağlarca), Yeni Şiirler (Oktay Rifat), Les Fleurs du Mal (Baudelaire), Saatler Kitabı-Duino Ağıtları (Rilke), Çöl Şiirleri (Yavuz), Yeraltından Notlar (Dostoyevski), Sönmüş Hayaller (Balzac), A la Recherche du Temps Perdu (Proust), Yolları Çatallanan Bahçe (Borges), Varolmanın Dayanılmaz Hafifliği (Kundera), İnce Memed (Yaşar Kemal), Göçmüş Kediler Bahçesi (Karasu), Bir Yer Göstericinin Hayatı (Aktunç), Moby Dick (Melville), İhtiyar Adam ve Deniz (Hemingway), İnsanlar, Hayvanlar ve Yırtıcı Hayvanlar (Saki)…
Yaprak Damla Yıldırım: Şairin Romanı (Murathan Mungan)
Emel Koşar: İlginç kitap isimlerine örnek verebilir misiniz?
Ali Günvar: Esir Şehrin Mahpusu, 1984, Sizin Memlekette Eşek Yok mu, İl Nome della Rosa, Başkan Babamızın Sonbaharı, Yolları Çatallanan Bahçe… O kadar çok var ki… Bu arada, ilginç isimlerden biri de “doğru yazılar” adlı kitabım olsa gerektir. Zira, her ne kadar ikinci baskıda anlaşılması biraz zor ise de, buradaki “doğru” kelimesi sıfat olarak değil “edat” olarak kullanılmıştır. Bir başka deyişle, doğru yanlışın tersi olan bir niteleme değil, yönsemeyi ifade eden bir edattır. Kitabın adı “doğru yazılar…”, bölümleri ise “…şiire” ve “…şaire” şeklindedir.
Alper Beşe: Saatleri Ayarlama Enstitüsü (A. H. Tanpınar)
Fatma Yeşil: Sinek Kadar Kocam Olsun Başımda Bulunsun (Hatice Meryem), Üvercinka (Cemal Süreya), Otomatik Portakal (Anthony Burgess), Saatleri Ayarlama Enstitüsü (Ahmet Hamdi Tanpınar)
Hilâl Karahan: Bakış Kuşu (H. Yavuz), Hurufî Şiirler (H. Yavuz), İşaret Çocukları (C. Zarifoğlu), Üzgün Kediler Gazeli (H. Ergülen), Su Çürüdü (A. Telli), Sonra İşte Yaşlandım (G. Akın), Kırk Oda (M. Mungan), Kediler Krallara Bakabilir (E. Batur), Çağdaş Yenilgiler Ansiklopedisi (A. Erhan), Bizansiyya (L. Müldür), Pulbiber Mahallesi (D. Madak), Anthropomorphus (A. Günvar), Dünya Tutulması (Ç. Sezer)
Hilmi Yavuz: Bir Kapı ya Açık Durmalı ya Kapalı (Alfred de Musset), Kuyruklu Yıldız Altında Bir İzdivaç (Hüseyin Rahmi)
İsmail Cem Doğru: Mesela okumadığım ve bende okunmaması gereken bir kitap hissi uyandıran Varolmanın Dayanılmaz Hafifliği var. Bende, içindeki hediyeden daha pahalı bir hediye paketi hissini uyandırıyor. Toprak Ana, Fareler ve İnsanlar, Korkuyu Beklerken ve Yaşadığımı İtiraf Ediyorum gibi kitapları isimlerine bakıp okumam gerektiğini düşünmüştüm.
Kemal Aslan: Şiirimiz Mor Külhanidir Abiler (Ece Ayhan), Su Tadında (Sina Akyol), Fakat Müzeyyen Bu Derin Bir Tutku (İlhami Algör)
Lâle Müldür: Duino Ağıtları (Rilke), Minima Moralia (Adorno), Tristes Tropiques, The Savage Mind (Claude Lévi-Strauss)
Okan Yılmaz: İlginç kitap isimlerini düşündüğümde aklıma ilk gelen Ayfer Tunç’un Bir Deliler Evinin Yalan Yanlış Anlatılan Kısa Tarihi. Sevim Burak’ın Yanık Saraylar’ı da benim için önemli.
Şerif Fatih: Son dönemde çıkan şiir kitaplarının hangisinin adını söylesem ilginç olduğunu göreceksiniz. Sanki bu konuda bir yarış var gibi. O nedenle isim saymak çok doğru gelmiyor bana.
Volkan Hacıoğlu: Paul Celan’ın Bademlerden Say Beni adlı kitabı bana ilginç gelmiştir. Kemal Demirel’in, Tunç Başaran tarafından sinemaya uyarlanan Piano Piano Bacaksız adlı kitabını da ismen hayli ilginç bulmuşumdur. “Piano”nun İtalyanca “çabuk” demek olduğunu hatırlıyorum.
B. Bayrıl: İlginç, dikkat çekici, absürd yahut düpedüz komik kitap isimlerini sıralamaya gelince, işte ilk hatırladıklarım; Platon Bir Gün Kolunda Bir Ornitorenkle Bara Girer, Klimanjaro’nun Karları, Yort Savul, Çanlar Kimin İçin Çalıyor?, Kızıl Ölümün Maskesi, Morg Sokağında Cinayet, Kahve mi, Çay mı, Yoksa Beni mi?, Kız Tavlama Sanatı, Fırıncının Kızı Sıcak Sıcak, Mor İnek, Hangi Seks, Benim Adım Kırmızı, Amerika Büyük Bir Şaka, Kim Korkar Hain Kurttan?, Erotomania, Sivaslı Karınca.
Yaprak Damla Yıldırım: Yokuş Aşağı Portakallar (Zeynep Uzunbay), Korkuluklara Giysi Yardımı (Nilay Özer), Dokuz Katlı Sıdıka (Deniz Durukan)